"Evrensel oto kontrol ve nefis terbiyesinin en iyi
uygulamalarından biri oruçtur.
Aşırıya kaçan fazlalıkları eğer kendi irademizle
temizleyemiyorsak o dürtüleri kontrol altına almak için
kullanılan destekleyici bir farkındalık yöntemdir."
Bizi
kendimiz üzerinde oto kontrol kurmaya ve nefis terbiyesi
yapmaya, yani bir tür iç hesaplaşmaya, beğenmediğimiz
yönlerimizi değiştirmeye, kendimiz, ailemiz ve yaşadığımız
toplumla bütünleşmeye çağıran
ramazan ayını
karşılamaya hazırlanırken
Orucun Spiritüel Anlamı
hakkında biraz daha kapsamlı düşünmek sanırız hepimiz için yararlı
olur.
Oto kontrol ve nefis terbiyesi, kişinin kendi varlığında
bulunan fazla ya da aşırıya kaçan davranışlarının
törpülenmesi, fazlalıklarını düzeltilmesi, kendisi hakkındaki
farkındalığını yükseltmesidir. Çeşitli zamanlar içinde dinler,
insanlığa bu vazifeyi yapabilmeleri için, orucu ve benzeri
uygulama yöntemlerini önerdiler ki, bazı dürtülerimizi
frenlemeyi, doğruyu yanlıştan daha çabuk ayırmayı ve iç
disiplini öğrenebilelim.
Aslında bu yöntemler hala geçerliliklerini korumaktalar. Oto
kontrol ve arınma öneren tüm yöntemler
kişiyi daha fazla kendisiyle yüzleşmeye yöneltebilmek ve
elbetteki o yüzleşme ile daha yukarı
yükselmesini sağlayarak, maddi alemin yıkıcı tesirlerine karşı
güç kazanmasını sağlamak için
önerilmişlerdir. Ve biz dilersek, bugün hala aynı maksatlar
için kullanılabilirler.
Bu anlamda oto kontrol ve nefis terbiyesinin en iyi
uygulamalarından biri oruçtur.
Oruç, her anlamda kullanılabilir bir yöntemdir. Aşırıya kaçan
fazlalıkları eğer kendi irademizle temizleyemiyorsak o
dürtüleri kontrol altına almak için kullanılan destekleyici
bir farkındalık yöntemidir de aynı zamanda…
Örneğin; alkol, sigara, uyuşturucu gibi tüm zararlı
alışkanlıklar için, fikir ve düşünce kontrolleri, aşırı yemek
ve tüketim alışkanlıkları hatta aşırı konuşmak için bile
kullanılabilir. Sonuç itibariyle kendimizi kontrol edemeden
yaptığımız her eylemde, her fiilde bir arınma ve dengelenme
sağlamak için orucu kullanabiliriz. Bizi daha üst bir anlayışa
taşıyacak bu uygulama, nefis terbiyesinin en etkili
yöntemlerindendir. O yüzden, tüm ezoterik öğretilerde,
tasavvuf çalışmalarında, sufizmin temelinde, doğunun mistik
uygulamalarında; yani insanın bireysel gelişimine engel olan,
kontrol edemediği her türlü dürtü, istek ve arzuyu terbiye
etme yöntemlerinin tümünde mutlaka oruç tavsiye edilir. Ve
belli bir süre o orucu uygulamadan da o istenmeyen yönlerin
terbiye edildiğini söylemek mümkün değildir.
Orucu farkındalığı disiplin aracılığı ile ayakta tutan ve
insanı nefsine karşı uyanık hale sokan bir yöntem olarak ele
almak doğru bir yaklaşımdır. Aynı şekilde meditasyon, yoga
veya zikir aracılığı ile bir disiplin ve farkındalık elde
etmek istiyorsanız yine bir ay oruç tutmak gibi eylemlerinizde
süreklilik ve kontrol olmalıdır ki, beden üzerindeki
yararlarını bizzat kendiniz izleme fırsatı bulabilesiniz.
Ramazan ayı, bedensel ve ruhsal denge kurmak için en uygun
aydır.
Bizimle birlikte inanan milyonlarca hatta milyarlarca insanın
sağladığı inanca dayalı saf bir enerji desteği ruhsal ve
bedensel sağlımızı yeniden tesis etmede en büyük
desteğimizdir.
