Rehberimiz bize dönüp, ‘çok meraklı bakıyorsunuz,
meraklı bir grupla karşı karşıyayım, rehberliğin
dışında dinler tarihini de araştırmış biri olarak
isterseniz Buda’nın öncesinden, daha baştan başlayayım
anlatmaya, sıkılır mısınız? dedi. Hep bir ağızdan,
‘yok yok, lütfen anlat, bir daha bizim de bir daha
dinlemeye fırsatımız olmaz belki, bu toprakların
gizemini, bu mistik havasını soluyalım hep birlikte, şimdi
fırsat yakalamışken’ dedik. Güldü . Eh peki! Siz
bilirsiniz, benden günah gitti ama sonra sıkıldım
demek yok dedi ve anlatmaya devam etti. Buda’nın
yaşam öyküsünü anlamak, daha doğrusu hissedebilmek için
Hinduizm ve Budizm'den de söz etmek ama öncelikle
Upanişadlara değinmek gerek. Hinduizm'in temeli
Upanişadlar döneminde atılmıştır diyebiliriz.Şimdi nee
Upanişad mı, o da ne diyeceksiniz de anlatıcam merak etmeyin,
sizi de sıkmadan.
Upanişadların
hangi tarihlerde oluşturulduğunu kesinlikle saptamak
mümkün değilse de İ.ö. 800 yıllarında ortaya çıktığı
biliniyor.Upanişad sözünün anlamı "Gizli
Öğreti" dir.
Dinsel öğretiler ezoterik bir biçimde saklı tutulur ancak
inisiyasyondan geçmiş öğrencilere bazı sırlar aktarılırdı.
Upanişadlar da böyle ezoterik bir
öğretidir.
Upanişadların temel görüşü şudur:
"Varolan şeyler
değişik görünümler sergileseler de Tek olan ve hep
aynı kalan bir özü paylaşıyorlar. Bu nedenle de Birlik ve
bütünlük içinde olan evrenin bize çokluk ve çeşitlilik
olarak gözükmesi bir yanılsamanın
sonucudur.”
Bu
devirde çok tanrıcılık yerini tek tanrıcılığa kurban
törenleri de yerini ahlak kurallarına bırakmıştı.
Upanişadlar'da Brahman ve Atman öğretisi ele
alındı.
Atman: Bireysel ruh,
Brahman:
ise evrensel ruh'tu.
‘Bütün yaratıklarda saklı bulunan, her
şeyi kaplayan, her
şeyi gören, her yerde var olan, her şeyi bilen, tek
olan, her şeyi yöneten, bütün yaratıkların içindeki
can, bir tohumdan binlerce yapar.’
Brahman
yüce ruh, her ruhta vardır. Amaç bireysel ruhu ve
Brahmanı tanımaktır. Bu gerçeğe varan, bütün
zincirlerden kurtulur. Dolayısıyla şuuru (cit), gizli
varlığı (sat), ve sevinci (ananda) bulur. Sıkıntılar,
kısıtlamalar, hep bilgisizlikten doğan Ben’imizin
ürünleridir. İnsan bilgiyi aramalıdır. Bilginin olduğu
yerde, kin, hırs v.b. şeyler olmaz. Hinduizm'in ana
kaynaklarından biri de puranalardır. Purana' da dinsel
uygulamaları, mitolojiyi ve evrenin yaratılışını konu
edinen şiir biçiminde yazılmış uzun derlemeler
vardır, İnsanın tekamülü, tanrılar arası ilişkiler büyük
ayrıntılarla anlatılır. Hinduizmde din sözcüğünü tam olarak
karşılayan bir Hindu terimi yoktur. Din yerine insanı
tanrıya yaklaştıran yolları belirten kavramlar
vardır. Bunlar Jnana (Bilgi), Karma (eylem) ve Bhakti
(Bağlılık)tır, Hinduizm'de tanrının her şeyi bildiğine, her
şeye gücü yettiğine ve her yerde varolduğuna
inanılır,
Hinduizmin özünde Dharma kavramıyla
karşılaşırız. Dharma ‘doğruluktur, sebattır,
dayanışmadır, açık yürekliliktir.’ Dharma. insanın ve
her şeyin özüdür. İnsanların inançlarına değil,
davranışlarına yönelir. Ve her insana tam bir düşünce
özgürlüğü tanır. Bunlar çeşitli dinsel inançlar,
dinsel törenler bolluğu içinde Hinduizm'e bütünlük kazandıran,
genel davranış ilkeleridir.Örneğin;
Lokacara : çıkarını düşünmeden iş
görmek, doğruluk ve sevgi
anlamındadır.
Tam o anda dayanamadım söze atladım.
Bhagavat-Gita’daki Krişna’nın bir sözü gelmişti
aklıma, söylemesem çatlarım gibi geldi. Onlar da bu halime
kahkahalarla güldüler. Hemen atıldım
ve hatırladığım bölümü ezbere okudum.
"Bütün
canlılara karşı şefkatli ol, dost ol, kin tutma, Ben
ve Benim sözlerini unut. Acıyı da, hazzı da içinde eş
tut."
