Gezegenimiz Küresel
Isınma nedeniyle yazlarını, kışlarını, baharlarını birbirine
karıştırmaya başladı. Yeşillikler sararıyor, topraklar kuruyor.
Doğudan batıya, kuzeyden güneye, dünyanın dört bir yanından
gelen ya sel baskını ya kuraklık ya fırtına haberleri dinmek
bilmiyor. Oysa, son kırk yıldaki ısınma sadece yarım derece.
Yarım derece ne ola ki deyip geçmeyin o yarım derecenin
başımıza açacağı işler hiç de sanıldığı kadar basit değil. O
yarım derecelik küresel ısınma, gıda ürünleri fiyatlarını
yükseltiyor, insanları evinden, yurdundan ediyor, seller sular
evleri, insanları ardına katıp felaketlere neden oluyor,
dünyanın pek çok bölgesinde, açlık ve kuraklık çanları
çalıyor. Bütün bu olup bitenler bir bütün olarak yaşamımızı
dönülmez tehlikelerin eşiğine getiriyor ve işin kötüsü bu
drama daha yeni başlamışa benziyor.O yarım derece, buzulları
büyük kütleler halinde, asırlık yuvalarından kopartıyor. Bu
kadar vurucu sonuçların yaşandığı bir ortamda, kütleler
halinde kopan buzullar, küresel ısınmanın çeşitli doğal afet
deneylerine sahne oluyor. Kopan her buzul parçası, 6 veya 6,5
milyar insanı korkudan yerinden oynatıyor, tir tir titretiyor.
Nuh Tufanı
Tarihe şöyle bir an için
dönüp bakacak olursak Nuh Tufanı ya da Gılgamış Destanı’nda
uzun uzun anlatılan sel baskınları geliyor aklımıza. Sodom
Gomora örneği ve o dönemin inancına göre, ayaklanan kızmış
tanrıların gazabı ve tanrıların öç alışı. Oysa, o tufanlar ya
da sel baskınları da belki küresel ısınmaların ilk
işaretleri. Son otuz bin yılda denizler yetmiş metre
yükselirken, hava sıcaklığı sekiz derece artıyor. Doğayı
acımasızca tüketen ve kirleten insanoğlunun bu kara mizah
öyküsü hep aynı mı sonuçlanmak zorunda neden tanrıların gazabı
olsun ki, bize göre olsa olsa insan nefsinin kendine azabıdır
bütün bunların asıl nedeni… Açgözlülük, hırs, madde tutkusu ve
doymak bilmeyen tüketici bir iştah…
Kadim Uygarlıklarda aynı
nedenlerden yok oldu
Kadim uygarlıkların adı bu nedenle kayıp uygarlıklar olmadı
mı? Kimler geldi kimler geçti tarih sayfasından ne uygarlıklar
battı gitti? Bizimkini koruyan var mı ki? Garantisi nerede?
Elinde garanti belgesi olan varsa haber versin. Bu
vurdumduymazlık insanın tüylerini ürpertebiliyor bazen…
Maya uygarlığı böyle yok olmadı mı? Bir dönem sonra kendi özlerine
yabancılaşan tüm toplumlarda olduğu gibi Aztek, İnka ve
Mayalar da daha çok mısır tarlası için, daha çok orman kesti
yani daha çok madde telaşına düştü, hırsına yenildi. Daha çok
orman kesmek, daha çok erozyon getirdi. Çok erozyon, Maya
uygarlığını tarihe gömdü. Sekizinci yüzyılda Pasifik
Okyanusu’ndaki Paskalya Adası’ndaki uygarlıktan da günümüze
kala kala 390 sütun kaldı. Mu ve Atlantis efsanelerinin
ardında hangi nedenler var? Doğal kaynakların insafsızca yok
edilmesi, açlık ve iç savaşı beraberinde getirdi. Kıtalar yok
oldu. Neden? Evrensel Birlikten ve Bütünlükten kopuş oldu da
ondan tıpkı şimdi olduğu gibi. Tüm değer yargılarının,
ahlakın, erdemin, doğruluğun ve en önemlisi sevginin bu kadar
ayaklar altına alınması yani ahlakın her anlamda çöküşü bizi
de yok edebilir… Eğer uyanmazsak ya da uyanmanın önemini bu
kadar göz ardı etmeye devam edersek olacaklar pek de kolay
hazmedilecek değil gibi gözüküyor!
