Bir ömür boyunca günlük yaşamda; her
şeyle olduğu gibi, iyiliklerle ve kötülüklerle de sınanırız.
İyiliklerle sınanırken de, kötülüklerle sınanırken de esas
olan duygusallaşmamak ve bencilleşmemektir. Bu sınavlarda ve
beşerî kusurlarımızı telâfî etmede başarı, büyük ölçüde
duygularımızı kontrol etmedeki başarımıza bağlıdır. Bu
arada, kötülüklerin kalitesi ve şiddeti bizim genel
gelişmişlik düzeyimize göredir ve zaten biz onlar (evrensel
Sebep-Sonuç Yasası’na göre) önceki edimlerimizin olmazsa
olmaz sonuçlarıdır ve genel gelişim düzeyimize uygun olarak
başımıza gelmiştir. Yâni, baş
edemeyeceğimiz bir kötülükle/sıkıntıyla karşılaşmamız, ilâhî
adalet gereği söz konusu değildir. ALLAH Kuran’da diyor ki,
“ALLAH hiçbir benliğe, gücünün yeteceğinden daha azını
yüklemenin dışında bir teklifte bulunmaz.”(Bakara 233+286,
En’am 152, A’raf 42).
Görüldüğü gibi, başımıza gelen
kötülüklerin/zorlukların/ sıkıntıların fazlası bir yana
“azıyla” baş etmemiz söz konusu. Bu da, ALLAH’ın
yaratılanlara karşı; hoş görüsü, sevgisi ve merhameti olsa
gerek. Karşılaştığımız bir iyilik, kötülük, varsıllık ya da
yoksulluk varsa, bunda muhakkak bizim alacağımız bir ders
vardır ve dolayısıyla bizim idraklenip şuurlanmamız, yani
bizim iyiliğimiz içindir. Çünkü ALLAH bizim gelişmemizi,
yücelmemizi de istiyor ve bizleri cennetine dâvet
ediyor(bkz. âyetler; Ahzab 43, Bakara 121). Bu ilâhî davete
layık olabilmek, yâni yaşam sınavlarımızda (gelişim yönünde)
başarılı olabilmek, yukarı da da değinip geçtiğimiz gibi,
duyguları/duygusallıkları kontrol altında tutabilmek ve
onları yönetebilmekle olanaklıdır.
Dünya gelişim okulu (en azından bu
devresi) duyguların kontrolü, varlığın ağırlıklı
uğraşlarından biridir. Dünya gelişim okulu bu konuda
ustalaşmak ihtiyacı içinde olan varlıkların enkarnasyon
alanı durumundadır. Bu nedenle,
duygularımızla/duygusallıklarımızla ilgili yaşam
sınavlarımız içinde ve de bunlar aracılığıyla duygularımızı
yönetip yönlendirmeyi öğrenmek, öğrenmenin de ötesinde bu
konuda ustalaşmak dünya gelişim okulunda mezun olmak
bakımından son derece önemli. Duygu kontrolü ve yönetimi
konusunda günümüz psikoloji bilimi kolayca
yararlanabileceğimiz bir kaynaktır.
Duygularımızı etkileyecek, hatta
tahrik edecek durumlarla günlük yaşamda sık sık
karşılaşırız. Bunlar, duygularımızı kontrol altına almak ve
yönetmek konusunda önemli fırsatlar, vesilelerdir ve
yüzümüze tutulan “aynalardır".. Kendini tanıma duyarlılığı
içinde, gelen etkinin kaynağından çok, o etkiyi aldığımız
zaman iç zeminimizdeki kıpırdanmalarla ilgilenirsek,
duygusallık bakımından zayıf noktalarımızı tanıyabiliriz. Bu
durumlarda, çok zordur ama kendi kendimize karşı dürüst
olmak, sâkin ve sabırlı olmak, karşı tarafa ille de tepki
verilecekse, sâkin ve sabırlı bir tavır içinde bunu yapmak
bizlere ego denetimi, duygu kontrolü ve gelişim açısından
çok yarar sağlayacaktır. Aldığımız tesire vereceğimiz tepki(
ya da tepkisizlik ki o da bir tepkidir) genel gelişmişlik
düzeyimiz bakımından ipuçları taşır.
Söz konusu sükûnet, çok büyük
ölçüde duygularımız, dolayısıyla nefsimiz(vicdan birim
düalitemizin olumsuz alt
öğesi*) üzerindeki egemenliğimiz ve kontrol gücümüzle
ilgilidir. Kendimize yönelik bir etki(tesir) geldiği zaman,
duygusallaşmak, kazanmamız olası bir ‘+’ puanı kaçırmanın
ötesinde, sıkıntılı durumlara girmemize neden olur ve bir
gelişim fırsatı da kaçırmış oluruz. Bu nedenle, gelen
etkinin kaynağından çok, bizim neremizi “acıttığı”
önemlidir. Söylemesi kolay ama uygulaması oldukça zor olan
böyle bir duyarlılıkla yapabileceğimiz bir uygulama bize bir
beşerî zaafımızı, düzeltmemiz gereken bir yanımızı işaret
edecektir. Yâni böyle bir etki karşısında; kendimize
yönelmek ve içine girdiğimiz duygulanmayı olabildiğince
derinden deneyimlemek ve hatta, bu şekilde benliğimizdeki
bir noksanlığın farkına varmak.
Yukarıda da değinip geçtiğimiz
gibi, yaşamda karşılaştığımız zorluklar dayanabileceğimizden
fazla değildir, hattâ(ALLAH’ın da belirttiği gibi) azdır,
daha düşük şiddettedir. Her şeyin bizlerin gelişmesi, daha
çok insanlaşması ve yücelmesi için olduğunu akılda tutalım
ve zorlukları/kötülükleri şükrederek göğüsleyelim ve
ALLAH’ın her an bizlerle beraber olduğunu anımsayalım(bkz.
Kur’an, Kıyamet 36, Ra’d 11, Enfâl 19).
|