“İnsanın
kendi nefsine karşı açmış olduğu mücadele erdemlerin en
büyüğüdür.” (Wagner)
Yedi,
tamamlanmışlığın, bütünlüğün, birliğin, göksel uyumun,
devriliğin, tekamülün mükemmel düzenin, Göksel Yönetim’in
İşlevselliği’nin sembolü olarak bilinir. Tam bir periyodu veya
siklusu ifade eder. Eril olan üç ile dişil olan dördün
evliliği olarak da ifade edilebilen yedi sembolünün, dünyanın
meydana getirilişini de sembolize ettiği görülmektedir.
Yedi, dünya ve bedenle birlikte hem ruhsal hem de dünyaya ait
olanı kapsayan ilk sayı; evrenin sayısı ve makrokozmostur.
Güvenlik, korunma, huzur, bolluk, yeniden birleşme, sentez ile
ilişkilendirilen yedi aynı zamanda bakireliğin sayısıdır.
Güneşin yedinci ışını insanın bu dünyadan bir sonrakine
geçtiği yoldur. Bu yedi aşamayı tamamlayanlar, sonsuzluk
kapısını çalarak dünya ile ilgili aşamaları geçip bir
sonrakine hak kazanırlar. Yedi gün, oruç ve tövbe periyodudur.
Herhangi bir sayının yedinci gücü Philo’ya göre hem karedir
hem de küptür, dolayısıyla da büyük öneme sahiptir. Üçlünün ve
dörtlünün birliğini kapsar ve dolayısıyla ona sıra dışı bir
değer bahşedilmiştir. Uzayın yedi yönüne (yani varoluşla
ilgili altı boyut ve bir de merkez), aynı zamanda üçgenin
karenin üzerine konulmasıyla (gökyüzünün dünyanın üzerinde
oluşu gibi) karenin üçgenle birleşimine tekabül eder.
Görünenin ardındaki görünmeyen yedi sayısı ile yeryüzünde
tezahür eder. O nedenle de Yönetim Mekanizmalarının sayısıdır
ve Ruhsal Yönetim Kadroları insanları ikili dengeler içinde
sınadıklarından, iki yönlüdür. Yedi, müzik notalarının temel
serisini oluşturan sayıdır ve aynı zamanda renklerin ve
gezegenlerin olduğu gibi onlara tekabül eden tanrıların; aynı
zamanda cezası ölüm olan günahların ve bu günahların zıddı
olan olumlu eylemlerin sayısıdır.İyilik ve kötülük, yin ve
yang ikilemi sadece Tanrısal Makamlar’da asıl tekliğine ve
birliğe kavuşur, onun dışında insan için her zaman kötülükten
korunmak ve iyiye yönelmek asıl yapılması gerekendir.
Ezoterik tradisyonlarda ve Herman Hesse gibi gizemci
yazarların romanlarında sık kullanılan ve yedi harften oluşan
gizemli Abraxas ismi bu Tanrısal ikilemi, Tanrı’nın iyi ve
kötüyü aynı anda barındırdığını ve insanın iyiyi kendi özgür
iradesiyle ve isteyerek seçmesi gerektiğini anlatmaya çalışır.
O nedenle de özgür irade ile seçilen kötünün yaşanması da
kaçınılmaz olmakta ama özgür seçim nedeniyle tüm getirilerine
katlanılması da bir karma olarak kişinin karşısına
çıkmaktadır.
Yedi
Katlı Yol, ruhsal öğretiler dünyasında çok yaygın bir
semboldür. Flaman Ezoterizmci Ruysbroek ruhsal yükselişin yedi
basamağıyla, İranlı şair Attar onikinci yüzyılın sonlarında
ruh kuşlarının 7 vadi boyunca süren yolculuğuyla, Iraklı Sufi
Nuri ruhsal kalenin yedi duvarını betimleyerek ya da Avilalı
Aziza Teresa yedi içsel kaleyi görselleştirerek bu görüşü
ifade ederler. Yolun bütün bu betimlenişlerinin arkasında,
eski Yedi Cennetsel Gök boyunca yükseliş fikri yatar.
