İnsanoğlu gelişimi süresince birçok şeye
hükmetmeyi öğrenmiştir; elektriğe, makinelere ve bilgisayarlara, en
büyüğünden en küçüğüne kadar birçok şeye. Fakat ona en yakın olana
hükmetmeyi öğrenememiştir, yani kendisine. Ancak güçlerini en iyi
şekilde kullanabilen ve tüm olanaklarından yararlanabilen, yani
kısaca hayatın gereklerine en iyi şekilde hazırlanmış olan kişi,
hayatta sağlam adımlarla ilerlemektedir. Çünkü zihin paraşüt
gibidir! Ancak tamamen açıldığı zaman bize faydası dokunur.
Düşünceler gerçekleşme
eğilimine sahiptirler ve bu durumu kendimiz için avantaj haline
getirebiliriz. Ama unutmamamız gereken bir şey var; düşüncelerimize
hükmediş gücümüz arttıkça sorumluluğumuz da artmaktadır. Eğer
düşüncelerimizi anında gerçekleştirme yeteneğine sahip olsaydık ve
düşündüğümüz her şey o anda gerçeğe dönüşseydi bir kaza hakkındaki
dikkatsiz veya belki de öylesine bir düşünce yaralanmamızın, hatta
ölümümüzün bile sebebi olabilirdi. Bu yüzden zihinsel yeteneğimizi
tamamen kullanabilmek için öncelikle onu sistematik olarak
geliştirmek zorunda olmamıza sevinmeliyiz. Eğer hiç tahmin bile
edemeyeceğimiz düşünce güçlerimizi en iyi şekilde kullanmak
istiyorsak, her şeyden önce başka bir yeteneğimizi, düşünce
disiplinimizi geliştirmeliyiz. Çünkü düşünce disiplinimiz olmadan
isteklerimizi gerçekleştirmekten ve geleceğimizi istediğimiz gibi
şekillendirmekten çok uzak kalırız. Düşünce disiplini, hayatın
hazinesine girmemizi sağlayan anahtardır.
Düşüncelerimiz
davranışlarımızı yönetmektedir. Belli bazı davranışları sürekli
olarak tekrarladığımızda bunlar alışkanlık halini almaktadır.
Alışkanlıklar ise kişiliğimizde iz bırakmakta ve kişiliğimiz de
kaderimize şekil vermektedir. Demek ki sonuç itibarıyla değişik
durumlar oluşturan ve kaderimizin izleyeceği yolu belirleyen
düşüncelerimizdir. Düşüncelerimizi doğru kullanmayı öğrendiğimiz
zaman hayatımızı da şuurlu olarak şekillendirebiliriz ve
şekillendirmeliyiz de.
Duygu ve Düşünceleriniz Bedensel Durumunuzu Etkilemektedir
Düşünce ve duygularınızı manyetik veya elektriksel olarak düşünün.
Bunlar kesinlikle hayali formlar değildir. Sizden gelen iç tepkiler,
artık modern tekniğin yardımlarıyla ekranlarda görünür hale
getirilebilmektedir. İçimizde oluşan her düşünce ve
her duygu, bedenimizde manyetik dalgalar yaymakta ve böylece
hücrelerin atom ve moleküllerini etkilemektedirler. Bu yüzden duygu
ve düşüncelerimizin niteliği doğrudan doğruya hücrelerimizde bir
etki yaratmaktadır ve haklı olarak bedenimizin ruhumuzun aynası
olduğunu söyleyebiliriz.
Düşüncelerimize eşlik eden
duygular belli bazı organlara denk gelmektedir. Bu yüzden bir
insanın görünüşüne veya hastalıklarına bakarak onun duygu ve
düşüncelerinde ön planda olan temel eğilimler hakkında bir sonuç
çıkartabilmekteyiz. Örneğin saldırgan bir insanın ten rengi, yüz
ifadesi, duruşu ve hastalıkları pasif ve utangaç bir insanınkinden
farklıdır.
Duygusal yaşamımız ile
düşüncelerimizin niteliği arasındaki ilişki apaçık ortadadır; çünkü
düşüncelerimizin doğurduğu belli bazı duygular bedende belli bazı
organ ve bezlerin hormon gibi kimyasal bilgi taşıyıcılarını kana
iletmesini sağlamakta ve bu hormonlar da ruhsal durumumuzu
etkilemektedir. Sonuçta düşünen varlıklar olarak bedensel ve ruhsal
durumumuzdan kendimiz sorumluyuz.
Uzun yıllar süren araştırmalardan
sonra günümüzde ototelkinden daha etkili bir iyileştirme yöntemi
olmadığı sonucuna varan Rus bilim adamı ve doktor olan Profesör N.
Roman da bu görüşe katılmaktadır. Ona göre pozitif imgeleme
resimlerine dayanan kendi kendini iyileştirme güçlerine olan inanç
kadar başka hiçbir yöntem sağlığı korumak ve geri kazanmak için
uygun olamaz.
Öyleyse; niteliklerini büyük
ölçüde kendimizin belirlediği duygu ve düşüncelerimiz bedensel
durumumuzu da derinden etkilemektedir; çünkü her duygu ve
düşüncemizle sebepler oluşturmakta ve bunların pozitif veya negatif
sonuçlarını ve etkilerini daha sonra hatalı bir şekilde kadere veya
tesadüflere bağlamaktayız. Ancak hiç şüphe yoktur ki her insan kendi
kaderinin yaratıcısı, taşıyıcısıdır ve onu aşacak olan kişi de
kendisidir.
Güçlerinizi şuurlu ve doğru bir
şekilde kullanmayı öğrendiğinizde hayat şartlarınızı da yeniden
şekillendirme olanağına sahip olacaksınız. Gerekli olan araçları
zaten içinizde taşımaktasınız. Ancak düşüncenizin müthiş gücünü
farkettiğiniz zaman Pavlus’un şu sözleriyle aslında ne demek
istediğiniz anlayacaksınız:
"Zihninizi yenileyerek kendinizi
değiştirin!"
Kaynak:
"Mantal Çalışma
Uygulamaları" K. Tepperwein, RM
yay., 1996
|