Spiritüalizm & Parapsikoloji

WWW.ASTROSET.COM

Klasik Spiritüalizm ve ALAN KARDEC

  Fox ailesinin başına gelenlerle tüm dünya gündemini ilgilendirmeye başlayan bu ruhsal akımın belli bir süre sonra sistematize edilmesi ve genel hatlarının çizilmesi gerekecekti bu görevi de Alan Kardec yüklendi, uzun yıllar süren yorucu çalışmaları ile reenkarnasyonu yani yeniden doğuş ilkesini kabul eden klasik ruhçuluğu ilk kez Alan Kardec, Fransa'da, sistemli bir hale getirmiştir. Kimi ülkelerde spiritizm, kimi ülkelerde deneysel spiritüalizm, Latin Amerika ülkelerinde ise "Kardesizm" adı altında gelişmişse de, bu ruhçuluk, dünya spiritüalizm tarihi içinde bir ilke imza atmış ve ilkeleri açısından hep aynı kalmıştır.
  Allan Kardec ile sistematize edilmeye başlanan Spiritüalizm günümüzde
"klasik spiritüalizm" olarak adlandırılma durumundadır. Çünkü ruhçuluğa son şeklini bizim ülkemizde Dr. Bedri Ruhselman kazandırmış ve geliştirdiği deneysel ruhçuluğa, Neo-Spiritüalizm adını vermiştir. Kimi yazarların "modern spiritüalizm" adıyla söz ettikleri ruhçuluk, Ruhselman'ın kurduğu neo-spiritüalizm değil, Batı'daki spiritüalizmin bugünkü durumudur.
   Öte yandan, günümüzde İngiltere'de ve özellikle Kuzey Amerika'da oluşan bazı kurum ve topluluklar, kendilerine
"spiritüalist" adını vermişlerse de, görüşleri ve ilkeleri bakımından "deneysel spiritüalizm" kapsamında ele alınmazlar. Çünkü bu kurum ve toplulukların benimsediği ruhçuluk, Hıristiyanlık inanışlarını esas alır ve reenkarnasyonun bir yasa olduğunu kabul etmez.
   Kardesizm adını kullanan, özellikle Latin Amerika'da bulunan kurum ve toplulukların bir kısmı da, reenkarnasyonu kabul etmekle birlikte, Alan Kardec'ten aldıkları ruhçuluğu, büyü ve batıl inançlarla bağdaştırarak dinsel bir havaya sokmuşlardır.

  Spiritizm, deneysel spiritüalizm ya da sade bir biçimde, spiritüalizm denilen, Kardec'in sistemli hale getirdiği klasik spiritüalizmin belli başlı ilkeleri şöyle özetlenebilir:

- Allah vardır, tektir, Yaratan'dır.
- İnsan üç kısımdan oluşur: Ruh, perispri ve beden. Perispri, ruh ve beden arasında irtibatı sağlar, yarı-maddi bir yapısı vardır.
- Can, ölüm olayı ile bedeni terk ettiğinde "ruhlar alemi"nde doğar. Dünyadayken yaptığı iyilik ve kötülükler orada, hafızasında canlanır. Bir süre sonra, dünyada tekrar bedenlenir. Sınavlar geçireceği dünyada defalarca doğmanın amacı tekamül etmektir. Fakat insan ruhu hiçbir zaman hayvan bedeninde doğmaz. Tekamülde gerileme söz konusu değildir.
- Bütün ruhlar eşit yaratılmıştır. Fakat tekamül dereceleri aynı olmadığından aralarında, tekamül farklarından kaynaklanan bir ruhsal hiyerarşi vardır.
-  Ruhlar yalnız Dünya'da değil, evrenin diğer gezegenlerinde de bedenlenirler
- Ruhlar alemindeki bedensiz varlıklar, dünyadaki bedenlilerle maddi ve manevi etkileşim içindedir. Ayrıca medyumlar aracılığı ile, onlarla sesli veya yazılı iletişim kurulabilir

  Kaliteli, ciddi ruhsal irtibat seanslarında tekamül düzeyi yüksek ruhlarla, sıradan (nefsani, gelecekle ilgili) soruların sorulduğu seanslarda ise tekamül düzeyi geri ruhlarla irtibat kurulur. Bu geri düzeyli ruhlar, yalan söyler, kötü şakalar yapar, insanları hataya sürüklemeye çalışır ve seanstakileri etki altına almak için genellikle ünlü kişilerin isimlerini kullanırlar.
  Spiritüalist görüşü diğer görüşlerden ayıran en önemli noktalardan biri reenkarnasyonun kabulüdür. Reenkarnasyonun bir yasa olarak kabulü spiritüalizmle ortaya çıkmış yeni bir görüş değildir; insanlık tarihinin uzak geçmişinden günümüze dek süregelmiş bir görüştür.
   Eski Yunan (Platon, Pisagor vb.) Mısır ve Hint uygarlıklarında değişik biçimlerde rastlanan reenkarnasyon inanışına,
"insanlığın bilinmeyen tarihi"ni inceleyen kimi araştırmacılara göre Mu ve Atlantis Uygarlıklarında da rastlanmaktadır. Mistisizmde, sufilikte, çeşitli kült ve dinlerde değişik biçimler altında çağımıza dek süregelmiş bu inanış, sonunda, spiritüalizm sayesinde bilimsel ve deneysel kimliğini kazanmış bulunmaktadır. Dünya Spiritüalizm literatüründe araştırmaları ile bilgi ağının gelişimine katkıda bulunmuş Gustave Geley,Charles Richet, Leon Denis gibi klasik ruhçuluğun öncü kişilerinin yazdığı ciddi eserleri de göz ardı etmemek gerekir.

   Ülkemizde Dr Bedri Ruhselman’ın bir ömür süren araştırmalarıyla kurumlaşan yayın organına ve bir kuruma sahip olan Deneysel Ruhçuluğun çağımızda yeniden ortaya çıkışı, bu küllenmiş ateşin yeniden tutuşması; elbette nedensiz değildir, manevi yönden büyük bir boşluk içinde olan çağımız insanı dünyanın dört bir yanında kurulan ruhsal irtibatlar ve alınan tebliğler sayesinde kendini yenileme ve bakış açılarını esnetme imkanı bulmakta, kendi inancı ne ise ona sahip çıkma fırsatını yakalamaktadır. İnanç sahibi olmakla inancına sahip çıkmak ve onu yaşamak iki ayrı şeydir ve ciddi uygulama ister.

   Spiritüalizmin gelişmesi ile de bu tebliğlerin derlenmesi ve ruhsal fenomenlerin bilimsel kuruluşlar tarafından incelenmesi ve deneye tabi tutulmasıyla, Parapsikoloji bölümümüzde detayları ile anlattığımız bilimsel süreç başlatılmış ve üniversitelerde, enstitülerde incelenerek günümüz Parapsikoloji biliminin gelişimine katkıda bulunmuştur. Yani günümüz bilimi psişik yetenekleri olan insanlara beş duyunun dışına taşan fenomenler yaşadıkları için hasta muamelesi yapmamaktadır.
   Günümüz insanının, kendini ve yaşamı bir bütün halinde kavramasını sağlayacak olan bu metodoloji; ruhsallık ile bilimi birleştiren bir sistematiktir.

 

© Astroset 2004-2010