Kadim Bilgelik

WWW.ASTROSET.COM

SÜMER TANRILARI

  Biraz daha doğuya gidildiğinde ise Mezopotamya' da bambaşka bir uygarlık karşımıza çıkıyordu; “Sümerler”
Çok iyi tasarlanmış şehirler, mimari harikası olan tapınaklar ve birçok uygarlık belirtisi...  Bunların hepsi MÖ. üçüncü bin yılda karşımızda dimdik ayaktadır. Yunan uygarlığının doruğuna ulaşmadan tam iki bin yıl önce!... 
  Sümerler birçok şey icat ettiler. Dokumada çok ustaydılar. Daha o zamanlarda petrol ve türevlerine ilişkin zengin bir bilgiye ve kelime hazinesine sahiptiler. Kullandıkları sayı sistemi ise 6'lı sistemdi. 360 derecelik daire, 12 aylık takvim ve bir sürü matematik bilgi Sümerlerden gelmektedir. Sümer uygarlığında 12'nin çok büyük önemi vardır.  Göklerin ve Yerin Tanrıları 12 lerle ifade edilirdi.

  İnsanın yüz binlerce, hatta milyonlarca yıllık, acı verecek derecede yavaş seyreden gelişiminden sonra her şeyi böylesine birdenbire ve tamamen değiştiren ve bir-iki dokunuşta, yani MÖ. 11000, MÖ. 7400 ve MÖ.3800'ler civarında, ilkel göçebe avcıları ve yiyecek toplayıcılarını, çiftçilere ve çömlekçilere, derken şehir kuruculara, mühendislere, doktorlara, yargıçlara, rahiplere dönüştüren şey neydi? Tüm bunlar niçin oldu?
  Sümerlerin bu yüksek uygarlığının birdenbire nasıl
ortaya çıktığına dair halkın hazır bir cevabı var. Bu yanıt, ortaya çıkarılan on binlerce kadim Mezopotamya yazıtından birinde şöyle özetleniyor:

"Güzel görünen her neyse, tanrıların lütfuyla yaptık."

  Sümer'in tanrıları
  Sümer'in tanrıları Yunan tanrıları gibi miydi? Bu tanrılar insanlar gibi yaşar sevinir, üzülür, kızar ama gerektiğinde göklere çıkar, yerin altına inerlerdi. Bütün bu tanrılar sistemine ilişkin bilgilerin Yunanlılara Yakın Doğu'dan geçtiğine şüphe yoktur. Çünkü benzeri şekilde fakat farklı isimlerle aynı bilgileri çok önceleri Sümer'de ve sonraki dönemlerde, yakın uygarlıklarda bulmak mümkündü.
  Eski Ahit incelendiğinde de karşımıza çıkan birçok hikayenin kökenini, Yakın Doğu halklarının geleneklerinde bulunan söylencelerden aldığı ortaya çıkmaktadır. Anlatılan birçok olay kulağımıza tanıdık gelmektedir. İnsanın yaratılışı ile ilgili değişik versiyonlar olmakla birlikte esası, hep buralarda anlatılan hikayelerin bir benzeridir. Tekvin kitabının 6. Babının başında Adem'i izleyen nesiller boyunca insanoğlunun yayılışının gözden geçirilmesi ve Tufan'dan önce insanoğlunun ilahi büyüden kurtulup gözünün açılması hikayesi anlatılır. Şöyle der;
  "Tanrı oğulları; İnsan kızlarının güzel olduklarını  gördüler, Ve bütün seçtiklerinden, Kendilerine karılar aldılar."

  Bu dizelerin ima ettikleri ve Sümer'in tanrıları, onların oğulları ve torunları, tanrılar ve ölümlüler arasında bir arada yaşamaktan kaynaklanan yarı ilahi evlatlarla ilgili hikayeler arasındaki paralellikler, İncil deki dizeleri okudukça daha da artar:
 " Rab oğulları insan kızlarına vardıkları, Ve bu kızlar onlara çocuk doğurdukları zaman, O günlerde, hem de ondan sonra, Yeryüzünde Nefilimler vardı,Bunlar ebediyetin kudretli olanlarıydı, Şem halkıydı. "

  Burada
"Nefilimler vardı" ifadesine dikkat etmek gerek. Bu konuda birçok yorum olmasına karşın 19. yy. İncil yorumcularından Malbirn bunu "Aşağı Düşmüş Olanlar" olarak çevirmiştir.

  12. Gezegen adlı kitabıyla ünlü dünya tarihçisi Zecharia Sitchin acaba bir gün haklı mı çıkacaktır? Elimizdeki bilgileri iyi değerlendirirsek bize verilmiş birçok ip ucu bulabiliriz.Ya da binlerce, on binlerce yıl önceden sanki bizim için bırakılmış yazıtlar, belgeler…

 Neden olmasın madem ki, büyük bir değişim çağındayız. Tüm bu alternatif düşüncelere yatkın bir zihin yapısı yaratmanın bize zararı değil aksine çok yararı olabilir. Bu ipuçları bize insanlığın büyük macerası hakkında bazı imalarda bulunabilir…

Geçmişini anlayan ise geleceğine daha sıkı sarılabilir. Çünkü resmin bütününü kavramaya başlar ve hedefini bilir!...

 

© Astroset 2004-2010