Doğal yaşam uygulamaları yapmak
için insanı ve evreni holistik
yani bütünsel bir kavrayışla değerlendirirsek
her şey daha çok yerli yerine
oturacaktır.
Holistik
Şifada
“HOLOGRAM”
anlayışından söz edersek; şifanın
işleyişi açısından; bedenimizi farklı parçaları birbirinden
ayrı bir şekilde işleyen bir makine
gibi algılamak yerine, bütün birimlerin birbirine bağlı,
birbirini besleyen, destekleyen, ilişki ve iletişim içinde
olan bir bütün olduğu anlayışına ulaşmak
holistik şifanın ve fitoterapinin
özünü anlamayı kolaylaştıracaktır.
Holistik
düşüncede insan vücudu, devamlı değişen, dinamik bir enerji
sistemi olarak kabul edilmelidir. Bütünsel sağlığın en önemli
anahtarı olan, zihin-ruh ve beden üçgeninde dengeyi kurmamızda
bitkilerden yararlanabiliriz.
Bizler
stresle mücadele ederken, ona yenilmek yerine önce
sorunlarımızı kabul edip sonrada stresi yönetmeyi başarabilme
yetisini elde edebiliriz. Ek olarak da bitki çaylarını
hayatımıza katarak onlardan yaralanabiliriz.
Bitkilerin tedavi edici özellikleri yavaş olmakla birlikte
daha kalıcı ve doğaldır. Doğanın bizlere hediyesi olan şifa
taşıyan bitkilere hayatımızda bilinçli olarak daha çok yer
vermek, hastalıklardan korunmamızın yani sıra yasam
kalitemizi de yükseltecektir. Zor hayat
koşullarında, problemlerle uğraşırken, daha enerjik bir beden
ve zihinle olmayı kim istemez ki? Sonuçta sağlıklı bir beden,
zihni rahatlatacak böylece de sorunları çözme yolunda bize
daha çok destek verecektir.
Hipokrat;
“ Ne
yiyorsanız O'sunuz
“
demekle yediğimiz içtiğimiz her şeyin sağlık için ne kadar
önemli olduğunu bizlere göstermiştir.
|