Dört
dünya aynı zamanda en alt sefirah olan Malkut (Krallık) ve tüm
sefirahların kaynağından çıkışlardaki 4 evreyi de simgeler.
Astrolojideki karşılığı astrolojinin dört temel gücü olan
ateş, hava, su, toprak elementleridir.
Element,
Grekçe’de
“elementa”
kelimesinden türemiştir ve bir merdivenin ilk basamaklarına
tırmanmak anlamına gelir.
Örneğin;
1. Katman ateş
ile birleşmiştir, Keter’e en yakın olandır ve sembolik olarak
da saf istek'tir.(irade)Tanrısal
Çağrı 2.
Katman (dünya) hava
ile birleşmiştir. Akıl'dır.
Tanrısal Yaratma 3. Katman
su ile
birleşmiştir, duygusal
vurgulama olarak belirtilmiştir ve değişen biçimlerdir.
Tanrısal Şekillendirme
4. Katman
toprak ile
birleşmiştir, hareketin
dil ’idir. Bu daha önceki evrelerin pratik
tamamlanmasıdır.
Tanrısal Yapma
Astrolojide bu dört temel elementin sembolleri ve işaretleri
şunlardır
Yine
Kabalaya dönecek olursak ateş, hava, su, toprak dörtlemesinde,
her katman bir üsttekinin özelliklerini ve aktivitelerini
kapsar, böylece her alttaki katman da daha kompleks ve
kaynaktan daha uzaktır. Azilut kendi içinde tamamıyla realize olmamıştır.
(gerçekleşmemiştir) Öyle ki, bu bir eve sahip olmaya benzer,
düşünülmüş ama henüz prensipte karar verilmemiştir. Şekil
olarak dizayn edilmiş ve projenin tohumu oluşmuştur. Azilut'un
doğasında varolan dört evre gibi bunlar kendilerini dört büyük
kademede gösterirler, her biri kendi içinde bir dünyadır.
Yaradılışın kozmik oluşumu (hava)
Beriah'tır.
Azilut’ta (ateş)
düşünülen, Yetzirah’da
şekillerin (sıvı) olma dünyasıdır, hareketlerin (katı) dünyası
ise Assiyah’tır.
Her
katmanın (tabakanın) kendi ağacı vardır, her dünya kendi
içinde Azilut ağacının oluşumunu ve her biri kendi içinde
kendi gerçekliğini taşır. Bu idrakın merkezi ile bir dünya ve
diğerleri arasındaki ilişkinin anlaşılması Kitab-ı Mukaddes'te
İbrani bahislerinde konu edilir. Tevrat'ta
“benim ismimle çağırın” sözü Azilut’un özüdür, bu sözün anlamı şudur: Her sefirah bir diğerini bir
Tanrı ismiyle bağlar.
Keter
(taç)’in ismi Ehyeh Asher
Ehyeh'dir, Ben
Olan Ben veya
Ben Benim demektir. Bu bütün varolanların
başlangıcı ve sonudur.
Hokhmah (hikmet) ve
Binah (anlayış),
YHVH ve
Elohim'dir. Eski
inanışa göre bunlar Merhamet ve Tanrının görünüşüdür.
Tiferet
(güzellik), YHVH
Elohim adıyla
anılır, yukarıdaki üç sefirahın alanlarının merkezinde yer
alır ve Tanrının
yaratıcılığıdır.
Sefirotun
diğerlerinin de kendilerine ait isimleri vardır.
Genesis’in
(yaratılış) açılış cümlesine dayanarak diğer sefirahların
adları bazı kabalistler tarafından
Elohim olarak
kabul edilir. Baraşit Bara
Elohim cümlesi
başlangıçta Elohim yaratıldı demektir. Elohim
sözcüğü çoğuldur ve burada yaratılma oluşumu Tanrının
özellikleri olarak başlar, kutsal isimler olarak somutlaşır ve
yaratılış dört olarak adlandırılır.
