GİRİŞ
Evren ile Tanrı'yı bir ve aynı sayan öğretilerin ve inanç
sistemlerinin genel adı PANTEİZM 'dir. Tanrı ile evreni bir,
aynı ve özdeş kabul eden görüştür. Panteizm anlam olarak
Tümtanrıcılık demektir.
Panteizm'in temel ilkesine
göre, evrende bulunan her şey tek bir
Varlık'tan oluşmuştur. Gerçekte var olan bu tek
varlıktır, tüm nesne ve canlılar onun çeşitli görünümleridir.
Eski gizemci, Hermetik ve ezoterik toplulukların çoğunda
Panteist ilkeler benimsenmiştir ve tüm öğretiler gibi dejenere
edilmeden önce de pek çok insana yarar getirmiştir. Evreni
algılayış biçimi olarak Panteizm, Hindu, Buda dinlerinde
metafiziğin görünenin ardındaki tek gerçek olduğu geleneğine
uygun bir anlayıştır. Felsefî bir tasarım olarak Panteizm ise,
eski Yunan felsefesinde Plotinos (205-270),
Rönesans'tan sonra Giordano
Bruno (1548-1600) ve
Spinoza (1632-1677) tarafından
temsil edilmiştir. Düşünsel kökü Antik Çağ Yunan Stoacılığına
dayanan Panteizmin ileri sürdüğü
“Evrenin Ruhu Anlayışı”,
Hegelciliği ve
Spinozacılığı doğurmuştur.
Yahudi
mistisizmi Kabalacılık tümüyle panteisttir. Vahdet-i vücut
anlayışı ile Tasavvuf 'ta da panteist olgu benimsenmiştir.
Ezoterizmi, bu toplulukların
dejenere olmayanlarını ve halen aydınlanma çalışmalarını
sürdüren toplulukların işlevlerini yani
inisiyasyonu daha iyi kavramak için
Hermetizm ve
Neoplatonizm
ve Panteizm gibi temel öğretilerden mutlaka söz etmek
gerekir ki aradaki bağlantılar kurulabilsin.
Ezoterizmi
benimseyip uygulayan mistik, okült,
teozofik ve ruhsal öğretilerle
ilgilenen gruplar ve topluluklar, kendi öğretileri kapsamında
çoğunlukla din, töre, bilim ve sanat gibi konuları bir bütün
biçiminde işlerler. Öğretilerine göre akıl ve deney yoluyla
ulaşılan bilgilerin ötesine geçmeye çalışarak,
"sezgi/içe doğuş"
yöntemi ile sağlanabilen bilgilere öncelik verirler ve bu
öncelik
‘Gizli Öğreticiliğin’
de temeli olur. Ezoterik çalışmalar aslında
inisiyasyona yönelik çalışmalar
demektir. Bu çalışmalar insanları bazı
‘Hakikatlerle’
karşılaştırmak, onlara kendilerini tanıtmak amacıyla
yapılırlar. İnsanın Hakikati keşfetmesi için önce kendini
keşfetmesi gerekir. İnisiyasyonun
bütün amacı insanın kendi kendine sahip olmasıdır. Kaybetmiş
olduğu kendini, şuurlu olarak, bu dünyada tekrar
yakalayabilmesidir yani benliğin tekrar şuurlu olarak ele
geçirilmesi… Kuşkusuz bunun için tek
yol inisiyasyon olamaz. Pek çok
başka yol da vardır çünkü
insanların ihtiyaçları farklı farklıdır. Sadece
inisiyatik aktarımlarda ruhsal
öğretmenle öğrencinin vazgeçemeyecekleri
tek bir büyük hal vardır o da:
”Yüksek ruhsal enerjiyle
temasa geçmek” halidir.
Ezoterizmi benimseyen topluluklar, kendilerine özgü bir
çalışma yöntemi ve öğretisi olan topluluklardır. Üyeleri
olmayan kişileri çalışmalarına almadıkları gibi, gizli
öğretilerini kendi üyelerinden başkalarına açmayan
örgütlenmelerdir. Bir ezoterik
topluluğun bu gizlilik özelliği, onun
"gizli örgüt" olmasını
gerektirmez. Ezoterik bir topluluğun ya da kurumun varlığı,
amaçları, ilkeleri, üyelerinin kimler olduğu, çalışmalarının
nerede yapıldığı, nasıl çalıştığı herkesçe bilinebilir.
