Tam aydınlanmayı amaçlayan üç geleneksel yol, yani
Fakirin
Yolu, Keşişin Yolu ve Yoginin Yolu; Gurdjieff'in çalışmaları ve
Dördüncü Yol adlı eseri ruhsallık yolu için klasik bir rehber
olan Ouspensky tarafından Batılı okurlara tanıtılmıştı.
Kova çağına doğru yol alırken, Ian Bowerman şuurda
genişleyişimizi incelemekte ve sadece birkaç seçilmiş için
değil, bütün insanlık için açık olan bir Beşinci Yol'un artık
ortaya çıktığını ileri sürmektedir.
VİZYON
olmazsa, insanlık mahvolur. Güneşin yörüngesinde kendi ekseni
etrafında dönen Dünya gezegeninin yüzeyine tehlikeli biçimde
tutunduğumuzdan, birçoğumuz bedenlenişimizin ana amacının,
kişilik yerine "olma"
üstünde çalışarak ruhlarımızı şuurlu biçimde tekamül ettirmek
fırsatını değerlendirmek olduğu gerçeğini unutmaktayız.
Ruhlarımızı kaybettikten sonra bütün Dünyayı kazansak ne
fayda? Ve ruhlarımızın karşılığında alacağımız nedir? Bu
sorular, meselenin özünü oluşturmaktadır.
Birçokları etten ve kemikten daha fazla bir şeyler
olduğumuzdan şüphelenmeye başladıklarında psişik gelişmeye bir
bakıma körlemesine yaklaşırlar. Ruhları, kişiliklerinin
kendilerini hapsettiği dar hücrenin dışındaki özgürlüğü
aramaya başladığında ve süptil bedenleri yıllar süren uykudan
uyanmaya başladığında, bu kişiler içlerinde bir yerde bir
kıpırdanma hissederler. Bu olduğunda ise bazıları psişik
fenomenlerin peşine düşer, diğerleri ezoterizm çalışmaya
başlar ve pek azı da, aydınlanmaya giden yoldaki adımlarına
rehberlik edeceğini umdukları gizli dernekler ve tarikatların
izini sürerler.
Geçmişte, özgürlüğe ulaşma görüşüne sahip insanların Tanrıya
ulaşmak için kullandığı üç geleneksel yol vardı. Bu üç yolun
hepsi de bir insanın; ailesini, özel hayatını terk ederek
kendisini bir üstat veya gurunun disiplini altına soktuğu geri
dönüşü olmayan fedakarlıkları gerektirmekteydi.
Fakirin
Yolu
en yavaş ve en acılı olandı; inisiyenin bedenini yenmesini
amaçlardı. Bu uzun süreç gönül ve zihnin dengeye getirilmesi
için çok az zaman bırakırdı.
Keşişin
Yolu
daha hızlıydı; amacı gönlü fethetmekti ve başarılı olduysa
beden ve zihni hizaya getirmek üzere daha fazla zaman
sağlamaktaydı. Üç geleneksel yolun en hızlısı, zihni fethetmek
üzere yola koyulan Yoginin
Yolu
idi; eğer başarılı olursa gönül ve bedeni uyumlu hale getirmek
için daha da fazla zamana sahip olurdu.
Üç yolun hepsi de, seçilmiş bir üstada mutlak boyun eğişi ve
demir gibi bir disiplini talep eden ezoterizmin kurallarına
uyarak gizlilik yemini altında uygulanırdı. Böyle okullara,
aşramlara ve gizli derneklere giriş; müritlerini o belirli
kurumun amacına uyacak biçimde seçen üstadın kabulüne veya
reddine bağlıydı. Yazılı tarih boyunca bu şuur gelişimi
okulları, bilhassa Mısır, Hindistan, Tibet ve Çin'de her
zaman mevcut olmuşlardır. Arayış
içinde olan kişi için ana sorun, bir çok kurum ve kuruluşun
dış yüzü ardında gizlenmekte olan gerçek gizli okulu
bulmaktır. Kader ve talih eseri böyle bir okula
yönlendirilmediği takdirde, seçilme ve kabul edilme; bu bir
piyango kazanmak gibidir. Bir mürit kabul edilmiş ve bir okula
alınmış olsa bile tam aydınlanmayı sağlama şansı zayıftır.
