Dört
karenin sayısıdır; dört element, yani toprak-hava-su-ateş
ile pusulanın dört ana yönünü gösterir. Yerküre ve bütüncüllükle
bağdaştırılır. Ortaçağ Avrupası'nda insan doğası dört
mizaç ile sembolize edilirdi: soğukkanlı, umut besleyici,
öfkeli ve melankolik.
Kare
sağlamlığın, istikrarın ve dengenin sayısıdır, kare
ile ifade edilen durumlar sembol dilinde, birliktelik, düzen,
kararlı bir dikey duruş ve sağlamlığı anlatır.
Kare sembolü, Göğü
temsil eden daire ve üçgene kıyasla, Yer’i yani yeryüzünü,
tezahür alemini temsil eder. Daire ve kare sembollerinin bir
karşıtlık gösterecek tarzda yer aldığı birçok Hindu,
Çin ve Babil tasvirlerinde bu sembolizm ifade edilir. Bu
anlamda Kare Hindu tasvirlerinde sarı, Çin tasvirlerinde ise
kara renkte belirtilir.
Kare sembolünün bu anlamı
Eski Mısır ve Maya Uygarlıklarında ise Göğü temsil eden
üçgene kıyasla ifade edilir. Üzerinde üçgenin yer aldığı
kare sembolü aynı zamanda piramitleri de işaret eder.
Piramit dört sağlam köşe üzerine inşa edilmiş üçgendir
ve asli vazifesi gezegen enerjilerinin yükseltilmesidir.
Piramitlerin üzerinde bulunan kristal taş, kozmik anlamda
ilk aşamalar için gezegen enerjilerinin yükseltilmesinde
kullanılmıştır. Şimdiki dönem taş yapılarla ve kristal
taşlarla enerjileri yükseltme dönemi değildir. Şimdi’nin
getirdiği bilgi, bu enerjileri insan üzerinden geçirmek
insanın kristalleşmiş enerjileri ile yeni birlik alanları
ve yükseltici bir bilinç yaratmaktır. Üzerinde üçgenin
yer aldığı kare sembolüne, Eski Mısır ve Maya
inisiyasyon odalarında rastlanmıştır.
Bu sembolizme antikçağ’daki
grekoromen tapınakların cephe mimarisinde (dörtgen üzerinde
yükselen üçgen alınlık biçiminde) de rastlanır. Karenin
bu anlamı kare üzerine yerleştirilen üçgenlerden oluşan
piramitlerde de görülür.
Kitabı Mukaddes’e ait
gelenekte 4’ün 4 yönle olan ilişkisi, Tanrı’nın bütün
aleme uzanan gücünü temsil eder. Manada 4 melek veya
çocuk melek ile ifade edilir. Hezekiel’in vizyonu şöyle
tasvir edilir:
“Başlarında,
dört melek, Gök kubbe taşıyordu. Ve
bu kristal kubbe, Yedi kat aşıyordu. Kubbenin üzerinde, bir
taht bulunuyordu !”’
Hezekiel’in rüyetinde 4 melek
olarak tavsir edilen 4 varlık vardır, ilahi tahta yakın görünen
insan, aslan, boğa ve kartal. Sonraki dönemlerde 4 sayısı,
telaffuz edilmemesi gereken tetragrammaton (4 harfli kelime)
denen ilahi isim YHWH’nın (Tanrı) isminin 4 harfiyle birleştirilen
gizemli bir süreçle ilgilendirilir ve ilahilik taşır.
Mısır hiyegrofliflerinde yaratılışın
dört temel aşaması dört geometrik desenle temsil edilir
ki, bunlardan biri olan spiral, yaratıcı ruh tarafından üflenmiş
kudreti, bir diğeri olan kare ise temele oturtulmuş, düzenlenmiş
alemi ve yeryüzünü temsil eder. Kare Sembolü, Kadim Mısır’da
pek az değişmiş bir biçimde “ölümsüzlük”
hiyeroglifi haline geldi ve haç şekliyle simgelendi. Bu biçimdeki
haç erken dönem Hristiyan mezartaşlarında da bulunur ve çağdaş
bir kıpti ressam Golgota’yı İsa’nın dirilişinin
sembolü olarak bir Mısır haçıyla temsil etmiştir. Bu işareti
Mısır’da ve Yaninatan’da bulan Yeni eflatuncu düşünür
Porfiri, madde kainatında ruhani olanın sembolü diye adlandırılır.
