Hz Süleyman’ın Anahtarı ya da
diğer adıyla Kral Süleyman majisi 15.-16. asırda yazılmış ve
British Museum'de (İngiliz müzesi) bulunan birkaç el yazmasına
dayanmaktadır. Toplu olarak adı Süleyman'ın Anahtarı,
'Clavicula Salomonis' olan bu yazmalar iki bölümden oluşur.
Birinci bölüm Büyük Anahtar Hermetic Order of the Golden Dawn
kurucularından S.L. MacGregor Mathers tarafından İngilizce'ye
tercüme edildi ve ilk defa basıldı (daha önce el yazması
olarak mevcuttu). Bu kitap M.Ö 10. asırda yaşamış Kral
Süleyman tarafından yazıldığı iddia edilmekte...
Bilindiği
gibi Hz. Süleyman, Yahudi tarihinin yegane altın çağında tahta
oturuyordu, öldükten kısa bir süre sonra İsrail ikiye bölündü
ve uzun sürgün ve dağılma dönemine girdi. Ünlü Süleyman
mabedini inşa etmişse de Süleyman Yahudiler tarafından bir
peygamber olarak değil de, bir kral olarak görülürdü.
Bilgeliği ile ünlü Kral Süleyman'da Hitit kanı vardı, karısı
Mısır Firavun'un kızıydı. Güçlü bir majisyen olarak Yahudi,
Hıristiyan ve Müslüman efsanelerine adı geçti. Psişik
yetenekleri çok güçlü bir varlık olan Süleyman’ın öte
alemlerle görüştüğü ve tüm canlılarla irtibata geçebildiği
söylenmekte ise daha sonra onun bu gücü pekçok büyü
çalışmalarının da temel noktası haline getirilmeye
çalışıldı… Maji kadim dönemlerde evrensel bilgileri ve sırları
içeren okült bir bilimdi ama sonra dejenere edildi ve büyüyle
ilgili uygulamalarda bu bilgiler kullanılmaya başlandı. Majik
yani büyüyle ilgili tüm uygulamalar; Geri Dönüş Yasa’sını
harekete geçirdiği, insanların doğum haritalarında belirtilen
kader çizgilerinde haksız değişimlere yol açtığı için son
derece sakıncalı, karma oluşturan eylemlerdir. Bu tip
konularla ilgilenilirken son derece hassas ve dikkatli
olunulmasında büyük yararlar vardır… Yasa ihlalleri bireysel
yaşamlarda aşılması çok zor sıkıntılar, hastalıklar, büyük
acılar olarak mutlaka ortaya çıkar ve neyin yapılması neyin
yapılmaması gerektiği hakkında kişi bilgilenmek zorunda
bırakılır…
Bu genel
İlahi Nizam’ın işleyiş şeklidir…
Spiritüel öğretilerde büyü
yapmak kesinlikle yasaktır, kişilerin kaderlerine müdahele
etmenin bedeli bir sonraki hayatta mutlaka ödenir ve ağır
karmalar yaşanır. Bu tip bilgileri incelerken, dünya
cazibesinin getirdiği etkiler altında kalmadan, majik konulara
manevi sorumluluklar açısından bakmak da yararlı olur…Astroset
olarak değerli okurlarımızı her konunun özü ve asıl hakkında
bilgilendirmeyi bir görev edindiğimiz için bu hassas konuda da
dikkatli olmalarını rica ederiz…
Bazı
Kabalistlere göre, Kral Davut ve Kral Süleyman Kabalacı
Majikal(büyü) Sanatlar ile harikalar yapabiliyorlardı.
Pentagram (beş köşeli yıldız) Süleyman’ın Mührü ve
Heksagram(Altı köşeli yıldız) Davut’un kalkanı olarak
bilinirdi. (Bkz.
www.astroset.com
Semboller sayfası “Beş Köşeli Yıldız Sembolü”)
Hz.
Süleyman’ın Yetenekleri
Hz.
Süleyman babası Davut’tan, krallığı devraldığında, sınırlar
Fırat nehrinden, Sina çölüne kadar uzanıyordu. Hz. Süleyman’ın
diğer peygamberlerden farklı olarak doğa üstü güçlere hakim
olduğu biliniyordu. Neydi bu doğa üstü güçler? Psişik
varlıklarla görüşme, rüzgarı kullanma, hayvanları kullanma ve
konuşabilme, görkemli binalar inşa etme vb. Süleyman
Tapınağını duymayan yoktur, büyük bir mimari estetikle inşa
edilmiş saray, o günlerde tebliğ amacı ile kullanılıyordu.
