Kelebek Etkisi,
bir sistemin başlangıç verilerindeki ufak değişikliklerin,
büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesine verilen isimdir
sizin de bildiğiniz gibi… Biliyor musunuz; "Çin'de bir
kelebek, bir çiçeğin üstüne konarken kanat çırptı diye Karayip
adalarında fırtına çıkması olasılıklardan biridir. Bir
kelebeğin kanat çırpmaları bile belli bir süre sonra
atmosferin durumunu tümüyle değiştirebilir. Bu spiritüel
olarak demektir ki: yaşamda öyle çok olasılık var ki, bizler
varoluş yasaları içinde yapacağımız özgür seçimlerle kendimize
sürekli yeni olasılıklar yaratma, düş kelebeğinin kanatlarını
çırpmasıyla da yepyeni bir ortamla karşılaşma potansiyeli ile
her an iç içe yaşıyoruz.
Örneğin,
kendinizi ışık işçisi gibi hissediyorsanız, ışığa yönelmeye
çalışan minik bir pervanenin kendini ışıkla bütünleşip
dönüştürme arzusuna benzeyen şekilde gelişme ve bütünleşme
aşkı hissetmeniz normaldir. Bu dönüşümle günlük yaşamdaki
görevlerinizi tam bir performans göstererek yerine
getirebilir; aydınlanma, kendini geliştirme, aydınlatıcılık
meşalesini sevgi ve sevinç ile taşıma özgürlüğü
hissedebilirsiniz. Yüreğinizdeki kelebek kendinin dışında
olanlarında da gelişimine katkıda bulunacağı için bu kez
kanatlarını varoluş yasalarının en önemlilerinden bir tanesi
için çırpmış olur.
Gelişmek ve
geliştirmek, yani Tekamül etmek ve Tekamül ettirmek.
Bu yasa evrenin
işleyiş prensibinin en temel çekirdek noktalarından biridir
çünkü aksi takdirde tek bir bireyin gelişimi, tek bir ulusun
gelişimi tek bir gezegenin gelişimi sözkonusu olurdu ama evren
öyle bir şekilde tasarlanmış ki programı sadece gelişmek ve
geliştirmek üzerine kurulu!…
Halkalar
ve zincirler birbirlerine öyle bağlıdırlar, olaylar-oluşumlar
birbirine öyle bağlıdırlar ki, sizin gelişiminiz bir diğerinin
gelişimini tetiklemekte veya ona bir fayda sağlamakta ve bu
böyle tıpkı suya atılan bir taş gibi halka halka
ilerlemektedir. Halkalar giderek, açılarak büyümekte ve karşı
kıyıya kadar varmaktadır. Varoluş
yasasalarının en temel prensiplerinden biri olan
gelişmek ve
geliştirmek,
tekamül etmek ve tekamül ettirmek evrensel işlevini her yerde
korur. Evrende yaratılmış olduğunu gördüğünüz canlı cansız ama
bir enerji taşımakta olan her türlü şey için bunu
söyleyebiliriz. Gelişmek ve geliştirmek onun ana
fonksiyonudur.
İnsanoğlunun
bugüne kadar sorduğu sorularda hatta çoğu zaman benim vazifem
nedir ve benzeri gibi çok sorduğu sorularının yanıtında ilk
madde olarak: birinci vazifeniz gelişmek yani bireysel
gelişiminizi yapmak ve geliştirmek yani diğerlerinin de
gelişimine katkıda bulunmak demek mümkündür. İnsan bu
birincil vazifeyi tam olarak ne kadar yeterli bir performansla
ve başarıyla tamamlarsa hem kendisinin gelecek yaşamları için,
hem de şu an ki yaşamı için yeni kapıların, yeni olanakların
açılmasına fırsat sağlamış olur.
Elindeki iş ne
olursa olsun onu tam hakkını vererek yerine getirme
potansiyeli, gerek karmik düzenler, gerek yeni
yapılandırılacak yaşam biçimleri açısından faydalıdır. Sizin
yaptığınız en önemli görevlerden bir tanesi bu gelişmek ve
geliştirmek kapsamında aslında maddeyi geliştirmektir.
Maddeyi geliştirmek yine yaşamsal
fonksiyonlarınızdan biridir ve bu gezegendeki herkesi kapsar.