Ezoterik ve gizemci bir topluluğun
gizli olarak nitelendirilebilecek tek yönü, üyelerinin kendi
aralarında yaptıkları inisiyatik
bilgi çalışmalarının içeriğidir.
İnsanın nereden gelip nereye gittiği,
amacının ne olduğu,
Tanrı, Evren, Ruh, Varoluş gibi
temel konuların insan üzerindeki etkisini ve yararını; grubun
gücü ve bilgiyi açma kapasitesi kadar kendi
ölçülerine göre derinlemesine,
meta/öte yanıyla incelerler. Tarihsel süreç içindeki diğer
ezoterik bilgilerle
karşılaştırmalar yaparak, dinler tarihi ve felsefe ile de
ilgilenirler, insanın özüne, kim olduğuna nereden gelip,
nereye gittiğine dair tüm verileri araştırırlar, incelerler.
Her zaman her ezoterik grubun, o gruba
has inisiyatik sırları vardır.
İşte bilginin dejenere olmaması
için tek paylaşmadıkları bilgi budur.
^^YUKARI^^
İkinci Doğuş
Ezoterik
İnisiyasyon uygulamalı bir çalışma
biçimidir; "dışarıdaki",
"yabancı",
"harici",
"bigâne"
kişinin "içeri"
alınması, "mahrem"
kılınması, ezoterik topluluğun
"üyesi" durumuna getirilmesi,
ezoterik bilginin ışığına kavuşması anlamına da gelir. Ezoterik
İnisiyasyon; bireyin,bir aşamadan
bir üst aşamaya geçişini ruhsal olarak gerçekleştirmeye
yönelik bir süreçtir. Burada amaç, bir takım simgesel eylemler
ve fiziksel edimler aracılığıyla, bireye yeni bir yaşama
"doğmak" üzere, eski
yaşamında
"öldüğü"
duygusunu verebilmektir. Bu
nedenle, kimi ezoterik gruplarda
inisiyasyona,
“İkinci Doğuş”
adı da verilir.
İnisiyasyon yoluyla, kişi
daha
"yetkin"
bir tinsel duruma girmekte,
"üstün"
bir evren anlayışına ulaşmaktadır. Bu açıdan bakıldığında,
inisiyasyon, en derin anlamıyla,
bir çeşit
"Üstün İnsana/tasavvufta İnsanı-ı
Kamil” olarak adlandırılan
insana yükseliştir. Temel işlevi, kişinin, dış yaşamındaki her
türlü koşullu durumunun ötesine geçmesini sağlamaktır.
Böylesi bir
"Yüceltme"
eylemi, evrenin özündeki
"Büyük İyiliğin/Hayrü-Ala’nın"
bireyde belirmesi, tanrısallığın insanda tezahürü olgusunu
varsayar. Bu varsayım temelini Panteist düşüncede bulmaktadır.
Küçük
Sırlar
İnisiyasyon
aşamaları bir mertebeler silsilesidir. Tam bir
inisiyasyonda üç büyük aşama
vardır; üyeye önce küçük sırlar gösterilir. Küçük sırlara
ermiş kişilere Eski Mısır’da
“Mist” adı verilirdi. Mister adı da köken olarak buradan gelmektedir.
Küçük sırlar, Mist’lere
kozmolojiyi yöneten ve ilk hali kuran oluş kanunlarını
göstermeyi amaçlar. Bu aynı zamanda büyük sırlar için bir
hazırlık devresi olmaktadır Bazen buna yolculuk ya da
imtihanlar da denilen saflaşma çalışmaları da eklenir.
Mist bu bilgileri alırken, bir
yandan da kendisini arındırmaya ve saflaştırmaya çalışır.
