Kadim Hint Rişileri 7.83 Hz.’e OM frekansı adını
veriyor. Bu aynı zamanda Dünya Ana’nın doğal kalp atışı
ritmi olarak da görülüyor ve “Schumann Rezonansı”
olarak adlandırılıyor. Vikipedi’ye göre Schumann
Rezonansları, “Dünya yüzeyi ve iyonosfer tarafından
meydana getirilen yıldırım boşalmalarıyla uyandırılan
global elektromanyetik rezonanslardır”.
Pekçok yıl boyunca bu rezonans frekansı sabit bir 7.83
frekansında kaldı ve sadece küçük değişimler gösterdi.
Haziran 2014’te bu değişti. Rus Uzay Gözlem
Sistemi’ndeki monitörler aktivitede yaklaşık 8.5 Hz.
Civarında bir ani yükseliş saptadılar. O günden beri bazı
günler Schuman rezonansının 16.5 Hz.’e yükseldiği bile
görüldü (grafik genellikle mavi biraz yeşildi ve hiçbir
şekilde yeşil yoktu). Başlangıçta cihazlarının hata
verdiğini düşündüler ancak d-aha sonra verinin doğru
olduğunu öğrendiler. Peki ne oluyordu?
Dünyanın
frekansı belirgin bir biçimde hızlanıyordu. Schumann
Frekansı insan beyninin alfa ve teta halleriyle uyumlu olduğundan
bu ivmelenme zamanın hızlanmış gibi ve olayların, yaşamlarımızdaki
değişimlerin daha hızlı gerçekleşiyormuş gibi
hissedilmesinin nedeni olabilir.
Bu ortaya çıkan rezonanslar doğal olarak insanın beyin
dalgası aktivitesiyle ilişkili. Dolayısıyla bu da şu
anlama geliyor: “değişiyoruz”. Yıllar önce EEG
Neurofeedback eğitimi almıştım, bu yüzden bu yükselen
frekansların bize insanın evrimsel değişimi hakkında ne söylemek
istediğini araştırdım. 7.83 Hz. Frekansı bir alfa/teta
halini ifade ediyor. Gevşemiş, dalgın gibi, birşeylerin
olmasını bekleyen bir tür rölanti hali gibi adeta.
8.5-16.5 Hz frekanslar teta frekansından tam sakin bir alfa
haline dönüşüyor ve bu sırada hızlı ve daha uyanık
beta frekansları ortaya çıkmaya başlıyor. Bu da bilincin
yavaş yavaş uyanmasıyla ilişkili. Schumann Rezonansı’nın
12-16.5 Hz’ler arasında bazı sessiz yükselişler yaptığı
da görüldü ve ben bunu daha da ilginç buldum.
Neurofeedback’te 12-15 Hz. Hassas Motor Ritm frekansı
olarak tanımlanıyor. Bu, ideal bir “uyanmış sükunet”
halidir. Düşünce işleyişlerimiz bu hal içindeyken daha
net ve odaklanmıştır yine de bizler “akışta” ya da
“bilinçteyiz”dir. Başka deyişle Dünya Ana titreşimsel
frekansını değiştiriyor ve biz de öyle demektir.
UYANIYORUZ.
Dünyanın
manyetik alanı Schumann Rezonansı’nı etkileyebilir, ve
son 2000 yılda zayıflamış ve son yıllarda daha da zayıfladığı
görülmüş ve kimse bunun nedenini bilemiyor…bana bir
defasında yaşlı bir hintli bilge tarafından dünyanın
manyetik alanının kadim insanlar tarafından oluşturulduğunu,
bu şekilde gerçek mirasımızın ilksel hatıralarının
bloke edildiğine dair bir bilgi verilmişti. Bu şekilde varlıklar
geçmişin hatıraları tarafından engellenmeden özgür
iradeleriyle deneyimlerini gerçekleştirebiliyor ve
bilgilerini artırıyorlardı. Bu manyetik alan değişimleri
şimdi bu hatıra blokajını zayıflatıyor ve bizler şuurumuzu
büyük hakikate doğru yükseltiyoruz. Örtü yükseliyor. Gözümüzün
önündeki perde aradan kalkıyor.
Bu yükselişle birlikte kendinizi daha yorgun, sersemlemiş,
depresif hissedebilirsiniz, ve hatta frekanslarınızı Yeni Dünya’nın
frekansına yükselttikçe kendinizi tuhaf da
hissedebilirsiniz. Adaptasyon her zaman kolay değildir, ama
unutmayın ki bu sizin uyanışınızın bir parçası.
|