Araştırmacılar, arkeologlar, jeologlar ve antropologlar ne
derse desin,
‘Atlantis’
bir efsane olarak binlerce yıldır, hep gündemde!…
Sanırız ki, yayınlarımızın sürdüğü zaman aralığı
içinde, Kayıp Kıta Atlantis’in gerçek sırlarına ulaşılamadıkça
bu tip haberlerle sık
sık karşılaşacağız ve bir
bilgi sitesi olan Astro set'te yayınlamaya devam edeceğiz…
Daha önce de belirttiğimiz gibi, kayıp kıta yalnız Atlantis
değil!. Mu ve
Lemurya da gündemde…
Gündemde her zaman Atlantis’le ilgili haberler vardır ve bu
haberlere
meta
açıdan değişik bir gözle bakacak olursak şöyle görebilir miyiz
ki; önemli olan sadece bu batık ve kayıp kıtaların yeryüzüne
çıkışı değildir. Bu tip sansasyonel
olayların gündeme gelişindeki asıl amaç,
‘Mu-Lemurya
ve Atlantis Bilgeliğinin’ yeryüzüne tekrar
çıkışının gizli müjdesini vermek neden olmasın? … Binlerce yıl önceki, saf, arınmış ve ilk aktığı günlerin
tazeliğini taşıyan derin bir bilgelik yeryüzüne çıkmaya
hazırlanıyor olabilir…
Platon, Atlantis’le ilgili ilk yazdığı eseri
‘Timea’
ve M.Ö. 345 yılında yazdığı
‘Kritias’
adlı eserinde kaynak olarak M.Ö.7
yy’da yaşayan ünlü
politikacı, filozof ve tarihçi
Solon’u gösterdi. Solon
kayıtlara göre M.Ö 590 yılında Mısır’a giderek Mısırlı
rahiplerden tradisyonel
(geleneklerin aktardığı) bilgiler edindi. Bu bilgiler,
Atlantis’de
yaşamı ve Mısır uygarlığının kökeninin Mu
ve Atlantis’e uzandığını anlatıyordu.
Solon’a göre onun
doğumundan 9 bin yıl önce çok güçlü bir medeniyet vardı.
Sırrı çözülemeyen Atlantis Efsanesi
Tanınmış
Yunan gezgin ve tarihçi
Herodot, bu günkü Sahra’da
yaşamış olan garip bir halktan söz eder ve onların
Atlantisli
olduğunu söyler. Bu efsanevi ülke zaman zaman
yerküremizin, birbirleriyle hiç ilgisi olmayan noktalarına
yerleştirilmeye çalışılmıştır.
Yunanlı tarihçi gibi
günümüz romancılarından
Pierre Benoit gibi yazar
araştırmacılar, bu ülkenin, Sahra’nın Fas Atlaslarına yakın
bölümünde bulunduğunu iddia etmişlerdir. O zamanlardaki Sahra
bu günkü gibi çöl değil, aksine yemyeşil ve bereketli bir
yerdi. Bu ülke insanlarının torunları
tuaregler olmalıdır, zira
mavi derileriyle meşhur bu insanların kökenleri
saptanamamıştır.
Diğer bazılarına göre de Atlantis,
Baltık Denizinde veya İzlanda ile
Grönland arasında yer
almaktadır. Bazen ise Kafkasya’da bulunduğu iddia
edilmektedir.Bütün bu tezler içinde
en çok rağbet göreni ise Atlantik Okyanusu’nun ortasında yer
aldığıyla ilgili olanı. Bu tezden ilk söz eden Platon (Eflatun)
olmuştur. Platon, Atlantis’le ilgili ‘Timea’
adlı eserinde bu konuyu çok detaylı ele almıştır. Ama bu
tradisyona birbiri ile ilgisi
olmayan pek çok uygarlıkta da rastlanmaktadır. Öne sürülen
ifadelerin çoğunun birleştiği nokta, bu uygarlığın çok yüksek
bir evrim seviyesine erişmiş olduğu. Tip olarak siyah saçlı ve
çıkık elmacık kemikli olan Atlantisliler, maddeye
hakim olacak güçte
sihirli bilgiye
sahiptiler. İnanılmaz derecede yüksek bir teknolojileri vardı,
başkentleri olan
Poseidon ’da altın
tapınakları vardı. Tunçtan yapılmış geniş bir sur ile
çevriliydi ve bolluk, bereket içindeydiler.
Atlantis’in yok oluşuna, işte bu ileri teknoloji ve o doymak
bilmez iktidar hırsı neden oldu.
