Mayalar 2012 için
'zamanların sonu'
diyor. Ancak bu son kavramı yok
oluş anlamında bir son değil fiziksel ve ruhsal bir değişim.
Mayalara göre; 2012 yılı insanlığın yükselişinin başlangıcı
olacak. Günümüzde
çok sık konu edilen Kova burcu çağı başlıyor mu? Başladı mı?
Başlayacak mı tartışmalarını ele almadan önce önemli bir Maya
kehanetini anımsatmayı doğru bulduk. Konuyu araştıran herkes
görür ki, Maya Kehanetleri'ne göre 22 Aralık 2012 tarihi dünya
için çok önemli. Çünkü bu dönemde içinde yaşadığımız çağ
ruhsal anlamda sona
ererek yeni bir çağ başlayacak. Mayaların
şifreleyerek günümüze taşıdığı, büyük bir tufanla gelecek olan
bu yeni çağın ipuçlarını bilim adamlarının verileri de
destekler konumda, iklimsel değişimleri şimdiden hepimiz zaten
gözlemleyebiliyoruz. Özellikle tufan da gerekli değil. Bir
göktaşının yaklaşımı ve atmosferi etkilemesi de değişimlere yol
açar ama yöresel ve bölgesel değişimlerdir bunlar, tüm dünyayı
yok etmez. Dünyayı yok ederseniz değişimin ne anlamı kalır ki?
Büyük değişim adını verdiğimiz ölümle karşılaşmak
kaçınılmazdır. Yaşamın iki temel gerçeği var. Biri doğmak
diğeri de ölmek, dünya tiyatrosu içinde hepimiz geçici
rollerimizin hakkının verdikten sonra buradan ayrılacağız zaten
ama önemli olan yaşarken farkındalığımızı ne kadar
arttırdığımız, bireysel gelişimimize ne gibi katkılarda
bulunduğumuz ve yasalarla uyum içinde olmamız. Buradan
ayrılırken yanımızda götüreceğimiz tek şey bilincimizdir.
Bilinç uyanık mı? Yoksa geldiği gibi mi gidiyor gibi temel
kavramlar ruhsal konularla uğraşan insanlar için önem
taşımaktadır.
Ezoterik tradisyonlara göre,
"Beşinci kutupsal kayma" olarak
adlandırılan bu değişiminde daha önceki değişimlerde olduğu
gibi yine kutupların manyetik alanının değişmesiyle meydana
geleceği söyleniyor. Tabii ki, böyle durumlarda hipotezler
çoktur ve farklı farklıdır. Bilim adamlarının görüşleri
ezoterik bilgiler, astrolojik ve astronomik verilerle de uyuyor.
"Kutuplar yer veya açı değiştirdiğinde
kutuplarda buzlar eriyor. Küresel ısınma sonucu şu anda Kuzey
Kutbu'ndaki buzullar erimeye başlamış durumda. Mayalar'a göre
de daha önce yaşanan dört çağda tıpkı bu şekilde sona erdi.
Olayları iyi gözlemlemek ve aralarındaki bağları, benzerlikleri
iyi takip etmek gerekir.”
Dünyanın en az dört kez kutupsal kayma (kuzey ve güney
kutbu) yaşadığı bilimsel verilerle kanıtlandı. Bunun da en
büyük nedeni güneşte meydana gelen değişimler. İlginç olan
Mayalar bunu biliyordu. Konunun bir diğer yanı da
Mayaların bununla da yetinmeyip, gelecekte tüm insanlığı
etkileyecek trajediyi bizlere şifreli bir şekilde duyurmuş
olmalarıdır. Mayaların kriptolarına göre dünya için 2012 yılı
çok önemli. Çünkü onlar üzerinde çok spekülasyon yapılan kova
çağının başlangıcını 2012 olarak kabul ediyor yani düşüşün
yükselişe geçmesi ve yeni bir başlangıç olasılığı.
Yalnız Mayalar değil Sümer takvimleri de aynı tarihleri işaret
etmekte. Mayalar 2012 için 'zamanların sonu' diyor. Fakat bu
anlatımlar da sembolik. Sembolik olarak zamanların sonu demek
yeni bir zamanın da başlangıcı demek anlamına gelir çünkü her
son bir başlangıçtır tıpkı ölüm ve doğum gibi.
Sembolik bilgileri iyi yorumlamak gerekir. Dünyanın yeni
yaşayacağı dönemler için hepimizin az çok ezoterik bilgileri
olursa ya da bu tip ezoterik konularda doğru yorumlar yapan
kaynaklara başvurursak, aslında rahatlarız çünkü pek çok şey
yanlış anlaşılıyor. Gezegenin top yekun yok oluşu değil, bir
fiziksel ve dolayısıyla ruhsal değişim söz konusu. Daha önce
yaşanan tufanlar gibi düşünebiliriz. Bu fiziksel değişimlerle
birlikte ruhsal değişimler de birbirleriyle orantılı devam
ediyor. Her bir büyük fiziksel değişimlerle birlikte insanlık
ruhsal değişimde yaşıyor. Şu ana kadar insanlar aşağıya inişi
yaşadı. Yani sık sık şikayet ettiğimiz hızlı dejenerasyon ve
tüm değer yargılarının alt-üst oluşu. Ezoterizm buna
“ayakların baş başların ayak oluşu”
adını veriyor.
Birincisinde biraz daha kabalaştı, ikincisinde biraz
daha, üçüncüsünde biraz daha... Dördüncünün sonunda tam
anlamıyla bir dip yaptı. Bu yüzden 2012'yi Mayalar insanlığın
yeniden yukarı çıkışın yaşanacağı bir çağ olarak tanımlıyor.
