Parapsikoloji / Spiritüalizm

WWW.ASTROSET.COM

Ölüme Yakın Deneyimler - 1

  “Ölüm her zaman bizimleydi, her zaman da bizimle olacak. İnsan varlığının ayrılmaz bir parçasıdır o. Bu nedenle hepimizin çok ilgi duyduğu bir konu olmuştur. İnsanoğlunun ortaya çıkışından beri insan ölümü zihninde tartmıştır. Gizemlerini bulmaya çalışmıştır. Çünkü, ölüm sorusunun anahtarı yaşam kapısının kilidini açar.” E. Kubler ROSS

  Giriş  
  Ölüm konusunu bugünkü bilimsel anlayışa en yakın şekilde incelemiş bir psikoloji profesörü olan E. Kübler ROSS’un da belirttiği gibi ölüm sorusunun anahtarı aynı zamanda hayat kapısının da kilidini açabilecek türden bir anahtardır. Zira tekâmülcü ruhçuluk bilgisine göre dünya insanlığı asırlardan beri biliyor ki, ölüm denen olayla geçtiğimiz yer, doğmadan önce yani bu dünyaya gelmeden önce bulunduğumuz yerdir. Her iki olayın arasında da “hayat” dediğimiz bir dönem vardır ki, bu dönemde de doğmadan önce bulunduğumuz yerde (spatyom, ahiret) kendi kendimize aldığımız kararları uygularız. Dolayısıyla aslında “ölmek” diye (hele yok olmak anlamında) bir şey yok. Gerçekte olup duran şey, devamlı olarak bir kez spatyoma, bir kez dünyaya doğmaktan başka bir şey değildir.
  Evet, yok olan bir şey var ama bu sadece bedendir. Aslında o da yok olmuyor, daha doğru bir ifadeyle aslına dönüyor. Ama ebedi olan ruh mevcudiyetini (çeşitli ortamlarda, daha doğrusu çeşitli ortamlardaki maddelerle bağlantı kurarak) sürdürüp gitmektedir. Başka bir deyişle, ruh varlığı bir kez spatyomda, bir kez fiziksel dünyada tezahür ediyor. Bu tezahürlerinde söz konusu her iki ortamın da özelliklerine uygun nedenler kullanıyor.

  İşte günümüz bilimsel anlayışında, E.K. Ross ve benzeri bilim insanları bu gerçeği kendi yöntemleriyle keşfetmeye çalışmaktadırlar. Konuya yaklaşımı doğrudur, yanlıştır, tek yanlıdır, materyalistçedir vs; bu, bilimin bileceği bir iştir, ama insanla bu kadar iç içe olan bir konuyu incelemek herhalde bilimin en önemli araştırma alanlarından birisi olsa gerektir.

  3000 yıllık Vedalar’dan çağdaş düşünürlere kadar tüm dinlerin ve felsefi akımların vazgeçilmez konusu olmuş, inisiyatik öğretilerde deneysel olarak yaşamaya çalışılmış olan ölüm konusunu bu yazımızda “ölüm ve ölüm ötesi” olarak değil de “ölüme yakın deneyimler”(ÖYD) şeklinde inceleyeceğiz. Buna “yarı ölüm halleri”, “ölümün eşiğine kadar gidiş – gelişler” ve bunlara benzer deneyimler olarak da bir ad takabiliriz.

  Uyku, şuur kaybı, baygınlık, hatta astral seyahat gibi deneyimler, “yarı ölüm” sayılabilecek hallerdir. Bunlar çoğunlukla öte âlemin sınırlarına kadar gidip gelenlerin deneyimleridir. Hatta bazı inisiyatik öğretilerde ölmesini bilmenin gerektiği üzerinde durularak, ölmeden önce ölmek gerektiği vurgulanır. Bazılarına göre korkuların en büyüğüdür ölüm… Bazıları da ölüm için “düğün gecesi” tabirini kullanmışlarıdır.

  Ölüme yakın deneyimler (ÖYD)’in en güzel örnekleri reanimasyon çalışmalarıyla ortaya çıkarılmıştır. Başta Dr. Raymond Moody’ninkiler almak üzere öteki araştırmacıların bu konudaki çalışmalarını konunun akışı içinde sizlere sunacağız. Ayrıca astral seyahat (projeksiyon) ve benzeri deneyimler de bir bakıma ölüme yakın bir deneyim sayılabileceğinden, bunlara da satırlarımız arasında yer vermek istiyoruz. Günümüz bilimi parapsikoloji adı altında son 60-70 yıldan beri konuya parapsikolojik araştırmalar ile eğiliyor olmasına karşın, geçmişinin ne kadar eski olduğunu göstermek bakımından, bu dizimizde; kutsal metinlerde, ilkçağ felsefesinde ve inisiyatik öğretilerde nasıl ele alındığını özetle sunmak istiyoruz.

 

 Sonraki Bölüm >>

 

© Astroset 2004-2010