Günün Penceresi

 

HİNDİSTAN'A YOLCULUK (Seçilmiş Bölümler)

WALT WHITMAN
Çeviren: Işık UÇKUN
Yayın Tarihi:15.Eylül.2008
WWW.ASTROSET.COM

 

Merakla direniyorum zamana, kahramanların tüm çabalarını dikkate alarak,
Vade uzun mu geldi? İftiralar, yoksulluk ve ölüm acıtıyor mu?
Tohum yüzyıllardır toprakta yatıp duruyor mu önemsenmeden?
İşte Tanrının beklenen fırsatı!
Gecenin ortasında yükseliyor, filizleniyor, açıyor,
Tüm dünyayı faydayla ve güzellikle dolduruyor.

Ey Aşkın olan Sen,
İsimsiz kalp ve nefes,
Işıkların ışığı, evrenlere saçılan, sen ki hepsinin merkezinde,
Gerçeğin en kudretlisi; iyi olansın, şefkatli olansın,
Sen ki, ahlakın, ruhsallığın kaynağı, sevginin kaynağı, sen ki bir hazine
Ey benim dalgın ruhum, ey susuzluğu hiç bitmeyen; durup beklemez misin?
Gitmek için o yere, yoldaşlarımızın mükemmelleştiği; beklemez misin?
Sen ki herşeyin nabzı, yıldızların sebebi, güneşin ve sistemlerin,
Dönüp duran; düzen içinde, güven içinde, uyum içinde,
Uzayın o şekle sığmaz enginliğine karşı,
Nasıl düşünürüm, nasıl nefes alırım, nasıl konuşurum ki,
Ulaşamazsam o yüksek evrenlere.

Titriyorum acizliğimle, Tanrıyı düşündüğümde,
Hem doğayı ve tüm harikalarını, Zamanı ve Mekanı ve Ölümü düşününce,
Ama ben dönüp sana sesleniyorum, Ey ruh, Sen; Gerçek Ben,
Ve işte sen, tüm inceliğiyle dünyalara hükmeden!
Sen en dost zaman, ölümün güleryüzü,
Harikalığıyla uzayın enginliğini dolduran.

Sen ki yıldızlardan büyük, güneşlerden büyük!
Ey Ruh! Sen ki her yeri kuşatan, devam et yolculuğuna,
Hangi sevgi daha çok yükseltebilir seninle benim sevgimden?
Hangi istek yarışabilir, hangi arzu, seninle bizim olanla?
Hangi arzulanan hayal? Hangi arınma isteği, mükemmele erişme, güce erişme isteği?
Hangi başkası uğruna herşeyden vazgeçme isteği yaklaşabilir, seninle benim olana?
Bir başkası için mi bu acıyı çekmek?

Düşünüyorum ey ruh, zaman geldiğinde,
Tüm denizler aşılıp tüm burunlar aşındığında,
yolculuğun bittiği işte o zaman,
Sarıp sarmalayan, herşeye çare bulan, en büyük olan Tanrı,
O zaman sen yol verensin, erişilen hedefsin.
Dostlukla dolunur o zaman, sevgi tamamlanır, ağabey bulunur
ve sevgiyle erir kardeş kollarında.

Hindistan’dan da öteye ulaşmak,
Erişmek yerin ve göğün sırlarına,
Siz denizin sularına, akıp duran derelere, nehirlere,
Siz ormanlara, tarlalara; yüce dağlarına dünyamın,
Ulaşmak tüm çayırlara, gri kayalara,
Sabahın kızıllığına, bulutlara ve yağmurlara ve karlara,
Gece ve gündüz, size ulaşmak

Güneş ve ay, ve siz bütün yıldızlar! Sirius ve Jüpiter,
Size ulaşmak!

Ulaşmak, hemen  ulaşmak! Kanım damarlarımda yanıyor!
Uzaklara ey ruhum! Hemen demir al artık!

Kopar halatları, vira de artık! Bütün yelkenleri aç!
Yeterince oturup durmadık mı yerde, ağaçlar gibi?
Yeterince sürünmedik mi yerlerde, yiyip içip hayvanlar gibi?
Yeterince karartmadık mı, sersemletmedik mi kendimizi senaryolarla?

Yelken aç ileri, derin sulara çevir dümeni,
Kayıtsızca ey ruhum, arayalım; ben seninle, sen benimle,
Bir yerlerden bağlıyız birbirimize, henüz denizcinin korkup gidemediği,
Ama şimdi riske atıyoruz, gemiyi, kendimizi ve herşeyi.

Ey  benim cesur ruhum,
Uzaklara aç yelkenini, daha uzaklara
Ey cesaretin sevinci, ama güvenli! Hepsi değil mi ki Tanrı’nın denizleri?
Uzaklara, uzaklara, daha uzaklara!

 
 
 

© Astroset 2004-2010