Peki! Rahatladın mı dedi rehberimiz, evet evet lütfen devam
edin, çok duygulanım da katılmak istedim’
dedim. Dinsel görevler bakımından da Hinduizm'de
büyük bir özgürlük vardır. İnsan tanrıya
ancak Karma- İş,eylem, Jnana- İç düşünce ve bilgi,
Bhakti- Tanrıya bağlılık, tanrıya
adanma yoluyla yaklaşabilir. Bhakti olgusu onlar
için çok önemlidir yani diğer ikisi olsa da bir insanın
Bhakti olmadan bir olgunluğa
ulaşacağına asla inanmazlar. Hindu öğretilerine göre
ideal bir yaşamın dört evresi vardır: Disiplin ve
eğitim evresi: Brahmacarya,
çalışma ve evlilikevresi;
Garhasthya,
ilişkilerin gevşetilmesi evresi; Uanaprasthya, ve
bütünüyle el etek çekme evresi; Sannyasa.
Hinduizm'de Jnana
(Bilgi) ve Yoga
(Beden ve akıl eğitimi) büyük değer taşıdığından gençler için
disiplinli bir eğitim dinsel görevlerin başında gelir.
Hindu dininde bayramlar ve törenler sayılamayacak
kadar çoktur.Tapınan kişi belirli bir hazırlığa
girişir önceden yıkanmazlar, oruca kadar gidebilen yemek
kısıntıları, bedensel konumlar ve parmak hareketleri
(Mudra),
nefes kontrolü, tapınanın bedenine tanrının sahip
olması (Nyasa) gibi.
Saflık kavramı her yerde kendini belli eder. Saflık
belki de Hinduizmin en gerekli parolasıdır ve arınmak
için yapılan dinsel eylemlerin sonsuz çeşitleri
vardır. Dualar kutsal formüllerin (Mantra) sayısız kere
sessizce tekrarlanarak söylenmesi biçimindedir, Mantralar 1
ila 100 hatta daha fazlaya kadar oluşan hecelerden
meydana gelmiştir. Hinduizm'de
Brahma, Vişnu ve Şiva'nın oluşturduğu üçlü tanrı grubu
bir nevi teslisi (üçlük) ortaya koymaktaydı. Brahma:
Evrenin yaradılışının, Vişnu: Korumanın, Şiva:
yıkmanın tanrısıdır. Tek gücün üç ayrı görünüşü olan bu üç
Tanrının da teklikte çokluk olarak çeşitli görünüşleri
vardır.
Hinduizmde önemli bir kavram daha vardır. O da
"Maya"dır. Maya, insanı nefsinin aldatması anlamına
gelir. Maya da Brahman’dan gelir ama uykuda düş gören kimsenin
gördüğü şeyler gibidir, gerçek değildir. Ancak uykudan
uyanan kimse Brahman'la birliğini kavrayabilir. Ve
Mayanın aldatıcı perdesi ortadan kalkar. Uyanan kimse
gerçeği olduğu gibi görür.
Aydınlanmak ve zihnimizi bağlardan kurtarmak
Upanişadların gösterdiği özgürlük yoludur. İşte
insanı sonu gelmeyen doğum-ölüm çemberinden (sonsuza)
kurtaracak olan da bu aydınlanmadır. Hinduizme göre de
böyle bir bilgiye ancak zihnimizi özel bir eğitimden
geçirerek ulaşabiliriz. "Yüreğimizdeki bütün
istekleri, tutkuları söker atarsak" diyor Katha Upanişad, "o
zaman insan ölümsüzlüğe erer ve yaşamını sürdürürken
Brahman'a ulaşır."
“İşte aradığım bilgi de böyle bir bilgi, bende böyle
düşünüyorum diye söze katıldım”, gruptaki arkadaşlar
da başını evet der gibi salladı. Aramızda konuşmaya
başladık. Eee iyi de, biz bunları nasıl başarıcaz, ne yani
Hindu mu olalım? Derken gülmeye başladık.
Rehberimiz nazikçe ilginizi dağıtmayın lütfen bir şey
olmanız gerekmiyor ki, kendiniz olun yeter diyerek,
dağılan dikkatimizi bir araya toplamaya çalıştı.ve
ekledi, ‘İsterseniz devam etmeyeyim’. ‘Yok canım! Bu küçük bir
düşünce jimnastiği idi, devam devam’ dedik hep
birlikte. ‘Budizm,
tamamen spiritüel bir öğretidir.
Buda'nın yaşam öyküsüyle Hinduizm'in
temel kitaplarından biri olan Mahabarata destanının
kahramanı Krişna, insan biçiminde dünyaya gelmiş Tanrı Vişnu
ya da Şiva'dan başkası değildir. Ramayana destanının
Kahramanı, insan olarak dünyaya gelmiş Tanrı Rama'nın
öyküsü ile İsa'nın öyküsü arasında büyük benzerliklere
rastlanmaktadır. Buda'nın doğum tarihi kesin olarak
bilinemiyor.. En güçlü olasılık İ.ö. 563-483 yılları
arasında yaşamış olmasıdır. Buda,
burada Nepal yaylalarının etekleriyle Rapti ırmağı
arasında kalan verimli, sulak, ovalık bölgedeki küçük
Şakya Krallığının başkenti Kapilavastu'nun yakınında
Lumbini Koruluğunda doğdu.
Rehberimiz meraklı bakışlarımızı görünce aniden
sözünü kesti ve’ sizi mutlaka oraya götüreceğim merak
etmeyin’ dedi. Özellikle ben derin bir soluk aldım,
buralara kadar gelmişken hepsini görüp dönmeye öyle kararlıyım
ki… Ben
size daha değişik, vedik bir yaşam öyküsü anlatacağım
bugün’ diyerek devam etti. |