Dan Brown DA VİNCİ ŞİFRESİ adlı romanında,
Walt Disney’in gizemli yönlerinden
söz ediyor. Romanın ana fikri olan
‘Kutsal Kase’yi
anlatırken, günümüze kadar gelen pek çok sanat, edebiyat ve
müzik eserinin gizlice Magdala’lı
Meryem’le İsa’nın hikayesini anlattığından söz ediyor. Da
Vinci, Boticelli,
Poussin,
Bernini, Mozart ve Viktor
Hugo’nun yasaklanan kutsal dişinin
arandığını fısıldadıklarından da söz ederken;
Sir Gawaine Yeşil Şövalye, Kral Arthur ve
Uyuyan Güzel gibi efsanelerin kase alegorileri olduğu
konusunda oldukça iddialı. Viktor
Hugo’nun Notre Dame ’ın Kamburu e
Mozart’ın Sihirli flütü, Mason sembolleri de yine Kase
sırlarıyla dolu… Dan
Brown’a göre, Walt Disney’in tüm
yaşamındaki çizgi filmlerinde satır aralarında Kase öyküsünü
gelecek nesillere aktarmaya çalışmış. Disney bu nedenle,
modern zamanın Leonardo da Vinci’si diye övülmüş. Her iki
sanatçı da yaşadıkları zamanın ötesine taşan birer sanatçı,
gizli cemiyet üyeleri ve en önemlisi şakacı insanlar.
Leonardo gibi Walt Disney’de
sanatına gizli mesajlar ve semboller yerleştirmeye çok seven
bir gizemci…
Eğitimli
simge bilimci gözüyle Walt
Disney
Eğitimli
bir simge bilimci, eski Disney
filmlerini seyrederken bir sembol ve mecaz yağmuruna
tutulduğunu hissedebilir diyen Dan
Brown açıklamalarını romanının
kahramanı Robert Langdon’un
ağzından şöyle anlatıyor:
Disney’in çoğu gizli mesajı din, pagan mitleri
ve eziyet gören
tanrıça öyküleriyle ilgili olurdu. Disney’in
Sindrella, Uyuyan Güzel ve Pamuk
Prenses gibi masalları yeniden ele alması bir tesadüf değildi.
Hepsi de kutsal dişinin hapsedilmesini anlatıyordu. Ayrıca
Pamuk Prenses’teki sembolik elmanın (zehirli elmadan ısırık
alan prensesin kendinden geçmesi)
Hava’nın Cennet Bahçesi’nden kovulmasına açık bir gönderme
olduğunu anlamak pek de zor değildi.
Gül Sembolü
Uyuyan Güzel’deki Prenses Auroranın
ise, şifreli ismi
“Gül” idi ve onu
kötü cadıdan korumak için ormanın derinliklerinde
saklanıyordu. Bu çocuklar için yazılmış bir Kase öyküsüydü. Disney’in şirket imajına karşın, çalışanlarının eğlenceli bir
yanı vardı ve sanatçılar Disney ürünlerine gizli semboller
karıştırmaya bayılırlardı. Langdon
öğrencilerinden birinin aslan Kral DVD’sini sınıfa getirdiği
günü unutamıyordu. Küçük Denizkızı’ndaki
dini semboller tanrıça ile öylesine özdeşleşiyordu ki, tesadüf
olması mümkün değildi. Langdon,
Küçük Denizkızı’nı ilk gördüğünde,
Ariel’in denizin altındaki elindeki resmin, on yedinci
yüzyıl sanatçılarından George de la
Tour’un Tövbekar Magdalalı
Meryem’e hürmeten yapılmış ünlü bir tablosunun aynısı olduğunu
ve tüm dekorun doksan dakika boyunca açıkça
İsis’in, Hava’nın, balık tanrıça
Pisces’ın ve tekrar
tekrar
Magdalalı Meryem’in kutsallığına sembolik göndermeler
yaptığını fark edince nefesi kesilmişti. Küçük Denizkızı’na
erilen Ariel
isminin kutsal dişiyle güçlü bağları ardı ve
İşaya Kitabı’ndaki
“kuşatma altındaki Kutsal
Şehir” ile aynı
anlamdaydı. Ve elbette Küçük Denizkızı’nın dalgalanan kızıl
saçları bir tesadüf değildi…
İşte
Walt Disney’in gizemli öteki yüzü… Disney
filmlerindeki bu gizli sembolleri
anlamaya çalışarak, onları seyretmek oldukça heyecan verici…
|