Maddeyi
geliştirmek
” Sizler
bir beden ve ruh bileşimi olduğunuza göre ruhunuzun gelişimi
ile bedenleriniz yani madde dediğimiz şeyde sizinle beraber
etrafınızdaki birçok alanda gelişmekte ve daha ince daha
süptil enerjilere doğru ilerlemektedir. Dünya gezegeni
çok ağır bir maddesel enerji alanına sahip. Onu geliştirmek
sizin yaşamsal fonksiyonlarınız kapsamında, şuurlu ve bilinçli
olan gruplar için bu daha da önemli bir görev haline gelmekte.
Işık işçilerinin tam bir performansla başarıya ulaşması hem
kendileri, hem içinde bulundukları alan içinde yaşayan
canlıların gelişimleri gibi nedenler yüzünden çok önemli.
Gezegen üzerindeki tüm ışık işçilerinin tam bir performansla
çalışmalarının istenmesinin bir anlamı da budur. Sadece o
kişilerin daha iyi olmaları değildir buradaki amaç; kendi
gelişimlerini yaparken aynı zamanda bu gezegen üzerinde bir
gelişime neden oldukları, katı maddesel alanların
gelişimlerine fayda sağladıkları veya yapılandırılması,
geliştirilmesi gereken bazı varlıkların gelişimine katkıda
bulundukları ve aynı zamanda
ortak şuur
alanına yayın yapmak suretiyle tanımadıklara başka varlıkların da onların
gelişimlerinden beslenebilmesi anlamına geldiği için ışık
işçilerinden tam performans istenir. Çünkü kelebek etkisi ile bir ışık işçisi olarak sergilediğiniz
sağlam ve ilkeli duruşun, sadece tanıdığınız değil hiç
tanımadığınız gezegenin taa öbür ucunda yaşamakta olan
varlıklara da hayrı dokunabilir.”
Kelebek Etkisi
”Sizin
buradaki gelişiminizin bir yansıması hangi sahillere hangi
dalgaları götürür hiç bilinmez, kelebek etkisi diye anlatılmak
istenen şey de budur. Evrenin küçük bir köşesinde küçücük bir
kelebeğin kanat çırpması, evrenin bambaşka bir köşesinde çok
büyük dalgalarla bambaşka bir olaya neden olabilir. Süre gelen
halkaları izlerseniz, o olayın da nasıl geliştiğini bulma
şansınız olabilir. Bu da sebep-sonuç yasasıdır. Küçücük bir
hareket, küçücük bir ivme birbirine bağlı halkalar nedeniyle
çok bambaşka bir olaya dönüşebilir. O yüzden sizin buradaki
gelişiminiz ve ortak şuur alanına ilkeler ve prensipleri
korumak doğrultusunda yaptığınız yayınlar, hiç tanımadığınız
gezegenin bambaşka bir ucundaki bir varlığa çok faydalı
etkilerde bulunabilir ve onun gelişimine katkıda bulunabilir.”
Böylece de
gelişmek ve geliştirmek dediğimiz varoluş yasalarından en
önemlisini yerine getirmiş oluruz yani bizlerin gelişmesindeki
maksadın sadece bireysel olmadığını fark etmek, üst seviyeli
bir bakıştır. Buradaki önemli konu kendini aydınlatmaya aday
bireylerin yeterli düzeyde gelişmeleridir. Onlar ne kadar
aydınlık ve açık olurlarsa hem söylenenleri daha iyi
duyarlar, hem de daha iyi anlarlar ve uygularlar, hem de
onlara çok daha rahat ulaşılabilir.
” Böylece de daha sistemli ve programlı çalışmalar yaparak,
kelebek etkilerini gezegenin pek çok yerinde yaratmak mümkün
olur ve kurtarılması hedeflenen, ulaşılması beklenen bir
kitleye de ulaşmayı başarmak da söz konusu hale gelir.
Sizlerin ve sizler gibi çalışan grupların da katkılarıyla
birlikte yürütülen evrensel ortak çalışma programlarının
gerçek amaçları bunlardır. Ve o yüzden sizlerin kişisel
başarılarının tek tek dahi olsa önemli nedenleri ve
gereklilikleri vardır.Bütün
için başarmak bugüne kadar pek tanımadığımız birlik şuurunun
küçük bir yansımasıdır.”
