ASTROLOJİ VE BİREYSEL
GELİŞİM
Toplumların
gelişme ve uygarlık seviyelerinin yükselmelerinde
kültür çok önemli bir faktördür. Bireylerin,onlara
verilenleri doğrudan kabul etmek yerine
sorgulayabilmesi, şüphe göstermesi ve 'gerçek
bilgiyi’ araması insana bir kültür
doğası getirmektedir. Ancak bu kültür doğasına
ulaşabilmek için kişinin bir çok çetin savaş vermesi ve bu
savaşlardan galibiyetle çıkması gerekmektedir. Üstelik
verilmesi gereken savaşlar dışsal olaylardan çok; onun
kendi benliğine karşı vereceği savaşları işaret eder.
Bu savaşları veren ve bunlardan zaferle çıkan örnek
insanlar, olgun insan olma yolunda önemli bir kazanım elde
etmişlerdir. Bu kazanımın kısa bir adı
var… ANLAYIŞ.
Bu insanlar sıradan insanlardan farklı
olarak yaşamın sonu olarak görülen ölüm noktasının
üzerine çıkarak ölümsüzlüğe doğru etkin bir adım
atmışlardır. Oysa bu kültür doğasına ulaşamayan biz sıradan
insanlar için son nokta ölümdür ve her birimiz sonsuz
evrim yolculuğunda kaybolup gideceğimiz güne kadar
kendi sınırlarımız içinde yaşamımızı devam ettirmek
gerçeğiyle yüz yüze kalmışızdır. Evet herkes bu kültür
doğasına ulaşamayabilir ama en azından gelişmek adına
gayretlerini sürdürebilir. Ancak bunun için dikkatli
ve özenli bir yaşam sürdürmemiz temel unsurdur. Her
şeyden önce kendi doğamızı tanımamız ve seçeneklerimizin
tam olarak ayırdında olmamız
gerekir.
Gelişim konusundaki en temel
zaafımız, alışkanlıklarımızın çevrelediği yaşam
modellerimiz içinde gelişmeye yönelik ‘farkındalığımızın
gelişmemiş’
olduğudur. Her şey normal rutin akışı içinde giderken çok
azımız bir şeylerin gelişmesi gerektiğini düşünürüz. Öyle
ya nasıl olsa her şey
yolundadır ve geliştirmeye yönelik bir şey
görünmemektedir. Ancak başımıza bizi sıkıştıran
olaylar gelmeye başladığında harekete geçer ve olayların
çözümüyle birlikte yeniden rutin akışımıza geri döneriz.
Kimilerimiz için bu rutin çok hareketli ve değişken
görünse de aslında yine rutindir. Günlük çark aynı
şekilde dönmeye devam eder. Temel
ihtiyaçlarımızı gidermek esas sorunumuzdur ve bir çoğumuz
yaşadığımız ülkenin koşulları içinde yaşamının büyük
bölümünü bu temel ihtiyaçları gidermek için uğraş
vererek geçirir. Diğer bölümde ise, bu temel
ihtiyaçların karşılandığı alanlarda yaşayanlarımız ise daha
çok kendilerini işlerine vererek yaşamlarını
geçirirler. Bu bölümde yaşayanlar tam bir azınlıktır.
Çünkü temel ihtiyaçlarımız içi zorlukla doldurulacak
geniş bir alanı kapsar. Birey olarak kendimizle ve sıkı
ağlarla örülmüş ilişkilerimizle tam bir bütünlük içinde
yaşayabilmemiz için bu temel ihtiyaçların asgari
düzeyde giderildiği alanlara ulaşmış olmamız
gerekmektedir. Bu ihtiyaçlar maddi ve duygusal olmak üzere iki
ana başlık altında toplanabilir.