Milyarlarca insanın
manevi bir ortak alan oluşturduğu bu günlerde, hep birlikte
oruç tutmak, oruç açmak, dua halinde olmak, arınma isteği
üretmek daha da kolay olmaktadır. İnsanın kendini denetlemesi
ve egosu üzerinde oto kontrol kurması gibi zor bir konuda
diğerlerinin manevi desteği yabana atılacak, hafif bir destek
değildir. Bu nedenle de grup halinde yapılan meditasyonlar ve
yoga uygulamaları daha başarılı olmaktadır. Peygamberlerin de
toplu yapılan ibadetlerin daha hayırlı olduğuna dair hadisleri
vardır.
‘
Ramazanın, oruç tutmanın, ailece iftar açmanın, buram buram
kokan taze pidenin tadı başkadır, ahh nerede o eski
ramazanlar’, diyen büyüklerimiz aslında bu manevi günlerin,
kardeşçe, insanca dayanışmasını içeren ruhsal desteğini
kastetmekteler…
Ramazan demek oruç tutmak da demektir, ama spiritüel anlamda
ruhsal arınmaya davet eden bu ayı sadece
"yiyecek- içecek orucu yapmak"
gibi
düşünürsek asıl spiritüel anlamını yitirmiş oluruz. Ramazan
ayı size sadece yeme-içme alanında değil, beden ve ruhumuzun
tüm alanlarında hafiflemeyi, fazlalıklarımızdan arınmayı ve
Tanrı’ya ruhsal yönelişi sağlamayı amaçlar. Ramazan ayı,
bedensel ve ruhsal arınmanın, temizlenmenin iyi bir fırsatı
olarak kabul edilmelidir. Kısaca daha geniş bir bakış açısı
ile bu dönemi Zihinsel ve Bedensel Arınma programı
uygulayacağımız bir dönem olarak kabul
edebiliriz.
Oruç ve
Zihinsel -Bedensel Arınma Programı Bireysel
gelişim için
iç disiplin ve arınma-oruç programları her zaman çok önemli
olmuştur. Özellikle uzak doğunun bu yöndeki içe yöneliş
çalışmaları ve felsefeleri, tarih boyunca bu arınma
programlarında dikkat çekici disiplinler uygulamış ve bu tarz
iç disiplin çalışmaları uzak doğuda çok uygulanmıştır. Bu
yöndeki zihinsel ve bedensel arınma programları, uzak doğu
kültürlerinin bilgelik okullarının ve felsefelerinin en sık
uyguladığı yöntemlerdir. Gezegenimizdeki uzak doğu
felsefeleri binlerce yıldır içe yöneliş öğretilerini
uygulamaktadır.
İçe yöneliş yöntemleri aradıklarımızı dışarıda değil içeride
aramamızı öğreten metotlardır. Çünkü aradığımız her ne ise onu
dışarıda değil içeride bulacağımız şüphesizdir ve içimizin
sesini daha fazla duymamız, ona daha fazla kulak
kabartmanız gerektiği, onun bize zaten yolumuzu çizdiği,
yolunuza ait haritayı verdiği gerçeği tartışılmaz evrensel bir
gerçekliktir ve içsel yolculuk yapmak isteyenler için,
varabilmemiz için bu tarzda programlar uygulamak yararlıdır.
Eğer Ramazan ayı gibi özel bir ayda değilsek, zihinsel
ve bedensel arınma programları bulunduğumuz yer ve koşula göre
değişkenlikler kazanabilir. Ama önemli olan buradaki
düşüncenin temelindeki niyettir hangi niyetle bu programı
uygulamaya başladığımız ve bu niyeti program boyunca
sürdürmemiz ve en sonuna gelip tamamladığımız zamanda aynı
niyetle tamamlıyor olmamız çok önemlidir.