Geleneksel olarak inanıldığına göre tam şuurlu bir adam
çıkarma olasılığının ortaya çıkması için bir okuldan on bini
aşkın müridin geçmesi gerekmektedir. Çok kişi çağrılmakta ama
pek azı seçilmektedir. Modern zamanlarda Hindistan, Tibet ve
Çin'de kaç tane gerçek şuur gelişimi okulunun kaldığını tahmin
etmek pek zor olmasa gerek ama insan ancak içindeyken emin
olabilir. Zen Budizm'de bir bakıma özelleşmiş okullar mevcuttur
ve Çin ve Japonya'dan çıkmaktadırlar.
RUHSAL BİLGİLERİ ODAKLAŞTIRAN OKULLAR
Ancak, tarih içinde, müritlerinden en büyük fedakarlığı
yapmalarını değil, çeşitli okullarda arada sırada düzenlenen
inzivalara karşın hayatın içinde kalmalarını bekleyen bir
Dördüncü
Yol
vardı. Bu okulların izleri eski Yunan'da ama özellikle
Avrupa'nın Karanlık Çağlarda ortaya çıktığı, bilginin yeniden
doğduğu bir zaman olan Rönesans sırasında görülebilir.
Birdenbire özel bilgi çiçek açtı o devirde; eğer o zamanlarda
yaşamış olsaydık, Floransa ve diğer yerlerdeki resim
okullarını görebilirdik. Bütün bunlar; bilgiyi kitlelere
ulaşmak üzere serbest bırakan ve gücü, eğitimli ruhban ve
aristokrat sınıfın elinden alan Caxton ve Gütenberg'in matbaa
makinesi tarafından da desteklenmekteydi.
Tüm bunlar kazara olmadı. Zaman bir bütün halindeki insanlık
için uygun olunca, bilgi; yüksek planlardan insanlığın zihnine,
şuurlu tekamüldeki bir sonraki fırlayışı hızlandırmak üzere
serbest bırakılmaktadır. Bu türden özelleşmiş bilginin serbest
kalışı; amacı, on bin küsur giren insanın çabalarını temel
alan en azından bir adet tam şuurlu kişi ortaya çıkarmak olan
bir Dördüncü Yol okulu
yoluyla projekte edilmektedir. Bu tip
okullar ancak belirli bir amaca hizmet edileceğinde ortaya
çıkarlar ve ancak bu yüksek planlarla doğrudan bağlantılı
iseler gerçek değere sahiptirler.
Eğer bu
bağlantı kopuk ise bir kaç okul, kurulmuş
oldukları ruhsal ilham olmaksızın öğretilerinin propagandasını
yapmaya devam edebilirler. Çoğu Dördüncü Yol okulu, yapı
olarak ezoteriktir ve bir dereceye kadar bir gizlilik örtüsü
altında çalışmaktadır. Yani bunun anlamı, bir dış okulun
içinde bir iç okulun bulunduğudur. Daha yakın zamanlarda bazı
Dördüncü Yol okulları, bu kategoriden başkalarının da mevcut
olmasına rağmen Gurdjieff
ve Ouspensky'nin
öğretilerini işlemişlerdir. Amaçları, kafa, kalp ve beden
üzerinde eşzamanlı biçimde çalışarak kişisel şuurun tekamülünü
hızlandırmaktır. Eğer başarılı olursa, üç geleneksel yoldan
çok daha hızlı olur.
