Modern çağın
etkisiyle kadın ve erkek rollerinin yer değiştirdiğini,
zaman zaman birleştiğini, zaman ayrıştığını ve
birbirinin içine geçtiğini görmekteyiz. Kişilerin doğum
haritalarıyla da ilgili bir oluş söz konusu olmasına rağmen,
kadın kadınlığını-erkek erkekliğini yaşayamadığı
zaman mutsuz olur. Kaos bu rollerin karışmasından da
gelmekte… Hiçbir şeyi kesin çizgilerle ayıracak bir çağda
değiliz, geçişlerin zarif ve yumuşak olması gerektiği
bilgisi tamamen doğru ama yine de özellikle aile düzeni açısından
erkek-kadın kendi rollerini üstlenmedikçe sağlıklı çocuklar,
sağlıklı bir nesil yetiştirmek pek mümkün görünmüyor.
Evrensel
anlamda kadın-erkek, yin-yang, karanlık-aydınlık, gece-gündüz
gibi örnekler evrendeki yaratıcı enerjinin iki yönünü işaret
ediyor. Her insanın kendi içinde de aynı eril-dişil özellikler
var, doğum haritalarında da göründüğü bazılarında
eril yön bazılarında dişil yön daha güçlü çünkü bu
kez yapacakları deneyim açısından böyle bir gereksinim
ile doğmuşlar.
Astroloji
'de dişi enerjileri temsil eden gezegenler Ay ve Venüs. Dişil
enerji yaşamın sezgisel ve soyut yönünü işaret ediyor,
su gibi akışkan, her girdiği kapta şekil alabiliyor,
gizeme ve bilinmeyene açık, içsel dünyayı sembolize
ediyor. Eril enerji ise mantık, matematik, rasyonel düşünmek,
objektivite, neden-sonuç ilişkisine hemen görmeyi arzu etme
ve dış dünyayı sembolize ediyor. Astroloji ise hem mantık-matematik
hem de soyut ve içsel olanı aynı anda kavradığı için
gelecek günlerin en değerli bilgilerinin başında geliyor…
Astrolojiye olan gereksinim ve saygının yükseleceği bir dönem
kapıda. Özellikle 2012’nin sonlarından itibaren ayak
seslerini daha da güçlü hissettiğimiz yeni çağda, bilinç
yükseltme ve bilinci değiştirme, yeni uygulamalar yapma
noktasında olan gezegen sakinlerimiz için; astroloji
kadim bilgelik döneminden sonra
yeniden hak ettiği yere gelecek çünkü pek çok kişi
tüm bu söylenenlerin gerçekliğini hissettiğinde kendi
haritaları hakkında da bilgi sahibi olmak isteyecekler…
Tarihsel sürece
kısaca bir göz gezdirdiğimizde görüyoruz ki, ilk çağlarda
kadın annelik rolünü erkek de dışarıda avlanma rolünü
yüklenmiş, daha sonra özellikle Asya’da kadın egemen bir
dönem var. Kadın erkeğinin yanında devleti yönetiyor, eşit
haklara sahipler… Son yıllarda ise eril güç kadını baskı
altına almış ve eril bir dönem hüküm sürmüş…
Şimdi
dengelerin yenilenme zamanı, bireyi önce insan olarak ele alıp
kendi içindeki eril-dişil dengesini kurmasına yardım
ettikten sonra bu dünyadaki rolü ne ise onu yapmasına
destek verme zamanı. Yani kadınların daha akılcı ve mantıklı
olacağı, erkeklerin ise daha şefkatli ve sevecen yönlerini
korkusuzca açığa çıkarmak isteyecekleri günler
gelmekte…
Dişil
prensibin astroloji-metafizik-inanç-yeni çağ akımları ve
bireysel gelişim uygulamalarına duydukları ilgi
rollerindeki gizemciliğin bir ifadesi ayrıca yeni kuşakları
yetiştirmek gibi anlamlı bir sorumluluğu DNA kayıtlarında
taşıdıkları için de, bireysel gelişim konularına büyük
ilgileri var, sürekli yeni yollar, yeni çıkışlar arıyorlar.
Eril prensip ise her ne kadar onları mantıksız şeylerle uğraşmakla
suçluyor gibi görünse de aslında onlarda eşleri,
partnerleri aracığıyla bu bilgileri sentezliyor ve pek
belli etmeden düşünüyorlar ama en doğrusu onların da
kendi kişisel/toplumsal gelişimleri için birşeyler yapmak
çabası içinde olmaları. Burada eşlere yani kadınlara her
zamanki gibi çok iş düşüyor. Anne rolünün sahibi olan
kadın aynı zamanda kendi evindeki herkesin de annesi o yüzden
sabırla sevgiyle hem oğullarını hem eşinin bu yükselen
değerlere adapte olması konusunda önemli bir etkiye
sahipler…
Kadınlar bu
nedenle Astrolojiye-doğum haritasına bakmaya ve yaşam planı
hakkında genel bilgiler edinmeye çok açık hatta bunu tüm
aile bireyleri adına yapan kadınlar var, bilgiyi
kendilerinde toplayarak bir tür dağıtıcı rolü
oynuyorlar… Günümüz kadını hayli uyanık ve canlı, hiçbir
şeyi kolay kolay kabul etmek istemiyor ve haklı olarak
direniyor. O nedenle de yeni bir dönemin kapısındaki kadının
açacağı bu kapıdan önce çocukları sonra eşi geçecek…
Erkek çok çeşitli nedenlerle bazı sosyal baskılar altında
ciddiyetini, değerlerini kaybetmekten ürküyor, o nedenle
kadının arkasında duruyor ya da konuyu kendinden biraz uzak
tutmaya çalışıyor, onların bu sosyal baskısını da önemseyerek
uzanacak o şefkatli, sevgi dolu el ise sadece kadında
var…
Herşeyin çok
kolay dejenere olduğu böylesine geçiş dönemlerinde ancak
akıl-vicdan ve bilinç sahipleri hangi bilgilerin faydalı ve
gerekli olabileceğine karar verebilecek sağduyuya
sahiptirler. Astroloji bir boş zaman uğraşısı değil,
kadim kültürlerde hakkettiği değeri yaşadığı günler
olmuş, eski Mısır’ın hermetik öğretisinde, Aztek, İnka,
Maya yerlilerinde, Aborjinlerde, Kızılderililerde çocuk doğduğu
zaman haritası çıkartılıyor hatta ismi de onun yaydığı
titreşime göre daha sonra takılıyordu, doğal olarak
modern çağ gereği hepsi unutuldu bunlar da başka zamanlar
ama büyük bir değişimin eşiğinde de olduğumuzu
unutmadan, astrolojinin verebileceği desteği göz ardı
etmemekte yarar var diyoruz….
|