Günümüz insanı
‘Bilgi Çağı’
adı altında aşırı
bir bilgi yüklemesi ve bilgi patlaması ile karşı karşıyadır. Bu her
seviyeden aşırı bilgi yüklemesi günümüz modern toplumlarında farkında
olmadan, sosyal ve etik bir problem olarak bilgi eksikliğinin yerine
konmaya çalışılmaktadır ama göz ardı edilen bir gerçek var. Çünkü aşırı
yüklenmeyle tıpkı her bulduğunu yiyen biri gibi bu seferde bireyler
bilgi kirlenmesine uğramakta, kafaları büsbütün karışmakta ve bu
karmaşayı aşmak için zorlanmaktalar. Yani bir tür modern Babil Kulesi
gerçekliği yaşanıyor ve kimse birbirinin ne dediğini anlamıyor,
duymuyor. Çok fazla gerçeklik var ve temel ilkeler konusunda herkesin
düşünceleri ayrı, çağ gereği bunları söylemek de, doğal olarak gerekli
ama bu karmaşa bazı insanlar üzerinde büyük bir baskı yaratıyor ve
görüyoruz ki, sadeleşmek ve temel prensipleri yeniden anımsamak içinde
ayrıca bir sözlü iletişime yani terapiye gereksinim duyulabiliyor.
Günlük yaşamın
patırtı ve gürültüsünden uzak yaşamayı başaramadığımız sürece zihnimizi
dağıtan dış etkenleri yaşamımızdan eleyebilmek için yapabileceğimiz
fazla bir şey yoktur ki; günümüz modern yaşamı nedeniyle de zaten her
şeyden kaçmak ve uzaklaşmak da doğru değildir. Bilgi patlamasının bütün
hoş taraflarının yanında, sadece birkaç tuş kullanarak tonlarca bilgi
edinebilmek heyecan verici ve kişi için elverişli bir durum, ayrıca
kablolu televizyon kanallarının çoğunu izlemekte son derece eğitici ama
seçme özgürlüğümüzü yaşam kalitemizi yükseltmek için doğru kullanmak
şartıyla!
Bireysel gelişimimizi
ve yaşama karşı duruşumuzu zorlayan sadece gürültülü bir çevre,
alışveriş merkezindeki inanılmaz geniş seçim olanakları, her bireyde
gerekenden fazla adet bulunan kredi kartları, aynı anda birden fazla işi
yapma, aşırı bilgi yüklemesi ya da uzaktan kumanda aleti değildir. Öz
varlığımızı ve daha iyi bir dünya için umutlarımızı tehdit eden
faktörler aslında görmekte çok zorlandığımız, içsel zihin
dağıtıcılarımızdır. Zaman takıntısı, hız ve iş konusundaki açgözlülük,
insanlara ve değişime yönelik önyargı ve nefret, utangaçlık, sürekli ego
tatmini peşinde koşmak, yalnız kendini düşünmek, kendi kendine yapılan
negatif konuşmalar, had safhadaki seçenek sayısı, gelecek takıntılarının
yanı sıra geçmişi eşeleyip durmak ve geçmiş yaşanmışlıkları ya da
inançları sürdürebilmek için yoğun gayret içinde olmak, bu nedenle de
bugüne ve her gün yeniden oluşmakta olana uygun davranmamak.
Bütün bunlar bizim
birbirimizle bağ kurmamızı, birbirimizi anlamamızı ve uyum içinde
yaşamamızı tehlikeye atan yanlış davranış kalıplarıdır ve sevgiyle,
nezaketle yerlerine yeni davranış ve düşünüş kalıplarının
yerleştirilmesi genel toplumsal ve bireysel sağlık için çok ama çok
önemlidir.
Şunu da açıkça
itiraf etmeliyiz ki, çok şikayet etsek de medyanın ve teknolojinin
getirdiği gürültü ve zihin dağıtıcı özellikteki bombardımanı, kendi
içsel gürültü düzeylerimizle kıyaslandığında oldukça sönük kalmaktadır.
Eğer kendimizde dahil olmak şartı ile her gün ilişkide bulunduğumuz
kişilerin beynine ses ve görüntü verici bir iletişim sistemi
kurulabilseydi; zihinlerinden çıkan sinyallerin negatiflikleri, kaos ve
gürültünün yüksekliği, sorgulamaları, görsel değerlendirmeleri, kendi
görünümleri ile ilgili kompleksleri, geçmişle veya gelecekle ilgili
düşünceleri ve bazı konularda duydukları korku karşısında şok
geçirirdik. Bu durumda da muhtemelen bizimle ve kendileri ile ilgili
böyle şeyler düşünen kişilerle beraber olmayı istemezdik ama kendimizden
kaçamayız ki! Öyleyse bu dönem bireylerin karşılarındaki kişilerle değil
de öncelikle kendi içsel gelişimleri ile ilgilenecekleri bir dönem,
kendini eğitemeyen, kendi içgüdülerine egemen olamayan bir insan bir
başkasına asla yardımcı olamaz hatta bırakın yardımı onunla gerçek bir
iletişim bile kuramaz.
Karşımızdaki insanı
yeterince anlamıyor, hissedemiyor, onunla empati kuramıyor oluşumuzun
temel nedenlerinden birisi de içsel gürültü seviyelerimizin yani içsel
kavgalarımızın, dirençlerimizin çok değişken ve rahatsız edecek kadar
yüksek olması ve bundan dolayı da diğerlerinin duygularını,
hissettiklerini, isteklerini ya da bizimle paylaşmaya çalıştıkları
çeşitli halleri örtmeleridir. Karşı tarafın mesajı bizim zihinsel
karışıklığımızın barajını ancak bölük pörçük bir şekilde aşabilmektedir.
Buradan da
anlaşılıyor ki, hem iş, hem sosyal çevre hem de özel yaşamda başarılı
olmak isteyenler; evlerinin önünü süpürmeye kendilerine has bir metot
bularak bir an önce başlamalılar.
Bireysel gelişim gayretlerinize daha
fazla zaman ve para harcamadan önce neyi elde etmeyi umduğunuzu
kendinize sorun ve gerçekçi beklentiler oluşturun ki, zamanınızı ve
paranızı boşa harcamış duygusu yaşayıp, bu metotlara duyduğunuz güvende
sarsılma olmasın. İşte bazı gerçekçi beklentiler;
-
Kendiniz dışındakileri anlama,
hissetme, algılama ve doğru iletişim kurma yeteneğinizde bugünden
itibaren bazı değişimler yapmaya başlamayı bekleyebilirsiniz; bunlar,
uzun süre kalıcı olacak ve yaşamınızın geliştirmeniz gereken diğer
yanlarını da etkileyecek olan değişimlerdir.
-
Kendi iç sesinizi dinlemeyi
başardığınızda, dürüst ve doğru bir araştırma ile derin bir analize bile
gerek duymadan niçin bazı durumlarda iletişim kurmakta sorun
yaşadığınızı ve bunun üstesinden gelmek için ne yapabileceğinizi
bulacaksınız.
-
İletişim kurma,empati yapma ve
kendinizin dışındakileri anlama şeklinizle ilgili yapacağınız bu
değişimlerin diğerlerine de fayda sağladığını göreceksiniz. |