Çağımız insanının en büyük sorunlarından biri iletişim sorunu. Pek çok
defa aynı şeyi konuşmamıza rağmen birbirimize duygu ve düşüncelerimizi
anlatamadığımızı gözlemleyebiliyoruz ve gereksiz yere kendimizi bir
tartışmanın içinde buluveriyoruz. Peki ! Gerçek manada iletişim nedir ?
Ve niye bu kadar sorun olmaktadır? Anlatabilmek ve sahiden
dinlemek… Karşı taraftaki insanla doğru iletişim kurmak, derdimizi
anlatabilmek ve dinlemeyi başarmak hepimizin en büyük dileği!
Sadece bir terapi
uygulamasının gerçekleşmesi için değil, herhangi bir işin başarılı
olabilmesi için de masanın her iki tarafında mümkün olan en iyi
dinlemenin gerçekleşmesi gereklidir. Tüm sektörlerde ve en önemlisi de
evde, iyi bir dinleyici tavrı; tartışmaları çözmede ve diğerleriyle
anlaşmada en iyi ilaçtır. İster birer satıcı olalım, ister anne baba,
ister bir nevi hizmet sunuyor olalım insanlar bize ihtiyaç duyar ve
gelirler. Oldukça sık olarak yardıma ihtiyaçları vardır veya çoğunlukla
birinin hasta oluşu ya da ölüşü gibi bir dertleri vardır. Onlar bizlere,
tıpkı bir hastanın doktorunun adil oluşuna güvendiği gibi
güvenmektedirler. Hepimiz dinleme tavrımızı geliştirerek yarar
sağlayabiliriz.
Bu mutlaka
karşımızdaki insana daha fazla zaman harcamak anlamına gelmez, gerçek
bir iletişim,
daha
çok bir durumu, konuşanın gözünden görebilme isteğidir.
Eğer bakış açımız
kendimize dönüklüğümüzle daralmışsa karşılaştığımız insanla pozitif bir
iletişim kurmamız ve sonuç elde etmemiz nasıl mümkün olabilir? Öyle
insanlar vardır ki, onlar konuşurken sadece kendi seslerini duyarlar,
diğerlerine kapalıdırlar bazılarına ulaşmak pek mümkün olmayabilir ama
ulaşılacak noktada olanların, iletişimlerini daha verimli kılma yolları
aramaları da son derece doğaldır.
Bir danışman ve
profesyonel astrolog olarak,
” İletişim Bozuklukları, Kadim Bilgelik
Öğretileri ve Kozmos”
üzerine olan araştırmalarım bende, danışanlarımla
paylaşmayı istediğim dinleme şekline dair bir anlayış doğurdu. Onların
yanıtlarından yola çıkarak oluşturduğum bu düşünceler, danışanlarımın
diğerlerine olan tutumlarını, ayrıca duyduklarını anlama ve hatırlama
konularındaki yeteneklerini şekillendirmede birer araç oldular.
Çalışmalarımızda; önce dinleme sonra dinlemeyi öğretme konusunda
derinleştikçe ve uygulamalarımda bu önemli konuyu göz ardı etmediğimde
bana Astro terapi uygulamalarımız sonucunda, daha mutlu olduklarını, iş
ve aile ilişkilerinde kendilerini daha mutlu ve tatmin olmuş
hissettiklerini söylemeye başladılar ve bu geri dönüşler de, iletişim
ve dinlemeyi bilmek ve diğerleri ile de paylaşmak konusunda en büyük
rehberim oldu .
Ruhsal ve sosyal
bakış açısından dinleme, güçlü bir değişim aracı olabilir. Danışanlarım
kendilerini keşfetme yolculuğuna çıkmadan yani doğum haritaları
eşliğinde, onları kendilerine daha iyi tanıtma çalışmalarımıza
başlamadan önce işlerinin giderek daha stres dolu olmaya başladıklarını
çünkü yakınlarının ve iş yerlerindeki kişilerin dinleme ihtiyaçlarını
karşılayamadıklarını anlatmışlardır.
Örneğin; çocuklar, anne babalarına
seslerini duyuramazlarsa, duygusal endişeleri ciddiye alınmazsa evde ve
sınıfta problemli davranışlara sürüklenirler. Saatlerce seyredilen
televizyon ve oynanan video oyunları okul için kalan tüm dikkati ve
konsantrasyonu dağıtır ve notlar düşer. Kendinize örnek alacağınız iyi
bir dinleyicinin eksikliği hayal kırıklıklarına, şiddetli patlamalara ve
kontrol kaybına neden olabilir. Zamanla
yerleşen zayıf bir öz saygı, işyerinde genele oranla düşük bir
performans ve yetersiz dinlemenin yarattığı tahriplerin gelecek
nesillere aktarılmasıyla mutsuz aile ilişkilerine neden olur.