Yedi
kozmik aşama, yedi gök, yedi cehennem, yedi ana gezegen,
evrenin devriliği, güneşin ışınları, insanın yaş dönemleri,
bilgelik sütunları, gökkuşağının ay bölümleri, haftanın
günleri, müzik notaları, dünyanın harikaları vs. gibi
sembollerle ilişkilendirilir. Ayrıca yedi rüzgar, yedi deniz,
yedi iklim, yedi yaş, yedi çöl, dünyanın yedi harikası ve yedi
bilge insan vardır. Hydra’nın yedi başı vardı ve Ajax’ın
kalkanı yedi kattı. Yedi dağın arkasındaki yedi cücenin
unutulmaması gerekir. Bir Arap atasözü, asla fazla alınmaması
gereken yedi şeyden bahseder: “İyi yüreklilikle önerilen
ekmek, kuzu eti, soğuk su, yumuşak elbise, güzel koku, rahat
yatak ve benzeri güzel gelen her şey”.
Yedi, üçten sonra Orta Doğu’nun kadim uygarlıklarına ait
kutsal sayıların en önemlisidir. Sayı, 28 günlük ayın dört
haftaya bölünüşünden ya da yedi gezegenden (Güneş, Ay, Mars,
Merkür, Jüpiter, Venüs ve Satürn) ortaya çıkıyor denebilir.
Yedi, dört elementi kuşatan ve duyusal güçlere karşılık gelen
maddi dörtlemeyle (hava=zeka, ateş=istenç, su=duygular,
toprak=ahlak) birlikte yaratıcı ilkelerin üçlülüğünü (aktif
zeka, pasif bilinçaltı ve işbirliğinin düzenleyici gücü)
içerir. Yedi aynı zamanda yedi güzel sanatın trivium ve
quadrivium’a bölünmesinin de temelini oluşturur.
Düalite prensibinin geçerli olduğu oluşumlarda yedi rakamı
yerine çifti olan ondört sayısının esas oluşturduğu
görülmektedir. Bu yüzden düalitenin dikkate alındığı kimi
tradisyonlarda yedi rakamı çift olarak, yani ondört olarak
ifade edilir. Örneğin Eski Mısır tradisyonunda Osiris’in
bedeninin ondört parçaya ayrıldığı bilgisi vardır. Benzer
şekilde Grek tradisyonunda da Zagreus’un bedeninin yedi ya da
ondört parçaya ayrıldığı bilgisi bunmaktadır.
Çin
ve Sufi tradisyonlarında kalbi gelişimin yedi süptil derecesi
bilgisi vardır. Simyada, Eski Mısır’da, Budizm’de, Mitraizm’de
yedi basamaklı merdivenden sözedilir.
Bir
kaynağa göre, yedi notalı gamın ilk oktavının oluşturduğu
müzikte ve kimyasal elementlerin sıralanışında düzenli
yineleniş her zaman yediyle bağlantılıdır. Kadim bir düşünceye
göre insanın gelişmesi yedi ve dokuz dönemde gerçekleşir.
İskenderiyeli Philo, ilk yedili dönemin sonunda insanın süt
dişlerinin yerine gerçek dişlerinin çıktığını, ikinci yedili
dönemin sonunda ergenliğin başladığını ve üçüncü yedilide
gençlerin sakallarının çıktığını söyler. Dördüncü yedili
yaşamın yüksek noktasıdır, beşinci evlilik zamanıdır. Altıncı
yedili düşünsel olgunluk gerektirir, yedinci yedili ise akıl
aracılığıyla ruhu yüceltir, sekizinci hem zeka hem de aklı
mükemmelleştirir ve dokuzuncu tutkuları yumuşatır, adalet ve
ölçülülük yolunda ilerler. Onuncu yedili ise insanları ölüme
hazırlar. İncil’in 90. Mezmur’unda şöyle söylenir: “Yılların
günleri yetmiş yıldır”.
Çeşitli
Tradisyonlarda
Yedi başlı ejderha ya da yılan Mayalar’da Hindistan’da,
Pers’te, Uzak Doğu’da, özellikle de Kamboçya’da, Kelt ve
Akdeniz Mitleri’nde ortaya çıkar. Ezoterik tradisyonda Yedi
Başlı Ejderha, insan egosunun 7 yönünü, enerjileri yükseltmeyi
ve içimizdeki yedi başlı canavarı yenmeyi simgeler. Bazı
tradisyonlar bu yedi başlı ejderhanın hep bizimle olduğunu ve
eğer dikkatli olmazsak başlarının sürekli yenilenerek,
ruhumuzu ele geçirdiğini söylerler ve insanın kendini
geliştirmeye yönelik çalışmalarının yaşam boyu süreceğini
ileri sürerler. Olumlu ve olumsuzu çift olarak bir arada
barındıran yedi sembolünün iyiyi ve kötüyü aynı anda kendinde
barındıran Tekliğin yani İlahiliğin sembolü olduğu belirtilir.