Süleyman peygamber zamanında bölgede barış, huzur ve bolluk
yaşanmıştır. Her peygamberin karşılaştığı gibi Hz. Süleyman’da
bazı zorluklarla karşılaştı. Bunlardan ilki onun büyü yolu ile
bu güce eriştiği idi. İsrail oğulları her zaman olduğu gibi
onun büyücü olduğuna dair söylentiler çıkarttılar. Büyücü mü
peygamber mi tartışması hayli uzun sürdü…
Süleyman
peygamberden sonra tapınak defalarca yağmalanmış ve
kazılmıştır. Bunu kazanların amacı diğer büyü kitaplarına
ulaşmak ve Süleyman ‘ın hazinelerini bulmak olmuştur. Başta
Yahudilerin kendileri olmak üzere, Babilliler, Romalılar,
Yunanlılar, Persler tarafından tapınağın bulunduğu Sion tepesi
defalarca kazılmıştır. Müslümanlar burayı işgal ettiğinde
özellikle Tahtın bulunduğu noktaya Hz. Ömer bir mescit
yaptırmıştır, bu mescit günümüzde Hz. Ömer mescidi yada
Mescidi aksa olarak anılmaktadır. Mescidin buraya yapılma
amacı kazıları durdurmaktadır. Daha sonra haçlılar burayı
işgal ettiklerinde kurulan “Tapınak Şövalyelerinin” merkez
komutanlığı da Mescidi Aksa’dır. Tapınak Şövalyelerinin tam
ismi; (Latince: Pauperes commilitones Christi Templique
Solomonici / Süleyman Tapınağı ve İsa’nın Fakir Askerleri).
Kendilerini Süleyman Tapınağının askerleri olarak tanıtan bir
askeri tarikat. Tarikat zamanın Şia mezhebinin bir kolu olan
İsmaili’lerden çok etkilenmiştir. Çünkü aynı düşüncelerle
ezoterik(içsel) ve gizli bilgilere ulaşmak istiyorlardı, bu
bilgilerinde Süleyman tapınağının altında bulunduğuna
inanıyorlardı. Günümüzde birçok Süleyman Tapınağı varyasyonu
mevcuttur. Sarayın iç kısmının sıvı görünümlü bir madde ile
kaplı olduğu ve bahçesinde psişik varlıklar tarafından
yapılmış çeşitli süs eşyalarının olduğu sanılmaktadır.
Süleyman ve Saba Melikesi Belkıs
İsrailliler
daha sonra Babile esir düştüler ve oraya sürüldüler. Orada
esir hayatı yaşayan Yahudiler, Harut ve Marut’tan Babil
toplumuna kalan büyü sanatlarını öğrendiler. Hz. Musa ve Davut
peygamberlerin kitabına ilave kitaplar eklediler. Kabala ise
sözlü gelenek olarak bu zamanlarda başladı. Hz. Süleyman’ın
M.Ö. 900 lü yıllarda varsayılırsa, günümüz egemen gücü olan
illuminati ve mason teşkilatlarının felsefi altyapısını
oluşturan düşünce tarzının bu tarihten sonra geliştiğini
görebiliriz. Tabiki Hz. Süleyman devrini bu kadar kısa bir
yazıya sığdırmak çok zordur. Kur’anda Hz Süleyman’la Saba
Melikesi Belkıs’ın karşılaşmasıyla ilgili ışınlanmaya benzer
bir olaydan sözetmektedir: Söyleme göre, Hz Süleyman Saba
Melikesi Belkıs’ın varlığını kendisine haber getiren Hüdhüd
kuşu sayesinde öğrenmişti:”Derken uzun zaman geçmeden (Hüdhüd)
geldi ve dedi ki: “Senin kuşatamadığın (öğrenemediğin) şeyi,
ben kuşattım ve sana Saba’dan kesin bir haber getirdim.