Saflaşmadan maksat hem ruhsal hem bedensel saflaşmadır. Eski
Mısır inisiyasyonlarında yapılan
ateş, su, şehvet, yemek sınavları bu derin anlamları içerirdi.
Amaç bir çocuk gibi saflaşmadır. Böylece mistik bir arınma
elde edilir. Bu saflaşma bildiğimiz çocuk kadar saf olmak
anlamına gelmez. Fevkalade bir temizlik hali ifade
edilmektedir. O kişide herhangi bir ahenksizlik hüküm
sürmüyorsa, gelen ruhsal tesiri nakledişi de mükemmel olur
yani günlük yaşamındaki eylemleri de evren ahengiyle uyumlu ve
mükemmeldir. Normal bir insanın tüm hallerini; ıstıraplarını,
sevinçlerini, kederlerini yaşamasına rağmen bunların içinden
sıyrılış süresi çok kısadır ve hemen kendi arınmış ruh haline
geri dönebilmektedir. Ayrıca mükemmel ve sevgi dolu
edimleriyle de diğer insanlara her zaman iyi bir örnek
olmakta, onlarda da arınma isteği uyandırmaktadır.
Büyük Sırlar
Büyük sırlar aşamasında öğrenen kişi,
gerçek spiritüel amaçlara,
şekilsel olmayan üstün ruh hallerinin gerçekleştirmeye başlar
ve uyanır. O artık bir uyanıktır, ikinci doğumunu yapmış ve
dünyada yaşarken evrensel bilgileri kullanır ve yaşar hale
gelmiştir. Ona bu dünyanın yıpratıcı etkilerinden
kurtulması ve Nirvana ya
yani aydınlanmaya ulaşması için gerçek
spiritüel dersler öğretilir. Bu amaca
inisiyatik topluluklar ve ezoterik
tradisyonlar çeşitli isimler verirler.
“Muhteşem Işık”,
“Üstün
Kimlik”
gibi. Bu büyük
sırların ikinci aşamasıdır. Bu aşamadan sonra
inisiye adayı, beşeri yani insani
yönünün alt seviyeli özelliklerinden sıyrılarak,
“Aşkın
İnsan” hüviyetini kazanır.
Evrene dahil olan insan anlamına gelen aşkın insan,
tasavvuftaki adıyla olgun insan, İnsan-ı Kamil halini alır.
Aşkın/müteal
insan, tüm varlık tezahürlerini tek bir ilke ile
isimlendirebilen ve isimlendirdiği bilgiyi de günlük yaşamda
yaşayabilen kişi demektir. Bu olguyu daha iyi anlatmak için,
“Her
şey Tanrı’nın bir yansımasından ibarettir.”
ifadesi kullanılır. Eflatun/Platon bu ifadeyi ilk kez çok net
ifade eden bir filozoftur ama aslında ona filozof demek de pek
yeterli değildir çünkü o Elözis
inisiyasyon okulunu kuran bir
“Büyük İnisiyedir”.
^^YUKARI^^
İnisiyasyonda özü tanıma
Birey,
inisiyasyon yoluyla, kendi içrekliğinde saklı olarak
varolan özü canlandırmaktadır. Bu
bir
"iç gerçekleşme yani kendi özünü, aslını tanıma çalışmasıdır”.
Bu nedenle, ezoterik inisiyasyon
uygulanan kişinin, belirli bir takım özellik ve eğilimlere
baştan sahip olması gereklidir. Hemen
hemen her uygarlıkta kendine özgü bir
inisiyasyon anlayışı vardır.
İnisiyasyon asli olarak bir tür
yola/tarik’e giriş anlamına gelir. Bir öğrenim yoludur.
Nefsini tanımada ve terbiyede, aynı zamanda eşyayı tanımada,
onun kökenini bilmede ve anlamada gereken bilgileri elde
edebilmek ve uygulamaları yapabilmek için bir yol ve bir gidiş
tespitidir.
İnisiyasyon'nun Batı dillerindeki karşılığı olan
"initiation"
sözcüğü, Latince'deki
"initium"
sözcüğünden türemiştir.
