Çağlardır tüm ezoterik doktrinler
Pasifik’te batmış olan kayıp bir kıtadan söz eder. Bu kıta
teozoflar için
Lemurya, James
Churchward
için Mu adını alır. Ezoterizm
ünlü Aden Bahçesi’nin Öfrat
Vadisi’nde değil,
İnsanın Ana Vatanı
olarak kabul edilen
Mu’da olduğunu iddia eder.
Günümüzde yapılan pek çok araştırma ki, bunlardan birini de
Atatürk yaptırmıştır; Yunan,Kalde,
Babil,Pers, Hitit, Sümer, Mısır,
Hint Uygarlıkları’nın Mu kökenli
olduğunu işaret etmektedir.
Batık Mu
Kıtası ve adına Güneş İmparatorluğu da denilen ve izlerine
tarih içindeki pek çok uygarlıkta rastlanan, Mu uygarlığı
hakkındaki bilgilerin çok büyük bir bölümü, 19. yüzyılda
yaşamış olan İngiliz araştırmacı James
Churchward'ın incelemeleri ile gün yüzüne çıkmıştır.
İngiliz silahlı kuvvetlerinde albay olan
Churchward, 1880'li yıllarda Hindistan ve Tibet'te
görevle bulunduğu sıralarda bu kıta
hakkındaki ilk bilgileri edinmiş, emekliliğinden sonra
da Orta Amerika'da araştırmalarını tamamlayarak batık
uygarlık Mu ile ilgili olarak beş
eser yazmıştır.
Churcward'ın kaynakları, Batı
Tibet'te bir mabette, bu mabedin baş rahibi tarafından
kendisine verilen
"Naacal
Tabletleri"
ile, Amerikalı Jeolog William
Niven'in 1921-23 yılları
arasında Meksika'da ortaya çıkardığı tabletler olmuştur. Bilim
dünyası, gerek Churchward'ın
ortaya çıkardığı Mu uygarlığının,
gerekse bir diğer batık kıta olan Atlantis'in varlıklarını
kuşkuyla karşılamaktadır. Ancak yine bilim dünyası, bu iki
kıtanın battığı öne sürülen tarih olan 12 bin yıl önce dünyada
büyük bir jeolojik olayın yaşandığını onaylamaktadır. Kaldı
ki, dünyanın hemen her yerindeki kadim öğretilerin, çeşitli
kavimlerin ve milletlerin tufan efsaneleri de, büyük bir
felaketin
yaşandığını
doğrulamaktadır.
Bilim
dünyası ister kabul etsin, ister etmesin, Mısır, Maya
kalıntıları, Paskalya adası uygarlığı gibi bugün nasıl ortaya
çıktıkları izah edilemeyen birçok eser ve kalıntı da, Mu ve
Atlantis batık kıta uygarlıklarının varlıkları ile açıklığa
kavuşabilmektedir.
|