Gerçekten ben, onlara hükmetmekte olan bir kadın buldum ki,
ona her şeyden (bolca) verilmiştir ve büyük bir tahtı var. Onu
ve kavmini, Allah’ı bırakıp da güneşe secde etmektelerken
buldum, şeytan onlara yaptıklarını süslemiştir, böylece onları
(doğru) yoldan alıkoymuştur; bundan dolayı onlar hidayet
bulmuyorlar.” (Neml Sûresi 22-24)
Bu bilginin
üzerine Hz. Süleyman, Allah’ı ilâh olarak kabul etmeyip güneşe
secde eden ve şeytanın kendilerine süslü gösterdiği bir
sistemi kabul eden Sabahalkını, imana davet etmek için onlara
“Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla” başlayan bir mektup
göndermişti. Ve tüm kavmi kendisine teslim olmaya çağırmıştı.
“Gerçek şu ki, bu, Süleyman’dandır ve ‘şüphesiz Rahman ve
Rahim Olan Allah’in Adıyla’ (başlamakta)dır. (İçinde de:)
“Bana karşı büyüklük göstermeyin ve bana müslüman olarak
gelin” diye (yazılmaktadır). (Neml Sûresi 30-31) Saba Melikesi
o ana kadar hiç karşılaşmadığı kadar kesin bir üslupla tüm
hükümdarlığını kendisine katmasını isteyen Hz. Süleyman’ın, bu
mektubu karşısında çok şaşırmıştı. Ve kendisini kesin olarak
bozguna uğratacağından emin olduğu bu hükümdarı, kararından
vazgeçirmek için ona yüklü hediyeler göndermek yolunu
seçmişti. Hz. Süleyman da, Saba Melikesi Belkıs’ın
hediyelerini geri çevirmiş ve elçileri vasıtasıyla ona ne
kadar kararlı, onurlu ve Allah’a bağlı olduğunu gösteren şöyle
bir haber göndermişti:”(Elçi hediyelerle) Süleyman’a geldiği
zaman: “Sizler bana mal ile yardımda mı bulunmak istiyorsunuz?
Allah’ın bana verdiği, size verdiğinden daha hayırlıdır;
hayır, siz, hediyenizle sevinip öğünebilirsiniz” dedi. Sen
onlara dön, biz onlara öyle ordularla geliriz ki, onların
karşı koymaları mümkün değil ve biz onları oradan horlanmış
aşağılanmış ve küçük düşürülmüşler olarak sürüp çıkarırız.”
(Neml Sûresi 36-37)
Süleyman’ın mührü 5 köşeli yıldız mıydı? Yoksa Altı köşeli
yıldız mıydı?
Bu konuda
çeşitli görüşler yüzyıllardır kutsal dinler arasında ihtilaf
konusu olmuştur. Kabala kültürüne inanan Yahudiler onun
simgesinin ters dönmüş 5 köşeli yıldız olduğunu savunuyorlarsa
da genel görüş Süleyman’ın babasının arması olan 6 köşeli
yıldızı kullandığını varsaymaktadır.
Tapınağın altı yüzyıllardır kazılmasına rağmen bir şey
bulunabildi mi?
Tahminen
Süleyman’dan sonraki erken dönemde bulunabilecek bütün sırlar
bulundu, Tapınak şövalyelerinin son kalan eserleri ve
hazineleri bularak Avrupa’ya taşıdıkları zannedilmektedir. Bu
gün İsrail devleti hala tapınağın altını kazmaktadır.
Tapınağın kilit noktası Mescid-i Aksa’dır, buranın altında
havada asılı kaldığı öne sürülen bir kayanın olduğu rivayetler
arasındadır.
Süleyman Tapınağını kimler inşa etti?
Bir
dul kadının oğlu olarak anlatılan Hiram Usta’nın önderliğinde
psişik varlıklar tarafından yapıldığı iddia edilmektedir.
Bugün mason localarının üyelerini de “Dul kadının oğulları”
diye hitap edilmektedir. Tapınağın alt kısmındaki taşlar çok
büyük boyuttadır o günün şartlarında o bölgeye nasıl
taşındıkları hala muammadır. Eski çağlarda sihir ve büyü
yoluyla psişik gücün inşaatlarda kullanıldığını savunan
tarihçilerden biri de Zachariah Sitchin’dir.
