Günümüz modern fiziğine
göre, maddenin görünür en küçük yapı
taşlarından söz etmek artık yeterince bilimsel değil
çünkü atom altına indikçe madde gözümüzden kayboluyor, giderek
süptilleşiyor ve ruhsallaşıyor. Öyleyse diyorlar fizikçiler,
ayrımcı zihniyetten tamamen vazgeçerek ayrılamaz bir bütün
halindeki evrenden söz edebiliriz;
“birbiriyle karşılıklı ilişkili,
birbirinin içine dokunmuş engin bir olasılıklar ağından,
olasılıklar evreninden…”
Peki! Günümüz modern şifacıları
ve bioenerji uzmanları ne
diyor? Onlarda, “araştırmalar
gösteriyor ki, tezahür etmiş evrenimiz bu bütünden çıkar.
Bizler bu bütünlüğün ayrılamaz parçaları olduğumuza göre,
bütünsel oluş haline girebilir, bütünle titreşebilir,
katılımcı yönümüzü harekete geçirebilir ve evrenin herkesi
her yerde iyileştirebilecek yaratıcı güçleriyle bağlantıya
geçebiliriz.”
diyorlar. Öyleyse
şifaya da
“Katılımcı
Şifa” adını rahatlıkla verebiliriz.
Şifa ve
şifacılık konusunda kaynak teşkil edebilecek Ann Brennan’ın
‘Işığın Elleri’ adlı eserinde de gayet detaylı bir şekilde
anlatıldığı gibi sağlığın, enerji alanları ile çok yakından
bağlantısı vardır. Eğer insan sağlıksızsa, hastalık şifacının
içsel-ruhsal
gözüyle; öncelikle enerji akışı bozuk bir enerji beden olarak
kendini gösterir. Çakralar yeterince enerji ile beslenemezler
ve enerji beden üzerinde koyulaşmış renkler şeklinde
gözükürler. Bu tıpkı mutsuz ve karamsar günlerimizde asık
suratlı olmak, mutlu günlerimizde ise neşeli ve canlı olmak
gibidir. Aynı etkiler enerji bedende de izlenebilir. Sağlıklı
insan parlak renkler ve dengeli bir enerji akışı yaşar. Diğeri
ise tam tersini. Enerji bedenlerin ve çakraların gösterdiği
renkler ise hastalıklara göre değişir. Şifacılıkla
ilgilenenlerin konuyu daha detaylı araştırmaları ve bol bol
okumaları tavsiye edilir. Şifacılık dışarıdan göründüğü kadar
kolay ve bilgisizce takip edilebilecek bir konu asla değildir.
Kalıcı İyileşme
Kalıcı
iyileşme için,
Katılımcı Şifa
yöntemleri
kullanılmalı ve sağlık arayan kişi de işin içine katılmalıdır. Şifacının
“Duyular
Dışı Algılama”
adını taşıyan psişik yetenekleri ile tespit ettiği
verileri; hastalığın tanısında, tıpta, psikolojik danışmanlıkta
ve terapilerde rahatlıkla kullanılabilir. Hastalığın ruhsal
kökenini açıklayan bu veriler kalıcı iyileşmede iyi bir veri
tabanı sağlar. Asıl köken ve neden bilinince üzerine gitmek
kolaylaşır. Şifada işbirliği
çok önemlidir. Şifacınız ne kadar yetenekli olursa olsun, siz
değişmiyorsanız ve bu şifa sürecine katılmıyorsanız,
rahatsızlığınız belki de şekil değiştirerek bir süre sonra
yeniden kendini hatırlatacaktır. Çünkü holistik yani bütünsel
bir bakış açısı ile sizden arındırılmayı ve ortadan
kaldırılmayı istemektedir. Ama maalesef çevremiz değişmek
istemeyen, sadece dışarıdan şifa alıp, en kısa sürede iyileşip
sonra da aynı hızla onu hasta eden nedenlere geri
dönmek
isteyenlerle doludur.
Şifa-Yol Haritası-Sözel Bilgilendirme
Şifa-Yol
Haritası tespiti-Sözel Bilgilendirme ve gerekiyorsa Terapi
süreci, kalıcı iyileşme için çok önemlidir. Kişi önce
hastadır, tıbba müracaat etmelidir, eder. Kısa bir süre için
iyileşir ama kendisinde o hastalığa neden olan yönü
değiştiremediği ya da bir terapi
uygulanamadığı için yine hastalanır. Hastalığa bütüncül
bakmamış, tek bir organ örneğin böbrek iyileştirilmiştir ama
hangi üzüntünün böbrek üstü bezleri tetiklediği
araştırılamamıştır. Sonra hasta Alternatif Tıbba yani
Tamamlayıcı Tıbba, Şifacıya veya
Bioenerji uzmanına danışır. Şifacı
enerji bedenindeki sorunu görür ve enerjisini
yenilemesine yardımcı olur. İyileşme bazı kişilerde kesin
sonuçlar verse de dürüst olmak gerekir ki, daha geniş bir
tabanda tam iyileşme sağlamak katılımcı şifa anlayışını
geliştirmekle mümkün olur. Son aşamada da sözel
bilgilendirme-terapi gerekli olabilir. Bu kişiden kişiye
değişim gösterir. Terapi konusunda da eğer varsa yanlış
algılamaların da değişmesi gerekir ki şifa sonuç verebilsin.