Genel
olarak gezegende bir yılgınlık veya benzeri bir atalet duygusu
sık sık izlenmekte, bunu herkese yaymak gerekmemekte ise de,
çıkan genel hava zaman zaman bu olabilmektedir maalesef. Bir
erteleme duygusu yani bugün yapamadım yarın yaparım, bugün
şöyle oldu yarına kalsın, bugün hava sıcak, bugün rüzgar var
gibi çok anlamlı olmayan bahanelerle vazifelerin ertesi güne
hatta bir sonraki hatta daha bir sonraki güne ertelendiğini
gözlenebilmektedir. Çevrenize daha dikkatli gözlerle
bakarsanız, insanoğlunun elindeki görevi aksatmak üzere her an
yeni bahaneler uydurmaya hazır olduğunu gözlerinizle
görebilir, ruhunuzla hissedebilirsiniz… Bu da yeterli iç
dinamiğin yakalanamaması yüzündendir.
Yeterli iç
dinamik üretmek
Yeterli
iç dinamiğin yakalanmaması ve atalete, tembelliğe teslim oluş
nedeniyle görevleri ertelemek günlük yaşam biçimi olmuş ve
çeşitli bahaneler ardı ardına eklenerek erteleme çok rahat
üretilir hale gelmiştir. Çünkü gezegenin ağır bir enerjisi
vardır, atalete, tembelliğe müsaittir. Ama son derece ağdalı
yoğun, yorgunluk yaratabilen, insanın hareket kabiliyetini
kısıtlayabilen, iç dinamiğininin devamlı ayakta tutulmasını
zorlaştıran bu enerjiyle, ışığa yolculuğu yaşam hedefi kabul
eden, yüreği sevgi dolu ışık işçileri eğer isterlerse çok
rahat mücadele edebilir ve bu girdaplara girmemeyi
becerebilirler.
Motivasyonu
Kaybetmemek
Her
ne kadar daha aydınlık bir noktaya bakıyor olsanız da bazen bu
tarzdaki yerlere her insan girebilir, bu enerjiye teslim
olabilir, atalete düşebilir. Gezegenin etkileri de burada bir
ölçüde etkendir ancak bu şekilde sadece işinizin uzamasına,
geçecek zamanın daha uzun olmasına ve geçen zamanın uzun
olmasıyla beraber ister istemez işlerin zorlaşmasına neden
olunduğu da unutulmamalıdır. Yapmanız gereken bir işi üç gün
içinde bitirirseniz sizde o enerjiyi daha dinamik şekilde
ayakta tuttuğunuz için kendinizi çok daha iyi hissedersiniz.
Ama üç günlük bir işi 30 güne uzattığınızda hem kendinizi
ister istemez daha yorgun; bir türlü bitmek bilmeyen bir işin
içindeymiş gibi hissedersiniz ve uzadıkça sıkıntıya neden
olur. Burada uygulanacak en iyi formül soğuk suya bir anda
atlamaktır. Bir anda dalmak, hiç motivasyonu kaybetmeden,
gezegenin enerjilerine teslim olmadan, hızlıca yapılması
gerekeni tamamlamak, uzatmamak, bekletmemek, ertelememek.
Ertelediğiniz tüm işler, sizin üzerinizde enerjisel anlamda
ağırlıklar yapmaktadır. Zihninizde tuttuğunuz bir not defteri
gibi yazdığınız; örneğin bir pazartesi günü için şunu
yapacağım dediğiniz bir şeyi pazartesi uygulamazsanız salıya
bırakırsanız zihiniz yorulur, Salı da yapmayıp çarşambaya
geldiğinizde zihniniz biraz daha yorulur. Çünkü sürekli not
defterinizde bir uyarı vardır ama siz bir tembellik ve atalet
nedeniyle ertelerseniz, rahatsız olursunuz. Ve bu daha da
yorgunluğa, yılgınlığa, yerinden kalkamamaya neden olur ve işi
yapmanız daha da gecikir. Hem aldığınız verim düşer, hem
yorgunluğunuz artar.O yüzden bu tip durumlar pek tavsiye
edilen durumlar değildir.
