Yaşamın
amacı nedir, diye düşündüğümüz oluyor mu? Neden yaşıyoruz? Biz kimiz? Ve bu
gezegende ne yapmaya çalışıyoruz? Yetmiş veya seksen yıllık bir ömür;
kendimizi, varoluşu ve evreni anlamak, onun yasalarını uygulamak için
yeterli mi? Tüm bu soruların yanıtlarını arayan insanlar; kendilerini tanımak
ve yaşamların hedefine ulaşmak için belli bir çaba içindedirler
ya da varlıklarının derinliklerinde bazı
kıpırtılar ve uyanışlar başlamıştır.
Yaşamın
amacı olgunlaşmak,doğa yasalarını anlamaya ve uygulamaya çalışmak ve hedefe
varmaktır. “Ben yaşamımın hedefini bilmiyorum ki.” demeyin; aslında iç
varlığının derinliklerinde herkes hedefini bilir. Hedefimiz;
astrolojik doğum haritamızda da görüldüğü gibi
doğarken hazırladığımız yaşam plânımızın gerçekleşmesidir. Yaşam plânımız
önceden, yine bizim tarafımızdan tespit edilmiştir ve gerçekleşmek ister.
İnsan, yaşam
plânının dışına taşabilir mi? Bu pek mümkün değil, ama sık
sık yan yollara sapabilir
ya da yol ayrımlarındaki levhaları görmeyebilir. Oysa yol
ayrımlarındaki levhalar ve oklar bize pek çok gerçeği ifade eder. Varoluşun
ardı arkası kesilmez, dönüşümleri ve değişimleri, sanki kulağımıza evrenin
en büyük sırrını fısıldar gibidir:
“Kozmik süreç içindeki rolünü unutma.
Sen bir enerji dönüştürücüsüsün. Tinin senin aracılığınla evrenin
yenilenmesini sağlıyor, tüm varoluşun değişimine sen de kendi ölçün kadar
katkıda bulunuyorsun." |