Hatta çeşitli dinler bundan Altın Çağ, Vaat Edilen Cennet veya
Nirvana, Aydınlanma Çağı diye söz ediyor.
2012'nin önemi burada. Aşağıya inen insanlık tekrar yukarı
çıkışın ilk adımlarını atmaya başlama zamanının geldiğini
anlayacak olabilir.Yani daha açıkçası,
“ruhsal değerlerin, sevginin kardeşliğin, dayanışmanın, insanı
insan olarak kabul edip sevmenin, günlük yaşamı ruhsal yasalara
uygun yaşamanın zamanı” diye
anlamaya çalışmak bizleri daha ileriye götürücü, bir basamak
daha yükseltici bir anlayış olarak kabul edilebilir ve kimseye
de zararı yoktur. Bunun da ilk basamağı 2012'dir diyor Mayalar. O nedenle bu
tarihi tufan, kutup kayması, dünyanın sonunun gelmesi gibi
henüz tam olarak bilmediğimiz olgulara ait kehanetmiş
havasından çıkarıp, bu olaya daha spiritüel bakmak yararlı
olacak ve bizi gereksiz korkulardan koruyacaktır.
"Bu tarih biz göre Newage akımının çok ilgilendiği ünlü
Kova
Çağının başlangıcı…"
Efsanevi Balık Burcu Çağı Ezoterik tradisyona göre bundan
önceki Balık burcu (Pisces) çağı ismini verdikleri devreye
aşağı yukarı milattan önce altıncı asır civarlarında girmiş olmalıyız. Bu
dönem dünya üzerinde Grek filozofların en etkin olduğu bir
dönem. Aynı zamanda İbranilerde de peygamberliklerin başladığı
bir dönemi işaret ediyor. Doğuda Zerdüşt, Laotse, Buddha,
Konfiçyüs, Jaina ve diğer öğretilerle birlikte yeni felsefeler
ortaya çıkıyor. Düşünce, din, inanç akımlarında büyük bir
bereket ve bolluğun olduğu bir dönem.
Daha gerilere gidersek, daha önceleri aynen Grek medeniyeti
gibi Maya medeniyeti de altın çağını yaşamakta idi. Milattan
önce 2000 'li yıllarda başlayan Koç (Aries) burcu çağına girerken Meksika'da ve
Mısır'da piramitler inşa ediliyordu. Daha önceki tarihlere
inebilmek için yeterli materyal olmadığından genel geçer
bilgiler vermekten başka çaremiz kalmıyor. Aşağı yukarı
milattan önce 8400-8000 arasında Aslan burcundan çıkıp Yengeç
burcuna girildiği tahmîn edilebilir. Astronomik hesaba sıkı
sıkıya bağlı kalmak isterseniz, Kova burcuna girilen tarihten
tam 11027 sene öncesini kabul etmeniz gerekir. Fakat bu sayı
sadece matematik bir çözümlemedir. Çünkü bu kadar uzun bir
zaman periyodu içinde arzın beklenmedik değişmelere maruz kalmış
olması her zaman mümkündür. Efsanevî Atlantis kıtasından
da, inisiye eğitmenlerin kıtanın batacağını anlayıp aşağı
yukarı bu tarihte ayrılmak ihtiyacını hissettikleri
söyleniyor.
26000 yıllık devre
Görüldüğü gibi, ezoterizmin ifade ettiği 26000 yıllık devir ve
periyotları hesaplamak sanıldığı kadar kolay değildir bu nedenle
de Kova burcu çağı aslında başı-sonu kesin olarak
hesaplanamayacak bir zaman aralığıdır. Şu burçta doğan
insanların tamamında aynı günde aynı değişikliklerin
olması nasıl imkânsız ise, Kova burcu çağıdır diyerek iki bin
yıllık bir devreye aynı etiketi yapıştırmak da o derece
gereksiz
olur. Aslında, Astroloji'de bir araştırma branşı olan
gezegensel periyotlar ve zodyak siklusları hakkındaki incelemelerin bir
bölümünü teşkîl eden bu konu yeterince açığa çıkmamıştır. Yoksa bu 26000
yıllık devirden çok daha sağlam temellere oturtulmuş periyotlar
ve sikluslar vardır. " Bu nedenle biz de Astroset olarak eğer
Kova çağından söz edilecekse o çağ kadim Aztek-İnka-Maya-Sümer
medeniyetlerinin işaret ettiği zaman aralığı neden olmasın
demek istiyoruz."
İsterdik ki, astrolojinin bütün incelemeleri halka
değiştirilmeden duyurulsun. Böylece halk arasında hala
“yıldız
falı” diye hafife alınan disiplinin aslında kadim bir bilim
olduğu anlaşılsın.
Astroset olarak dileğimiz şu an izlerini sürdüğümüz ve 2012
başlayacağını düşündüğümüz Kova burcu çağında Astroloji'nin ve
Bireysel Gelişimin ne olduğunun
doğru dürüst anlaşılmasıdır. Fakat şu sıralar araştırmalar
gösteriyor ki içinde bulunduğumuz bu şaşkınlık devresi daha
bir süre devam edecek. Ama
yine de son sözü söylemek bizlere düşmez. Melamiler son söz
için “Her şeyin doğrusunu Tanrı Bilir”
derler. İnsana yakışan
şey felaket senaryolarına kendini kaptırmak yerine uyanıklığını
arttırmak ve yaşam planına uygun bir gelişimi tamamlamaya
çalışmaktır.
Bize
göre Kova Burcu Çağı bu şaşkınlık ve bilgi karmaşası devresi
bitip,
"ben kimim"
sorusunun sahiden sorulduğunda
başlayacak bir çağ… |