Esneklik
kazanmak, yaşama
uyumlanmak demek doğru bildiğimiz
evrensel ilkelerden sapmak demek değildir. Ama bir manada da
her türlü ilkeye de yani her insanın kendi doğrularına açık ve
saygılı olmak demektir. Yoksa sahip olduğumuz
3-5 ilke ile hayatlarımızı
geçirmemiz gerekir.
"Peki o
zaman yeni ilkeleri nasıl öğreneceğiz?"
Demek ki hem yeni ve
yüksek ilkelere açık olacağız hemde
sağ duyumuz ile ilkeleri
tartacağız. Bu şu demektir; Evrende o kadar çok yaşam formu ve
ihtiyaç noktası
vardır ki... Dolayısıyla
o ihtiyaçların birde karşılığı vardır. Yani yaşanan her süreç
ve o süreç içindeki tüm doğrular ve tüm ilkeler; o zamanda, o
noktada, o varlıkta, o süreç için doğrudur. Bir sonraki
noktada ise başka bir doğruluk başlayacaktır.
Her şey zamanında ve
yerinde gerçekleşmektedir. Dolayısı
ile her ilke ve her doğru, her varlık için değişkenlik
gösterecektir. Kabul etmemiz gereken budur. Bu kadar evrensel
bir anlayış ve sevgi ve şefkat ile her doğrunun öncelikle o
insan için doğru olabileceğini görmek gerek.
Örneğin kötü bir insanın bile o
zaman, o mekan ve o şuurdaki tüm doğruları kendisi için doğru
olacaktır. Yoksa gelişemez. Her türlü yanlış
yada hata diye adlandırdığınız şey
de aslında bizi geliştirmek için vardır.
Bu
noktada esnemek, yaşama
uyumlanmak demek şudur;
Bugüne kadar kendi evrensel
deneyim ve çabalarımızla elde etmiş olduğumuz
bilgilerimizi silmeden, ama
başkalarının da kendi süreçleri içindeki kendi doğrularını
yaşamalarına izin vermek; sevmek, anlamak,
uyumlanmaktır.Yoksa
gelişemezler.Tıpkı bizim gibi
onlarında gelişmeye ihtiyaçları ve programları vardır. Her
varlığın kendinden sorumlu olduğu gerçeği ile herkese kendini
var etmesi için şans ve zaman verilmelidir.
Öğrenmemiz gereken en
önemli şey ise; hepimizin yeni bakış
açılarına ihtiyaç duyduğu gerçeği. Evrenin ne çok
olasılıklı ve ne
çok değişik formda olabileceğini bizimde kabul
etmemiz, saygı ve sevgi ile
karşılamamız gerektiğidir. Çünkü her bir varlığın kendini var
etme çabası oldukça önemli ve saygı duyulacak bir süreçtir.
Kendimizi geliştirirken
diğerlerinin de aynı şekilde
kendilerini geliştiriyor olmalarını sevgi ve sevinç ile
karşılamalıyız. Her şeyi olduğu gibi kabul etmeliyiz.
Bilgi ve yozlaşma
Günümüzde insanoğlu bütün gelişme ve bilimsel ilerlemelere
rağmen mutlu değildir. Kederlidir, endişelidir, tatminsizlik
içindedir. Ya olanlar karşısında
ilgisiz bir kişisel yaşam sürmektedir ya
da karmakarışık bir zihin ve ruh hali ile karşılaştığı yaşam
olaylarını çözümleyememenin boğuntusunu yaşamaktadır. Genel
bir yaşam görüşü, kaliteli bir sentezi, açık-seçik bilgisi
yoktur. Bir insanda samimiyet, içtenlik, saflık bulunmazsa
yani iç varlığına ait bilgiden yoksunsa, ruhsal yönden çok
cılızlaşmışsa durum kötüye gidiyor demektir. Bir toplumun
elinden fazilet, erdem ve ahlakı alırsanız o toplum çökmeye
mahkum olur. Samimiyetin ve güvenin gerçek ruhsallık olduğunu
bilmemize rağmen yaşamın günlük akışı arasında, bu gerçekliği
uygulayabilmek için hayli güçlü olmak gerektiğini de gözden
uzak tutmamak gerekir. Hakikati bilmek kadar, izinde yürümek
de zordur, hatta çok zordur. Hepimiz bu dünyanın insanıyız ve
elimizdeki işleri boşlamayı ya da
kestirme yoldan zengin olmayı, köşe dönmeyi ön plana
aldığımızda, yasalar, kurallar ve vicdan sesi sustuğunda,
yukarıda anlatılanlar olur ve yozlaşma her geçen gün
derinleşir. Nereye kadar? Toplum vicdanı harekete geçip,
bireyler tek tek önce
vicdanlarında
‘dur’
deyinceye
kadar da sürer.
Aslında
her yıkımın, her yozlaşmanın bir yeniliğin ve iyiliğin de
habercisi olduğu gerçeğini unutmadan yaşamakta çok yarar var.
Aksi takdirde dünyada her şeyin hiç durmadan kötüye gittiği
duygusuna kapılır, kendi psikolojik sağlığımızı ve yaşam
kalitemizi de bozarız. Her gecenin bir sabahı mutlaka vardır.
Ne gece ne de gündüz sürekli kalabilir…
‘Hikmet ancak Hikmeti bilenlerle beraber
büyür’
diye bir
söz vardır. Şu yaşlı gezegenin, çilekeş varlıklarının yasalara
olan dik başlılığı ve ben merkeziyetçiliği ne zaman durulursa,
sözü edilen aksaklıklar da o zaman düzelir. Huzur, ahenk,
denge ve gerçek bilgiye kavuşuruz… Ve uyanış, ayağa kalkış
başlar.
Uyanışın
tüm sıkıntılarını dünya olarak hep birlikte yaşıyoruz. |