Böyle okulları bulmak zor olabilir çünkü halkın ve medyanın
davetsiz misafirliğinden kaçınmak için yanıltıcı bir görüntü
çizmektedirler. Bir Dördüncü Yol okulunda geçen zamana özel
hayat denir ve bildik hayat içindeki dengesini korumaya
çabalarken şuurunu genişletmek üzere çalışan mürit için bu bir
hayli baskı yaratabilir. Geleneksel olarak, bu tip bir okuldan
on binden fazla kişi geçtiğinde ve eğer bu okul da sağlam
temellere dayanıyorsa, başarılı bir
inisiye yüksek şuurun bir
türünü alacak ve doğal eğilim gereği, kazanılan bilgiyi
hayatın kendisi içinde yeniden yaratmak üzere hayatın
girdabına geri fırlatılacaktır. Balık
yılları olarak bilinen uzun astrolojik zamanın sonuna
yaklaşırken; felsefe okulları, gizli dernekler, aşramlar,
masonlar ve Dördüncü Yolun, amaçlarını gerçekleştirdikleri
görülecektir. Önemlerini yitirmeye devam edecekler,
taraftarlarını avuçları içinde tutmaya çabalasalar da
müritleriyle bağları gevşeyecek ve modası geçmiş ve geçersiz
hale geleceklerdir.
İlk
uyarı atışı, on dokuzuncu yüzyılın sonunda, Madam
Blavatsky'nin
iki büyük eseri, yani "Açıklanan
İsis" ve
"Gizli Doktrin"
yayınlandığında duyulmuştu, bu kitaplar ezoterizmin kapılarını
ardına kadar açmıştı. Hindistan ve Tibet'ten kaynaklanan gizli
bilginin çoğu ilk kez halka serbestçe sunuluyordu. Böyle gizli
bilgilere ulaşabilmek için gizlilik yemini etmek artık gerekli
değildi. Madam Blavatsky'nin ilk başkanı olduğu Teozofi
Derneği, Himalayalı üstatlarla olan bağlantısını ilan etti.
Önceden sadece gizli ve ezoterik dernek ve topluluklarla
sınırlı olan ezoterik bilginin yayılması için bu, bir hazırlık
safhasıydı.
Alice
Bailey
Tibetli üstat Djwal Khul'un anlattıklarını kağıda geçirdiğinde
ve içinde Madam Blavatsky'ye ilham veren üstatları da içeren
güneş sistemi ve gezegensel hiyerarşilerin yapılarını ilk kez
açıklayan ve üstat tarafından yazdırılan kitapları
yayınladığında bu yayılışın ikinci safhası başlamış oldu. Alice Bailey'nin erken ölümü ile sona eren ve çalışmaya hasredilen
yirmi beş yılı aşkın bir sürede ezoterik bilginin çoğu halka
mal oldu ve 1920'den 1945'e kadar, Üstat Djwal Khul tarafından
en başından beri beklenen ara safha başarılmış oldu.
Artık bizler hem Teozofi Derneğinin hem de Arcanf Okulunun
1975'Ier civarı ortaya çıkacağı öngörülen, ezoterizmin
yayılışındaki ifşa safhasının son sahnesindeyiz.
EZ0TERİK İFŞAATLAR DEVRİ
Son birkaç yüzyıl sırasında bilim ve mühendislikte enerji
kaynaklarımız buhardan kömüre, petrolden elektriğe ve gaza ve
şimdi de atom gücüne kadar değişti. İnsan şuuru, doğal
enerjinin açığa çıkışındaki engin gelişmelere ayak
uydurmalıdır ama bilimsel ilerleme her zaman pürüzsüz ve
dosdoğru olmamıştır.
