Yazının
gelişiminden söz ederken önce resim yazının (piktografik)
geliştirilmiş olduğundan ve bu resimsel yazı türünün
basitleşerek zamanla damga yazına dönüştüğünden söz ettim.
(Bkz. 49 sayılı
Yazının Gelişimi başlıklı yazım)
Bu gelişimi Orta Amerika kadim
kültürlerinden Olmek kültüründe de görmekteyiz. Kesin nerden
geldikleri bilinmeyen Olmek halkı Orta Amerika’da ilk yazıyı
geliştirmiş, ilk ehramları inşa etmiş ve yine ilk olarak 20
tonluk kaya parçalarından büyük insan başı heykelleri
yontmuştur. Bu bakımdan Maya kültüründen çok önceleri Orta
Amerika’ya yerleşmiş bir kültür olarak özellikle incelenmeye
değer.
Alttaki resimlerde solda
Olmek kültürünün geliştiği güney Meksika bölgesini, sağda ise
yazılı bir kayanın bulunduğu Cascajal şehrinin yerini
görmekteyiz.
İri ve düz bir kaya üzerine kazılı
bulunan Olmek yazısında 28 farklı işaret bulunmaktadır. Yazı
büyük çapta resimsel (piktografik) olsa da bazı şekiller damga
yazısını andırmaktadırlar. Şekil 10 ve 26 Tengri damgasına
benzediklerinden daha önce söz ettim.
(Bkz. 7
sayılı Tengri simgesi başlıklı yazım)
Yazının 28 şekilden ibaret oluşu, bu
yazının bir abece olduğunu ve ne sözcük ne de hece yazısı
olmadığını düşündürmektedir. Olmek dili bilinmediğinden henüz
yazı çözülmüş değildir. Olmek kültürünün MÖ. 400 yıllarında
aniden tarih sahnesinden silindiği görüşü hakimdir. Eğer
varlıklarını sürdürmeyi başarmış olsalardı Olmek halkı
damgalardan oluşan bir abeceye sahip olacaktı. Fakat, bu
zengin kültürün hem Maya hem de Aztek kültürlerine örnek
olduğu konusunda hiç kimsenin bir şüphesi yoktur. Maya kültürü
Olmek yazısındaki şekilleri karmaşık hale dönüştürerek
okunması ve çözümlenmesi son derece zor olan pek çok resimden
oluşan karmaşık bir yazı türünü geliştirmiştir. Alttaki,
resimde Olmek yazısındaki şekilleri görmekteyiz.
(Kaynak: SCİENCE dergisi, Eylül 2006,
Cilt 313, sayfa 1614)
Tablonun üst tarafında görülen sayılar sütunlardaki
işaretlerin yazıda kaçar kere çizilmiş olduğunu gösteriyor.
Alttaki resimde ise Olmek kültürünün inşa etmiş olduğu bir
taşlıtepeyi görüyoruz. Bu geleneğin Asya kökenli olduğunu ve
Ön-Türk kültürüne ait bir yapı tarzı olduğunu söyledim.
(Bkz.
20 sayılı Taşlıtepe – Ziggurat – Piramit başlıklı yazım)
Olmek
kültürünün inşa ettiği piramit basamaklı olup ilk Mısır
piramitlerini andırmaktadır. Tepesi sivri olmayıp kubbe
şeklinde oluşu Asya kökenli çadır türünü hatırlatıyor.
(Bkz. 46 sayılı Asya Kökenli
Barınaklar başlıklı yazım)
Olmek kültürü ile kadim
Mısır kültürü arasında ortak bir diğer yön her iki kültürün
aşırı iri heykellere olan merakıdır. Kadim Mısır kültürü insan
başlı aslan gövdeli iri Sfenks heykelini oymuş, Olmek kültürü
de 20 tonluk kayalardan insan başları oymuştur. Alttaki
resimlerde Olmek başları ile sağdaki Sfenks başı arasındaki
ortak benzer yüz hatları dikkat çekicidir. Resimde görülen
insan başları yaklaşık 3 metre yüksekliğine sahiptirler.
Kadim Mısır kültürü ile
kadim Olmek kültürü arasında fiziksel bir bağ olması oldukça
güçtür. Kadim Mısır halkından bazı denizcilerin papirüs
sandallara binerek tüm Akdeniz'i ve tüm Atlas okyanusunu aşarak
Olmek kültürünü oluşturmuş olduğu pek akla yakın bir yaklaşıma
benzemiyor. Ama, Asya kıtasından hareketle, Ön-Türk
boylarının, Bering boğazındaki kara köprüsünü aşarak Amerika
kıtasına ulaşmış oldukları görüşü çok daha mantıklı bir
yaklaşımdır.
|