"Initié"
ise aslında
"yola koyulmuş, başlamış"
demektir. Ezoterizmde en önemli
kavram "İnisiyasyon"
dur.
Ezoterizm
(Batıniyye, İçreklik), bilgilerin
ve görgülerin kapalı bir topluluk içinde ve aşamalı olarak
verildiği çalışma ve öğreti sistemidir. Asıl gerçeklerin
anlayabilecek yetenek ve bilgide olan kişilere
aktarılabileceği görüşü ezoterik sistemin özüdür.
İnisiyasyona
ruhsal bir tesirin nakledilişinde hazır olmak da diyebiliriz.
Bu ruhsal tesirin kişiden kişiye, toplumdan topluma
nakledilmesi gerekmektedir. Bu bir tür ruhsal zincir ağı
kurmak gibidir. Zaten bütün inisiyatik
çalışmaların özü, ruhsal tesirin bir taraftan alınıp, bir
tarafa naklinden ibarettir ve nakil işlemini kolaylaştıracak
bütün çalışmalar inisiyatik
çalışmalardır.
Sistemin üç önemli özelliği vardır;
1) Öğretiyi alacak
olanların özenle seçilmelerinden sonra,
inisiyasyon yöntemi ile topluluğa kabul edilerek, yine
aynı yöntemle ilerlemeleri 2) Öğretilerin bir dereceler silsilesi
içinde verilmesinin yanı sıra
hiyerarşik yapı gözeten bir örgütlenmenin bulunması 3) Öğretilerin kapsamında
simge, alegori ve özdeyişlerin
kullanılması.
Ezoterik yaklaşımın özü; bireyin kendi kendini
aydınlatamaması; bir disipline ve onu aydınlatacak bir grubun
olması gerektiği olgusuna bağlıdır. Ezoterik öğretinin bu
uygulamasına karşın mistisizm tasavvuf ve gizemciliğin; bazen
işte bu noktada, ayrı görüşte olduğu durumlar ya da
uygulamalar da olmuştur. Mistik kişi yani mutasavvıf, gizemci
çoğu zaman elini eteğini dünyadan çekmiş bir
"münzevi"dir,
düzen ve denetimini tek başına kurar ve günlük yaşamın
dışındadır. Gerçeğe bir anda
"sezgi"
yoluyla varır. Oysa, ezoterizmde,
kişi ancak "inisiyasyona"
dayalı (initiatique) bir grup, bir
örgüt tarafından ışığa kavuşturulabilir. Ezoterik örgüt
kişiye, öncelikle ruhsal bir etki aşılar, sonra bu etkinin
üzerine bir
"öğreti"
kurmaya çalışır; bunu yaparken de belirli bir hiyerarşik
yapıyı ve disiplini izler. Mistisizm'in bazen salt bireysel
düzeyde kalabilmesine karşın, ezoterizm
daima örgütsel bir yapıdadır. Aslına her iki uygulama da
doğrudur. İçe doğuşlarla aydınlanma da mümkündür ama disiplin
olmadan bu aydınlanma hali korunamaz. İster ezoterik bir
grupla çalışılsın, ister bireysel uygulama yapılsın sonuç hiç
fark etmez.
Aydınlanmak,
özüne ulaşmak isteyen kişi erdemli disiplinli ve çalışkan
olmak zorundadır. İnisiyatik
çalışmaya giren kimse önce kendinin en kaba yönlerinden,
içgüdülerinden başlayarak; giderek en üstün şuur hallerine
kadar uzanır ve İnsan-ı Kamil denen olgun ve evrimleşmiş,
belirli bir seviyeye ulaşmış insan haline gelir.
İnisiyasyonun özdeki amacı;
inisiye olan kişiyi İnsan-ı Kamil
haline getirmektir. Ve bunun olması için de muhakkak ruhsal
bir etkinin bizden geçip başka bir yere gitmesi gerekir. Gelen
etki ya da tesir bizde saklı kalır ve başkasına akmazsa
inisiyatik bir öğreti alıyoruz
diyemeyiz. Ancak incelmiş bir egoizm yaşıyoruz diyebiliriz.
