Metafor / Kuantum Evren

WWW.ASTROSET.COM

Çok Boyutlu Evren

Çeviren: Işık UÇKUN

  Saklı boyutlar ve görünmeyen gerçeklikler bize görünür olan fiziksel bölümlere göre evrenin daha büyük bir bölümünü oluştururlar. Fizikçiler bunu bilirler ve bunu “karanlık madde” ve “karanlık enerji” olarak adlandırırlar. Geleneksel bilim henüz bu yüksek boyutlarla ilgili bir teori üretmediğinden bu konuda yanıt almak üzere kadim bilgiye ve alternatif bilime göz atmak durumundayız.

  Aşağıdaki alıntı kadim Hindu metni Vishnu Purana’dan alınma; Pisagor’un verdiği bilgiyle çok yakın bir açıklamayı içeriyor: “Bu evren yedi bölgeden oluşur… Her yer küçüklü büyüklü canlı varlıklarla doludur… Onlarla dolu olmayan küçücük bir alan bile yoktur. Doğunun spiritüel bilimi yedi düzlemden bahseder, aşağı düzlemler daha çok maddi veçheyi ifade ederken ve dolayısıyla da daha fazla maddi olurken yüksek düzlemler daha çok enerji boyutunu ifade eder ve dolayısıyla da bu alanlar daha süptildir. Yedi düzlem ayrı ayrı alanlar değildirler, hepsi birbirinin içindedir ve hepsi aynı mekanı işgal ederler. Farklı düzlemleri veya boyutları algılayabilmek için farklı şuur düzeylerinde bulunmak gereklidir. (Çev.notu: Paralel Evrenler kavramı bu bilgiden kaynaklanmakta ama genelde yanlış anlaşılmaktadır)

  Kabalanın “Hayat Ağacı” adı verilen kendine has bir kozmoloji sistemi vardır(Şekil 3A). Bu sistemde 10 sefirot ya da dünya vardır ve bunlar Doğu sistemlerinin yedi düzlemiyle tam olarak çakışırlar. Bu da Şekil 3B’de görülebilir.

 

Şekil 3a

+

Şekil 3b

    Bu diyagramlarla ilişkili olan ve açıklama gerektiren birkaç önemli nokta vardır:

·         Hayat  Ağacında Üç Triad belirgindir. Üstteki triad Yechidah’tır (ruh); orta triad Chiah (ruh) ve en alttaki triad Neshamah (mantal beden), Rauch (duygusal beden) ve Nefesh’tir (eterik beden).

·         Yedi düzlemin her biri yedi alt düzleme sahiptir ve bunlar diyagramın orta kolonunda rakamlarla gösterilmişlerdir.

·         Düzlemler yukarıdan aşağıya doğru yaratılmışlardır ama ben onları aşağıdan yukarıya doğru rakamlandırdım ve bu da kabul edilen düzene aykırı ama alt düzlemler küçük sayılarla ve üst düzlemler büyük sayılarla tanımlandığında rakamlarla düzlemleri ilişkilendirmek daha kolay. Bu, insanın çok boyutlu yanıyla şuurun gelişiminden bahsetmeye başladıkça daha kolay anlaşılacaktır.

·         Sağdaki kolonda düzlemler birbirlerinin üzerine biniyor gibi görünmektedir. Bu da düzlemlerin kendileriyle bitişik olan düzlemlerin enerjilerini temsil etmektedir. Bu da bazı planların birbirinden özellik bakımından az bir farkı olan bazı düzlemlerin üst veya alt yarılarında ortaya çıkar. Örneğin: fizik planın üst yarısına eterik plan adı verilirken mantal planın üst yarısına kozal plan adı verilir. Monadik ve spiritüel planlar da benzer şekilde bölünmüştür ama bunlara farklı isimler verilmemiştir.

  Bu şema planları biri diğerinin üzerinde sıralanmış raflar gibi olmaktan ziyade bir eşmerkezli küreler serisi olarak tanımlıyor. Bu bile mükemmel değil çünkü her plan aslında altında bulunan tüm planlarla etkileşim içindedir, ama bunu bir diyagramda tasvir etmek mümkün değildir. Örneğin monadik plan gerçekte fizik planı kapsamak için tamamen aşağıya doğru uzanım yapmakta ama üzerindeki beş plan ona nüfuz etmektedir. Fizik plana üzerindeki bütün planlar nüfuz ederler.

  Şekilller aynı zamanda monadların enerji özelliği ile üst planlar üzerinde nasıl baskın olduğunu ve alt planlar üzerinde maddi titreşimlerin nasıl etkin olduğunu gösteriyor. Daha yoğun, alt planlarda şuur baskın olan maddi titreşimler tarafından büyük oranda kısıtlanmıştır. Şuur işleyişleri planlar arasında yukarıya doğru ilerledikçe azalan maddi titreşimler yavaş yavaş şuuru serbest bırakır  ve yükselen enerji  titreşimleri  şuuru besler. Birarada bulunan bu iki faktör, şuurun katlanarak geliştiğini gösterir çünkü monadlar planlar arasında gelişmektedir. 

  Beden dışı deneyim araştırmacısı Robert Monroe , ziyaret ettiği bölgelerin (planlar) “ringleri” (alt plan) olduğunu farketmiştir. O, alt planlar teriminden çok ringler terimini kullanmayı yeğlemiştir çünkü evrendeki en doğal şekil küredir. Yıldızlar ve gezegenler belirgin bir şekilde küreseldir, ayrıca galaksiler ve güneş sistemleri de öyledir; fiziksel madde düz bir diskin içine sığacak kadar yoğunlaştırılabilir ama karanlık madde ve karanlık enerji (yüksek planlara ait süptil enerji-madde) tüm galaksiler ve güneş sistemleri etrafında koruyucu bir küresel  hale meydana getirir. Dolayısıyla planlar düz olmaktan çok aslında bir dizi eşmerkezli küreden oluşurlar. Monroe beden dışı deneyimleri sırasında ziyaret ettiği spesifik altplanları (ya da ringleri) adlandırmak için bir sisteme sahipti, onlara odak seviyeleri  adını veriyordu. Bu odak kelimesi (zihindeki odak gibi) Monroe’nun u bölgelerin şuur düzeyleriyle  ilişkili olduğunu bildiğini gösteriyor.

