Geçen hafta gazetelerde
şöyle bir haber çıktı:
“Amerikalı astronomlar, uzaydan gelen çok güçlü radyo
dalgaları tespit ettiler. Astronomlar, böyle bir durumla ilk
kez karşı karşıya kalındığını belirttiler.”
Ünlü
bilim adamı Carl Sagan'ın aynı adlı romanından sinemaya
uyarlanan "Contact" adlı filmini hatırlarsınız belki, eminim
pek çoğunuz seyretmiştir, bu konulara meraklı olup da
seyretmeyenler de mutlaka bulup seyretsinler. Tıpkı o filmdeki
gibi astronomlar, uzaydan gelen böylesine güçlü radyo
dalgalarıyla ilk kez karşılaştıklarını söylediler. Bir
"pulsar"
(ritmik radyasyon sinyalleri yollayan nötron yıldızı)
araştırması sırasında alınan radyo dalgalarının ölen
"kara
delik"lerle ilgili araştırmalarda önemli rol oynayabileceği
bildirildi.
Başlığa bakıp da, bu güçlü sinyallerin kuantum fiziği ve Dr.
F. Alan Wolf’la ne ilgisi var demeyin lütfen! Kuantum Fiziği
neydi? Kısaca yeniden tanımlayalım: "Çevremizde ve evrende
varolan maddi varlıkların içinde derinlere daha derinlere
gidildikçe hangi taneciklerin var olduğunu, orada hangi
olayların nasıl meydana geldiğini kısacası mikro-evren
dediğimiz evreni yöneten yasaları araştıran fizik dalıydı."
Astronomi de makro dediğimiz evreni yöneten yasaları araştıran
bilim dalıydı. Kadim Uygarlıklar zamanında ise bu görevi haklı
olarak Astroloji üstlenmişti.
Ezoterizmin
ve Kadim Bilgeliğin tarihçesi mikro evrenle-makro evren
arasındaki derin ve gerçek bağlantıyı anlatmaya çalışan
araştırmacılar, bilgeler ve filozofların araştırmalarıyla
doludur.
(Bkz. Astroset’in Ezoterik Astroloji ve
Metafor-Kuantum Evren syf.)
Atom altı
parçacık ile ritmik radyasyon sinyalleri yollayın nötron
yıldızı yani bir pulsarın yaydığı radyo dalgalarının, kuantum
fiziğiyle bağlantısı olmaz mı hiç? Parça bütünden ayrı olur
mu? Ya da bütünü parçasından ayırabilir misiniz? Bu bir
okyanus içindeki su damlacıklarını okyanustan ayırmaya benzer.
Sizce mümkün mü? Bizce değil!... Yani kısacası günümüz modern
dünyasında astronomi ilginizi çekiyorsa; gazetedeki o haberi
ilgi ile okuduysanız, siz farkında olmasanız ya da kabul etmek
istemeseniz de, bu aynı zamanda kuantum fiziği, astroloji, spiritüellik, doğu bilgelik okullarının öğretileri olan
meditasyon, yoga, alternatif tıp, şifacılık gibi dallarla da
ilgileniyorsunuz demektir…
‘Hangi açıdan canım ne alakası
var, yok daha neler diyorsanız’, parça ve bütün açısından diye
yanıtlayabiliriz… Artık holistik bir bilgi akışı var ve hepsi
birbirine sıkı sıkıya bağlı… Yeni çağ bilgisi mi istiyorsunuz?
İşte size en moderninden bir yeniçağ ya da New Age bilgi…
‘What the Bleep do we know’
filmine
esin kaynağı olan Dr. F. Alan Wolf Eylül ayının ortalarında
İstanbul’daydı. Doktor Kuantum lakaplı Wolf, Kuantum Düşünce
Tekniği’nin önderi sayılıyor. Bu teknik, Kuantum fiziğinden
hareketle, hayatı anlamlandırmaya çalışmak olarak özetlenebilir.
Dr. Alan Wolf, kuantum fiziğinin felsefi yönüyle, insan neden
aynı işleri yapar, aynı ilişki ve olayları tekrar tekrar
yaşarız? Sonsuz olasılıklar denizinde, neden başımıza aynı
(veya benzer) şeyler gelmesinden yakınırız? İnsan, kendi
hayatının akışını değiştirme gücüne sahip olabilir mi?
