Nea Nepal'de

Bölüm 4

WWW.ASTROSET.COM

Irmağı geçenler

 "İnsanlar arasında ırmağı geçip hedefe ulaşanı azdır. Büyük çoğunluk kıyıda bir aşağı, bir yukarı koşuşur, fakat yolculuğu bitiren için ıstırap yoktur."

  Rehberimiz bize dönüp, ‘çok meraklı bakıyorsunuz, meraklı bir grupla karşı karşıyayım, rehberliğin dışında dinler tarihini de araştırmış biri olarak isterseniz Buda’nın öncesinden, daha baştan başlayayım anlatmaya, sıkılır mısınız? dedi. Hep bir ağızdan, ‘yok yok, lütfen anlat, bir daha bizim de bir daha dinlemeye fırsatımız olmaz belki, bu toprakların gizemini, bu mistik havasını soluyalım hep birlikte, şimdi fırsat yakalamışken’ dedik. Güldü . Eh peki! Siz bilirsiniz, benden günah gitti ama sonra sıkıldım demek yok dedi ve anlatmaya devam etti.
  Buda’nın yaşam öyküsünü anlamak, daha doğrusu hissedebilmek için Hinduizm ve Budizm'den de söz etmek ama öncelikle Upanişadlara değinmek gerek. Hinduizm'in temeli Upanişadlar döneminde atılmıştır diyebiliriz.Şimdi nee Upanişad mı, o da ne diyeceksiniz de anlatıcam merak etmeyin, sizi de sıkmadan.

  Upanişadların hangi tarihlerde oluşturulduğunu kesinlikle saptamak mümkün değilse de İ.ö. 800 yıllarında ortaya çıktığı biliniyor.Upanişad sözünün anlamı "Gizli Öğreti" dir. Dinsel öğretiler ezoterik bir biçimde saklı tutulur ancak inisiyasyondan geçmiş öğrencilere bazı sırlar aktarılırdı. Upanişadlar da böyle ezoterik bir öğretidir.
  Upanişadların temel görüşü şudur:
"Varolan şeyler değişik görünümler sergileseler de Tek olan ve hep aynı kalan bir özü paylaşıyorlar. Bu nedenle de Birlik ve bütünlük içinde olan evrenin bize çokluk ve çeşitlilik olarak gözükmesi bir yanılsamanın sonucudur.”  Bu devirde çok tanrıcılık yerini tek tanrıcılığa kurban törenleri de yerini ahlak kurallarına bırakmıştı. Upanişadlar'da Brahman ve Atman öğretisi ele alındı.

 Atman: Bireysel ruh, Brahman: ise evrensel ruh'tu. ‘Bütün yaratıklarda saklı bulunan, her şeyi kaplayan, her şeyi gören, her yerde var olan, her şeyi bilen, tek olan, her şeyi yöneten, bütün yaratıkların içindeki can, bir tohumdan binlerce yapar.’

  Brahman yüce ruh, her ruhta vardır. Amaç bireysel ruhu ve Brahmanı tanımaktır. Bu gerçeğe varan, bütün zincirlerden kurtulur. Dolayısıyla şuuru (cit), gizli varlığı (sat), ve sevinci (ananda) bulur. Sıkıntılar, kısıtlamalar, hep bilgisizlikten doğan Ben’imizin ürünleridir. İnsan bilgiyi aramalıdır. Bilginin olduğu yerde, kin, hırs v.b. şeyler olmaz.  Hinduizm'in ana kaynaklarından biri de puranalardır. Purana' da dinsel uygulamaları, mitolojiyi ve evrenin yaratılışını konu edinen şiir biçiminde yazılmış uzun derlemeler vardır, İnsanın tekamülü, tanrılar arası ilişkiler büyük ayrıntılarla anlatılır. Hinduizmde din sözcüğünü tam olarak karşılayan bir Hindu terimi yoktur. Din yerine insanı tanrıya yaklaştıran yolları belirten kavramlar vardır. Bunlar Jnana (Bilgi), Karma (eylem) ve Bhakti (Bağlılık)tır, Hinduizm'de tanrının her şeyi bildiğine, her şeye gücü yettiğine ve her yerde varolduğuna inanılır,

  Hinduizmin özünde Dharma kavramıyla karşılaşırız. Dharma ‘doğruluktur, sebattır, dayanışmadır, açık yürekliliktir.’  Dharma. insanın ve her şeyin özüdür. İnsanların inançlarına değil, davranışlarına yönelir. Ve her insana tam bir düşünce özgürlüğü tanır. Bunlar çeşitli dinsel inançlar, dinsel törenler bolluğu içinde Hinduizm'e bütünlük kazandıran, genel davranış ilkeleridir.Örneğin; Lokacara : çıkarını düşünmeden iş görmek, doğruluk ve sevgi  anlamındadır.

