Aşağıdaki satırlarda Astroset'in sizler için hazırladığı, Bir
Tezahür Projesi Kozmik Sempati’den küçük alıntılar
bulacaksınız. Bu kısa metin Tezahür gibi önemli bir konunun,
ziyaretçilerimiz tarafından rahat anlaşılması ve konuyla
ilgili yozlaşmaları daha çabuk fark edebilmeleri için derlendi.
Tezahür, imajinasyon, iste-düşün- yarat gibi popüler
kavramların asıl anlamının ve özünün farkedilmesinin, uygulama
açısından önemi işaret edilmeye çalışıldı.
“Tezahür olmak, olana katılmaktır ama asla elde
etmek değildir.”
Bütün tezahür
eylemlerimizde, bizler gerçekte sadece kendimizin yeni bir
görünümünü tezahür ettirmekteyiz. Yaşamlarımıza yeni bir şekil
vermekteyiz, tezahürümüzün ana unsuru biziz.
Kozmik Tezahürün bir yerinde
David Spangler şunları söylüyor: “… Ben asla olumlamaları
kullanmadım. Olumlamalar tezahür kanunları tekniklerini
öğreten öğretmenler tarafından sanki bir bilgisayarı
programlayacakmışsınız gibi
"şuursuz"
olanı programlamanın bir yolu olarak sunulur. Bu bana beyin ve
zihin fenomenlerinin psiko spiritüel ve biyolojik
karakterlerini oldukça basite indirgemek gibi geliyor.
Bana göre vizüalizasyon da hep
şüpheli olmuştur. Kısmen sağır olduğum ve koku alma duygusuna
hiç sahip olmadığım için beni genelde görsellik
yönlendirmiştir.Ama buna rağmen,
içsel gözümle kendi içime
döndüğümde genelde gördüğüm şeyler şekiller değil, farkına
vardığım şeyin özünü veya ruhunu ortaya koyan
semboller veya ışınımlar olarak algılarım…"
Tezahür her zaman beklediğimiz şekilde gerçekleşmez!
Kitabın bir başka yerinde ise David Spangler şunları ifade
etmiş: "…Sık sık belli bir ihtiyacım olabilir ve bunu neyin
karşılayacağını bildiğimi düşünürüm ama aslında benim
bilmediğim ve bunu daha iyi karşılayacak olan bir çözüm
vardır. Çok fazla detaycı davranarak, o daha iyi olacak olan
tezahürün gerçekleşme şansını azaltabilirim çünkü enerjimi o
bana daha bildik gelen çözüm şekline yoğunlaştırıyorumdur. Ya
da bu gerçekleşebilir ve ben bunun farkına varmayabilirim
çünkü benim beklemediğim bir şekilde gerçekleşmiştir. Şu anki
bildiklerime dayalı olarak neyi imajine ve vizüalize
edebiliyorsam kendimi onunla sınırlayabilirim... Kısacası;
vizüalizasyon, olumlama ve pozitif düşünce tekniklerini bazı
konularda yararlı ve etkili buldum ama onların yaratıcılığıma,
imajinasyonuma ve tezahür güçlerime sınırlamalar getirdiğini
de fark ettim. Bunlar zihin gücünü odaklamayı
sağlayabiliyorlar ama tezahür için o güçlerden daha fazlası
gerekiyor.
İnsanlar, her ne kadar bir
kuantum fenomeni olan atom altı olgulardan meydana geliyor da
olsalar birer kuantum fenomeni değildirler (aslında şuurluluk
halinin, aynı kurallara uyan diğer kuantum "fenomenleri olan
elektronlar ve fotonlar gibi başlı başına bir kuantum hali
olabileceğine dair kanıtlar vardır ). Bununla beraber, eğer
benim kendimi parçacık olarak tanımlamam gerekseydi. "ben
David Spangler’ım ve şu anda Amerika Birleşik Devletleri'nin
kuzeybatı Pasifiğindeki ofisimde oturuyorum. evliyim. dört
çocuğum ve evde beslediğim dört hayvanım var" derdim.
Dalgacık halimdeyken
ise bu neredeyse sonsuz sayıdaki David Spangler’lardan sadece
biri. Dalgacık halimdeyken birçok 'tercih ve olasılığa
sahibim. Olabilirlik skalasında bazılarının oranı oldukça
düşük: örneğin beş dakika sonra (hatta beş sene sonra veya
herhangi bir zamanda) benim aniden -Birleşik Devletler Başkanı
olmam pek de olası birşey değil. Bununla beraber artırma
ihtimali çok fazla olmasa da bu olasılığı yükseltmek için
yapabileceğim şeyler var: örneğin seçime yönelik olarak
politikada aktif hale gelebilirim Ve bu olasılık sıfıra çok
yakın olmasına rağmen dalgacık halindeyken bu sıfır değildir
Diğer yandan önümüzdeki en az üç saat boyunca benim burada
çalışma masamda kalıp bu kitabı yazıp daha sonra da kalkıp
Beyaz Saray'daki bir davete değil de akşam yemeği için bir
telefon almam çok daha olası bir durum.
Yine de kendi tarihimiz içinde
bir "parçacık"
olmaya alışkanlıklarımıza ve yaşamlarımızdaki saf lineer
mantığın zorla kabul ettirdiklerine mahkum olmadığımızı fark
etmek önemli.
Bulunduğumuz durumun mekana bağımlı olmasından ve parça
özelliği göstermesinden kendimizi kurtarıp dalga haline
eriştiğimizde diğer olasılıklar da bizim için gerçekleşmesi
mümkün bir hale gelir. Yaşamlarımızı değiştirmek için olasılık
dalgaları ile çalışabiliriz ve işte tezahürün içsel sanatı da
bundan ibarettir. Aynı şekilde, ben "parçacık" halimdeyken,
tezahür ettirmek istediğim şeyden
ayrıyım ve besbelli ki, onu istememin nedeni de bu. Bununla
beraber, varlığımın mekansal özellik göstermeyen suretinde
ayrılık bulunmamaktadır. Şuurum,
imajinasyonumun ve vizüalizasyonumun gücüyle istediği anda
veya istediği yerde dalga veya kuantum özelliği göstermektedir
ve tezahür ettirmek istediğim koşulu, kişiyi vs.yi de içine
almak için yayılmaya devam etmektedir. Parçacıklar olarak ayrı
olabiliriz, ama dalgacıklar olarak bizler bir bütünüz. |