Sorularına dinleyicileriyle birlikte yanıt aradı ve seminere
katılanlara aslında çok önemli bir mesaj verdi:
‘Kuantum Düşünce Tekniği’ bilimden ziyade spiritüellikle
alakalıdır.’
Dr.
Fred Alan Wolf kimdir?
Amerikalı Fred Alan Wolf, 72 yaşında bir kuantum fiziği
profesörü. Kuramsal fizik üzerine 1963 yılında UCLA’da
doçentlik unvanını kazanan Dr. Kuantum, nükleer ateşleme
sistemi Project Orion’da çalıştıktan sonra, bilinç, fizyoloji
ve ruhaniyet arasındaki ilişkiyi araştırmaya koyuldu. Kuantum
fiziği hakkında 11 kitap yazdı. 1982 yılında
“Taking the
Quantum Leap - Kuantum Sıçramasını Yapmak”
adlı eseriyle ABD
Ulusal Bilim Kitabı Ödülü’nü kazandı.
Dr. Fred
Alan Wolf, seminerlerinde kuantum fiziğinin, fizikle fizik
ötesinin birbirine karıştığı bir noktanın adı olduğunu
belirterek,
“Atom altı
parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarıdır ve
insan düşüncesinin yaydığı enerjiye cevap verir”
diyerek çok kısa bir iki cümle ile konuyu herkesin
anlayabileceği dilde özetlemiş oldu.
Kuantum
Kuramında Mutlak Zaman Yok, An Var! Dr.
Fred Alan Wolf, “Kuantum kuramında” mutlak zaman diye bir
şeyin olmadığını belirterek “Zaman her cismin bulunduğu uzay
bölgesine ve hızına bağlı olarak değişen göreli bir kavramdır.
Önemli olan ‘an’dır. Her olayın oluştuğu an önemlidir”
diyor:
Dr. Kuantum
Basın Toplantısında Dr. Kuantum
katıldığı basın toplantısında seminerin içeriğini ve kuantum
fiziğini pratik olarak kişilerin hayatında nasıl
kullanabileceğini ve kullanarak neler yapabileceğini kısaca
anlatmaya çalıştı. Biz çeşitli gazetelerden alıntı yaparak bu
basın toplantısının bir özetini hazırladık sizlere. Kuantum
fiziğinin, fizikle fizik ötesinin yani nam-ı diyar adıyla
metafiziğin birbirine karıştığı bir noktanın adı olduğunu
açık açık hiç çekinmeden belirterek şöyle konuştu sempatik
bilim adamı: - ya da insanı mı desek? Artık bilim adamı
yerine bilim insanı terimi kullanılıyor da !
“Kuantum
fiziği, bizi, klasik manadaki fiziksel maddenin enerjiye
dönüştüğü bir alana sokar. O alanda artık atom altı
parçacıklar, hızla hareket eden enerji parçacıklarından başka
bir şey
değildir. Daha da ötesi bu parçacıklar insan düşüncesinin
yaydığı enerjiye cevap verir. Bu alanı gözlemleyen kişi ile
gözlemlediği parçanın birbirinden bağımsız, kopuk şeyler
olmadığı çıkar meydana. İnsan, kendini tarafsız bir gözle
gözlerse kendini değiştirebilir. Yani farkında olmakla
kendimizi değiştiririz. Tersi de doğrudur. Değişmiş olan
insan, farkında olmuş insandır. Bu üst düzey bakış açısına
varmak için tek tek olaylar hakkında düşünmek yerine, olaylar
arasındaki tümel ilişkiye bakmak gerekir. Böylece daha derine
inmiş ve merkezden çevreyi izlemiş oluruz. Çevrede sürekli
çalkantı, itiş kakış, dalgalanma vardır. Merkez ise bütün bu
çalkantılardan uzak, sakin ve durağandır. Merkezde benliğin
istekleri yerine; sessiz bir kabul, bir tatmin vardır…”
Işık hem
dalga özelliğine sahip hem parçacık Bir süre
sonra metafizikle yani fizikötesi ile fiziği iç içe kabul eden
deneyler daha da önem kazanacak ve ikisini birbirinden çok
kesin çizgilerle ayırmak mümkün olamayacak. Yapılan deneylerin
ışığın; hem dalgasal bir yapıya sahip olduğu hem de küçük
enerji paketleri olan ve parçacıklardan meydana geldiğini
ifade eden Dr. Wolf, “Şu
halde ışık, hem dalga özelliğine sahiptir hem de parçacık.
