Asırlardır doğu ile batı
arasında köprü rolünü üstlenmiş olan Anadolu, çok sayıda
uygarlığa ev sahipliği yaptığı gibi, tek tanrılı üç dinin de
kavşak noktası olmuş. Binlerce arkeolojik yerleşime sahip
ülkemizde çok tanrılı dinlerden Yahudiliğe, Hıristiyanlıktan
Müslümanlığa kadar çok sayıda dine ait yer bulunuyor. Konu ve
Türkiye’deki kaynaklar o kadar zengin ki, bu aktarımlar
deryada
sadece bir
damla. Anatolia’yı farklı
pencerelerden tanıtmaya devam edeceğiz..
Çatal höyük
Anadolu’nun izlerini dünyanın dört bir yanında görmek mümkün.
Dünyanın bilinen ilk
neolitik yerleşimi olan Konya Çatal höyük’ün tombul tanrıçası
Kibele, tarih boyunca isim
değiştirmiş. İştar, Artemis, Diana
ve Sitare değişik uygarlıklardaki farklı isimleri.
Türkçe’ye Sibel olarak gelen
Kibele,
Cibeles olarak da günümüzde Madrid’e gelenleri havuzlu
bir meydanda selamlıyor.
Kybele
İştar
Artemis Artemis
Tapınağı Diana
Hıristiyanların tarihte kendilerini ilk defa Hıristiyan olarak
adlandırdıkları ve Aziz Petrus’a (Piyer)
adanmış en eski kiliselerden birinin bulunduğu Antakya, eski
adı Antioch ile değişik ülkelerde,
bazen bir kilise bazen de bir yerleşim birimi olarak karşınıza
çıkıyor. İncil’de "Efeslilere Mektup" bölümünde bahsi geçen ve
Aziz Pavlus’un vaazlarını verdiği
en önemli yerlerden biri olan Efes, İncil’le ilgili ciddi
kararların alındığı Konsil’lerden
birine ev sahipliği yapmış.
St.Petrus
Antioc/Antalya
Ephesus/Efes
Kadıköy/Kalkedon
Gene Konsil toplantılarından
birinin yapıldığı yer olarak geçen
Kalkedon ise bugünkü Kadıköy. Hıristiyanlıkta ciddi bir
yeri olan ilk yedi kilise de gene Anadolu’da bulunuyor. |