^^YUKARI^^
İnisiyasyonun
gizemi
İnisiye
olan kişi üzerinde oluşturulan ruhsal etki, esas olarak,
inisiyasyon töreninin
"haricilere aktarılamaz"
olan temel niteliğidir. Aristoteles,
Eleusis Gizemleri'nden söz ederken,
"öğrenmek yerine hissetmek"
diyordu.
İnisiyasyon sırasında da, aktarılan bir öğreti yoktur,
yaşanan yoğun duygular vardır. Ama, bu duygular, ileride
öğretinin serpileceği uygun zemini yaratmaktadır.
Öyleyse "inisiyasyon"
un
gizemi,
"dile
getirilemez, sözcüklerle anlatılamaz"
bir gizemdir; ancak ritüeller aracılığı ile yaşanır, çilesi
çekilir, sevinci ve aydınlanma hali hissedilir. Gerçekten, tüm
ritüelleri en ufak ayrıntısına kadar hariciler tarafından
bilinse bile, ezoterik örgütlerin gizemleri tam olarak
çözülemez ve çözülemeyecektir. Zira bu gizemler ancak kişisel
olarak yaşandığı zaman duyumsanabilir. Asıl gizem
“sizi size
götürecek yolun uygulamalar aracılığı ile açılmasıdır.” Tüm ezoterik örgütlerde
bulunan ve üstünkörü incelendiğinde anlamsız görünen
ritüellerin, aslında, ister korkutucu, ister yadırgatıcı
olsun, inisiye olan kişiler
üzerinde bir tür psikanalitik
tedavi etkisini andıran tinsel yankılanmaları vardır.
Bu durumda,
inisiyasyon yoluyla, birey kendi kendini
"gerçekleştirmekte", yetkinleşme sürecine ilk adımı atmakta,
kendi özünde saklı olanları kuramsaldan eylemsele
yöneltmektedir. Üstelik bu durum bir kez kazanılınca, bir daha
yitirilmeyen bir niteliktir. İnisiyasyon
olgusu artık sürekli bir
"durum"dur.
İnisiyeye bir daha kapanmayacak
bir kapı açılmıştır. İnisiye olmak
bir daha geri alınamaz bir özelliktir.
İnisiyasyon
Törenleri
Ezoterik örgütlerde,
İnisiyasyon Törenleri, bireyin
benliğini etkilemeyi amaçlayan ve hem fizik, hem de tinsel
birer
"sınav"
niteliği taşıyan deneyimlerdir. Aslında,
inisiyasyon, ezoterik örgüt üyelerinin, haricilere
açmamak konusunda yemin ettikleri bir
"gizem"
dir. Törenin, katılanların kişiliğine bağlı
olmayan, kendiliğinden bir etkenliği vardır. Bu etkenlik
törenin kendi özünden kaynaklanmakta olup, töreni yöneten ve
düzenleyenlerin, ayrıca diğer katılımcıların kişiliğinden
bağımsızdır. Töreni yöneten önemli değildir, önemli olan
törenin işlevidir.
Etkin sonuçlara
ulaşabilmek için, törenin ritüeline, en ufak ayrıntısına kadar
uyulması gerekmektedir. Ancak, yine de, eğilimleri açısından
yatkın olmayan kişilere uygulanan
inisiyasyonun etkisiz kalması olasıdır.
^^YUKARI^^
İnisiyasyonda
uygulama
Töreni tamamlayan üstat bir
birey olarak hareket edemez. O bir zincir halkasıdır. Kendini
aşan bir tesirin, kuvvetin aktarıcısı durumundadır. Demek ki
hem üstat hem de inisiye adayı
bakımından hiçbir şekilde bireysellik konusunun ortaya
çıkmaması gerekir.