Sadece ışık değil bütün ‘madde’ dediğimiz nesneler, dalga ve
parçacık özelliği gösterebilir.
Kuantum kuramı, maddeyi
enerji olarak tanımlar ve maddeler arası etkileşimleri enerji
alanlarının etkileşimi olarak görür. Demek ki, bütün evreni
birtakım enerji alanlarının ortamı olarak görebiliriz.
Aynı durum, insanlar için de söz konusudur. Her insan bir
enerji alanıdır. Her insan, çevresiyle sürekli enerji
alış-verişi yapmaktadır. Beslenmeden tutun da büyümeye, hatta
düşünmeye kadar her eylemimizde bir enerji alış-verişi vardır.
Fiziksel bedenin çevresinde de gözle görünmeyen bir enerji
alanı bulunmaktadır. Bu alan da çevredeki diğer enerji
alanlarıyla etkileşir, titreşime girer ve rezonansa ulaşır.
İnsanlar rezonansa girerek birbirlerini etkiler. Rezonans
olduğunda bilgi içselleşir ve sadece bellekte değil, bütün
bedende kayıt olur. Buna yaşam bilgisi de diyebiliriz. Yaşam
bilgisi bütün hücrelere yayılan holografik bir
bilgi
türüdür” dedi.
Kuantum
fiziğini okumaktan hiç sıkılmıyorum, seminer ücreti çok
yüksekti gidemedim ama neler söylendiğini bilmek isterim
diyenler için tüm söylediklerinin haberini veren gazetelerden
alıntı yaparak kısaca yeniden bir özetleyecek olursak şunları
söylemek mümkün:
Madde
denen her nesne, aslında bir enerji türü. Enerji türleri
sürekli değişim halindedir. Kuantum kuramı, maddeyi enerji
olarak tanımlar.
Maddeler
arası etkileşim, aynı zamanda enerji alanlarının
etkileşimidir. Ve her insan bir enerji alanıdır. Yemek,
büyümek, düşünmek gibi eylemlerde hep bir enerji alışverişi
vardır.
Kuantum
kuramına göre zaman ölçülemez. Olayın oluştuğu ‘an’ önemlidir.
Mutlak zaman diye bir şey yoktur. Bizler, an içinde
varlığımızı sürdürüyoruz.
Kuantum
Düşünce Tekniği’ne göre insan kendini beş duyuyla kısıtlamaz
ise evrendeki enerji alanlarından yararlanabilir. Kural şu:
İstemezsen, inanmazsan bu yeteneğini kullanamazsın. Yani bu
noktada bilimsel yasaları bir kenara bırakıp inanmak daha
doğrusu anlamaya çalışmak, farkında olmak zorunda kalıyoruz.
Kuantum Düşünce Teknikleriyle Farkındalık arasında çok sıkı
bir bağlantı var.
Önemli
ve kafa karıştıran bir ayrım: İnsan evrensel enerjiyi
kullanabilse dahi her istediğini yapamaz. Çünkü Kuantum’a göre
doğanın temelinde görelilik ve belirsizlik var.
Dr. Kuantum pozitif düşünce ile kısa yoldan elde edilecek,
‘iste senin de olsun’ tarzındaki tüm bilgileri haklı olarak
nazikçe reddediyor, çünkü bahsettiği çok daha derin bir konu:
‘Evreni tekamül ettiren
enerjiyle işbirliği yapmaktan söz ediyor.’