O nedenle de, Yönetim Kadrolarının İşleyişinin de sembolüdür.
İnsana mükemmelliğe gidişi işaret eder ama önce kendi içindeki
yedi başlı ejderi yenmesi gerektiğini anlatır. Ancak en üst
boyutlarda yani Tanrısallık katında bu ikilik tekliğe kavuşur.
İnsan için daha yürünecek çok yol vardır. Yedi ayrıca üç
boyutlu haça da tekabül eder ve acının, acı çekmenin
arınmadaki çok önemli rolünün sembolüdür.
Simyada
Çalışma’ya dahil olan yedi metal vardır. Astrolojide Büyük
Ayı’nın yedi yıldızı değişmez, yani tüm yıl boyunca tam olarak
görülür. Yedi yıldız, yedi ana gezegen, güneşin yedi ışını
vardır.
Kadim
olumsuz çağrışımları olan yedi, ikili bir yapıya sahiptir.
Olumlu ve olumsuzu aynı anda barındırır. Yedi gezegenin
sayısı, tanrıların, kahramanların (Teb’e karşı yedi) ya da
kahramanlığı ve yaratıcı bilgeliği sembolize eden bilge
adamların mitolojik figürlerinin her yeni kılık değiştirişinde
ortaya çıkar. Olumsuzluğu da barındırdığı bilinmesine rağmen
yedi genellikle olumlu ve Tanrısal güçlerle iç içe düşünülür.
Tanrı’nın 99 isminin olması da aynı anlama gelir. Birlik ve
teklik, iyiyi ve kötüyü sinesinde aynı anda barındırır ama
insan Kutsal Ruh’a yükselmek için hep iyiden yana olmalı, her
türlü kötülüğü kendinden uzak tutmalıdır. Kutsal Ruh’un yedi
armağanı yedi ölümcül günahla dengelenmiştir. Tanrı’nın
çaldığı lirin yedi, bazen de dokuz teli vardır. Romalı kilise
babası Tertullian
“yedi
katlıdır karanlığı aydınlatan kutsal ruh”
demiştir. Yedi karanlıkların aydınlatıcısıdır ama aynı zamanda
da karanlığa davet çıkaran, insanı karanlıkla sınayandır.
Yedi,
*Mandeanlar
(*Sabiiler)
için de tehlikeli bir sayıydı; bir Mandean kutsal metni yedi
baştan çıkarıcının Adem’in bütün çocuklarını baştan
çıkardığını söyler ve bu yedi baştan çıkarıcı ile mücadele
edilmeden aydınlığa çıkılamayacağını savunurdu. Aslanla
ejderin bitmeyen kavgası, iyi ile kötü arasındaki sürekli
denge olarak ele alınır. Hayat ağacı da yedi dalla sembolize
edilirdi, her dalın da yedi yaprağı vardı.
Enok, Nuh,
İbrahim, İshak, Yakub, Musa ve İsa dünyanın; yani bilgelik
evinin yedi yıldızı ya da yedi çobanıdır. Vahiy yedi döngüsel
dönemde gelir ve yedinci, son peygamberi izleyen ruhsal önder
dirilişi başlatacaktır.
İsmaili
Mezhebi’nin filozofları, ilahi yaratılış sözcüğü Kun
Fayakun’un Ol ve olur’un yedi harfindeki yedi ezeli
çeşmeden akan ilkeleri bilirlerdi; ezeli sisten önce yedi
cennet sonra da yedi yeryüzü doğdu. Yedi büyük peygamber yedi
göksel küreye karşılık gelir, her peygamberin yedi yeryüzüne
karşılık gelen döneminde yedi imam ortaya çıkar. Londra’da
Güney Kensington’daki yeni İsmaili Merkezi’nde yedigen bir
çeşme bulunur. İsmaili Mezhebi’nin görüşlerine yakınlığıyla
bilinen Basra’daki saflık kardeşliği insanlara yedi bitkisel
ve yedi ruhsal beceri atfeder. Onbirinci yüzyılda yaşamış
İsmaili Filozofu Nasir-i Hüsrev, bütün evreni maddi ve ruhsal
yedililere bölmüştür.
