Ruh
özündeki sonsuzluk ve ilâhî kudret nedeniyle doğrudan doğruya maddeyle
temas edemez. Zaten madde de ruhun enerjisini doğrudan taşıyamaz. Arada
başka maddî araçlar, bedenler vardır. Bu ara vasıtalara, ara bedenlere
ruhçulukta
perispri
adı verilir. Doğu
öğretilerinde bu bedenlere astral, mantal, kozal
gibi çeşitli adlar takılmıştır.
Perisprital
beden, astral beden
ya da diğer adıyla
süptil beden, asla ruhun kendisi değildir. Sadece daha ince
titreşimli bir maddeden oluşmuş bir bedendir.
Ruhçulukta, maddenin değişik vibrasyonel
katmanlarından oluşturulan bu bedenlere astral bedenler
ya da perisprital
yapılar adı verilir. Bir örnek verelim: Kor ateşi, maşa olmadan elle
tutamayız ya da elimize kalem almadan yazı
yazamayız.
Ruhun da maddesel bedenlerle irtibat kurabilmesi için fevkalâde ince bir
maddeden meydana gelmiş ara bedenlere gerek vardır. Bu
perisprital bedenlere ruhun mantosu adı da
verilir. İnsan çeşitli enerji bedenlerden meydana gelmiş bir bütündür.
Ruhtan maddî ortama doğru, bir titreşimler skalası
gibi renk tayfının en koyusundan en açığa uzanışı gibi bir akış vardır
Bir örnek verelim: Barajdan gelen elektrik evlerimizin içine direkt
olarak verilebilir mi? Ana kaynaktan 30 bin volt olarak çıkan elektrik
çeşitli trafolardan ve santrallerden geçe geçe
220 volta iniyor ve onu ancak bu indirgenmiş hâliyle kullanabiliyoruz. Mutlaka
bizi sarıp sarmalayan bir enerji bedenimiz vardır. Bu enerji bedeni
ışıklı bir kozaya benzetmek mümkün. Sanki ışıklı bir koza içindeyiz ve
çevreye ışık saçarız. Enerji bedenimiz çevreye sürekli ışınım yayar.
Kirlian fotoğrafçılığı da
“aura“
adı
da verilen bu ışık bedenin resmini çeker. Astral bedenin yaydığı bu
ışınım maddeden kaynaklanmaz. Buna ruhsal ışınım veya
biyomanyetik ışınım da denir. Örneğin, halk
arasında hayalet görmek olarak tanımlanan fantom
görmek, ruhu görmek değil, bu süptil enerji
bedenlerini görmektir.
RUH GÖRÜNÜR MÜ?
Ruh görünmez. Bedensiz bir varlık medyomsal
özellikleri olan bir kimseden çıkan ektoplâzmik
maddeyi şekillendirir. İşte bazen rastlanan ruh fotoğraflarında çıkan
görüntü böyle bir ruhsal yansımadır.
Ektoplâzma,
fizik medyomdan çıkan macunumsu veya
buharımsı bir ince titreşimli maddeler topluluğudur.
Ektoplâzma bazen
medyomla arasındaki ilişki hiç gözükmeden de tezahür eder. Daha açıkçası ektoplâzma
medyom aracılığıyla astral maddenin veya
esirî maddenin üç boyutlu sistem içinde oluşumundan ibarettir. Bütün
hayalet olayları ve fantomik görüntüler
böyle meydana gelir. Demek ki, gördüğümüz fantom
ruh varlığının kendisi değildir. O çevrede bulunan
medyomsal özellikli bir şahsın yardımıyla astral maddenin bir
görüntü şeklinde oluşmasıdır.
Tekinsiz
evler, perili evler ve mezarlıklarda görülen
fantomlar genellikle otomatik tarzda oluşurlar ve yarı
ektoplâzmik
tezahürlerdir. Uzakta ve yakındaki astral veya
ektoplâzmik cevherlerden yararlanarak
ortaya çıkarlar.Bu astral veya ektoplazmik
oluşumlardan korkmaya hiç gerek yoktur. Unutmayalım ki, irademiz dışında
hiçbir varlık veya varlık sistemi bize zorla hiçbir şey yaptıramaz.
Yeter ki, biz korkmayalım, boyun eğmeyelim ve mücadeleden vazgeçmeyelim.
Sonunda mutlaka kazanan biz oluruz!..
|