İnisiyasyona
alınacaklar için üç ana şart aranır;
-
Eksiksiz bir niteliğe sahip
olacak üye. Bulunduğu ortamdaki anlayışa uygun olmak şartıyla
eksik niteliklere sahip olmamalıdır -
Düzenli bir şekilde
bilgileri ve tesirler kabul edebilme yani alıcılık yeteneği
aranır ki bu yetenek daha sonra vericilik yeteneğine
dönüşecektir -
Kendi iç benliğini
gerçekleştirme gücü ve gelişmiş bir kişilik
Ayrıca
inisiye adayının ya da diğer adıyla yolcunun derin
sezgileri olan duyarlı bir kişi olması gerekir. Hem kendindeki
hazineden, hem doğadan, hem de gerektiğinde ruhsal dünyadan
sezgi alabilmelidir. Bunlar gereklidir çünkü
inisiye gelecekte, akmakta olan
spiritüel tesiri başka yönlere ve
kişilere de yöneltebilmeli ve onların da aydınlanmalarına
destek verebilmelidir.
İnisiyasyona
kabul edilmek için emredici 4 temel şart daha vardır;
-
Beden
temizliği:
Beden temizliği denince sık sık
banyo yapmak anlaşılmamalıdır. Beden temizliğini oluşturan
asıl unsun bedenin ruhsal ve fiziksel beslenmesindeki
temizliktir. Kirlian metotlarıyla
ortaya çıkan bedene ait tesirlerin doğru ve doğal beslenmeyle
ahenkli bir hale getirilmesidir. Alkol, esrar, afyon gibi
zehirler, aşırı ve karışık yemekler ve aşırı cinsel istek,
doğal olmayan gıdalar bedeni kirletir.
-
Duygusal
asalet:
Duygusal asalet, insanlara karşı gerçekten insanca duygular
içinde olmaktır. Şefkat, merhamet, onların onurunu kendi
onuruymuş gibi korumak, duygu açısından diğerlerine karşı
menfaat hesapları içinde bulunmamak gibi.
-
Mantal
zihin genişliği:
Bu genişlik inisiye adayı için çok
şey ifade eder. Zeka gerektirir, aklın belirli biçimde bazı
kurallara bağlı olarak çalışmasını gerektirir, çok iyi gözlem
yeteneği ister. Birbirine bağlanarak giden bir mantık
önemlidir. Çevremizde olup bitenleri belirli ve kaba açılardan
görmek değil, daha süptil ve çok
değişik açılardan da görmek mahareti ve insanlara karşı
hoşgörü de mutlaka olmalıdır.
-
Spiritüel
yükseklik:
Belli bir derecede olgun bir varlık olma özelliğidir.
Yeteneksiz insan inisiye edilemez.
Bu nedenle halka özgün inisiyasyonlar
vardır. Halk masalları da bunlardan biridir. Özel sihirli
kılıçlar, hayat suyu, kaf dağının
ardındaki kase gibi semboller halk için düşünülmüştür.
Günümüz modern inisiyasyonlarında
ise törenlere ve ritüellere pek gerek yoktur. Tarihsel
süreçte tören ve ritüellerde büyük sapmalar ve
dejenerasyonlar yaşanmıştır. Bugünün ezoterik yolcusu için en
güzel tören yaşamın kendisidir. Ve gayretli bir insan kendi
yolunu açabilir. Çünkü artık inisiyatik
sır olarak kabul edilen eskinin tüm
bilgilerine her istediği zaman ulaşabilme gücü vardır.
Bir tören dikkatinde, kendini keşfediş serüveni gibi yaşanan
yaşam en iyi okuldur. Disiplin, kendine saygı ve her gün
kendini aşma gayreti içinde olmak; aydınlanma basamaklarını
her gün tek
tek çıkmak anlamına gelir.
Gizemci aradığı ışığa, bilgiye bir anda sezgiyle ulaşabilir.
Buna karşılık, inisiye olmuş kişi,
bilgiyi ancak, zamanla ve bir takım aşamalardan sırasıyla
geçerek elde eder. Bu nedenle,
inisiyasyon yolu, uzun, çileli, aktif katılım
gerektiren bir yoldur. Bunun sonucu olarak,
inisiyasyonu temel alan tüm
ezoterik örgütlerde, hiyerarşik bir yapı oluşmuştur.