İşlerinizi daha
seri, daha iç dinamiğiniz ayakta bir şekilde ertelemeden, neyi
hangi gün için planladıysanız çalışmak için, onu o gün içinde
aksatmadan, bozmadan, ertelemeden havaya, sıcağa, soğuğa veya
benzeri şeylere bakmadan, planladığınız günlerde uygulayın.
Özellikle elinizdeki çalışmaları ertelemeyin, bu gelişmeyi
ertelemek demektir ve hem bedende hem ruhta gerçek
yorgunluklar yaratacaktır.
Varlığınızın
varoluş yasalarındaki en önemli temel prensibine bakarsak;
gelişmek ve geliştirmek olduğu görüldüğünde bu
gelişmek denen eylemi ertelemeniz ister istemez gerçek ruhsal
yorgunluklara, bedensel zorluklara neden olur.
Ve bunu erteleme devam ettikçe şiddeti daha da artar ve
giderek derinleşen depresyonlara da neden olabilir. Çünkü
ruhunuzun en önemli prensibini yerine getirmemiş oluyorsunuz
yani
gelişmek ve geliştirmek. O yüzden de ışık işçilerinin tam performansla yaptıkları
çalışmalarını ertelememeleri, yapılması gerekeni, yapılması
gereken günde yapmaları çok önemlidir İç dinamiklerini
yakalamaları, daha seri bir şekilde ayakta durmaları ve
çalışmaları kelebek etkisi yaratarak önce kendilerine sonra
çevrelerine hiç tahmin edemeyecekleri yararlar sağlar…
İç Dinamik
nasıl ayakta tutulur?
İç
dinamiğin nasıl yakalanabileceğine dair herkes için değişken
süreçler olabilir, herkesin iç dinamiğini yakalama ve uygulama
süreci farklı olabilir. Hatta çalışma sistemi ve metodu farklı
olabilir, buna karışmaya kimsenin hakkı yoktur. Metodlarınızı
kendiniz uygulayabilirsiniz, önemli olan sonuçtur. Fakat
varlığınızdaki veya grubunuzdaki iç dinamiği nasıl ayakta
tutmayı sürdüreceksiniz? Asıl önemli olan konu budur yani
enerjiyi ayakta tutmayı sürdürmek ve bu çabayı, bu isteği
sürekli kılabilmek. İniş-çıkışlara fazlaca müsaade etmemek, o
alanlara, girdaplara kapılmamak ve seri bir şekilde herhangi
bir çalışma programını tamamlamak. Ama gezegensel olarak
görülüyor ki,
İç dinamiklerde
problem var, kendini ayakta tutmak da problem var, atalet ve
tembellikle ilgili ise hayli yoğun ve karmaşık problemler
dizisi var. Gezegenin enerjilerine teslim oluşlar var.
Dolayısıyla bir ışık işçisi olarak bunları nasıl yenebiliriz?
İç dinamiğimizi verimli tutmak için neler yapabiliriz?
Sorusunun gerçek bir iyi niyetle sorulmaya başlaması bile bir
başlangıç anlamına gelebilir. İç dinamikleri ayakta tutma
çabası, bireysel tekamül planına yani yaşam planına göre teker
teker de yapılabilir. Gruplar kendi iç dinamikleri için
diledikleri yöntemi de kullanabilirler, isterlerse toplum
meditasyon-yoga da yapabilirler. İsterlerse parklarda,
bahçelerde Tai-Chi yaparlar… Tıpkı doğu ülkelerinin
bazılarında olduğu gibi… İsterlerse çeşitli bireysel gelişim
kurs, seminer veya konferanslarına katılabilirler, isterlerse
bol bol okuyarak ve uygulama yaparak ayağa kalkarlar.
İnsan iç
dinamiğin alevlendirilmesinin ve onun sabit bir şekilde
tutulmasının bugünkü, yarınki hatta gelecekteki yaşamlarına
olan yararlarını bir hissedebilse, elindeki yaşam programını
uygulamak için ya da uygulamayı öğrenmek için bir an önce
harekete geçer. Önümüzdeki dönem öncelikle ışık işçilerinin
kendi yaşam programlarına sahip çıkacakları ve o programı
çözümlemenin bir yolunu bulacakları bir dönem olacak… Onların
yapacakları olumlu ve verimli uygulamalarla da diğerleri
önlerine açılan yollardan büyük bir rahatlıkla geçmeyi
başarabilecekler. |