Kare bu anlamda ezoterik öğretilerde sevginin, ilahi
adaletin, ilahi kelamın ve ilahi nizamın yeryüzünde tesisi
olarak da ifade edilir. Uyanış zamanlarının sembolüdür,
Mahşerin dört atlısı figürü ile birlikte ele alınmasının
nedeni de budur.
Klasik gelenekte 4’e
karşı güçlü bir ilgi, Pisagorcuların öğretilerinde en
açık şekilde ifade edilir, onlar için 4 ideal sayıdır.
Tekrar düzenleyici bir işlev gören 4 unsurdan, insanın
psikolojik güçlerinin rengarenk dünyasını açıklayan 4
mizaca kadar çok sayıda dörtlü gruplar keşfettiler.
Tasavvufta 4 belli öneme
haizdir: Allah’a vasıl olma 4 adıma ayrılır: Şeriat
veya Allah’ın vahyettiği kanun; tarikat veya mahdut mistik
yol; hakikat ve son olarak da marifet, ilham edilen sezgiye
dayalı bilgi. Kişi nasut (insanlık)dan melekut (meleki
alem) ve Ceberrut (İlahi Kuvvet Menzili) yoluyla lahut
(uluhhiyet)’e adeta seyahat eder. Sufi veliler arasında
abdal denen 4 veli önemli bir rol oynar ve 4 lü gruplar
40,400 veya 4000 kişi destanlarda ve hikayelerde sıklıkla
zikredilir. Ve Hint-Müslüman adetlerine göre bir çocuk 4 yıl,
4 ay ve 4 günlük yaşa geldiğinde Kur’an’ın
kelimeleriyle tanıştırılır. http://www.astroset.com/bireysel_gelisim/ezoterizm/kapi.htm
Dört Kabalacı dünya görüşüne
göre de aynı şekilde nüfuz etmiştir. Gerçekten, evvelce
zikrettiğimiz gib kainat 4 kısma ayrılır: atsilut, sudur
alemi; beriah, yaratılış alemi; yetsirah, teşekkül alemi
ve asiyah görünür nesneler alemi.
Öyle görünüyor ki 4 kavramı
hem sayısal bir birim olarak hem de alemin ve onun düzeninin
sembolü olarak antikitede ve Ortaçağda oldukça popülerdi.
Pihidias’ın Zeus heykelinin kaidesinde bulunan 4 zafer tanrıçası
bütün maddi aleme karşı ruhun zaferini temsil eder.
İncil’deki Vahiy Kitabı, renkli atları üzerinde 4
apokaliptik biniciyi tasvir etmiştir, bunlar 4 köşesinde koşturduklarında
yaratılmış dünyayı tahrip edecek ve sadece manevi alemi
sağlam bırakacaklar. Mahşerin dört atlısı olarak da anılırlar.
Maddenin sonuyla birlikte artık 4’ün düzenleyici gücüne
ihtiyaç kalmayacak… 4 maddenin ötesine taşıran bir
etkinlik kazanacak, 4 sayısı piramitlerle de ilişkilendirilerek
boyut atlatan bir sayı olarak kutsal dörtlü şeklinde
ezoterik literatürde sık sık karşımıza çıkmaktadır.
Kare ve dört sembolü
Apokaliptik Mahşer’in dört atlısı figürü ve piramit
sembolü ile bütünleştirilince, Kadim literatürde Yahve
olarak geçen, Allah’ın Yasaları’nın Yeryüzünde Tezahürü
veya bu yasaların yeryüzünde egemen olması zamanının
gelmesi olarak izah edilebilir ki bu da Uyanışı ve bilinç
değişimini simgeler.
|