Maddi ihtiyaçlarımızın başında
sürekli bir gelir, ev, giyecek ve yiyecek gibi
yaşamsal ihtiyaçların yanı sıra, sağlık gibi asli unsurlarda
da bir güvenlik ihtiyacı taşırız. Sosyal anlamda ise
kendimizi daha iyi ifade edebilmek ve yaşamdan zevk
alabilmek için ihtiyacını duyduğumuz aktivitelerimiz
vardır. Spor, sanat, araba ve mücevherat gibi alanlar
bizim sosyal yönde ihtiyacımızı karşılamamız için doldurmamız
gereken alanların sadece bir kaçıdır. Duygusal alanda
ise özellikle evlilik, aile, çocuklar ve neslin devam
ettirilmesi yönünde çok derin bağlarla kurulan ihtiyaç
alanlarımız mevcuttur. Bireysel gelişim ancak bu
alanlarda yeterli tatmin duygusuna ulaşılmasıyla atılacak
gerçek bir adımdır. Bu nedenle tüm bireysel gelişim
uygulamaları ancak yaşam alanlarında bir doygunluk
noktasına ulaşıldığında gerçek anlamını bulur. İşte
Astrolojinin bu noktadaki görevi ve işlevi; başka hiç bir
alanın sağlayamadığı olanaklarla, kişinin yaşamsal
ihtiyaçlarını karşılamasında ona hız ve açıklık
kazandırmasıdır. Bir iş yada ilişki konusunda bir çok
deneme sonucunda ulaşılacak bilgilere, Astroloji
sayesinde çok daha hızlı ve güvenilir bir şekilde ulaşmak
mümkündür. Yaşam potansiyelinin tanınması, kişisel
ihtiyaçların belirlenmesi ve aranacak şeylerin açığa
çıkması bize yaşamsal alanda hız ve kararlılık
sağlayacaktır. Birçok alanda deneme yanılma yoluyla
edineceğimiz deneyimlere zaman kaybetmeden ulaşabilir ve
ardından ‘bireysel gelişim yolculuğumuza’
donanımlı bir şekilde
başlayabiliriz. Ancak bu noktada toplum üzerinde
yerleşmiş olan şu yanlış kanı üzerinde kısaca durmak
doğru olacaktır.
Astroloji genelde
medyumluk ve falcılık ile birlikte anılan bir alandır. Bunun
çok farklı sebepleri olsa da en temel sebep bu görevi
üslenen çoğu kişinin yukarda belirtilen kültür
doğasına ulaşmamış ve Astroloji disiplinini
uygulamıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Astroloji tam ve
sağlam bir bilgi alanıdır. Tüm bilgi alanlarında
varolan disiplin Astroloji'de de mevcuttur. Astroloji
disiplininin uygulanmadığı noktalarda falcılığın
ortaya çıkması şaşırtıcı değildir. Tanınmış Astrologların bile
bu disiplinden uzak davranışları bu yargının
güçlenmesine neden olmaktadır. Ancak, bu sadece bizim
ülkemizde değil tüm dünyada görülen bir husustur. Bu
konu üzerindeki görüşleri bir başka yazıya bırakıp,
önümüzdeki yıllarda Astrolojinin hak ettiği saygınlığı geri
alacağını belirtmekle yetinmek daha doğru
olacaktır.
Astroloji diğer bilimlerden
farklı olarak bireysel gelişimi destekleyen öğelerle
kuşatılmıştır. Genel yapılarla ilgili bilgilere rağmen doğum
haritası parmak izi kadar özel bir gerçekliği
açıklamak için çıkarılmaktadır. Haritada yansıyan kişi
eşi çok ender bulunan bir gerçekliğin ifadesidir. Ve
bu gerçeklik kendi potansiyelini doğumundan itibaren
içinde barındırmaktadır. Bu bilgiden yoksun kişide aslında,
haritasının ona verdiği potansiyelleri kullanmaktadır.
Olasılıklar içinde ruhunun tercih ettiğini özgür
iradesiyle seçmektedir. Bilgiye sahip kişi ise
olasılıklarını ve hedeflerine uygun olanları çok daha
rahat kavrayıp kararlarını hızla almakta, gelişim noktasına
doğru hızla ilerlemektedir.
Binlerce yıl
önce insan ihtiyaçları neyse günümüzde de aynı. Sadece
değişen sahnenin dekorları ve oyuncular. Astroloji binlerce
yıl önce de vardı ve yine varolacak. Günümüz dünyasında
ise kendi payına düşen rolü üslenmeye hazır,
kulaklarını açan gelişmeye istekli insanlar
için...
Gürgün
2003 |