Genesis’in
ilk bölümü, yaratılışın daha önce var olan Kutsal dünyadan
(hayat ağacının kökü) açılımı olarak anlaşılmalıdır (fılizlenme).
Bu konu, Yahudilerin ekzoterik kozmogonisinde (evrenin
oluşumunu inceleyen bilim) sıkça rastlandığı halde, İncil’le
ilgilenen kişilerin çoğu tarafından halen bilinmemektedir.
Yüzyıllardır tartışılan
“yaratılışın yokluktan 4’e gelmesi”
olayı, bu konunun kapsamına girmektedir. Bu tartışmalar, daha
önceden var olan kutsal yayılmanın bilinmemesinden
kaynaklanmaktaydı. Daha önceki varoluş açıklaması ise
“Tanrı evreni yaratmadan,
şekillendirmeden ve yapmadan önce Tora ’ya (öğreti) danıştı”
şeklindeydi.
Yaratma,
iradesinin oluştuğu zaman başladı, yahut
Ben Benim dediği
zaman başladı, bu çağrı Azilut ağacının kalbinden yayılır ve
Azilut ağacı Tiferet'tir. Burada yaratıcı Tanrı, Azilut’un üç
aşağı katmanından yeni ağaç ve yeni dünyayı yaratır,
şekillendirir ve yapar. Beriah’ın bu dünyası Kitab-ı
Mukaddes'e göre yaratılışın 7. gününde açılmıştır.
1. günde
Nezah, Hod ve Malkut’un oluşturduğu Azilut üçlüsü, Beriah
ağacının en yüksek üçlüsü olur. Bunlar yaratıcı hikmet,
anlayış, güzellik veya Hokhmah, Binah ve Tiferet’tir.
Yaratılışta bu olaydan şöyle söz edilir. Gökkubbenin
yukarıdaki sular ve aşağıdakilerin arasında bölünmesidir, buna
bölünmüş dünya
denir.
Sonraki 5
gün yaratılış ağacının adım adım açılmasıdır. Her katman
sefirahlara bağlanır. Bu, yaratıcının en alttaki Beriatik
sefirahda (Malkut-Kingdom) son günde dinlenmesine kadar sürer.
Böylece iş mükemmel bir şekilde biter.Kabalistler buna
Edom’un Kralları
adını verirler. Edom’un Kralları, Kitab-ı Mukaddes'e göre,
İsrail’deki krallardan önce hüküm sürmekteydiler. Söylendiğine
göre, onların başarısızlık nedeni, bir sütunun veya bir
sefırahın aşırılığıydı. Başlangıçtaki yaratılış, ancak dengede
olursa başarılıdır. Yaratılışın (Genesis) 2. faslında tüm olay
tekrarlanmış gibidir. (Ayet 1:27 ve Allah insanı yarattı:
‘Vayivra Elohim et ha adam’)
(Ayet 2:7 ve Allah insana şekil verdi: ‘YHVH Elohim vayitzer
et ha adam’)
Edebi
olarak, şekil verdi ve yarattı kelimeleri arasında çok fark
vardır. 2. bahis sefirotik ağacın diğer ve daha kompleks
işleriyle ilgilidir. Buna da
Olam ha yezirah
denir: şekillenme dünyası. Bu dünyanın özelliği devamlı
değişen fenomenlerdir. Tanrısal irade ile yaratmanın
dinamiğinin birlikte çalışmasıdır. Bir fikir olarak dizayn
bölümünde, mimarın isteği (Azilut), yaratmak için karar verme
(Beriah) ile karşılaştırılabilir. Beriah’da yapının inşasından
önce detaylar belirlenir. Yezirah, farklılık ve karmaşıklığın
egemen olduğu yerdir. Burada yaratıkların Beriatik ruhları
değişik katmanlarda yer alır ve onların türleri burada belli
olur (at, köpek vb.). Yezirah dünyası Eden bahçesidir, burada
hem erkek, hem de dişilik özelliği olan (
Androgynous )
insan yaratılmıştır (Genesis 1:27). Beriah'da cinsiyetler
kesinlikle belirlenmiş, adem ile havva olarak ayrılmıştır ve
erkeklik ile dişilik yansımaları diğer sütunlara yayılır.
