Psi
araştırmaları ilk kez bilimsel olarak Amerika’da başladı ama
çok geçmeden, özellikle Londra ve
Paris’e gidenlerin aktardıkları ile yeni araştırmaların
haberleri Avrupa’ya da ulaştı. Kısa bir süre sonra, Çarlık
Rusya'sının
St. Petersburg Kenti’ne
kadar bütün Avrupa kıtasında ve Kuzey’de düzenli araştırmalar
yapılır oldu. Avrupa’da
psi fenomenini incelemek üzere
girişilen bireysel atılımların tarihi 1854 yılına uzanır. Bu
tarihte Kont Agenor de
Gasparin,
“Ruhlar,
Dönen Masalar ve Doğaüstü” (Des
tables
tournantes du
surnaturel et
des Espprits, Paris,
Dentu, 1854) adlı
kitabında, İsviçre’de yapılan bazı
“masa
döndürme” deneylerinden söz ediyordu.
Ertesi yıl Paris
Bilimler Akademisi, Psi
araştırmalarına ve genel anlamda
paranormale karşı resmi bir cephe açmıştı. Bunu
yaparken de bu konuyu incelemek zahmetine katlanmamıştı.
Gasparin, Psi
araştırmalarıyla ilgili fenomenlerin gerçekten var olduklarına
ve insan iradesinin maddeyi uzaktan etkileyebileceğine karar
verdi.
Gasparin’in bulgularını, 1855
yılında Genova Akademisi’nden
meslektaşı Profesör Marc
Thury’ninkiler izlemişti. Prof.
Thury adına
“Psychode”
dediği, tüm maddeye nüfuz eden ve kuramsal etere benzeyen bir
şeyin varlığını öneriyordu. Prof. Thury,
bulgu ve görüşlerini,
“Dönen
Masaların Genel Fizik Açısından Yorumlanması ve Açıklanması” (Des
tables
tournantes, considerees
au point
de vue de la
question de physique
generale qui
s’y rattache,
Genova,
Kessmann, 1855) adlı kitabında
açıklamıştı.
Spiritüalizmin kurucusu sayılan Allan
Kardec ise çalışmalarına ciddi bir biçimde 1857’li
yıllarda başladı ve ölümüne kadar geçen 12 yıl içinde de
“Spiritizm”
adını verdiği bilgiyi bir sistem haline getirerek bu konuyu
anlattığı 5 kitap ve 2 broşür yayınladı.
Fransa’da ise Victor Hugo, ilk kez
1885 yılında psişik oluşumları incelemiş ve araştırmaları
yazılarını etkilemişti.
Astronom Camile Flammarion
(1842-1925) psi fenomenlerini ilk
kez 1865 yılında incelemeye başladıktan sonra çeşitli veriler
toplamış ve bunları,
“ Ölüm ve
Esrarı” (La Mort et son
mystere,1921), “Ölüm Öncesi” (Avart
la Mort) ve “Ölüm Sonrası” (Apres
la Mort)
gibi ünlü kitaplarında yayımlamıştı.
Flammarion aynı zamanda çok iyi
bir astroloji araştırmacısıydı. Astronomi ile astrolojinin
birbirinden asla ayrılamayacağını düşünürdü. Kardec’in öldüğü 1869 yılında,
psi araştırmaları tüm Avrupa’ya
yayılmıştı. Aynı yıl Londra Diyalektik Derneği (London
Dialectical
Society) kırk çalışmalık bir dizinden oluşan bilimsel
deneylere girişti. İki yıl sonra, 1871’de raporlarını
yayınlayan dernek üyeleri, Gasparin
ve Thury’ninkilere çok benzeyen
sonuçlara vardılar:
“Bilinmeyen bir güç vardı ve bazen bir tür zeka tarafından
yönetiliyordu.” |