Her
noktadaki dirençlerin kırılması, esneklik ve uyum süreçlerinin
arttırılması bizi kesin sonuca götürür.
Sözel İletişim-Terapi
Terapi
aslında sözel iletişim demektir, bloke edilmiş duygu-düşünce
ve davranışların konuşma yöntemi ile çözülmesini amaçlar. Ama
bu doğal ve modern yöntemi terapi alan kişilerin psikolojik
sorun haline getirmeleri süreci uzatır. Terapiye, nedenini tam
anlamadığınız sağlığınız ya da sorunlarınızla ilgili bir
konuda dışınızdaki ve konuya hakim biri ile sözel iletişim
kurmak, bilgilendirilmek demek sanırız daha doğru ve daha
sade bir tanım olacaktır. Buna isterseniz çok güvendiğiniz bir
aile dostunuzla dertleşmek ve problemleri birlikte aşmak diye
de bakabilirsiniz.
Alınan terapinin köklü çözümler üretebilmesi için de bir doğum
haritası-kişilik analizi ve kullanılamayan
bastırılmış-potansiyel duyguların tespiti
gerekir. İyileştirme için Duyular Dışı Algılama ile yapılan
tespitler, Psikolojik Danışmanlık ya
da Astro-Terapi elele yürürse, sorunları
olan kişi çok kısa bir sürede kendini iyileştirecek gücü
toplar. Ve zihinsel-fiziksel-ruhsal bir değişime uğradığı için
de bir daha kolay kolay
hastalanmaz. Onu o hale getiren nedenleri artık anlamıştır
ruhsal ve fiziksel bedeni iyileşmeyi gerçekleştirecektir; işin
doğrusunu söylemek gerekirse aslında hiç kimsenin şifa almaya
da ihtiyacı yoktur. Evrensel bir düzenekle kurulmuş olan bu
olağanüstü yapı yani beden kendi kendini iyileştirmeye
doğuştan yeteneklidir. Şifacı tıkalı olan enerji dengelerini
toparlar, yeniler ve aynı duruma dönmemesi için tavsiye verir.
İşte bu tavsiyeleri ciddiye almak ve kulak vermek şifalanmanın birinci basamağıdır.
Şifalanma
Süreci Şifalanma,
şifa alma ve iyileşme sürecine yeni bir bakış açısı ile
yaklaşacak olursak rahatlıkla diyebiliriz ki, katılımcı etkin
gücümüzü, holografik bir evren anlayışında geçmişimizi
düzeltmek için de kullanabiliriz. Yaşanmış deneyimlere dikkat
ve özen göstermek, farkındalığı arttırmaya çalışmak çok
yararlıdır. Katılımcı evren anlayışı ruhsal şifada dahil olmak
üzere her ilişkide anlayışımızı, uygulamalarımızı yeniden ve
çok daha yaratıcı bir biçimde gözden geçirmemizi sağlayacak
niteliktedir. Holistik, bölücü olmayan bir anlayış kazanmak ve
neler olup bittiğini sahiden anlamaya çalışmak bile doğal
yöntemlerle geçmişi temizleyebilir ve affediciliğimizi harekete
geçirebilir ama affetme ve öfke kontrollerinde sorun varsa dış
yardım almak şarttır ve bunun da utanılacak, sıkılacak hiçbir
yanı yoktur, spora gitmekten, aerobik yapmaktan hiç farklı
değildir. Kendi
kendine yardım etmek isteyen biri için Michael Talbot'un
yazdığı 'Holografik
Evren' adlı eseri de,
holistik şifayı daha iyi anlamak için okumak yararlı olabilir.
Bunların
nasıl işlediğini tam olarak anlamadan, okuma ve trans şifacılığı
yapan hatta başarılı olan pek çok kişi olabilir. Ama bu tip
kitapları okumak,
‘çözümlemelerin’ nasıl
çalıştığını anlamaya yardım eder ve hem şifacıyı hem de
hastayı bilgilendirir.
Geçmişi Olumlamak
Işığın
yapısı ve bizlerin nasıl ışıktan varlıklar olduğumuzla ilgili
makale ve
eserler yazan ünlü araştırmacı James Jacobi,
'Bizler
ışıktan varlıklar olarak farkındalığımızı odaklayabilme gücüne
sahibiz' derken
holistik anlamda geçmişin şifalandırılmasından söz ediyordu.
