Bir
arkadaşım geçenlerde bana “dünyaya ruhsal enerjiler getirmemiz
gerektiğini söyledi. Bütün içtenliğimle bunun doğruluğunu
kabul ettiğimi söyledim. Ama daha sonra “ben neyi kabul
ediyorum?” diye düşündüm…
Ruhsal
enerji ne demek?
Bu,
kullanıp durduğumuz ve herkesin ne demek istediğimizi
anladığını kabul ettiğimiz kavramlardan biri. Ayrıca ben genel
olarak ruhsal enerjilerin neler olduğu hakkında sezgilerimizin
olduğunu düşünüyorum. Hepimiz, onlar her ne ise, ruhsal
enerjilerin iyi, faydalı olduklarını kabul edebilir ve
dolayısıyla da varolmalarını isteyebiliriz. Diğer yandan,
bununla sizin kastettiğiniz ile benim kastettiğim aynı
olmayabilir. Bir kişi için dünyaya ruhsal enerjiler indirmek
insanları belli bir inanca yönlendirmek olabilirken, bir
başkası için daha manevi ve süptil, bir tür
titreşimi yükseltme eylemi
anlamına gelebilir.
Ruhsal
enerjilerle ilgili olarak, her koşulda herkesi tatmin edecek
bir tanımlama yapmaya çalışmıyorum. Bayan Spangler küçük
oğlunu bu kadar cüretkar ya da aptal biri olsun diye
yetiştirmedi! Sadece bu kavramın neler ifade ettiğini
anlatabilmek için kendi düşüncelerimi sizlerle de paylaşmak
istedim, belki siz de bunları yararlı ve kendi düşünceleriniz
için motive edici bulursunuz.
Ruhsal enerjilerle
ilgili düşünmenin bir yolu, onları “Washington Elmaları”,
“Idaho Patatesleri” veya “Fransız şarapları” gibi kategorilere
ayırmak olabilir. Bu, şu demektir; ruhsal enerjiler belirli
bir yerden veya kaynaktan gelen enerjilerdir. Eğer enerji “ruhtan”
geliyor ise bu bir “ruhsal
enerjidir”. Eğer dünyadan gelen
bir enerji söz konusu ise bu, “dünya
enerjisidir”. Sanırım bu
anlaşılır bir açıklama oldu. Bu, ruhsal enerjileri
açıklayabilmek için kesinlikle sade ve tatmin edici bir bakış
açısı, ta ki “ruh nedir?”
sorusunu sormaya başlayana kadar.
Annem de
babam da bir süre önce öte aleme geçtiler, artık fizik dünyada
yaşamıyorlar. Peki eğer ben onlardan enerji almaya kalkışırsam
bu bir ruhsal enerji mi olacaktır? Zira onlar bir anlayışa
göre artık “ruh” olarak varlar. Peki ya görünmez bir doğa
ruhundan aldığımız enerji? Bu bir ruhsal enerji mi? Ya da bir
melekten hatta (daha da abartırsak) bir başmelekten gelen bir
lütuf nedir? Elbette bunlar da ruhsal enerjilerdir. Ama ya
“Kutsal Olan”dan gelen
enerjiler?
Başka bir
deyişle fizik ötesi gerçekliklerin hangi bölümü “ruhsal
enerjiler”in kaynağı olmaktadır? Tamamı mı? Bir kısmı mı? Bazı
düzeyleri olur ama bazıları olmaz mı? Bir katmanı ruhsal
enerjiyi ifade etmeye muktedir kılarken diğerini muktedir
kılmayan nedir?
Dolayısıyla ruhsal enerjinin kaynağını tanımlamaya
kalktığımda bu biraz problemli oluyor. Çünkü, “ruhsal”
kelimesini genellikle karıştırılan iki ayrı kavram için
kullanıyoruz. Bu kelimenin bize ifade ettikleri bazen “kutsal”,
“yükseltici”
ve ”yaşama sevinci veren”
gibi kavramlar olurken bazen de bunu “fiziksel
olmayan”, veya “maddi
olmayan” olarak anlamamız mümkün.