Böylece örneğin oruç bizim içe yönelişimizi kolaylaştıracak
bir program olacaktır. Buna bugünün modern tanımıyla bir tür
ruhsal detoks da diyebilirsiniz isterseniz. Aradıklarımızı
içeride bulmamız için bir fırsat ve aynı zamanda içimizin
sesini daha fazla duyabilmemiz için olanaklar yaratacaktır
çünkü zihinsel ve bedensel arınma programları dışarıdan gelen
gürültülerin azalmasına neden olur. Dışarıdan bu kadar çok
gürültü geldiğinde içimizin sesini duymakta zorlanabiliriz.
Ancak dışarıdan gelen, gürültülerden, fazlalıklardan,
kirliliklerden uzaklaştığımız zaman yani bizi karıştıran her
şeyden uzaklaştığınız zaman içimizdeki o gerçek, tamamen saf,
bize, Tanrı’ya ve Evrene ait olan, bizim yolumuzu
bize çok rahat gösterebilen sesi duymamız çok daha kolay hale
gelecektir.
Zihinsel
Arınma Önce
zihinsel arınmayı biraz açarsak: Bu programın en büyük önemi
tamamen içe yönelmemizi sağlayabilmek amaçlı olmasındadır.
Bunun olması içinse dışarıdan gelen fazla gürültüleri,
kirlilikleri, fazla sesleri kesebilmemiz lazım ki, içeriye
daha fazla yönelebilelim, eğer oruç tutuyorsak, orucun asıl
anlamını yaşayabilelim. Bulunduğunuz şu anki çağda ve mevcut
bulunduğunuz alanda, çok fazla akıl-zihin karıştırıcı,
bulandırıcı etkenler var. Bu program uygulandığı sürece
bunlardan arınmak, öze dönebilmek, varoluşa ait olan o kendi
sesimizi duyabilmek için detaylardan arınmamız lazım. Günümüz
koşullarında bu zihinsel arınmanın yani ruhsal detoksun
sağlanabilmesi için programı uyguladığımız sürece bazı
şeylerden uzak kalmamız ve zihinsel bir oruca da girmemiz
gerekecektir ki zihinsel oruç -
hiçbir olay ve kişi hakkında
olumsuz düşünmemek, yargı üretmemeye çalışmak, kıskançlık, öfke, kin
gibi duyguları denetlemektir-
fiziksel oruçla tamamlanmadığında ruhsal anlamda oruç tutmuş
sayılmayız. Sadece mekanik anlamda içimizden bin tane küfür ve
kahır geçirerek belli saatler içinde aç kalmanın dinlerin
tavsiye ettiği gerçek oruçla hiç alakası yoktur. Tüm ramazan
ayında biraz daha içsel ve ruhsal değerlere dönük yaşamak asıl
spiritüel anlamın gerçekleşmesine yardımcı olacaktır.
Bedensel
arınma Bu
tamamen fiziksel bir arınma yöntemi içerir. Bu yüzden de
bedenimizin arınması için sadece yediklerimize ve
içtiklerimize dikkat etmemiz ve oruç bozarken ağır ve bedene
zarar veren besinler almamamız yeterli olacaktır. Oruç açarken
neler yenebileceğine dair pek çok yayın vardır, dileyenler
araştırabilir. Beden arınması için bu tip bir uygulama
yaparken daha temiz bir havada daha fazla zaman geçirmemiz,
nefes-alış veriş yöntemleriyle bedene daha fazla oksijen
sağlamamız iyi olur ki bu da, bu zaman zarfında yani diyelim
ki ramazan ayında vejetaryen beslenme tarzını benimsememiz,
içeceğimiz içeceklerin doğal olması, özellikle bol su
tüketmemiz ve doğal içeceklere yönelmemiz, çay, kahve, kola,
alkol, sigara gibi içeceklerden vazgeçmemiz anlamına
gelecektir .
Ayrıca zihinsel arınmaya takviye için her gün hiç aksatmadan
belirli süreler süresince kendimizde zihinsel yükseliş için
uygun gördüğünüz meditatif bir programı uygulamamız ve asla
aksatmamamız bize takviye bir destek ve güç verecektir.
Meditasyon yapmak bunlardan biridir.Mantra veya zikir
sözcüklerimizi kendi isteğimize göre seçerek daha çabuk
yükseliş sağlayabiliriz. Bu metotları kullanmak bize düzenli
ve disiplinli bir çalışma programı sağlayacak, orucumuzu
zihinsel, fiziksel ve inancımıza uygun manevi bir bütünlük
hissi içinde, bir tamlık ve içsel arınma ile tutmamıza neden
olacaktır.