  Yüksek planlara ait maddenin nüfuz etme gücü alt planlara ait maddeye göre daha fazladır çünkü o çok daha ince veya süptildir.  Daha önce, fiziksel maddenin atomları arasında çok büyük alanların bulunduğundan söz etmiştim. Aslında bu alanlar boş değildir, yüksek planlardan gelen süptil maddeyle doludur. Buna ilişkin basit bir örnek vereceğim. Kayalarla dolu bir el arabası imajine edin. Sizler el arabasının dolu olduğunu düşünürsünüz ama taşların arasında büyük miktarda taşın sığabilmesini sağlamak için oldukça az bir yer kalmıştır. Ama o durumda bile araba tamamen dolu değildir çünkü taşların arasında kalan boşlukları çakıltaşlarıyla ve suyla doldurabilirsiniz.

  Bu örnek prensibi ifade ediyor ancak atomların son derece farklı boyutlarını tam olarak gösteremiyor, dolayısıyla başka bir örneğe ihtiyacımız var: bir nmetreküp su 1 tondur, bir metreküp buhar ise sadece 590 g.’dır. Su ve buhar, aslında her ikisi de H2O moleküllerinden oluşur ama buhar sudan 1700 kez daha yoğundur. Şekil 3b’deki ortadaki skalaya dönersek, su 1.2 planında olmalı ve buhar 1.3’te olmalı, dolayısıyla çok büyük oranda farklı yoğunluklar altplanın enerjetik yükselişiyle ilgilidir. Monadik planı bir yana bırakırsak duygusal planın atomlarının ve moleküllerinin ne kadar süptil (daha az yoğun) olduğunu ancak güçlükle düşünebiliriz. Karanlık maddeyi ve karanlık enerjiyi uzayın derinliklerinde aramakla meşkul olan bilimadamlarının aslında atomaltı dünyadan daha ötesine bakmaya ihtiyaçları yok, çünkü o normal fizik maddeye de nüfuz ediyor. Tüm yedi plana ait olan madde etrafımızda gördüğümüz herşeyi oluşturuyor, buna bedenimiz de dahil. Oysa bizler sadece fizik maddeyi görebiliriz çünkü şuurumuzun gelişimimizin şu anki halinde izin verdiği bu kadarıdır. Karanlık madde eterik maddedir (fizik planın üst yarısı) ve karanlık enerji yüksek fizik-ötesi planların maddesidir.

Fraktal Kozmoloji

  Fraktaller, kendilerini daha küçük ölçeklerde tekrar eden modellerdir; örneğin makrokozmostaki bir model kendini mikrokozmosta tekrar eder. Örneğin bir galaksi, ortadaki bir çekirdeğin etrafında dönen bir yıldızlar kütlesidir. Bu aynı model merkezdeki bir güneşin etrafında dönen gezegenleriyle daha küçük bir ölçekte güneş sisteminde görülebilir. Peki bunun yedi planla nasıl bir bağlantısı vardır? Şunu biliyoruz ki yedi planın her birinin yedi alt planı vardır. Bahsettiğimiz yedi plan aslında kozmik planlar adı verilen daha büyük bir dizi planın yedi altplanına eşittir. Bizim güneş sistemimizin yedi planı bir kozmik fizik planın (en alt kozmik planın) bir parçasıdır. Evrende yedi kozmik plan vardır ve bu da evrende toplam kırkdokuz planın olduğu anlamına gelir.

Boş Alan

  Galaksiler arasındaki boş alan olarak adlandırılan bölgeler boş değildir, aslında 49. Planın atomlarından oluşmuştur. 49 atom sürekli negatif varoluşun (metaverse) tezahür etmemiş dünyasından varoluş alanına (universe) tezahür eder. Evrene olan atomların hücum edişi galaksilerin ayrılmasına ve evrenin genişlemesine yolaçar. 49 atom 49’lu gruplar içinde birleşerek 48 atomu oluştururlar, 48 atom 49’lu gruplar halinde birleşerek 47 atomu oluşturur vb. Eonlardan sonra 1. Planın fiziksel maddesinin ilk olarak ortaya çıkmasının ardından görünür evren tezahür etmiştir. Galaksiler arasındaki sözüm ona boş alanlar gerçekte 49. Plandan 7. Plana kadar uzanan bir süptil maddeden meydana gelmiştir. 7. Planın atomları en yoğun olanıdır ve güneş sisteminin yedi planını ve kapsadığı bütün maddeyi oluşturmak için birleşirler. Güneş sistemleri içindeki sözümona boş alan gerçekte 7. Plandan 2. Plana uzanan süptil maddeden oluşur (1. Plan fizik maddedir).

  Evrenin yaşamının sonunda tüm madde yavaş yavaş 49 atoma ayrışacak ve ardından yeniden negatif varoluşa geçecek ve bu da evrenin derece derece erimesine ve hiçliğe doğru daralmasına neden olacaktır. Bir sonraki evren yeniden oluşmaya başladığında ise herşey en baştan yeniden başlayacaktır.

   http://www.esotericscience.org/article3a.htm

Yayın Tarihi: 16.Mart.2012

 

© Astroset 2003-2012