Pek çok kişi için, eğer bir şey maddeden meydana gelmemişse ya
da bir bedene sahip değil ise bu bir ruhtur ve dolayısıyla da
ruhsaldır. Ama tıpkı bütün Fransız şaraplarının kalite ve tat
bakımından aynı olmayışı gibi ya da Washington elmalarının
pişirmek için iyi ama çiğ yemek için uygun olmayışı gibi,
fiziksel olmayan bütün tezahürler veya enerjiler de yükseltici
ya da yaşama sevinci veren türden değildirler. Örneğin bir
musallat olma eylemi ruhsal bir eylem midir?
Bir
Granny elması Pippin’den, bir Machintosh’tan veya Honeycrisp
elmasından farklı bir tada sahiptir. Bir
*merlot'un (*Fransız
üzümünden yapılan şarap) tadı şampanyadan farklıdır. Peki,
deneyimleyebileceğimiz bütün farklı enerji türleri içinde
ruhsal enerjinin tadı hangisidir? Onun ruhsal enerjinin
kaynağından gelip gelmediğini nasıl ayırt ederiz? İşte size
bir enerjinin etkilerinin, bizlere ya da bizler için neler
yapabildiğinin veya içimizde nelere yol açtığının nerelerde
önemli olduğu bilgisi:
Şimdiye
kadar “ruhsal” kelimesine odaklandım, ama “enerji” kelimesi de
bu konuda ruhsal kelimesiyle eşit derece tanımsızdır. Her
şeyden önce ruhsal enerji nedir? Hatta enerji nedir?
Fizik
biliminde enerji çok net tanımlanır. “enerji iş yapabilme
gücüdür” bu bilime göre. Ya da başka bir şekilde söyleyecek
olursak, enerji bir etkiyi üretebilme ya da tetikleyebilme
gücüdür. Enerji bir şeylerin meydana gelmesini sağlar.
Ruhsal
enerji hangi işin ölçüsüdür? Neyin olmasını sağlar?
Bu konuda
düşüncelerimin yardımına sözlüğüm yetişiyor. Sözlüğüm, ruh
kelimesinin “nefes almak” anlamına gelen Latince bir kökten
türediğini ifade ediyor. Ruh, nefes alma gücüdür, ya da daha
geniş bir anlayışla, canlandırma ve hayat verme gücüdür. Ruh,
hayat enerjisidir, hayatın gerçekleşmesini sağlar. Yaşam,
ruhun etkisidir. Burada hayat sadece bir biyolojik varoluştan
ötesini ifade eder. Hayat, tüm olasılık, bütünsellik,
ilişkiler, varoluş, yaratıcılık ve her organizmanın; en çok da
insanların sahip olabileceği bir potansiyeli ifade eder.
Nefes almak, düşünceyi, duyguyu,
sevgiyi, yaratıcılığı, tüm kültürleri ve uygarlıkları mümkün
kılan enerjiyi sağlamaktır.
Bu aklıma
İsa’nın Yuhanna İncili’nde söylediği bir şeyi getiriyor,
"Bense
insanlar yaşama, bol yaşama sahip olsunlar diye geldim." (Yuhanna
10:10)
Bu
bana ruhsal enerjilerin etkilerine dair harika bir örnek gibi
geliyor; ruhsal enerjiler hayata canlılık katar ve besler ve
bunu yaşamın tüm düzeylerinde ve hayatın tezahür edebildiği
her yerde cömertçe yapar.
Bu bana
birkaç düşünceyi birden çağrıştırıyor. Öncelikle, ruhsal
enerjilerin diğer enerjilerin ifade edilmesini ve
kullanılmasını mümkün kıldığı anlamına geliyor; zihnin veya
kalbin enerjilerini, ya da bedenin veya ruhun enerjilerini…
tüm diğer enerji türleri ruhsal enerjilerden türer ve hayatı
ifade eder. İkinci olarak, ruhsal enerjiler yaşamsal
kapasiteleri hızlandırır ve artırır ve bu sadece büyümek için
değil aynı zamanda bir bütün ve uyumlu olabilmek, bağlantılı,
ilişkide olabilmek ve birleşebilmek içindir. Yaşam, enerji
üreten ve bunu kendiliğinden yayan bütünsel bir açık
sistemdir. Ruhsal enerjiler bu açık ve verici olma, canlı olma
kapasitesini artırırlar.