Aslında Yüzyıllarca geriye gitmeye de pek gerek yok, bize
örnek olacak pek çok olay şu anda yaşanıyor zaten. Son
yıllarda Tanzanya’da şarap ve çay üretimi düşüyor. Arjantin
daha az et üretiyor, çünkü otlaklar eskisi gibi yeşil değil,
koyunlar eskisi gibi gürbüz değil. Kenya’da fillerden
zebralara kadar, her tür hayvan ölüyor. And Dağları’nda
yetişen sığırlar daha az ot buldukları için daha az et,
koyunlar daha az yün, inekler ve keçiler daha az süt veriyor.
Tayland’da daha az kahve, daha az mango yetişiyor.
Bilim
adamları, insanlığı ve dünyayı yakın gelecekte bekleyen en
büyük tehlikenin kolay para kazanma hırsı ve "daha verimli
oldukları" gerekçesiyle ithal edilen bitki ve hayvanların yol
açtığı "biyoistila" olduğu uyarısında bulunuyorlar da dinleyen
var mı acaba? Daha geçenlerde birkaç yıl öncesine kadar
dünyanın en güzel sahillerine sahip Brezilya, kumlarını
kaplayan milyonlarca dev Afrika salyangozu ile mücadele
ediyor. Brezilyalı salyangoz üreticileri, kısa sürede bir
kiloya ulaşan ve her bir seferinde 2 bin yumurta veren dev
Afrika salyangozlarını büyük bir keşif ve mucize olarak
değerlendirerek ithal etmiş ve tüm dünyaya ithal ederek iyi de
para kazanacaklarını düşünmüşlerdi ama sonuç umdukları gibi
olmadı.
Doğal düşmanlarının bulunmadığı ortamda kısa sürede
çoğalan dev salyangozlar, fare artıklarından, çöplere
varıncaya kadar her şeyi yemeye ve menenjit mikrobu yaymaya
başladılar.
Gezegensel Bütünlük Yok Olmamalı! Dünya
Ana canlı bir organizma. Bizler de onun üstünde farklı
amaçlara sahip hücrelere benziyoruz insan olarak, kendimizi
geliştirirken onu acımasızca tüketirsek ki tükettik; bu iç içe
geçmiş adeta organik hale gelen insan dünya ikilemi nedeniyle
çeşitli sıkıntılarımız olmayacağını mı zannediyoruz? Hepimiz
öncelikle birbirimize hizmet ediyoruz sonra bu hizmetlerin
bütünü de evrensel olana hizmet ediyor… Böyle yanlış bir
evrensel anlayış ve uygulama nerede tohum verebilmiş, nerede
yeşermiş ki bizde yeşersin, tohum versin, sürgün olsun ? Olsa
olsa vahşetin ürkünç mırıltısı, hırıltısı, uğultusu yani
kakafoni olur. Parçalanmış, bölünmüş, ayrıklaşmış anlayışlarla
ne zaman bir yere vardık ki şimdi varalım. Bir an önce
toparlanalım, silkinelim, uyanalım. Bu uyku gaflet uykusu,
düşmana uykuda esir düşmemek için gözü, gönlü açmak gerek.
Hepimiz bu mavi gezegen gemisinin yolcularıyız ve tek çıkış,
aşkın, insana yakışır, onurlu bir anlayışa geçmekle mümkün.
Elele verip oluşan bu hızlı değişim realitesinin icaplarını
yerine getirmeye çalışmak en kestirme yol gibi görünüyor
bizlere, siz ne dersiniz? Bu konuda görüşlerinizi bizimle
paylaşırsanız seviniriz.
Küresel ısınmaya karşı
alınacak bireysel önlemler nelerdir?
Birleşmiş
Milletler Küresel Isınma Konferansı raporu, dünyayı bekleyen
felaket tablosunun sorumlusunun insanoğlu olduğunu gözler
önüne serdi.