İnisiyasyonun çeşitli aşamaları,
üyelerin ulaştığı varsayılan çeşitli yetkinlik düzeyleri, bir
takım "derece" lerle, "rütbe"
lerle belirlenmiştir.
Hiyerarşinin gereği olarak, her ezoterik örgütlenmede,
üyelerin seçilmesine, törelerin gözetilmesine, geleneklerin
sürdürülmesine egemen olan, çoğunlukla oldukça karmaşık ve
ayrıntılı bir organizasyon bulunur. Aynı şekilde, ritüellerin
izlenmesinde de, yine hiyerarşik yapının gereği olarak,
disipline sıkı sıkıya uyulur.Bu sıkı disiplin
inisiyenin gelecekte yer alacağı
tüm alanlarda çok başarılı olmasının tek sırrıdır. Kendine
sahip olamayanın bazı evrensel sırlara sahip olması pek
mümkün olmadığı düşünülür.
İnisiyasyonun
gizemi uygulamada saklıdır.
İnisiye adayı iken, inisiye
olurken ve olduktan sonra süregelecek uygulamalardan
hoşlanmayanların, disipline olamayanların , kaşif ve
araştırmacı ruhu taşımayanların, yeterince cesur ve dürüst
olmayanların, ne kadar zor olursa olsun doğru yolda yürümekten
korkmayanların yolu değildir, inisiyatik
yol ezoterizm yolu ve bu yolun
gizemleri kendini tanımaktan ve aşmaktan korkmayan cesur
insanların yoludur ve o yol, gizemlerini ancak
böylelerine açar.
Sonuç
olarak; ezoterik inisiyasyon;
kişinin önceden belirlenen
eğilimleri ve özellikleri üzerine yapılandırılan, belirli bir
ruhsal etki yaratarak, kişinin bilinçaltına yönelen,
bireyin kendisinin uygulayarak tamamlaması gereken
"saklı özün
gerçekleştirilmesi" çabasından oluşan üçlü bir süreçtir.
^^YUKARI^^
KAYNAKÇA: |
Felsefe Ansiklopedisi, Cemil Sena Ongun, İstanbul, 1982 |
Felsefe Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, İstanbul,1982 |
Tasavvuf Tarihi, Cavit Sunar, Ankara Üni. İlahiyat Fakül.
Yayın. 1975 |
Dünya
İnançları Sözlüğü, Orhan Hançerlioğlu, Remzi
Yayın.İstanbul,1993 |
Tasavvuf Felsefesi, Cavit Sunar, Ankara Üni. İlahiyat
Fakül. Yayın. 1975 |
Din
Felsefesi, Mehmet Aydın, Dokuz Eylül üni.Yayınl. İzmir,
1990 |
Tarikatlar-Mezhepler Tarihi, İsmet Zeki Eyuboğlu, Geçit
Kitabevi, İstanbul 1987 |
Tasavvufun Boyutları, Annemarie Schimmel, Adam
Yayın.İstanbul,1982 |
Okültizm-Ezoterizm-Teozofi Ansiklopedisi, Dharma
Yayın.İstanbul,2001 |
Gizli
Öğreticilik , Ergün Arıkdal,Ruh ve Madde Yayınları ,
İstanbul , 1997 |
Ezoterik-Batıni Doktrinler Tarihi , Cihangir Gener, Gece
Kitapları , Ankara , 1994 |
Okültizm , Tarih Boyunca Gizli Bilimler, Reşat Güner,Ege
Meta Yayınları, İzmir,1996 |
İlkçağ Gizem Tapıları, Walter Burkert, İmge Kitabevi,
Ankara, 1999 |
Sane
Occultism , Dion Fortune, The Aquarian Press, London ,1967 |
Survey of Metaphysics and Esoterism , Frithjof Schuon,
World Wisdom Books , Indiana , 1986 |
Gizli
örgütler, Atilla Tokatlı, Hürriyet Yayınları,1979 |
Gizli
Cemiyetler, Serge Hutin, Anıl Yayın, İstanbul,1965 |
Gizli
Kadın Cemiyetleri, Marianne Monestier, Yeni Savaş Matb,1966 |
|