Yaşam programımızı başarıyla tamamlamak için tesis etmemiz
gereken şuur bütünlüğü çok önemli bir konu. Başarı bütünsel
bir bakış ve şuur hali gerektiriyor. İlk konsantrasyon
noktamız kendi bireysel planlarımızın yaşama geçmesi yani
yaşam programımızın bizim tarafımızdan uygulanıyor olması
elbette. Bireyin kendini iç varlığının istediği gibi ifade
ediyor olabilmesi, tanımlanamayacak bir vicdani rahatlığın,
huzurun ve yaşama sevincinin taa yüreğimizin, benliğimizin
içinden günlük yaşama akması, bizden taşıp diğerlerini de
sarıp sarmalaması gibi bir duygu. Soğuk ve zor bir kıştan
sonra ilkbahar sevincini yaşamaya, ağaçların
tomurcuklanmasına, çiçeklerin açmasına benziyor.
Bir bireysel planın gerçekleşmesine, tek bir kişiye ait bir
başarı gözüyle bakmak günümüzün holistik gelişimi ile
paralel olarak artık eski bir kavram, bütünsel değil ve
insanlık ailesini ilgilendirmiyor gibi gözüküyor.
“Onun bireysel başarısından bana ne”
diyebiliriz ama yeni görüş, yeni fizik hatta yeni metafizik
anlayışta bir varlığın gelişmesi demek; insanlık ailesinin
gelişmesi demektir. Çünkü bu evrende yaratılmış her şey
birbirine bağlıdır.
Atomlarımız birbiriyle etkileşiyor
En küçücük atom parçacıkları bile birbiri ile etkileşim
içinde. Evren canlı, uzay canlı ve bir bütün, hem de
birbirinden ayrılamaz bir bütün. Her şeyin gelişimi ve
değişimi, bir diğerinin de gelişim ve değişimine yol açıyor.
Bu
nedenle bizler sanıldığı kadar tekil ve bireysel varlıklar
değiliz. Her şey küresel bir etkileşimle, öncelikle de atom
altı parçacık düzeyinden birbiri ile etkileşimli ve haberli.
Birimizdeki atom altı parçacık düzeyindeki bir gelişim bile,
her an nefes almakta olan ve canlı olan evrenin bir başka
köşesinde tezahür edebiliyor ve bir etki olarak açığa
çıkabiliyor ve bu açığa çıkan etkide başka olaylara neden
oluyor.
Bunlar
henüz bizim göremediğiniz ama varolan evrensel zincirler ve
bunları görüp hisseden bazı bilim insanları da büyük bir
hızla bu yeni köprüleri kuruyorlar ve diyorlar ki:
“ Gözle
göremesek de bütünsellik içinde her şey birbirine bağlı.”
O nedenle
bir varlığın gelişmesi, enerji düzeyinde yükselmesi, şuur
olarak açılması onun tezahür biçiminde farklılıklar
yaratacak, taşıdığı enerjisinde moleküler düzeyde değişimler
oluşacaktır. Ve bu değişimler temas etmekte olduğu alanlarda
farklı açılımlar sağlayarak, yepyeni olayların
hazırlanmasına ve böylelikle zincirlerin devamına neden
olacaktır.
Sizin gelişiminiz
yanınızdakini de etkiler
O
yüzden birimizin bile gelişmesi çok önemlidir. Çünkü o
enerjisi ile diğerlerine temas etmektedir. Sizin gelişmeniz,
en yakınınızdakilerin de gelişmesi demektir. İşte bu yüzden
yaşam plan ve programları vardır. Bir ömrü beraber
geçirdiğiniz insanlar beraber geliştiğiniz ve geliştirmekte
olduğunuz insanlardır.Gelişmek ve geliştirmek hepimiz temel
ve gerçek sorumluluğudur.
Elbetteki
öncelikle kendi yaşam planımızı gereğince uygulamamız ve
onun hakkını vermemiz çok önemli çünkü ilk duyuşta saçma
gibi görünse de bizim gelişiminizle insanlık ailesine katkı
sağlanacaktır. Bütün, birleşik alan teorisine uygun olarak
bundan yararlanacak ve bu gelişmeyi, ihtiyacı olan
diğerlerinin de hizmetine sunacaktır. Bu sunum mantal yani
düşünsel seviyede ani bir ilham şeklinde de olabilir,
kuantum düzeyde bir dalga halinde de olabilir, nasıl
gerçekleştiğinin şu an için tam açıklaması yapılamasa da
önemli olan ihtiyacımız olan o enerjiyi ve bilgiyi içimizde
bulabilmemiz değil mi? Aslında incelenirse kuantum
araştırmaları bu çalışma şeklini de gayet güzel
açıklamaktadır. Günümüz modern bilimi ile özellikle
kuantum
araştırmaları ile bilimin felsefesini ve bu anlatılanların
felsefesini anlamak açısından büyük yararlar vardır. Spiritüel öğretiler der ki:
“Düşüncelerinizden bile sorumlusunuz.”
Açığa çıkarmakta olduğumuz enerji alanları biz görmesek de
bilmesek de pek çoklarına değmekte, onları da olumlu ya da
olumsuz yönde etkilemektedir.
Yaptıklarını başkası için de yapmak, elde ettiklerini fark
etmeden dahi başkaları ile paylaşmak evrensel sevginin ve
koşulsuz verebilme duygusunun bir uygulaması değil mi?
‘Her şey
hepimiz için kimin neye ihtiyacı varsa onu alsın’
duygusundan daha güzel bir duygu ve bir hissediş hali
olabilir mi?' |