4. Dünya
Assiah’dır, bir üstteki alttakini üreterek, yani Yezirah
dünyasından ortaya çıkar. Genesis bu konudan “Eden’den akan
ırmak” olarak bahseder. Hayat ağacının içinde doğal olan dört
katmanın ve ayrılmış dört dünyanın da tekrarıdır. Yapmanın
veya element ve hareketin bu en alt dünyası, bizim Adem ve
Havva olarak yaşadığımız dünyadır. O kendini evrende ortaya
çıkarır ve biz onu duyularımızla deneyleriz. Bu deneyleme onun
katılığı, sıvılığı, gazlığı ve radyoaktif özellikleri iledir.
Bu da güç ve şeklin, sol ve sağ sütunların özellikleridir.
Bunlar fenomenlerin doğal kanunları altındaki
etkileşimlerinden daha fazlasının farkındadırlar ve tüm
varoluşun içinden geçen yüksek dünyaların fiziksel alanları
olarak görülürler. Bazı fizikçiler atom altı çizelgeye
dayanarak, bütün bu sonsuz galaksinin ardında başka tür bir
evren bulunabileceğini söylerler.
Bu belki katı olmayacaktır veya bir bilimsel kozmos
olabilir. Şu andaki en dünyevi görüş, doğal dünyanın bilgisini
taşıyan diğer boyutların bilincinde olmak ve bunu doğaüstü bir
realite içinden geçirmektir.
Dört
dünya varoluşun her yerine sinmiştir. Şematik olarak, Yakub’un
el merdiveni ile bir dünya ağacının sonsuz yapısından
yükselmesi olarak görülebilir. Böylece Tanrının iradesi ve
bütün varolanları birbirine bağlayan akış, yayılan her şeyin
içindedir. Her durumdaki yüksek dünyanın tabanı alttaki
dünyanın Vahiy
(Daat) olarak temelini oluşturur. Bu planda görülür ki,
sefirotun sıralanışı, eksen üzerinde açılışı ve böylece bu
uzun hat, yahut Tanrısal iradenin Kav’ı bütün dünyaların
etrafını sarar. Dört dünya birçok şekillerde gözlenebilir.
Aynı merkeze ait geometrilerden (biçimlerden) ademin
antropomorfik benzerliği veya salonların veya bahçelerin
kutsal tepelerinin ardarda gelmesi gibi. Şu unutulmamalıdır
ki, hiçbir imaj gerçeği zaptedemez; bir portrenin, ne kadar
derin anlamı olursa olsun, bir kişinin yalnızca bir görünüşünü
yakalayabildiği gibi. Kabala, gerçeklik konusunu açıklayan tüm
formları değiştirmiştir. Onun amacı varoluşun bir imaj haline
getirilmemesi ve bir
sonsuzluk olarak düşünülmesidir.
Bu dünyanın
sakinleri olarak
Tachutonim hakkında da birşeyler bilmemiz
gereklidir. Tachutonim,
Assiyah veya doğa krallığının altında oturanlar, biz
kendimizden geçtiğimizde, bizim
yukarı dünyalardaki
parçalarımızdır.
Elyonim,
yani yukarıda oturanlar, normal duyularla hissedilemez, fakat
mantıki olarak varlıkları farz edilir ve insan doğaüstü bir
müdahaleyi denerse bunu hissedebilir.
Yukarı dünya, başka realitelere göre ayarlanmış yaratıklarla
doludur. Bu yaratıklar Kabala'da melekler ve baş melek olarak
gösterilmiştir. Veya balık ve kuş olarak gösterilir (Genesis
1:26). Bunlar şekillenmenin Yeziratik dünyasında yüzerler,
yaratılmanın Beriatik dünyasında uçarlar.