  Tam o anda dayanamadım söze atladım. Bhagavat-Gita’daki Krişna’nın  bir sözü gelmişti aklıma, söylemesem çatlarım gibi geldi. Onlar da bu halime kahkahalarla güldüler. Hemen atıldım ve hatırladığım bölümü ezbere okudum. "Bütün canlılara karşı şefkatli ol, dost ol, kin tutma, Ben ve Benim sözlerini unut. Acıyı da, hazzı da içinde eş tut." Peki! Rahatladın mı dedi rehberimiz, evet evet lütfen devam edin, çok duygulanım da katılmak istedim’ dedim.
Dinsel görevler bakımından da Hinduizm'de büyük bir özgürlük vardır.  İnsan tanrıya  ancak Karma- İş,eylem, 
Jnana- İç düşünce ve bilgi,  Bhakti- Tanrıya bağlılık, tanrıya adanma yoluyla yaklaşabilir.
  Bhakti olgusu onlar için çok önemlidir yani diğer ikisi olsa da bir insanın Bhakti olmadan bir olgunl
uğa ulaşacağına asla inanmazlar. Hindu öğretilerine göre ideal bir yaşamın dört evresi vardır: Disiplin ve eğitim evresi:  Brahmacarya, çalışma ve evlilikevresi; Garhasthya, ilişkilerin gevşetilmesi evresi; Uanaprasthya, ve bütünüyle el etek çekme evresi; Sannyasa.

  Hinduizm'de Jnana (Bilgi) ve Yoga (Beden ve akıl eğitimi) büyük değer taşıdığından gençler için disiplinli bir eğitim dinsel görevlerin başında gelir.
  Hindu dininde bayramlar ve törenler sayılamayacak kadar çoktur.Tapınan kişi belirli bir hazırlığa girişir önceden yıkanmazlar, oruca kadar gidebilen yemek kısıntıları, bedensel konumlar ve parmak hareketleri (
Mudra), nefes kontrolü, tapınanın bedenine tanrının sahip olması (Nyasa) gibi. Saflık kavramı her yerde kendini belli eder. Saflık belki de Hinduizmin en gerekli parolasıdır ve arınmak için yapılan dinsel eylemlerin sonsuz çeşitleri vardır. Dualar kutsal formüllerin (Mantra) sayısız kere sessizce tekrarlanarak söylenmesi biçimindedir, Mantralar 1 ila 100 hatta daha fazlaya kadar oluşan hecelerden meydana gelmiştir.
  Hinduizm'de Brahma, Vişnu ve Şiva'nın oluşturduğu üçlü tanrı grubu bir nevi teslisi (üçlük) ortaya koymaktaydı. Brahma: Evrenin yaradılışının, Vişnu: Korumanın, Şiva: yıkmanın tanrısıdır. Tek gücün üç ayrı görünüşü olan bu üç Tanrının da teklikte çokluk olarak çeşitli görünüşleri vardır.

  Hinduizmde önemli bir kavram daha vardır. O da "Maya"dır. Maya, insanı nefsinin aldatması anlamına gelir. Maya da Brahman’dan gelir ama uykuda düş gören kimsenin gördüğü şeyler gibidir, gerçek değildir. Ancak uykudan uyanan kimse Brahman'la birliğini kavrayabilir. Ve Mayanın aldatıcı perdesi ortadan kalkar. Uyanan kimse gerçeği olduğu gibi görür.

  Aydınlanmak ve zihnimizi bağlardan kurtarmak Upanişadların gösterdiği özgürlük yoludur. İşte insanı sonu gelmeyen doğum-ölüm çemberinden (sonsuza) kurtaracak olan da bu aydınlanmadır. Hinduizme göre de böyle bir bilgiye ancak zihnimizi özel bir eğitimden geçirerek ulaşabiliriz. "Yüreğimizdeki bütün istekleri, tutkuları söker atarsak" diyor Katha Upanişad, "o zaman insan ölümsüzlüğe erer ve yaşamını sürdürürken Brahman'a ulaşır."

  “İşte aradığım bilgi de böyle bir bilgi, bende böyle düşünüyorum diye söze katıldım”, gruptaki arkadaşlar da başını evet der gibi salladı. Aramızda konuşmaya başladık. Eee iyi de, biz bunları nasıl başarıcaz, ne yani Hindu mu olalım? Derken gülmeye başladık.
  Rehberimiz nazikçe ilginizi dağıtmayın lütfen bir şey olmanız gerekmiyor ki, kendiniz olun yeter diyerek, dağılan dikkatimizi bir araya toplamaya çalıştı.ve ekledi, ‘İsterseniz devam etmeyeyim’. ‘Yok canım! Bu küçük bir düşünce jimnastiği idi, devam devam’ dedik hep birlikte.
‘Budizm, tamamen spiritüel bir öğretidir.

  Buda'nın yaşam öyküsüyle Hinduizm'in temel kitaplarından biri olan Mahabarata destanının kahramanı Krişna, insan biçiminde dünyaya gelmiş Tanrı Vişnu ya da Şiva'dan başkası değildir. Ramayana destanının Kahramanı, insan olarak dünyaya gelmiş Tanrı Rama'nın öyküsü ile İsa'nın öyküsü arasında büyük benzerliklere rastlanmaktadır. Buda'nın doğum tarihi kesin olarak bilinemiyor.. En güçlü olasılık İ.ö. 563-483 yılları arasında yaşamış olmasıdır. Buda, burada Nepal yaylalarının etekleriyle Rapti ırmağı arasında kalan verimli, sulak, ovalık bölgedeki küçük Şakya Krallığının başkenti Kapilavastu'nun yakınında Lumbini Koruluğunda doğdu.

  Rehberimiz meraklı bakışlarımızı görünce aniden sözünü kesti ve’ sizi mutlaka oraya götüreceğim merak etmeyin’ dedi. Özellikle ben derin bir soluk aldım, buralara kadar gelmişken hepsini görüp dönmeye öyle kararlıyım ki… Ben size daha değişik, vedik bir yaşam öyküsü anlatacağım bugün’ diyerek devam etti.

<< Önceki Bölüm

Sonraki Bölüm >>

 

© Astroset 2003-2014