Daha modern
ve bilimsel varsayımlarda da: Süleyman’ın gelişmiş
uygarlıkların manyetik alan teorilerini iyi bildiğini ve bu
taşların taşınmasını daha gelişmiş galaktik sistemlerin
matematik hesaplarına göre yaptığı, bazı yıldız yönetim
sistemleyirle bağlantıda olduğu, gücünü de onların öğrettiği
öğretilerden ve uygulamalardan aldığı söylemektedir. Ona göre
Lübnan'da bulunan Baalbek tapınağının tarihi çok daha eskidir
ve temelde bulunan taşların boyutu inanılmaz
büyüklüktedir.Tapınak duvarının alt kısmındaki ve toprağın
altında kalan taşlar devasa boyutlardadır. Nasıl taşındıkları
bir bilmecedir. Taşların nasıl bu kadar düzgün kesildikleri de
ayrı bir bilinmeyendir. Tıpkı Piramitlerin yapımı gibi
Süleyman Tapınağının yapımı hakkında da henüz belgelere
dayanan kesin bilgiler yoktur hepsi varsayımdır. Süleyman
Tapınağının altında ve Piramitlerin Kraliçe odasının altında
dünya tarihinin gerçeği hakkında bazı papirüslerin bulunduğunu
iddia eden ve asıl sırrın bu olduğunu söyleyen ezoterik
gruplarda vardır. Zamanı gelmediği için bu büyük sırlara
ulaşılamadığını ama önümüzdeki 50 yıl içinde tüm sırların
insanlığa açılacağını söyleyen öğretiler, herşeyi zamana
bırakmanın daha olumlu olduğunu ve bazı konuları kurcalamanın
zarar bile verebileceğini açıklamalarına eklemektedirler…
Lübnan da bulunan Baalbek
Tapınağının alt kısmında bulunan taşların tarihi Süleyman
Tapınağına göre çok daha eski tarihlere uzandığı
bilinmektedir. Sorun ise bu kadar büyük taşların bu bölgeye
nereden ve nasıl taşındığıdır. Tahminen eski medeniyetlerin
teknoloji anlayışları daha gelişmiş uygarlıklardan majik
güçleri olan kişiler aracılığıyla aldıkları bilgilere
dayanıyordu ve bizim şu anda bilmediğimiz yöntemler
kullanılmıştı ki, Süleyman da böyle bir kişiydi…
Mason localarında kullanılan sütunların Tapınakla ilişkisi var
mı?
Masonlar
çeşitli ritüellerin(kutsal tören) daha kolay gerçekleşmesi
için Süleyman Tapınağının küçük bir kopyasını kullanırlar.
Bura da amaç inşaat ustası Hiram’ı anmak ve ritüellerin
görselliğini Süleyman’a dayandırmaktır. Girişte iki sütun
vardır, bu sütunlardan birisi iyiliği birisi kötülüğü temsil
eder. Kabalanın sefirotlarını ayıran iyilik ve kötülük
çizgileri olarak ta kabul edilirler. Yerlerde bulunan damalı
zemin yada diğer adıyla Checker, yüzeyde görünen varlıkları
ayırt etmek için olduğu tezi yaygındır. Diğer bir görüş ise
Tapınağın zemininin suya benzer bir yapısı olduğu ve bunun
taklit edilemez olduğudur.
Hz. Süleyman büyücü kral mıydı?
Bu
görüş Yahudilere ve kabalacılara ait yaygın bir görüştür. Şu
an popüler kültüre de etki etmiş bir olgudur aslında, Hz.
Süleyman, Witch King(büyücü kral) olarak anılır. Yüzüklerin
Efendisi kitabında Nazgul’ lerin lideri Witch King’dir. Witch
King siyah bir ejderha üzerinde olarak anlatılır ki Kabala da
tasvir edilen Süleyman portresinin aynısıdır. Witch King
Numenor’lu 3 kralın lideridir, Bunlar Yahudi tarihindeki
krallar olan Saul, David ve Solomon’dur. Diğer altı
Nazgulların üçü ise kuzeyde Kurulan Kingdom of İsrael devleti
ve güneyde kurulan Kingdom of Judah devletinin krallarıdır.
Bunlar bir varsayım fakat J.R.R. Tolkien Yüzüklerin efendisi
kitabını yazmadan önce kabala okuduğu çok açıktır. Kitabın
tamamında iyi ve kötünün savaşı tarihler ve olaylar
kadim(antik) kabala geleneğinden gelmedir.
