Yüksek seviyeli bir öğrenci Gurusuna şu mesajı gönderdi;
“Deli adama söyle, insanların huzuru kaçtı”
“Deli adama söyle, artık yiyecekler pazar bulamıyor”
“Deli adama söyle, düzeni bozulmayan ülke kalmadı”
“Deli adama söyle, bunu söyleyen de bir deli adam.”
Guru keder
içinde gülümsedi ve sessizce başını eğdi. Bundan kısa bir süre
sonra Guru aniden yok oldu ve öğrenci de birkaç ay sonra öldü.
O Guru,
Bengal’deki Vaishnava tarikatının kurucusu Sree Krishna
Chaitanya idi. Amacı sınıflardan ve inançlardan bağımsız bir
ruhsal insanlık kardeşliği kurmaktı. Sınıfsal kuralların şu
anda olduğundan daha katı olduğu bir dönemde, farklı dinler
birbirlerine bitmek bilmeyen bir düşmanlık içindeyken,
Hinduların farklı dini mezhepleri birbirlerine karşı keskin
bir nefret duygusu içindeyken ve korkunç Tantrik ritüellerde
ilahların sunaklarında insan kurban edildiği bir dönemde,
Chaitanya ve onu izleyenler, dünyadaki tüm insanlar için barış
ve iyi niyet tohumları ekiyor, tüm katı kuralları göz ardı
ediyordu ve mükemmel bir eşitlik ortamındaki kardeşliklerinde
diğer dinlerden olanları bile kabul ediyorlardı.
Bu yüksek
zeka sahibi ve bilgili Brahmin Chaitanya, her türlü konfordan
uzak durmuş ve genç yaşta hayatının geri kalan kısmını
insanlığın ruhsal mutluluğuna adayarak gönüllü bir sürgün
hayatı yaşamıştır. Alçakgönüllülüğü, sevecen davranış biçimi,
kendini feda edişi, kendini amacına adayışı ve herkese olan
kibarlığı tüm övgülerin ötesindeydi. Bilgisi, ilişki kurduğu
herkes üzerinde derin bir etki yaratırken alçakgönüllülüğü ve
sevecenliği ile dini bir tartışmadaki yenilgi sancılarını
dindirmiştir.
Evini terk
ettikten sonra katı bir şekilde bekar yaşantısını sürdürmüştür
ve öğrencilerine karşı da aynı şekilde çok katı olmayı
sürdürmüştür.
Kozmik evrim
hakkında öğrencilerine öğrettiği felsefe dünya üzerinde
kurmaya çalıştığı kurum ya da kardeşliğin Bhakti’yi, İmanı ya
da Sadakati temel aldığı görülmektedir.
Peki
Bhakti nedir? Bhakti, ruhun Yüksek Zeka için duyduğu
açıklanamayan özlemi, alçakgönüllülüğün, sevginin ve kendini
adamanın ikiz kızkardeşidir. Bhakti her insanda potansiyel
olarak bulunur ama genel olarak bencilliğimiz ve
kibirliliğimiz sayesinde aktif hale geçemez. İçimizdeki ilk
parıldayışı Bhagavad Geeta’da Satwikee Sraddha adını
verdiğimiz şeydir. (B. Geeta xvii, 2) Kendini feda eden
kişinin sevinci, bir annenin çocuğuna olan sevgisi, içten bir
arkadaşlık veya cinsel sevgi, hepsi içimizde potansiyel olarak
bulunan aynı ruhsal niteliğin tezahürleridir; Bhakti’nin!...
Ruhsal
ilerleyiş yolundaki tüm çabalarımızın tek bir ortak adı
vardır; Yoga, ya da daha uygun adıyla
Sadhana.
Sadhana üç türden oluşur; Gnanam bilgisi, doğru Yoga ve
Bhakti. Bu, bir Gnanee’ye ya da bilen kişiye
*Brahm
olarak (*Evrende
yayılan prensip), bir Yogiye
*Atma (*yüksek
benliğimiz), bir Bhakta’ya
*Bhagavan (*altı
sınıfa ayrılan tüm güçlerin tanrısı)
olarak görünmektedir. Dolayısıyla bu görünme, kişinin üç
yoldan birine ya da çabanın üç bölünüşünden birine yönelik
seçimine olan uygunluğuna bağlı olmaktadır. Bununla beraber
başlangıç eğitimi pek çok yönden her üçünde de aynıdır,
örneğin katı bir vejateryenlik, evlenmeden geçirilen bir
hayat, zihinsel temizlik, sözlerde ve eylemlerde arılık ve
ruha adanma hali... |