Telepatik önsezi yüzde 45 doğru. Cambridge’de bulunan Trinity
Koleji’nde yapılan bir araştırmaya göre, birini düşündükten
hemen sonra telefonunuzun çalması ve arayanın düşündüğünüz
kişi olması, "telepatik bir
önsezi".
Rupert Sheldrake, yaptığı araştırmada kullandığı deneklerden
dört tane akraba veya arkadaşının numaralarını aldı. Daha
sonra rasgele seçilen numaraları arayan Sheldrake, bu
insanlardan deneği aramalarını istedi ve şu şaşırtıcı sonuca
ulaştı: Telefonu çalan deneklerin yaptığı tahminlerin yüzde 45
oranında doğru çıktı. Aynı bilim adamı, bu deneyin e-posta
için de aynı sonucu verdiğini iddia etti. Ancak bazı uzmanlar,
bu sonuçların sadece tesadüften ibaret olabileceğini ve Rupert
Sheldrake’nin bu sonuca sadece 63 denekle ulaşmasının bu
ihtimali güçlendirdiğini savundu. Görünmeyen Enerji Alanları konusunda uzman, ünlü bilim adamı
Rupert Sheldrak, A New Science of Life (Yeni Bir Yaşam
Bilimi)adlı kitabında,tüm sistemlerin bilinen enerji ve madde
faktöründen başka, bir de görünmeyen enerji alanları
tarafından organize edildiğini söylüyor. Bu alanlar etkin
alanlar; form ve davranış için şablon olarak görev yapıyorlar.
Bu alanların, bizim anladığımız ve kullandığımız enerjinin
bildik anlamıyla, pek alakası yoktur; çünkü morfo genetik alan
kavramının etkileri, normalde bildik enerjiye uygulanan zaman
ve mekan sınırlarının çok ötesine uzanmaktadır. Bu hipoteze
göre, bir türün üyesi bir davranışı öğrendiği zaman, türün
etkileme alanı, yavaş da olsa değişmektedir. Eğer davranış
türler tarafından yeterince uzun süre tekrarlanırsa, bunun
“morfik rezonansı”
bütün türü etkiler.
Sheldrake buna, (morf ve genesis) var edilmek köklerine
dayanarak morfo genetik alan adını veriyor. Bu alanın
hareketi, zaman ve mekanda
“uzaktan etkide bulunmayı”
anlatıyor. Zamanın dışındaki fiziksel evren yasaları ile
şekillenen form yerine, zaman içindeki morfik rezonansla
bağlantılı formlar arasındaki iletişim anlatılmak isteniyor.
Yani morfik alanlar zaman ve mekan içinde çoğalıp
yayılabilirler ve geçmiş olayları, ya da diğer tüm olayları
etkileyebilir.
Bunun bir örneğini, Lyall Watson’un kitabı
Lifedite: The Biology of Conssciouness’ta
(Yaşam Gel-Giti:Şuurun Biyolojisi), artık
“Yüzüncü Maymun İlkesi”
diye bilinen örnekte anlattıklarında
bulabiliriz. Konuyla yakından ilgilenenlerin bu iki kitabı
okumaları çok yararlıdır.
(Türkçe'si Lyall Watson Ölüm
Yanılgısı-Altın Kitap.)
Bu bilimsel hipotezi bilginin yayılması konusunda da ele
almak mümkündür. İnsanlar arasında bilgi alışverişleri de alan
teorisinin temel esaslarına göre yayılım gösterir. Watson, bir
maymun grubunun yeni bir davranışı öğrenmelerinden sonra,
aralarında olası bir ‘normal’ (yani bizim beş duyu ile normal
diye tanımladığımız) iletişim yolu bulunmayan diğer adalardaki
maymunların bu yeni davranışı sergilemeye başladıklarını
bulmuştu. Rupert Sheldrake’nin Cambridge’de bulunan Trinity
Koleji’nde yapmış olduğu telepati deneyi morfo genetik alanlar
teorisi ile açıklığa kavuşur.
Telepati deneylerinde bu morfo genetik alanın hareketi söz
konusudur ve zaman ve mekanda alan girişimleriyle
“uzaktan etkide bulunmayı”
anlatır. Yani zaman içindeki morfik rezonansla bağlantılı
formlar arasındaki iletişimin bir diğer adı da telepatidir ve
telepati bilimsel deneylerle ispatlanan bir duyular dışı
algılama yeteneğidir, doğaldır, doğanın bir parçasıdır.
Telepati bilinen zamanın dışına da taşabilir.
Sempati ve rezonans yasaları gereğince evrenin tüm meskun
köşelerinden birbirleriyle telepatik rezonansa geçebilenler ve
telepatik iletişim kuranlar hep olmuştur. |