Ortak alanların Bütün’e uyumdan başka bir
şey olmadığını daha iyi aktarmak için telepatiyi örnek
olarak vermek sanırız çok faydalı olacak.
Telepati:
Bilinen duyumlar
ya da herhangi bir araç kullanmaksızın, her
türden düşünce ve duygunun zihinden zihne
gönderilip alınması tarzında yapılan bir haberleşmedir.
Telepati zaman ve mekân bakımından sınır
tanımaz. Sizin zihninizin ve ruhsal enerjinizin etkinliği oranında
zaman-mekân içinde seyahat ederek telepatik etkileri her yöne
yönlendirebilirsiniz.
Telepatik olaylar, birbirinden ayrı
yerlerde bulunan iki kişi arasında ortaya çıktığı için günümüzde hâlâ
normal dışı olay olarak kabul edilmekte ve var mı,yok
mu tartışması yapılmakta…
Parapsikoloji bir bilim dalı olarak bu
fenomenleri laboratuarlarda deneylerle araştırmaktadır.
Zener kartları da bu deneylerden sadece bir
tanesidir. Ancak bu ayrılık tamamen bizim beş duyuyla
sınırlı algılayışımıza özgü bir ayrılıktır. Özde ve varoluşta zaten
ayrılık yoktur. Tam tersine Birlik ve Bütün olma hâli vardır.
Birbirinden kilometrelerce uzakta bulunan
iki insanın birbirlerinin düşüncelerini algılayabilmeleri, bizlerin bir
Bütün’ün içinde olduğumuzu ve Bütün’ü oluşturduğumuzu gösteriyor. Kendisini
o bütünlüğe adapte edebilen insanlar için zaman-mekân sınırı söz konusu
olamaz. Çünkü aslında bir yerden bir yere düşünce-duygu aktarımı da
değildir söz konusu olan. Beyinden beyine tesir akışı yerine, ikisinin
de içinde bulunduğu bir ortak alanın varlığını anlayabilmek gerek.
Önemli olan, Bütün’le Ortak Alan kurabilmek, o titreşime bağlanabilecek
derecede zaman ve mekâna hâkim olabilmektir.
Bütün bilgiler zaman ve mekândan bağımsız olarak “her an ve her yerdedir”.
Yalnız bilgi değil, sevgi de böyledir. Her an her yerde var olan sevgiyi
de alabilmek için bir Ortak Alan kurmak gerekiyor. Dirençleri kırıp
Bütünsel Olan ’a kendi kapasitemiz oranında
katılabildikçe bu enerjilerin bizden akmasını sağlayabiliyoruz. |