Atlantisliler, dikkatsiz
davranarak, “negatif güçleri” uyandırdılar ve
kim bilir, belki de atomik bir
bir
tufan sonucunda dalgalar arasında yok olup gittiler. Atlantis,
üzerinde yaşayan halk ile birlikte bir gün ve bir gece içinde
volkan ateşleri, yer sarsıntıları ve her şeyin yutan suların
arasında kayboldular…Atlantik
’de yer alan bu günkü
Azor ve Kanarya adaları,
her halde Atlantis’in sular üzerinde kalmış olan izleridir ve
Tenerif
adasındaki Teide
Tepesi de Atlantis ’lilerin
büyük kutsal dağının en yüksek tepesi olmalıdır.
Kayboluşundan 10000-12000 yıl
sonra Atlantik Okyanusunda bu efsanevi ülkeye ait kalıntılar
bulunmuştur: Aniden okyanusun içinden fışkırmış olan volkanik
adalar, Bahama adalarındaki
Bimini
’de görülenlere benzer taş döşeli devasa bloklar gibi.
Bilmediğimiz efsanevi bilgilerin anahtarına sahip olan bu
esrarengiz uygarlık konusunda,
ezoterizm, gizemcilik ve
okültizmle ilgilenenler, kulakları
kirişte yeni haberleri beklemekteler…
Meraklı araştırmacıların kulaklarına kar suyu kaçtı mı?
Bilmiyoruz ama şimdi de Atlantis’in kalıntılarının İspanya’nın
güneyinde olduğu iddia ediliyor. Belki de hepsinde doğruluk
payı var. Bir kıta mı yoksa tüm gezegen mi değişime uğradı
henüz tam olarak bilemiyoruz ki?
Tek bir kıta değilse elbette pek çok yerde kalıntılara
rastlamak mümkün. Bu kalıntıların
birinden gerçek tarihi belgelere ve kanıtlara ulaşıncaya kadar
beklemek zorundayız.
Sorular yanıt arıyor… Atlantis efsanesi gerçek mi?
Araştırmalar devam ediyor…
Ünlü
Kahin Edgar
Cayce ise,
‘Tufan Öncesi
Atlantis’
ve
İnsanın Kaderi (RM-Yayınları) adlı eserlerinde,
Batık Atlantis Kıtası’nın tekrar yeryüzüne çıkacağını,
‘Okumak’
adını verdiği kayıtlardan öğrendiğini
belirtmişti.
İkinci Dünya Savaşı,
A.B.D.’deki ırk mücadelesi, Vietnam Savaşı, Kennedy’nin
öldürülmesi ve binlerce kişiyle ilgili kehanetleri hep doğru
çıkan Cayce,
okumalarına göre; Los Angeles, San
Fransisco ve New York’un
tamamına yakının yerle bir olacağını, Japonya’nın büyük bir
kısmının sulara gömüleceğini, jeolojik hareketlerin Kuzey
Avrupa’nın şeklini değiştireceğini, Sovyetlerde komünizmin son
bulacağını, Amerika ile yeni bir ittifaka gideceklerini ve
Batık Atlantis Kıtası’nın tekrar su yüzüne çıkacağını
gördüğünü söyledi.
Gerçekleşir mi?
Edgar
Cayce’nin ikinci bir adı da
‘Uyuyan Kahindir’.
Nostradamus’tan sonra dünyanın
ikinci büyük kahini olduğu iddia
ediliyor. Gerçekleşen olaylar var ama tedbir açısından
şimdiden bir şey söylemek pek mümkün değil… En azından böyle
bir yeteneğe duyulan saygı adına… Yaşayıp görmek gerek…
Cayce’ye
göre Atlantis Efsanesi şöyle: Atlantisliler İ.Ö. 10500
yılından da önce Mısır’a göçtüler ve Atlantis’in 40 bin yıllık
kayıtlarını da aldılar. Platon’a göre ise, adlarına
Naakaller
denilen Mısırlı rahipler
Solon’a
Atlantis'in gerçek öyküsünü
anlattılar. Cayce,
bu kayıtların, Sfenks’in yakınlarında, henüz keşfedilmemiş ve
tamamen toprağın içindeki bir piramidin
Kayıtlar
Salonunda bulunacağını söyledi.
Cayce’nin
okumalarını gerçekleştirdiği 1923-1944
yılları arasındaki 20 yıllık aktif dönem sürecinde, Atlantis
ile ilgili geniş bir bilgi birikimi elde edilmiş ve bu
bilgiler, Cayce’nin
Virginia Beach’de
kurmuş olduğu Araştırma ve Aydınlanma Cemiyeti (A.R.E)
tarafından arşivlendi.
|