ZATEN BURADAYDI
!
Zaman akıp geçiyor,
yaşam hızla ilerliyor. İşte bu süreç içinde
yaşadıklarımız, yapabildiklerimiz ve
geleceğe taşıyacaklarımızla insan olmanın savaşımını
veriyoruz. Sonsuz sayıda olasılıktan sadece
bir tanesini ortaya koyup buna da kendimiz
diyoruz. Oysa içimizde taşıdığımız potansiyelin
getirebileceği olasılıkların diğerlerinden, en
azından bir kaç tanesinden daha haberdar
olabilsek belki de başka bir yönümüzle
kendimizi ifade edebilecek ve hatta olayların akışını
bile değiştirebileceğiz. Bilim kurgu
filmlerinde işlenen paralel evrenler
konusunda aynı anda birden çok "biz" in varlığı
düşünülmüştür. Öteki benimizin verdiği
kararlar ve seçtiği yollar ona farklı bir yaşam
biçimini getirirken, biz bu yaşamımızdaki
seçimlerimizin sonuçlarıyla yüzleşmekteyiz.
Modern fizikte Kuantum kavramı bu
görüşlere daha açıklık getirmektedir.
" Hayatın kaçınılmaz gerçeklerinden biri de
seçimlerimizin gerçek seçimler olduğudur.
Bir yoldan gitmek diğerlerinden vazgeçmek
anlamına gelir. Sıradan insan deneyimi hepsi aynı
zamanda olan birbirine zıt birçok olayı
içermez. Bizim için dünya, atomik
gerçeklikte olmayan bir sağlamlık ve tekliğe
sahiptir. Burada bir seferde sadece bir
olay gerçekleşir, ama bu bir olay gerçekten olur.
Diğer taraftan kuantum dünyası bizimkine benzer
gerçek olayların dünyası değil,
gerçekleşmemiş ve eyleme hazır sayısız eğilimle dolu
bir dünyadır. Bu eğilimler sürekli olarak
hareket eder, büyür, birleşir ve kaybolur.
Fakat bu çılgınca atomik
faaliyete rağmen orada hiçbir şey gerçekten olmaz.
Atom dünyasındaki olaylar gözlenmediği sürece
olasılık bölgesinde kalır. Dünyamızda olan
her şey, bu diğer kuantum olasılık dünyasında
bizim için hazırlanan olasılıklardan meydana gelir.
Buna karşılık olarak, dünyamız bu olasılık
havuzlarının ne kadar yayılacağı konusunda
limitler koyar." |
Astrolojide ise bizi biz
yapan öğelerin yanı sıra olanaklarımızın
genişliğinin farkına varmamızı sağlayan bir
yaşam haritasına sahibiz. Uzun yıllar boyunca doktor
olarak yaşam yolculuğunda ilerleyen bir
danışanımın, belirli bir noktaya geldiğinde
içindeki yazma potansiyelinin farkına varmasıyla
yazarlık serüvenine atılması bir rastlantı
olamayacak kadar bilinçli bir seçimin
ürünüdür. Yada monoton yaşamında ilerlerken haritasında
görünen olasılıklar içinde, ancak hiç fark
etmediği bir seçeneği (yabancı bir ülkeden
birisiyle evlenip kendi işini kurabileceği)
danışana göstererek bu olasılığı fark etmesini sağlamak,
kuantum düzeyde bir olasılığın gün ışığına
çıkması anlamına gelebilir.
Bizler dünyanın sınırlı seçenekleri içinde ancak
sonsuz olanaklarla donatılmış enerji
yumaklarıyız. Seçeneklerimiz sınırlı çünkü maddi
dünyanın sınırlarıyla (bedensel) çevrelenmiş
durumdayız. Oysa taşıdığımız enerjinin
olanakları sonsuz sayılabilecek olasılıklarla
dolu ve bizler sınırlı dünyamızda sınırsız olanaklarla
donatılmış durumdayız. Eğer bu
olanaklarımızın bir kısmından bile haberdar
olabilirsek yaşam yolculuğumuzda daha aydınlık ve haz
dolu yollardan yürüme şansımızı da var
edebiliriz. Şartlanmalarımızla
geliştirdiğimiz içine doğduğumuz dünyanın bize öğrettiği
kimliklerimizin işleyişini bir an için
durdurabildiğimizde içimizde bize ait olan
diğer olanakların farkına varmamız işten bile değil.
Çoğu zaman yaşadığımız bir hastalık, kaza
yada buna benzer travmatik olaylar bizim yaşam
olanaklarımızın farkına varmamız için
dünyamızı bizim adımıza durdurur. İşte bu
noktalarda yaşamımızı sorgular ve yeniden yapılanmak
için arayışlara girebiliriz. Elbette
farkındalık için her seferinde böyle bir olaya
ihtiyacımız yok. Sadece yaşamdaki olanaklarımızın
sonsuzluğunu fark edip değişim için
ihtiyacımız olan bilgilere ulaşmak. Önemli olan
bize verilmiş yaşam hakkımızı en verimli ve güzel bir
şekilde değerlendirebilmek ise yapmamız
gereken zaten burada olan eğilimi ve
olasılığı iç hazinemizden gün ışığına çıkarmak
olacaktır.
Gürgün
2006 |