Temelde metafizik ve astroloji aynı sorulara yanıt ararlar ancak arada
küçük bir fark vardır. Metafiziğin aksine astrolojide ağırlık
arayan
üzerinedir,
aranan
üzerine değil!... Astroloji tanrı bilimle
ilgili değildir. İnsanla direkt bağlantı
kurar, yeryüzündeki gerçeklerle ilgilenir, deney yapar; deneği insandır,
araştırır ve gözleme yer verir. Gözlem alanı da doğal olarak yine
insandır.
Amacı; bizim kişiliğimizi kendi içinde tutarlı bir hale getirmemize
yardımcı olmaktır. Bizi daha mutlu kılmaya çalışır, daha net, daha
anlaşılır olmamız için gayret sarf eder. Bu
astrolojinin gerçek amacı ve sürecidir. Şimdi biz bu süreci metafizik,
matematik veya felsefe
platformuna yerleştirmekte özgürüz. İsterseniz astroloji metafizik
kökenlidir, isterseniz matematik hesaplamalar düzeni, isterseniz de
felsefe kökenlidir deyin, bu tanımlamalar insanla olan birebir
bağlantısını pek etkilemeyecektir, önemli
olan sonuçtur. Astroloji pratik
uygulama ile ilgilenir. Onun arkasına hangi felsefi modeli
yerleştirdiğiniz çok önemli değildir. Eğer yaptığınız işi ciddiye alıyor
ve layıkıyla yapıyorsanız, bu model insanın
işini kolaylaştırma sonucunu değiştirmeyecektir. Astroloji
Hermetik kökenine uygun olarak kozmik bir
şakaya benzer. Hermes’in diğer adı da zaten
Kozmik Şakacıdır. Evreni
aklımızla nasıl algılarsak algılayalım, içinde yaşadığımız evren ve
gezegenin düzeni değişmez. Felsefemiz ne olursa olsun psikolojik
sorunlar çözülmek üzere bizi beklemektedir. Felsefeler ve algı biçimleri
üzerinde bıkmaz usanmaz tartışmalara girmemiz hala çocuk saflığını
üzerinden atamamamızdan kaynaklanır. Biz
beğensek de beğenmesek de kurulu bir düzen vardır ve en
akıllıcası; bu düzenle birlikte akmayı
öğrenerek mutlu ve huzurlu olmaya çalışmaktır. Sınırlı bir süre için
burada bulunuyoruz ve bu süreyi de çözemeyeceğimiz problemlerle uğraşmak
yerine kendi ana programımıza uygun işleri yapıp, başarılı ve sevinçli
olmak için neler yapabileceğimiz konusuna konsantre
olmamız daha önemlidir.
"Astrolojideki en önemli konu, insanın kendinin farkına varması üzerine
yoğunlaşmaktır. "
Bu yoğunlaşma sırasında, doğum haritasının yorumunu yapan kişi
ulaşabildiği her insanın özgürlüğüne ve özgür iradesine kesin bir saygı
duymalıdır. Farkındalık bireyseldir ve her
insan kendi farkındalığını kendi istediği
zamanda artırır, sorunlarını da çözecek olan yine kendisidir. Ve hiç
kimsenin onun üzerinde özellikle astroloji adı altında baskı kurmaya
hakkı yoktur. Astrolog bir guru
değildir ve itaat beklemez, sorunu nazikçe ortaya koyar, çözümü gösterir
ve çekilir. Astrolog ile danışanı arasındaki
iletişim eşitlik ilkesine dayanır. Hepimiz benzer
labirentlerle çevrilmiş durumdayız. Astroloji
bu benzer labirentlere (ki biz ona kişilik adını veriyoruz) girip,
gerçek yapımıza en uygun merceği tutmaya çalışır. Kişiliğimizle yaşam
programımızın çatışması sıkıntı ve huzursuzluk getirir. Astrolojik açıdan
her kişiliğin ideal bir yapısı vardır. Modern astrologlar burçları bu
sınıfa sokmak istiyorlarsa da, burçlarla kişilik arasındaki bağlantı her
zaman doğru sonuç vermez ve astoloğu
yanıltır. Yay burcunda doğan biri özgürlüğüne çok düşkündür ama
yükseleni yengeç ise aynı derecede de evine bağlı olacaktır ve
bu tip çelişkileri sadece burçlarla açıklamak hiçbir akıllı
astroloğun işi değildir. Haritayı
bir bütün olarak tüm detayları ile ele
alması gerekir. Astrolojik açıdan bu ideal kişilik
formu, doğum anındaki planetlerin konumları ile karmaşık bir şekilde
belirmektedir ama bu karmaşayı sadeleştirmek ve birkaç sözcükle
açıklamak da astroloğun asli vazifesidir.
Biz ait olduğumuz aile, okul, toplum, gelenek görenekle bize uygun ya da
değil bir kimlik yaratmaya çalışırken; bizim asıl kimliğimiz, gerçek
kişiliğimiz bambaşka özellikler taşıyor olabilir. Bu asıl kişilik
içimizde, derinlerde bir yerde saklıdır ve burada ona çok ters bir
görünüm içindeysek sürekli huzursuzluk yaratarak,
asıl ihtiyaçlarını ve kendini belli etmeye çalışacaktır.
Asıl kişiliğimiz
buradaki stilimiz ve davranış, yaşayış biçimlerimizle çelişmemelidir.
Çelişki varsa ya da oluşturduğumuz yaşam formu asıl kişiye tamamen zıtsa
ki bu da çok rastlanan bir örnektir, burada
astroloğa çok iş düşer. Sabırla ve tıpkı bir
terapi seansı gibi, incitmeden, ürkütmeden; danışanına, sorunun
nerelerden geldiğini anlatabilmelidir. Hedef nedir
derseniz, huzur ve dengedir. Ancak huzur her
zaman kendiliğinden ortaya çıkmayabilir. İçimizdeki asıl kimliğimizle,
dışarıda görüneni uzlaştırmak ve kendimiz hakkındaki
farkındalığı arttırmak için en iyi
araçlardan biri astrolojidir.
|