Astroloji
gibi pek çok alanı kapsayan bir disiplini incelemek ve anlamaya çalışmak
başlı başına bir uğraş gerektiriyor.
Ufkunuzu genişletebildiğiniz kadar genişletin yine de ne ucu var ne de
bucağı. Bu nedenle ‘ben
astrolog oldum’ sözcüğü
konunun aşkınlığını araştıran ve hisseden biri için pek de kolay
söylenebilecek bir sözcük değil. Belki sadece
astroloji danışmanıyım
demek daha doğru. Çünkü bu konuyla ilgileniyorsanız kendinizi sürekli
geliştirmeniz, araştırmanız gerektiğini de biliyorsunuz demektir.
Astroloji öylesine çok yönlü bir disiplin
ki, istatistik-astronomi-matematik-psikoloji-sembolizm-parapsikoloji -okültizm-mitoloji
ve tabii ki öncellikle ruhsallık yani spiritüel
öğreti ile iç içe. Çünkü gerçek astroloji spiritüel
yasalara göre işliyor. Sizi asıl etkileyen şey, şu yada bu konumdaki
gezegenden ziyade o gezegenlerle sembolize edilen bir etkinin fizik
ortamda yani günlük yaşamda ortaya çıkışı ve yaşamınızı etkileyişi.
Örneğin Mars ve Satürn gibi zorlayıcı etkiler, o dönem hangi evinizde
iseyse o evin sembolize ettiği konularda keskin zorluklar sizi bekliyor
demektir. Ayrıca astrolojinin iç dinamikleri olarak, burçlar,
gezegenler, astrolojik evler, ay düğümleri,
ephemeris, yıldızların ve gezegenlerin konumları gibi kendi
alanına giren öğelerin de iyi bilinmesi
gerek.
Bütün bunlar hakkında bir
haritayı inceleyecek kadar bilgi sahibi olunduktan sonra da,
sezgi ve yorum
geliyor. Hiçbir astrolojik doğum haritası yani astrolojik terimiyle
horoskop, asla bir diğerine benzemiyor. Her insan öyle eşsiz ve
benzersiz bir bütün ki, burçlardaki genel karakterleri ezberleyip, yorum
yapamazsınız. Yükselen burcu, evlerin konumları, ters kesişme yapan
alanları, ay düğümleri tek tek
incelendiğinde ortaya bambaşka bir sonuç da çıkabilir. Yani bir insan
koç burcu olduğu halde asıl burcunun etkilerini yükselen burcu ve
evlerin konumlanmasına göre görünürde hiç taşımayabilir de… Astroloji insanın kendisini ve
yaşamı daha derinlemesine hissetmeyi, algılamayı ve uygulama yapmayı
gerektiren bir yaşam sanatı. Tıpkı Taoizm
ya da Budizm gibi sizden uygulama bekliyor.
Haritanızdaki verilere uygun uygulama yapmazsanız sadece entelektüel
düzeyde ‘ben aslan burcuyum,
bu yüzden elim çok açık, ihtişam severim ve insanlara tepeden bakarım’
dersiniz ve bu kısır bilgi size bireysel gelişiminiz için hiçbir şey
kazandırmamış olur. Astrolojiyle gerçekten
ilgilenmek istiyorsanız öncelikle siz, günlük yaşamınızda bu disiplini
yaşıyor olmalısınız ki, onu yaşanır kılasınız.
Dikkati toplama yeteneği - Cesaret - Kendini kontrol Önemli 3 ana
öğe. Ama bu kadarı da yeterli değil, insan
hem matematikçi olmalı hem de filozof! Yaşam sanatını uygulamak için
sanki felsefe ve tüm duyular dışı algılamalar bilimmiş, matematik ise
bir sanatmış gibi hissedebilmeli ve davranabilmeli. Tüm bunlar içinde
bireysel gelişime önem vermek gerekiyor. Yani binlerce yıldır söylendiği
gibi ilk yapması gereken şey kendini tanımaya, anlamaya çalışmak.
‘KENDİNİ
TANI’ olgusu onun yaşam düsturu olmalı. Nasıl ki, bir doğum haritası
gezegen konumlarına göre her gün yenilenen bir canlılık ve içsel dinamik
taşıyorsa, insan da bu içsel dinamiği hep ayakta tutmaya çalışmalı.
Üstelik şartlar ne olursa olsun… Bu korkusuz,
esnek, yeniye hep açık bir yolculuk. Yolda karşımıza çıkan taşlar ise
yolun açılması için ayıklanması ve yol kenarına alınması gereken
nesneler yani olgular… Eğer yaşama böyle bakmak ve böyle eylemek size
yakın geliyorsa, bu bilinmeyen serüvenine ve yola çıkmaya hazırsınız
demektir. Yolda neleri
aşmanız gerekeceği düşüncesi sizin üzerinizde açık camdan esen ürpertici
bir rüzgar etkisi bırakmıyorsa; ne duruyorsunuz? Bu yaşam sanatını
öğrenmenin, uygulamanın yollarını arayın önce…
|