Üçüncü olarak, ruhsal
enerjiler bir kaynaktan ziyade bir fonksiyonu ima eder. Ruhsal
enerjilerin etkileri,
kaynağından bağımsızdır. Su, hayat için vazgeçilmezdir ama bir
gölden mi, nehirden mi, kuyudan mı ya da bir yağmur fıçısından
mı geliyor olduğu bu gerçeği değiştirmez. (Elbette suyun
kaynağı onun saflığını ve tadını etkileyebilir ama bu tat
meselesidir ve başka bir konudur).
Bu,
ruhsal enerjilerin “ruhtan” gelmedikleri anlamına geliyor.
Ruhsal enerjiler fiziksel olmayan, kişisel ötesi, aşkın
gerçekliklerin tek etki alanı değildir. Bunlar bizlerden de
gelebilirler. Bizler fiziksel, enkarne olmuş insanlar olarak
ruhsal enerjinin yaratıcı birer kaynağı olabiliriz.
Dördüncü
olarak, ruhsal enerjiler “dinsel” veya aşkın görünmek
durumunda değildirler. Eğer meydana gelen etki hayatı
besleyen, hayatın zenginleşmesine yardım eden koşulları
yükseltici ve bir kişinin hayatını (manevi olarak)
zenginleştiren türde ise, bu bir ruhsal enerjidir.
Bu enerji bir gülümseyiş, bir kucaklama, bir nezaket, birinin
bloke olmuş enerjisinin düzelmesine yardım edecek bir dinleme
anı, kibarca bir davranış formunu alabilir. Ruhsal enerji,
dağları yerinden oynatacak ve tüm ulusları değiştirecek kadar
“büyük” olmak zorunda değildir.
Yalnız bir kalbe veya zihne hayatsal değişimlerin
olasılıklarına daha açık olmada yardım etmek zaten dünyayı
değiştiren bir eylemdir. Ruhsal enerjilerin harikulade,
olağanüstü veya çarpıcı olmalarını beklemekle kendimize ve
evrene zarar vermiş oluyoruz.
Beşinci
olarak, ruhsal enerjiler sınırları aşabilir ve genelde de aşar
ve sınırlarımızın ötesine geçebilmemizi olanaklı kılarlar, ama
bunu mutlaka yapmaları gerekmez. Sevginin ruhsal enerjisini
(yaşama sevinci veren, yükselten, hızlandıran güç) aktarmak
için koşulsuz sevgiye sahip olmam gerekmiyor. Eğer sadece bir
kişiyi sevebiliyorsam ve hatta sınırları olan kusurlu
biriysem, ama sevgim bir diğerinin hayatına olumlu bir şeyler
katabiliyorsa ruhsal enerji aktarmadığım söylenebilir mi? Bunu
söylememin nedeni, kendi kapasiteleri dahilinde sevgi ve
destek verici eylemlerde bulundukları halde “yeterince ruhsal
olmadıkları için” kendilerine duygusal ve zihinsel olarak
baskı yapan insanlar görmüş olmam. Ne
var ki, benim kuyum çok derin olmayabilir ve bazıları kadar
saf ve tadı güzel olmasa da ondan da hayat çıkarmak mümkün ve
ben bunu evrene yaymakta özgürüm.
Ruhsal enerjiler
konusunu tamamen aşkın ya da kişisel ötesi bir kapsamdan ve de
olağanüstü olmak zorunda oluşlarından kurtarmak enkarnasyonel
ruhsallık öğretisinin bir parçasıdır. Bu, ruhsal enerjileri
daha geniş, erişilebilir bir bağlamda algılayabilmeme yardım
ediyor. Bu durumda birisi “dünyaya daha fazla ruhsal enerji
indirmeliyiz” dediğinde bunu yapmak için kendimi “tanrısal”
biri gibi hissetmem ya da bu çalışmayı yapmak için fiziksel
olmayan varlıklara dayanmam gerekmiyor. Dünyaya ruhsal enerji
akışı benimle ve tam şimdi başlayabilir, bir yabancıya onu
sıcaklıkla karşılayan bir gülümseyişimde ya da bir komşu
olarak yardım eden ellerimde bu gerçekleşebilir.
|