Bir kişiye
görüşlerini yargı ve önerilerin tehdidi olmadan aktarma şansı
verildiğinde dinleyicisi aynı görüşte olmasa bile bu, iyi duygular
yaratmadaki ilk adımdır. Her iki tarafta da var olan bir açıklık hissi,
tartışmaya ve problem çözmeye yolu açar. Öz saygı, dinlenilmekten
kaynaklanan saygıdan meydana gelir. İnsanlar anlaşılmak gibi temel
duygusal ihtiyaçları karşılandığında okul derslerine, projelerine ve
işlerinin sorumluluklarına daha iyi katılabilirler. Saygı arttığında
kendi potansiyelimizi daha iyi keşfeder ve diğerlerini de pozitif olarak
etkileyebiliriz. Şuurlu bir dinlemenin bizlerin ve her gün
karşılaştığımız kişilerin hayatının yönünü değiştirme gücü vardır.
Dinleme aynı zamanda
sağlıklı bir aktivitedir. Çalışmaların gösterdiğine göre, dinlediğimizde
kalp atışları ve oksijen tüketimi azalır ve kan basıncı düşer.
Diğerleriyle bağlantı kurmak iyi olmayı ve kendini ifade etme yeteneğini
artırır ve bunların her ikisi de fiziksel sağlık için iyidir. İyi
dinleyiciler olarak diğer insanların da sağlığını iyileştirmiş oluruz
çünkü böylelikle onların da streslerini azaltmalarını sağlamış, kendi
çıkmazlarını çözmeleri için desteklemiş oluruz. Empatik bir dinleyici,
konuşan kişiye kendini değerli hissettiren, ona yardımcı bir geri
besleme sağlar. İnsan dokunuşunun nadir bir kıymet olduğu bir dünyada
bu, dikkate değer bir hediyedir.
Birçoğumuz her tür
ayrılığın son bulduğunu, daha mutlu aileler ve çocuklarımız için daha
güvenli, daha uyumlu bir gelecek görmeyi isteriz. Ama bireyler olarak
bizler nasıl bir fark yaratabiliriz? sorusuna verilecek en iyi yanıt:
“İşe,
daha şuurlu bir şekilde dinlemeyi öğrenerek başlamak
olacaktır.”
Ve eğer bu konuda bir sorun hissediyorsanız, size kendinizi iyi
hissettirecek herhangi bir terapik çalışmaya katılmanız çok verimli
olacak, önce kendinizi dilediğiniz gibi anlatmanın rahatlığını ve
sevincini yaşayacak sonra da, şuur altınızda gereksiz yere birikmiş
tortu anılarınızı dışlaştırma imkanı bulacaksınız. Bir sonraki aşamada
da dinleme ve karışınızdaki ile empati kurma yeteneğiniz önemi su üstüne
çıkmaya başlayacaktır.
‘Dinleme gücünüzde
azalma varsa sorun var demektir.’
Bu anahtar sözcüğün özellikle altını çizmek isterim çünkü günümüzün
stresli, zor ve ağır yaşam şartları çoğumuzun bir yerlerde sıkışıp
kalmasına neden olabilir ve bunu hiç kimseyle paylaşamıyor da
olabiliriz.
En iyi iletişim yolu
dinleyerek kazanılan iletişim yoludur. İnsanlara kendini değerli
hissettirmenin ilk adımı onları dinlemektir. Karışınızdaki insan kim
olursa olsun, gözlerinizdeki anlama arzusunu ve gerçek iletişim kurma
dileğinizi algılayacaktır. Şuurlu dinleme bize insanların sözlerini
duymaktan daha fazlasını verir, onların görüş açılarının nasıl ve niçin
’lerini daha iyi anlamamıza yardım eder. Anlayış meydana geldiğinde,
hiçbir anlaşmaya varılamasa bile her iki tarafta da bir sükunete
erişilir. Anlayıştan yola çıkarak, bir diğer kişiye karşı saygı ve güven
duyma mümkün hale gelir; zihinlerimizi açma ve potansiyel çözümlere
karşı görüş alanımızı genişletme konusunda özgür oluruz. Dinleme,
yaptığınız şey ister çocuğunuzdan odasını temizlemesini istemek, ister
toplumsal barışı ilgilendiren bir seminer düzenlemek için olsun,
herhangi bir iletişim tarzındaki ilk adımdır. Dinlemek
konusuna önem vermek sağlıklı bir iletişimin ilk basamağı sayılır ve
Astro terapi uygulamalarının belkemiğini oluşturur.
|