Bir yanda her an bir şey beklemeden vermeye gönüllü Doğa
Anamız; bir yanda ise kendini her şeyin üstünde gören,
pervasızca yok eden, hep almaya eğilimli olan insanoğlu…
Son günlerde küresel iklim değişikliği haberleri hepimizin
yaşamında önemli bir rol oynamaya başladı. Sera gazlarının salınımı nedeniyle atmosferdeki değişim sonucu yaşadığımız
havanın ısınması, kuraklık, erozyon tehlikesi, tehlikesi,
okyanuslardaki oksijen miktarının azalmasıyla canlılığını
sürdürmekte her geçen gün zorlanan ve yok olan sualtı yaşamı
vb....
Bu örnekler çoğaltılabilir! Peki insanoğlu nerede ve ne
yapıyor? Bu olanların ne kadar farkında ve sorumluluk bilinci
hangi seviyede diye sormak ihtiyacını duymuyor muyuz?
Her gün biraz daha kendi özünden uzaklaşan, gözünü
kazanç, nefsani tatminler, güç ve iktidar hırsı bürümüş
insanlık olarak, bu yaşanan tablonun sorumlusu olduğumuz
zihniyetini taşıyor muyuz?
Kutsal Ana Unsurlar olan; “toprak,
ateş, hava ve su ”dan kendini
soyutlayıp, bunlara saygısını, sevgisini kaybetmiş bir
zihniyetle, uykuda olduğunun bile farkında olamayan insan !!!!
Acaba ne yaptığının nelere zarar verdiğinin gerçekten farkında
mı?
Gidişattan öyle anlaşılıyor ki, doğa katliamı maalesef
sürecek. Bu konunun çözümü ne yasaların yeniden düzenlenmesinde, ne de caydırıcı olduğu zannedilen cezalarda. Bu
sorunun çözümü, insanın kendi içinde, kendi ruhsal gelişiminde
yani kendi bilinci ve farkındalığında.
Doğanın kirlenmesinden
söz ederken, öncelikle kendi mantal yani zihinsel
kirliliklerimize bir bakalım. Düşüncelerimizde ne kadar
arınmış olduğumuzu, ne kadar pozitif enerji üretip bunu
çevremize yaydığımızı, ne kadar toplum ve birlik şuuru
ürettiğimizi gözlemleyecek olursak gerçekleri daha iyi
görebiliriz. Kendimize ve başkalarına yüklediğimiz değerleri
ve en önemlisi de gerçek sevgiyi ne oranda tezahür
ettirdiğimizi yeniden gözden geçirmenin tam zamanı…
Bu güzelim mavi gezegende yaşayan bireyler olarak, aynı
toprak örtüsünü yatağımız, aynı gökyüzünü ise yorganımız
olarak kullandığımız gerçeği de bir şeyler anlatmıyor mu bizlere
?
Kendinde her şeye hükmetme yetkisini gören insan; bitki
örtüsünün bir karar alıp
“ biz de bugün oksijen üretmeyelim”
demesiyle telef olabileceğini bilmiyor mu ki ...
Ne yazık
ki,bilmiyor !!!! Ya da bir türlü bilmek istemiyor da çare
aramadığımız her gün daha büyük zorluklara çağrı yapıp onu
kendimize daha da yaklaştırıyoruz...
|