Bilinçsiz bir şekilde kendi bilinçaltımızı
sık sık olumsuza ve eskiye programlıyoruz?
Peki nasıl yapıyoruz bunu ? Bu konuda somut örnekler var mı?
diyecek olursanız sürekli geçmişte yaşamak yeniyi oluşturmamıza
ve beyin kimyamızı maalesef olumsuz etkilememize neden oluyor
diyebiliriz.
Size acı vermiş bir olayı zihninizde
yeniden değerlendirmeye devam ederseniz, beyninizde ve
bedeninizde olay sanki şu an yaşanıyormuş gibi aynı kimyayı
sürekli yeniden üretiyorsunuz. Geçmişte yaşamaya devam
ederseniz, anılarınızı düşünmeyi sık sık tekrarlarsanız,
nihayetinde o, bir huy olmaya doğru gidiyor. Duygularımız
düşüncelerimizi yönlendirmeye başlıyor, biyolojimizde sıkışıp
kalmış oluyoruz. Beyin kimyamız bozuluyor. O olay bize acı
veren bir olaysa sürekli aynı noktaya düşünce yoluyla geri
dönerek, benzer duyguların yaşanmasnı tetikliyoruz yani
depresyona neden olacak bir düşünce akışı içine girebiliyoruz.
Bundan vazgeçmek mümkün mü? Elbette mümkün…
Affetmeyi öğrenmek
gerekiyor ve hayatı istediği gibi akması için serbest bırakmayı,
tabii aynı zamanda kendimizi çok önemsemekten de vazgeçmeliyiz.
Hepimiz insanız ve yine hepimiz zaman zaman zorlu olaylar,
sıkıcı ve üzücü deneyimler yaşayabiliyoruz çünkü yaşam acısıyla,
tatlısıyla, sevinciyle, üzüntüsüyle bir bütün.
Herşeyden önce hayatı sevmek gerekir.
Varoluşu, bize tanınan yaşam hakkını, bedenimizi ve tüm
varlığımızı sevmek. Herşeyin ilacı…
Peki ! Hayat kavramına duyulan sevgi ve
saygı nasıl anlaşılabilir? Seçilebilir mi? Genleriniz yeniden
programlanabilir mi? diye soracak olursak, yanıtın evet olduğunu
göreceğiz. Hayata olumlu bakmayı hergün yeniden seçebiliriz.
Düşünce akışımız, genlerimizin programlanmasına da yardım eder.
“Olumlu Düşün-Sağlıklı Ol”
Sadece bir beden olmadığınızı
farkedebilirseniz, bedeniniz anlamını değiştirir, katı bir madde
değil bir enerji alanı olduğunu anlayarak bedeninizle çalışmaya
başlayabilir, ve onu yeni bir zihin alanı olarak
koşullandırabilirsiniz.
Eğer beyin dalgalarınızı düzenleme ve
değiştirme kabiliyetinizin pratiğini yaparsanız ve bedeninizin,
kimliğinizin uzay ve zamanın ötesine geçebilmeyi iyi bir
şekilde pratik ederseniz, siz bedeninizi inşa eden o mutlak
enerjiye sahip bir bilinç olduğunuzu farkedersiniz. Bu
farkındalık bir tür plasebo etkisi yaratarak sizi doğal olarak
iyileştirir ve pozitif bir insan olmanıza destek verir.
Plesabo'da iyileşmeyi önce düşünce sağlıyor. İçilen etkisiz
hap ise niyettir. Aslında niyet tüm yaşama egemendir.
Umudunu kesmiş insanlara plasebo verilen
depresyon çalışmalarında, plasebo verilen insanların %81’i,
plaseboya herhangi bir depresyon hapına verdiği kadar iyi
karşılık vermiştir. Özetle, onlar kendi depresyon ilaçlarını
kendileri yapıyorlar.
Bizim kendi beden ve sinir sistemimiz
dünyadaki en büyük eczanedir. Yeter ki bunu farkedelim ve
harekete geçelim. Bilinçaltımızı arındırmanın temel yolu, olumlu
düşünmeyi istemekten geçiyor. Önce sadece istemek… Bu istek daha
sonra pekçok destek ve yardımcı enerjinin ve insanın hayatımıza
girmesine neden olacak…
Fulya Aykaç
Bilinçaltı Arınma Teknikleri Eğitmeni fulyaaykac@gmail.com
|