Kozmik resmi (biçim) tamamlamak için Kabala'da
Kelippot veya
kabukların dünyası olarak bilinen bir konu vardır, bu
şeytanın veya
tahrip edici varlığının
yaratılmış evrende tanınmasıdır. Geleneğe göre, bir
önceki dünyanın kalıntıları, halen varolan yaratıcı tarafından
ayıklanmıştır. Bunların görevleri, her iki makro kozmik ve
mikro kozmik katmanlarda, iyiliği denemek ve anlamını
kanıtlamak için müdahale etmektir. Şeytani güçler kötülük
olarak ortaya çıkar, fakat
Job’un kitabında
görüldüğü gibi Şeytan
(deneyici) Tanrının
oğullarından biridir. O kozmik görevli olarak
Kaos’un güçlerini
evrenin dengesini bozmak için kullanır. Bu eylem aşağı üç
dünyanın katmanında olur ve tam olmayan şeylerin
tamamlanmasını sağlar. Bu şeytani yaratıklar, veya
Scheddim, insanlık
için korkunç bir zıtlık oluşturur ve bu da insanların
akıllarını çabucak etkiler. Bundan dolayı
Adem Tanrının
görüntüsü olarak serbest
iradeye ve
seçime sahiptir.
İyiliği ve kötülüğü yayar, bu da insanoğlunun diğer
ayrıcalıkları ve görevlerinden biridir.
Adam (Adem)
Yüzyıllar boyunca Azilut’un
kutsal dünyası çeşitli başlıklar ve yollarla anlatılmıştır.
Bazı rabbiler (öğretmenler) Azilut’u
ışığın elbisesi
olarak görmüşlerdir. Tanrı bununla kutsal varoluşu sarar.
Bazıları bunu Shemna Me
Forash olarak simgeler, Tanrının en özel ismi
YHVH'nin dört harfiyle sunarlar ve Tanrının görkemi (şanı,
ünü, şerefi) olarak adlandırılır.
Kabalistik tarihin bir noktasında o, büyük ve parlak bir
insan imajı üstlenir ki bu insan
Kabod 'dur. Kutsal
adam, peygamber Ezekiel görüntüsü içinde ortaya çıkar.
Ezekiel, 4
dünya ile bir arabanın (Yetsirah) üzerine yerleştirilmiş taht
(Beriah) üzerinde oturan adamın (Azilut) benzerliğini
görmüştür. Bu araba, dünya (Asiah) üzerinde dönmektedir.
Başlangıçta var olan Azilutik adam, 10 sefirotun
yerleştirilmesinde 4. olarak (bizim olduğumuz gibi) ifade
edilir. Böylece başlangıcın ademinden önce de bir adem
yaratılmış ve şekillendirilmiştir, onun adı
Adam Kadmon'dur.
O Tanrının
4 yansımasından birincisidir ve yayılma varoluşa, kutsallık
maddeleşmeye dönüşmüştür, ancak bunlar sürecin sonunda tekrar
birleşeceklerdir. Adam Kadmon insan şeklinde tasarlanmıştı, o
kutsal olan yansıma görevini yerine getirebilmek için gereken
her şeye sahipti, o hem
ayna hem de izleyendir ve kendi özgür iradesine,
akla, duygulara ve yapabilme gücüne sahiptir. Hepsinden
önemlisi Adam Kadmon kutsallığın bilincindedir.
O, 4.
olmasına rağmen kendi halinin farkında değildir. Denizde
yaşayan balığın denizin farkına varmaması gibi. Sadece birkaç
nesil sonra o kutsallığın görünüşünü bütün dünyalarda
deneyleyecektir. Böylece bu kutsallığı kendinde ve Tanrının
yüzü olan evrende algılayacaktır. Bu yansıma, her aynada
olduğu gibi sadece bir
görüntüdür, hiçbir zaman
gerçek değildir,
direkt ilişki yalnızca
Grace (Zerafet,
lütuf ) yoluyla
veya bütün halkanın tamamlanması ile olur. Her ikisi de
yayılmadan çıkar ve
Teshuvah veya
tövbe yoluyla kaynağına döner.
|