İçsel Arınma
İç
arınmaya davet imana davet etmek anlamına da gelir. Hangi
inanç grubundan veya dinden olursa olsun her inananın
arınmaya, oruca yani nefsini terbiye etmeye ihtiyacı vardır.
Ruhsal anlamda gerçekten oruç tutan yani nefsini, egosunu
denetlemek isteyen bir insan bu eylemi ve düşüncesiyle atom altı parçacık düzeyinde de benzerlerine örnek olmakta
onları da imana davet etmekte ve sessiz bir ruhsal çağrı
yapmaktadır.
Gözü görmeyenlere ışık tutmak, kulağı duymayanlara ses olmak,
yolu bilmeyenlere işaret etmek her inananın sorumluluğudur.
Çünkü acıları dindirecek olan sadece imandır, gerçek iman ise
evren yasalarının işleyişine teslim olmak, oluşmakta olana
rıza göstermek ama daha iyisini yapmak içinde hiç durmadan,
bıkmadan, usanmadan çalışmak demektir.
İmanda acı olmaz. Endişe olmaz. Sadece bir teslimiyet ve güven
hali vardır. Yaradan’ın yarattıklarını ve yaptıklarını o yüce
Bilgi’den ötürü yaptığını bilmek, inanmak ve güvenmek vardır.
Ve böylece O’nun o Yüce Sevgisinden emin olmak ve onu bilmek
ve onu hissetmek vardır. Ve inananı da inanmayanı da aynı Yüce
Sevgi ile sardığını görmek vardır. Gerçek imana varmak belki de pek çok inkarlardan geçecektir.
Nice acı dolu süreçler gelip gidecektir. Ancak asıl olan
bellidir ve muhakkak ona varılacaktır.
Neredeyse herkesin yolu aynı yeredir. Kimisi önce kimisi
sonra...
Ancak önce gidenlerinse arkadan gelenlere yardım etmesi
esastır. Tıpkı ona da yardım edilmiş olduğu gibi. Nasıl ki o
buraya gelene dek nice önden gelenler elinden tutmuştur ve
tutmaya devam edecektir, şimdi o da her bir ardında durana
elini uzatmalıdır.
Işığın varlığını göstermelidir. Çünkü böylece bir gün onlarda
diğerlerine el uzatacaklardır.
Oruç diyet değildir!
Ramazan ayında yapılabilecek en önemli yanlışlardan biri, bu
ayı bir
"diyet
ayı"
gibi değerlendirmektir. Ramazan ayının spiritüel anlam ve
faydasını bu kadar bozan bir yaklaşımla zayıflamak değil kilo
almak bile mümkündür. Ramazan ayı taşıdığı manevi değer
nedeniyle de kilo verme, diyet yapma, zayıflama için hiç de
uygun bir ay değildir. Bu güzel ay sahip olmanın değil sadece
insan olmanın, şükredip inanmanın, huzura, sevgiye, saygıya ve
paylaşmaya odaklanmanın ve hayatı bize sunan sonsuz güce
sınırsız teslim olmaya çalışmanın ayıdır, olabildiği
kadarıyla tabii ki…
Ramazan ayının en önemli sağlık yararı bedene ve ruha
verdiği huzur desteğidir. Bu huzur, bizi hastalıklardan da
koruyacaktır! Huzuru bol, keyfi, neşesi, eğlencesi zengin,
üzüntüsü, endişesi, korkusu az bir hayatın bedensel ve ruhsal
bağışıklığı güçlendireceği gerçeği en büyük evrensel
gerçeklerden biridir…
Bu ayda sevdiklerimize, inançlarımıza, değerlerimize ve
teslimiyet duygumuzu geliştiren diğer ruhsal güçlerimize
sarıldıkça, bedenimiz de, ruhumuz da iyileşecek, mutsuzluklara
ve hiç bitmeyen şikayetlerimize karşı direnç kazanır hale
geleceğiz. Aşırılıklarımız için yalnız ramazan ayında değil,
kendimizde fazlalık hissettiğimiz tüm zamanlarda da oruç
tutabiliriz… |