Türkiye, dünyada küresel ısınmaya neden olan ülkeler
sıralamasında ilk 20’de yer alıyor. Küresel ısınmaya neden
olan sera gazı salımının ilerlemesini engellemek için bizlerin
de bireysel olarak duyarlı olması gerekiyor. Peki, vatandaş
olarak günlük hayatımızda neler yapmalıyız? Kısaca bir göz
gezdirelim :
Otomobil kullanımı
30 saniyeden fazla
rölantide çalıştırmayın.
Kurşunsuz benzin kullanın.
95 km./saat hızın üzerinde sürdüğünüz her 8 km/saat için yüzde
10 çok fazla benzin tüketirsiniz.
Tepsi fırına uysun
Yiyecekleri düz tabanlı tencerelerde ve tepsilerde
pişiriniz. Tepsiler fırına uygun olmalı.
Yemek pişerken fırın kapağını, gerekmediği sürece açmayınız.
Her kapak açılışında sıcaklık 25 derece ile 30 derece birden
düşer.
Boşuna ısıtmayın
Tatil günleri evinizden ayrılıyorsanız ısıtıcınızın
veya radyatörünüzün vanasını kapatınız.
Isıtıcınızın veya radyatörlerinizin önüne kesinlikle eşya
koymayınız.
Pencerelerinizden güneş çekildiği zaman ısının kaçmasını
önlemek için perdeleri kapatınız.
Flüoresanla aydınlatın
Kompakt floresan lambalar normal lambalardan 5 kat
az enerji tüketirler.
Enerji koruyucu lambalar satın alarak aydınlatma maliyetini
yüzde 75 azaltabilirsiniz.
Yarı dolu çalıştırmayın
Bulaşık makinesi satın alırken verimli ömür
maliyetini mutlaka hesaplayınız.
Yarı dolu veya aşırı dolu çalıştırmayın.
Az su harcayan makine alın
Makineyi kurduğunuz yerin çevresinde en az 5 cm.
boşluk kalmasına dikkat ediniz.
Daha az su harcayan makine satın alınız.
Sobadan uzak tutun
Evde tüketilen enerjinin yüzde 15’i buzdolabında
tüketilir. Buzdolabınızı, soba, radyatör, bulaşık makinesi ve
ocak gibi ısıtıcı kaynaklardan uzağa yerleştiriniz.
Buzdolabının sıcaklığını +5 derecede, derin dondurucunun
sıcaklığının ise -18 derecede tutunuz. Yemekleri dolaba
koymadan önce oda sıcaklığına kadar soğumasını bekleyiniz.
Musluk damlatmasın
Normal muslukta dakikada 8-27 litre su tüketilirken düşük
akımlı aeratörlü musluk kullanarak tüketim yarı yarıya
düşürülebilir. Bu musluklara takılan aparatlar pahalı değil.
Dakikada 50-100 damla su akıtan bir musluktan ayda 750-1500
litre suyun ziyan edildiğini unutmayınız.
Kirli ve tozlu bırakmayın
Odadan ayrılınca lambayı kapatın ve daha iyi çalışması için
kuru bezle temizleyiniz. Kirli ve tozlu lambalar yüzde 25 daha
çok enerji tüketir.
Benzininizi akşam alın
Yaz aylarında özellikle akşam-gece-sabah saatlerinde benzin
satın alınız. Soğuk saatlerde benzin satın alarak hem benzin
buharlarının atmosfere kaçmasını önlersiniz hem de daha yoğun
benzin satın alırsınız.
5 dakika ile tasarruf edin
Duş yapmak için ortalama 5-6 dakika yeterlidir. Böylece duş
başına 55 litre su tasarruf edebilirsiniz.
Musluğunuz açık kalmasın
Dış fırçalama ortalama 3 dakika süre alır. Eğer musluk açık
bırakılırsa her fırçalama esnasında ortalama 15 litre suyu
ziyan etmiş olursunuz.
Soğuk suyla çalkalamayın
Kısa süreli yıkama ve durulama özellikli bulaşık makinesi
satın alınız. Bulaşıkları makineye koymadan önce çalkalamaya
gerek yoktur.
|