BAGAVATGİTA-ZODYAK
Oryantalistler,
yazılmış olduğu Sanskritçe’nin dışında bir bilgi olarak
Bagavatgita’nın bir anahtarının olduğunu hiçbir zaman kabul
etmemiştir. Bundan dolayı bu eserin Avrupalı çevirmenleri yalnızca felsefi yanını vermişlerdir.
Ancak, aralarında H.P. Blavatsky gibi bir
otoritenin de bulunduğu pek çok teozofi öğrencisi, bu harika
eserin birkaç anahtarının olduğuna ve şu anda dünya üzerinde
kayıp olduklarına inanıyor. Aslında kayıp değiller çünkü
Doğu’daki, yerleri belirli yer altı tapınaklarında saklanan ve
korunan, bilenlerin ise yerlerini açığa vurmayacağı cilalı
taşlardan üretilen pek çok kitapta ve kağıtlarda bozulmadan
saklı duruyorlar. Kutsal olanın bir değer ifade etmediği
kişiler bu harika kitaplar için herhangi bir araştırma
yapmıyorlar çünkü onlarda inanç kavramı yok. Ancak zihinsel
görme yeteneğini doğru yöne çevirmeyi başarabilen gerçek
öğrenci için o anahtarların saklandığı dış forma bakmaya gerek
yoktur.
Ayrıca, Zodyak için de bir anahtar
vardır. Modern astrologlar ve astronomlar Zodyağın olası
kökenini açıklamak üzere zayıf seslerini yükselttiler ve
bazıları çok sıradan bir açıklama yaptı, bazılarıysa bunun,
farzettikleri yazarına söylediklerinde çok ileri gitti ama ne
onu isimlendirdi ne de tarihte bir yer verdi, ancak bilinmeyen
bir kişiye hitaben atfedildi yazılanlar. Bu modern yıldız
takipçilerinin Zodyak yolu üzerindeki herhangi bir şeyle
ilgili herhangi bir bilgi oluşturup oluşturamadıkları çok
şüphelidir, burçlara ilişkin bu çok eski düzenlemeler
zaten ellerinde yok muydu…
Bagavatgita
ve Zodyak, birinin bir kitap, diğerininse güneşin gökyüzünde
izlediği yol oluşuyla birbirlerinden çok farklı olmakla
birlikte iki büyük bilgi deposudur ve aynı yöntemle
yorumlanabilir. Bagavatgita’nın şu anda kitap formunda olduğu
doğrudur ama bunun nedeni, binlerce yıldır devam eden
çalışmaların böyle olmasını gerektirmesi nedeniyledir ama bu
kitap, insan ırkının evrim tarihine yerleşmiş olarak ideal
dünyada varolmaktadır. Yarın bütün kopyaları yok edilse bile
yeniden oluşturulabilmesi için gereken malzemeler mevcut ve
tüm görüntülerin altında yatan gerçeklikleri bilen bilgeler
tarafından yeniden bir araya getirilebilir. Aynı şekilde
Zodyak da bazı bilgeler tarafından yeniden meydana
getirilebilir, ama bu da günümüzün astronomları tarafından
değil, ancak yine sözkonusu bilgeler tarafından
gerçekleştirilebilir. Astronomlar şüphesiz yıldızların belirli
sınıflandırmaları ile güneşin yolunu belirleyebilirler ama bu
Zodyak olmaz, meydana getirdikleri şey, onun içerdiği
mikrokozmik ve makrokozmik periyodlar ve olaylar hakkında
sadece çok küçük bir bağlantı taşıyacaktır. Eski ve yeni
almanaklarda görüldüğü haliyle onu insanlara sunamayacaklardır
çünkü Zodyağın herşeyle bağlantılı olabileceğini
bilmiyorlar, bunun da nedeni onların sisteminin insanla Zodyak
arasındaki herhangi bir gerçek etkileşmenin varlığını güçlükle
kabul etmekte oluşudur çünkü henüz insanın kendisinin, kendi
güneşinin bir devreyi oluşturduğu bir Zodyak otobanı olduğunu
bilmiyorlar.
Zodyağın
düzenlemelerinin ve basit figürlerinin, günümüzün iyi eğitimli
bilim insanlarının gözünde ne kadar gülünç olduklarını
düşününce uzun süre önce bunu tamamen ortadan kaldırmamış
olmaları tuhaf geliyor. Görünen o ki bunu yapamıyorlar.
Gizemli bir nedenden ötürü, almanaklar hala eski burçları
kapsıyor ve ayın periyotları bu kadim figürlere göre
yorumlanmaya devam ediyor. Ayrıca, modern astronomlar hala
eski sembolleri kullanıyorlar ve her asteroide hepimizin
bildiği kadim Zodyak işaretleriyle tam olarak aynı çizgide
olan bir sembol veriyorlar. Ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar,
onları yok edemediler.
Bagavatgita öğrencisi, kısa bir süre
sonra bir yerlerde eserin bir anahtarının olduğunu hissetmeye
başlar, zihinde sürekli olarak yükselen daha büyük anlamların
belirsizliğini netleştiren bir şeyin olduğunu hisseder. Bir
süre sonra felsefi ve sadakat ile ilgili olarak dizelerin
anlam yüklü olduklarını fark etmekle birlikte da eserin
sözlerinin altında başka ve çok daha derin bir imanın
yeraldığını görebilir hale gelir. İşte kayıp anahtarın
açıklayacağı anlam da budur.
Bu anahtarın kimde olduğu ya da nerede
saklandığı henüz açığa vurulmuş değildir çünkü sözkonusu
Kardeşliği bilenler, henüz tüm açıklamanın önlerine konulması
için insanlar arasında hazır olanlarının yeterli bir çoğunluğa
ulaşmadığını söylemektedir. Öğrencinin şu anda, bulunduğunda
bilgiye ait olmaya götürecek olan sadakat yolunda çalışması
yeterlidir.
Zodyakla ilgili de aynı şey geçerlidir.
Bildiğimiz kadarıyla, sadakat ve çabayla kendi güneşimizin
yolculuğuyla kendi kişisel zodyağımız daha çok gelişecek ve
böylelikle dünyanın aydınlatıcılarının büyük ruhsal
yolculuğunun anlamlarını öğreneceğiz. Bu çalışmada, birer
kopyası olduğumuz büyük sistemi tanımadan kendimiz hakkında
birazcık bile bilgi edinmemiz imkansızdır.
Atman güneştir,
Ay da odur,
Ve tüm yıldızlar da
Ona aittir. |