Şuur
bütünlüğü, hepimizin ayni istikamete gitmesi, aynı hedefte
birleşmesidir. Oysa günümüzde şuur dağınıklığı yaşanmakta. Tek
bir rüzgarda savrulacak yaprak şeklinde duruyoruz hepimiz,
acınası kurumuş sonbahar yaprakları gibi… Bütünden yoksun, ana
ağaçtan kopmuş, parçalanmış, çok yalnız, çok güvensiz… Kendi
hedefinden yani yaşam programından kopmuş, niye yaşadığını
unutmuş, kaybolmuş insan yığınlarına dönüşmeden yapacak bir şeylerimiz olmalı… Bu konu en az küresel ısınma kadar
önemli, bunun adı
"Küresel Bütünlük"
ve her birey ayrı ayrı o küresel bütünün bir parçası olduğunu,
yaptığı olumlu ve olumsuz her eylemin bütünü etkilediğini
anlayamadığında da iklim değişiklikleri kadar zarar verici
sonuçlara gebe… Hedef
öncelikle bir insanın belirlemiş olduğu
yaşam programını
başarıyla tamamlayabilmesi,
kendisi için hazırlanmış olan plana uygun olarak
ilerleyebilmesidir.
Çünkü bu, onun gelişimine neden olacaktır. Bir program, mutlak
ve ancak o insanı geliştirmek üzere tasarlanır. Ondaki
eksiklikleri telafi etmek maksadıyla gereklidir. Birey, plan
ve programa uyduğu takdirde, kendi asıl yaşam amacını;plan ve programını yerine getirecek
böylece hem gelişecek hem de geliştirecek demektir. Çünkü
birinin gelişimi demek, diğerlerinin gelişimine katkı
demektir. Gelişirken
geliştirmek demektir. Zincirler ve görülemeyen bağlantılar
sanıldığından çok daha mühim olmaktadır. İşte öncelikli hedef
budur.
Yaşam programını
başarıyla tamamlamak.
Aydınlanırken
Aydınlatmak
Bunun
ikinci bölümü ise
aydınlanırken, aydınlatmaktır.
Diğerlerinin de aydınlanması gerektiğini görebilmek ve bunun
için yapabileceklerini kendinde saklı tutmamaktır. Kendi
aydınlanmasının diğerlerinin aydınlaması, diğerlerinin
aydınlanmasının kendi aydınlanması demek olduğunu anlamaktır.
Geliştirmek, gelişmekle eşit değerdedir bunlar birbirine bağlı
zincirlerdir. Biri olmadan diğeri bir işe yaramaz. Bireyler
kendilerinden başkalarını da görebildiklerinde bunu da daha
iyi idrak edeceklerdir. Belki de
birimizin yaptığı bir şey bütün insanlığa mal olabilir. Biz bir
bütünüz. Bütün bir şuurun parçalarıyız. Ama ayrık hareket
etmekteyiz, tekil hareket etmekteyiz. Ama ancak bütünsel bir
gelişim fayda sağlayacaktır. Birimizin gelişmesi diğerlerini
geliştirecektir. Bir türlü görülemeyen bu zincirler ve bağlar
öyle önemlidir ki… Belki de görmeye çalışmak boşuna sadece
hissetmek ve katılma arzusu duymak yeterli olabilir.
İnsanlığımızın bu tekil, ayrıksı ve bencil düşünce biçimlerini
anlamak çok zordur, acı vericidir, başımıza ne geliyorsa,
tekil, ayrıksı ve ben merkezci düşüncelerden ve eylemlerden
gelmektedir... Küresel ısınma bunun en iyi örneklerinden
sadece biridir. Bir
varlığın gelişmesi demek; insanlık ailesinin gelişmesi
demektir. Çünkü bu evrende yaratılmış her şey birbirine bağlı.
En küçücük atom parçacıkları bile birbirine bağlı, evren
canlı, uzay canlı ve bir bütün. Hem de birbirinden ayrılamaz
bir bütün. Her şeyin gelişimi ve değişiminin, bir diğerinin de
gelişim ve değişimine yol açtığı bir bütün.
Görülmeyen
Zincirler Bu nedenle
hiçbirimiz sandığımız kadar tekil ve bireysel varlıklar
değiliz. Birimizdeki atom altı parçacık düzeyindeki gelişim
bile, her an nefes almakta olan ve canlı olan evrenin bir
başka köşesinde tezahür etmekte ve belki de başka tür bir etki
olarak açığa çıkmakta ki modern fizik kelebek etkisi dediği bu
kavramı ispatlamak ve yeni bir çığır açmak peşinde. Ve bu
açığa çıkan etkide başka olaylara sebebiyet vermekte. Bunlar
henüz bizim göremediğiniz ama varolan zincirler ve her şey
birbirine bağlı. O nedenle
tek bir bireyin bile gelişmesi, enerji düzeyinde yükselmesi,
şuur olarak açılması onun tezahür biçiminde farklılıklar
yaratacaktır. Taşıdığı enerjisinde moleküler düzeyde
değişimlere neden olacaktır. Ve bu değişimler temas etmekte
olduğu alanlarda farklı açılımlar sağlayarak, yepyeni
olayların hazırlanmasına ve böylelikle zincirlerin devamına
neden olacaktır.
İnsanlık
Ailesine Katkı
O yüzden
birimizin bile gelişmesi çok önemlidir. Çünkü o enerjisi ile
diğerlerine temas etmektedir. Bizim gelişmemiz, en
yakınımızdakilerin de gelişmesi demektir. İşte bu yüzden yaşam
plan ve programları vardır. Bir ömrü beraber geçirdiğiniz
insanlar beraber geliştiğiniz ve geliştirmekte olduğunuz
insanlardır. Gelişmek ve geliştirmek bizim sorumluluğumuzdur.
Gelişim önce ilk yakın çevreden yani aileden başlayarak
yayılır. Günümüzün
“senden bana ne sen kendinden sorumlusun
ben kendimden”
tarzındaki aşırı bencil moda kavramları;
aslında evrensel ilkelerle pek uyum içinde değildir, o yüzden
de kaos, karmaşa ve huzursuzluk bitmemektedir. Elbette
öncelikle kendi yaşam planımızı gereğince uygulamamız ve onun
hakkını vermemiz çok mühimdir. Çünkü bizim gelişimimizle
insanlık ailesine katkı sağlanacaktır. Bunun bilincinde olmak
oldukça önemlidir. Ve bir sorumluluk noktasıdır. O nedenledir
ki düşüncelerimizden bile sorumluyuz. Açığa çıkarmakta
olduğunuz enerji alanları pek çoklarına değmektedir istesek de
istemesek de…
|