Süleyman’ın Anahtarı ve Talisman Majisi
Hem
ezoterik metinlerden hemde kendi kutsal kitabımızdan da
anlıyoruz ki, Hz. Süleyman’a ilahi bir güç bahşedilmişti onun
bu gücünü olumlu yönde kullandığına dair veriler olsa da daha
sonraki dönemlerde, Süleyman’ın gücü Süleyman’ın Anahtarı
sembolü haline getirilip çeşitli majikal uygulamalarda
insanlar tarafından da kullanılmaya çalışıldı…
Bir kabala
yöntemi olan Temurah’ın, temelde doğrudan yer
değiştirme(devşirme) şifresi olduğu söylenir. Harfler belirli
bir sisteme bağlı olarak hazırlanmış karakterle yer
değiştirir. Atbash şifresi de, Temurah tarafından tanımlanan
birçok yöntemden biridir. Bir kodlama tekniği daha vardır. Bu
teknikte sözcükler grafik olarak kodlanırlar ve
kriptogramlarda kullanılmak yerine Talisman majisine hizmet
ederler. Talisman majisinin kökeni: Clavicula Salomonis ya da
Süleyman’ın Anahtarı’dır.
Bu
kitap,yukarıda da belirttiğimiz gibi okült yazar S. Liddel
Macgregor Mathers tarafından 1888 yılında British Museum’daki
el yazmalarından faydalanılarak yeniden derlenmiştir.
Önsözünde, Yahudi tarihçi Josephus’un, Kral Süleyman’ın okült
uygulamalarda deneyimli olduğunu onayladığını belirterek;
kendisinin de bu maji sisteminin Kral Süleyman’a
atfedilmesinden kuşkulanmak için hiçbir sebebi olmadığını
ifade ediyor. Kitap şu sözlerle başlıyor:
“Bugün herkes biliyor ki, çok eski çağlarda Kral Süleyman
(Solomon) sahip olduğu bilgileri bir meleğin bilgece
öğretilerinden esinlenerek edindi… Hayatının sonuna
yaklaştığında, oğlu Roboam’a hayatı boyunca sahip olduğu tüm
bilgeliği içeren bir vasiyatname bıraktı. Onun ardından aynı
bilgiyi kazanmaya çalışan Hahamlar, ağaç kabuklarına
işlenmesine sebep oldukları bu vasiyatnameye “Testament the
Clavicle” veya “Süleyman’ın Anahtarı” adını vermişlerdir.
Tılsım olarak kullanılan beş köşeli yıldızlar (pentacles)
İbrani harfleriyle bakır plakalar üzerine yazılmış, böylece o
bilge kralın yaptırdığı tapınakta özenle korunabilmişlerdir.”
Tılsım olarak kullanılan beş köşeli yıldız Pentacles nedir?
Süleyman’ın
Anahtar bu beş köşeli tılsım yıldızlarını, “siğil”lerle yani
bir ismin harflerinin sayısal karşılığına göre gizemli bir
kare üzerine çizerek oluşturulan mühürlerle (çizimlerle)
tanımlıyor. Karenin içindeki her sayı sırası ya da sütunu
toplandığında aynı sonucu vermelidir. Bütün kitap Talisman ya
da diğer adıyla Tılsım veya “Sigil”lerin oluşturulmasına dair
yazılmış olsa da, biz burada bu tılsımların nasıl yapıldığının
öğrenilme gayreti içinde olunmasındansa, insanın kendini
bilme, kendi kaderine sahip çıkma, kendi doğum haritasının
gereklerini yerine getirme özelliklerinin daha baskın gelmesi
kanaatindeyiz… Tüm kestirme yollar, majik-büyüsel uygulamalar,
kısa yoldan zengin ve güçlü olma çabaları, şer gücü harekete
geçirme istekleri aslında uzun zor ve zahmetli bir yolu
seçmekten ibarettir. İlahi İrade Yasaları gereğince hiç
kimsenin yolu kısaltması mümkün olmadığından olsa olsa ancak
yolu uzatacağını da unutmaması gerekir….
En büyük
sır insanın kendini bilmesidir ve gerçek simya insana sadece
ve sadece insan olmayı, evrensel yasalarla uyumlu yaşamayı,
evrensel bilgelik yolunu işaret eder…
|