Einstein'a Rölativite Teorisinin bilgisi ilham olarak
verilmişti ve bu teori, mekanik bir evren öngören Newton
kanunlarına dayanan önceki bütün kavramları tamamen
değiştirmiştir. Elektroniğin kontrol edilebilmesi ve telefon,
radyo ve televizyonun günlük hayatımıza girişi toplumu
sarsmıştır ve iletişimde çok daha yeni ve daha geniş alanlara
uzanan icatların eşiğinde olduğumuz da açıktır. Atomun
parçalanması, Kuantum teorisi, DNA ilkesi ve son Kaos teorisi;
geniş ve genişlemeye muktedir bir elektronik çağda
yaşadığımızı vurgulamaktadır. Bilimsel bilgideki bu devasa
ilerleyişi içine alabilmesi için, insan şuurunda da buna denk
bir gelişme olmalıdır ki bu gelişme kötüye değil iyiye
kullanılabilsin.
Balık Çağı yerini Kova Çağına
bırakırken, Dünya
gezegeninin enerjide bir kuantum sıçrama yapabilmesi için
kitlesel şuura "Beşinci Yol"
sunuluyor. Bu yol bireysel ve sadece
varlığın gelişimi amaçlıyor.
Zaten ölümsüz oldukları ve kişiliğin
zincirlerinden kurtulmayı hedefleyen bir ruha sahip
olduklarına dair gizli bilgiler, hakikate uyanmaya başlayan
bütün insanlara açık olacaktır. Hem kişiliğin hem de akademik
eğitim örtüsünün yerine
"varlığın"
gelişmesini teşvik eden ikinci bir öğrenimin sunulması için
metotlar bulunacaktır. Meditasyon yoluyla, hakikati arayan
kişiler kendilerine sezgi, telepati ve kehanet güçlerini
verecek olan üçüncü gözün açılmasını hedefleyeceklerdir.
Şakralar
bilimi, çeşitli süptil bedenlerle ilgili eğitimlerinin bir
parçası olarak çocuklara öğretilecektir.
Beşinci Yol'da
herhangi bir özel üstat veya guru aramak gerekli olmayacaktır.
Bunun yerine bu kişiler amaçlarını kendi kendilerini keşfetme,
kendi kendilerini disipline etme kendi kendilerini arındırma
ve tefrik etme yoluyla gerçekleştirip, ruh bedenlerini gereken
yeni izlenimlerle besleyerek ve artık kişiliğe, yani ölümde un
ufak olan maskeye daha fazla dikkat sarf etmeye gerek kalmadan
kendi kendilerinin üstadı haline geleceklerdir.
Dünya üzerindeki organik hayatı çevreleyen şuur zarfının
içinde var olan ek güç ile, artık herkesin
Beşinci Yol'a
yaklaşabileceği ortaya çıkacaktır. Eğitimli eğitimsiz,
ayrıcalıklı ayrıcalıksız, herkes şuur alanında başarıya varmak
için eşit şansa sahip olacaktır. Artık bir tanesinin başarılı
olabilmesi için on bin müridin başarısız olması
gerekmeyecektir. Bunun yerine ezoterizmin kapıları ardına
kadar açılacaktır ki herkes tanrısallığı gerçekleştirme
yolunda başarı iddialarını öne sürebilsinler. Yarış
başlamıştır ve ruhsal gücü suistimal etmeyi amaçlayanların
gayretlerini boşa çıkaracak koruyucular da mevcuttur.
İnisiyeler Bilimi olarak da bilinebilecek bu yeni yol; bazı
durumlarda bir engel oluşturabilen akademik eğitim ve zeka ile
ilgili değildir. Kabul
için tek nitelik; koşulsuz sevgi atmosferinde iş gören saf bir itilim, amaç olacaktır.
Bu iyi haberlerin bilinebilen bütün medya araçlarıyla
duyurulabilir hale gelene kadar geçecek süre içinde normal
psikoloji sahibi her insanın artık, dilerse, şuurunu sınırsız
derecede genişletebileceği açık hale gelecektir.
Böylece ezoterizm demokratize olacak ve şuur devrimi, hakikati
arayan herkesin ona ulaşmasını mümkün kılacaktır. Bilim ve
akademik eğitim, gurur duydukları yerlerini Beşinci Yol olarak
bilinir hale gelecek olan bir ruhtan doğacak ikinci bir
eğitime bırakacaklardır. |