Rhonda Byrne`ın, istenen her şeyi
elde etmenin sırrını açıkladığını iddia ettiği kitabı
`The
Secret`
satış rekorları kırıyor. Ancak
Türkiye`de
de okunan kitapta görüşlerine yer verilen ünlü kuantum
fizikçisi Fred Alan
Wolf
, onunla ropörtaj bir gazetecinin sorularına verdiği
yanıtlarında anlattıklarının çarpıtıldığını söyledi.
Wolf
, `Kitapta anlattıklarımı kesip kırptılar. Tam sözlerime yer
vermediler` dedi.
*
The Secret`a
ilham kaynağı oldunuz. Sizce kitaba neler kattınız?
Aslında söylediklerimin büyük bir kısmını kestiler. Çünkü ben
insanlara dileklerinin aniden gerçeğe nasıl dönüşeceğinin
sırrını vermiyorum. Ben kendi gerçeğimi ne anladığımı
söyledim. Onlar bunu kullanmamayı tercih
ettiler
. Sadece küçük bir parçasını aldılar sözlerimin.
* Kitabı nasıl buldunuz?
Çok iyi paketlenmiş bir
saçmalık.
İnsanlar bir sırrın olduğuna, o sırrı keşfettiklerinde
arzuladıkları
kadına
ya da çok paraya sahip olacaklarına inanıyor. Bu kimseyi mutlu
etmez. Düşünsenize, herkes lotoyu kazanabilseydi, ikramiye
küçücük kalırdı. Şanslı olan kazanmalıdır.
* Kuantum fiziği gibi zor bir konuyu kitlelere basitçe
anlatmayı nasıl başarıyorsunuz?
Çünkü sadece yaşadığımız fiziksel dünyanın realitesini
anlatıyorum. Bu da hayatını nasıl daha iyi yapabileceğin
konusunda sana yol gösteriyor. İnsanları ve olayları farklı
şekilde deneyimlememiz gerektiğini anlatıyorum. Bu da ancak
kuantum fiziğinin temellerini anlamakla oluyor.
*
Kuantum fiziğinin ne dediğini
basitçe nasıl açıklarsınız?
Gerçeği gözlemlerken sen de gerçeği etkiliyorsun. Bu, şu
demek: Gerçek ve değişmez olarak kabul ettiğimiz her şey
değişebilir. Bunu biz sağlarız, çünkü etki ederiz. Şöyle bir
örnek verebiliriz: Sen aynaya baktığında kendini çok çirkin
görüyor olabilirsin. Ancak seni çok beğenen birinin bu
görüşünü duyduğunda artık bu gerçek senin için değişmiş
olacaktır. Sen artık kendini güzel hissetmeye başlarsın.
Yaşamımız da bu şekilde değişebilir, ne yönde değişeceğini de
senin etkin belirleyecektir.
Dr.
Kuantum bir bilim adamı olarak spiritüel gerçekliği işaret
ederek, içimizdeki ışığı keşfetmemizi ancak o zaman evreni
tekamül ettiren enerji ile işbirliği yapabileceğimizi söylüyor
ki, tüm kadim doğu bilgelik okulları Veda’lardan, Platon’a,
Buda’dan Krişnamurti’ye, Taoizm’den Ouspensky’e-Gurciyef’e
kadar bin yıllardır Farkındalık adı altında bu bilgiyi
anlatmaya çalışıyorlar. Yakın bir gelecekte bilimle- tüm kadim
ruhsal öğretiler aynı kavşakta buluşacak gibi görünüyor.
Kuantum fiziği
“ben sadece
bilime inanırım, bu söyledikleriniz hurafe"
diyenlere
herkesin anlayabileceği dilde sade, açık ve pratik yanıtlar
veriyor. Sitedeki Kuantum Evren-Metafor sayfası da
bilim-metafizik köprülerini kurmak isteyenler için…
İsterseniz Dr. Kuantum’un tüm kitaplarını okuyun, isterseniz
Metafor sayfamızdaki, Türk Dr. Kuantum’u sayılan Doç. Dr.
Haluk Berkmen’in yazılarını okuyun, konferanslarına katılın,
sorularınızı canlı olarak sorun. İsterseniz hepsini bir arada
okuyup, bize de bir sentez yazısı hazırlayın, artık karar
sizin! Bizim elimizden gelen bu kadar… |