Şuurumuzun bir bölümünü bir ışık ışını olarak odaklayabilmiş
ve eskiden olan olaya uzanarak deney hologramının içinden
geriye doğru gitmek ve o kişinin üzüntüsüne neden olan koşulu
bulmak ve onu bir nedene ya da bir tavsiyeye dönüşecek şekilde
bugüne getirmek elbette mümkün ama sonra o anıyı hologram
enerjisinden serbest bırakıp çıkarmak ve üzüntü veren anıyı
kişinin geçmişinden temizleyebilmek her zaman sanıldığı kadar
kolay değil. Kişinin alıcılığından başlayarak o kadar çok
faktörün bir araya gelmesi gerekiyor ki, ayakları yere basan
gerçek bir şifa uygulamasında şifacının
‘o resmi gördüm ve onu
iyileştirdim’ demesi çok kolay olmamalı. Bu tip çalışmalar
sorumluluk gerektirir. Şimdi çok moda olduğu üzere
“geçmiş
anılarımızı pozitif bir düşünce dizisi içinde yeniden yaşar
gibi zihnimizde imgeleyebilir, bizi çok üzmüş olan o anılan
olumlayabilirsek, farkındalığımızı şimdiye odaklayabilir ve
geçmişi affedebilirsek, bugünü daha verimli, pozitif
eylemlerle dolu, mutlu ve huzurlu yaşayabiliriz” diyebiliriz
biz de. Ama önemli olan demek değil, sonuca ulaşmak ve
gerçekten yararlı olmak. Aramızda
kaç kişi yukarıda sıralananları bir çırpıda yapıverir,
yapabilse idi zaten hasta mı olurdu? Acaba kaç şifacı doğru
nedeni ve resmi tespit eder? gibi daha pek çok soru sormak da
mümkündür. O yüzden ayakları yerden kesmeden şifacıdan gerekli
verileri aldıktan sonra ilk aşamada tıbbı çözümler konusunda
ne yapabilirim şeklinde düşünmek daha sade ve daha sağlıklı
görünmektedir. Daha sonra yine alternatif yöntemler
aranabilirse de, insan
akıl-mantık-sağduyu üçgenini bu tip
çalışmalara da uygulamak gerektiğini asla göz ardı
etmemelidir.
Şifada Kuantum Etkiler Şimdi de
son olarak şifada kuantum etkilerin neler olduğuna bir
bakalım. Kuantum fiziği sizin de bildiğiniz ya da
metafor
sayfasında okuduğunuz gibi gibi olasılıklar üzerine
kurulmuştur. Herkesin yaşamı aslında
olasılıklar dünyasına aittir ve olasılıklarla örülüdür.
Neyi seçip seçmeyeceği yine o kişinin iradesine bağlıdır. Siz
dünyanın en iyi şifacısı da olsanız kişinin özgür iradesini
aşamazsınız ve aşmamalısınz da... Bizler
nesneleri düşünürken gerçekliği olduğundan fazla
somutlaştırırız. Ve sonra da o somutlaştırdığımız yere
saplanıp kalırız. Çünkü gerçeklik
somutsa ben önemsizim, onu değiştiremem
diye
düşünürüz.
Fakat gerçeklik, kuantum teorisinin de anlatmaya çalıştığı
gibi bir zihin olasılığı ise o zaman şu soru sorulabilir:
Onu nasıl
değiştirebilirim?
Öncelikle
şartlar ne olursa olsun değiştirebileceğinize olan inancınızı
hiç kaybetmemelisiniz. Ama inanç sübjektiftir ve sık sık
sarsıntıya uğrayabilir. Bilgi ise daha sağlam temellere dayanır o nedenle
Katılımcı Şifa Anlayışı'nda şifayı alan
kişinin de bilgilendirilmesi, kendini yenilemesi hatta
eğitmesi çok ama çok büyük bir önem taşımaktadır.
Bir örnek verelim; Sizi kızdıran, sinirlendiren, endişe veren
veya umut ve sevinç veren bir duyguyu/düşünceyi üst üste
tekrarlarsanız, beyindeki sinir hücreleri o duyguyla uzun
süreli bir bağ kurar. Mesela gün be gün bir şeylere kızar, acı
çekerseniz, beyindeki nöron ağını her gün daha çok
ateşlersiniz. Böylece o duyguya bağımlı hale gelirsiniz.
Üzüntü ve karamsarlık açısından "Neden hep benim başıma
geliyor?" cümlesini kuranları bir düşünün, bu söylediklerimizi
daha iyi anlayacaksınız. Ama her iki uçta doğru olduğu için
bunun aksi ucunda da umut-sevinç-neşe-bolluk-bereket vardır.
Ve yaşama bakış açısını yenilemeyen daha doğrusu kendini
eğitmeyi, yenilemeyi, değişmeyi göze almak istemeyen birinin
bir şifacı veya bir terapist aracılığı ile geçmiş anılarının
temizlenerek aniden iyileşmesi sadece boş bir hayal ve kendi
kendini kandırmadır. Bir süre idare eder ama sonra yine
gerçekle yüz yüze gelmek gerekecektir. O yüzden diyoruz ki;
tıp-şifacı-terapist
üçgeninden önce, kendimizi yenilemek
konusunda pozitif adımlar atalım, değişmeyi sahiden arzu
edelim. Bunu tıpkı yeni bir eve taşınmak ya da çok istediğimiz
bir işe girmek veya bir eğitimi almak gibi istekle yaşayalım
ve yaşamı farkındalıkla gözleyelim bakalım bize ne gibi
yenilikler sunacak; bu değişimimize nasıl bir katkıda bulunacak?
|