Budizm’de
Budizm’de,
yükselmenin ve en yüksek olana erişmenin, merkeze ulaşmanın
sayısıdır. Yeni doğan Buda, bunun son doğuşu olduğunu ifade
etmek için 7 uzun adım atar. Arınmayı yedi yıl boyunca arar ve
meditasyon için altına oturmadan önce Buda ağacının çevresinde
7 tur atar. Buda’nın adımı zamanı ve mekanı aşan yedi kozmik
aşamanın yükselişini sembolize eder. Borobadur’daki yedi
hikayeli Prasada kutsal bir dağ ve axis mundi’dir* (*Evrenin
merkezi anlamına gelir. şamanistik kökenli türk mitolojisine
göre ise, dağlar ve ağaçlar axis mundi olarak kabul edilir).
Son noktası Aşkın Kuzey’de biter ve o nokta Buda’nın
gerçekliğine ulaşır. Budist cennetin 7 terası vardır ve yedi
dinsel iş bu hayatta inanana meyve verecektir.
Çin’de
Çin’de
çok kullanılan ejderha motifi, yedi başlı ejderle
bütünleştirilerek pek çok yerde hem arınmanın hem yükselişin
ve hem de inisiyatik öğretinin, içsel yolculuğun, nefsin
ateşini söndürmenin sembolü olarak kullanılır.
Çin,
Japonya ve çeşitli Uzakdoğu tradisyonlarında olumsuzluğu
simgelemekten çok, enerji akımlarını belirtir. Çeşitli
cinslere ayrılan ejderler vardır. Çin ezoterik bilimlerinde
‘Feng Shui’de ley hatlarına ejder yolları’ denir ve Chi
enerjisinin yang akımı mavi ejderle simgelenir.
Kutuplaşma
gösteren enerjiler gerek Doğu gerekse Batı
tradisyonlarında, genellikle ‘Kadüse’yi andırır tarzda,
birbirleriyle mücadele eden iki ejder veya yılanla
simgelenir. Sembolizmde düalite prensibi ejder ve yedi sayısı
ile de ifade edilir. Gök ile Yer arasında biri inen, biri
çıkan iki enerji akımından söz edilir. Uçan kanatlı ejder
veyerde yürüyen ejderle sembolize edilir.
Çin
tradisyonuna göre eski ay takviminde 7. ayın 7. günü büyüyen
yarımayın günüdür ve bugün de kutlanan bayram özellikle
kadınlar ve genç kızlar için Çin yılının en önemli bayramıdır
çünkü her ne kadar kadim Çin’de çift sayı olmayan yedi
sayısının, eril prensip olan yang ile özdeşleştirilmesi
beklense de kadın organizmasının ritmik gelişimi yedi sayısını
temel almıştır, dolayısıyla sayı kadın hayatının yaş
dönemlerini belirlemede kullanılırdı: 2*7 yaşında olduğunda
yin yolu başlardı ve 7*7 olduğunda bu sona ererdi. Çin’de yedi
gezegen sayısı, sadece beş gezegeni içeren ve olasılıkla
Hindistan’dan gelmiş olan daha önceki sisteme (Mars, Merkür,
Jüpiter, Venüs ve Satürn) nazaran daha az öneme sahipti.
Hristiyanlık’ta Hıristiyanlıkta Tanrı, yaratılışın altı ışının merkezindeki
yedinci ışınla temsil edilir. Yedi ayin, ruhun yedi armağanı,
teolojik ve temel erdemlerin yedi tanesi (3+4 olmak üzere)
vardır, ölümcül günah, Araf’taki yedi sıra veya dağ, yedi
sosyal bilim, gezegenleri kapsayan kristal küreler, büyük
peygamberler, Varlığın Melekleri, İsa’nın kovduğu kötülükler,
Meryem’in sevinçleri ve ıstırapları, Hıristiyan aleminin
uğrunda mücadele verdikleri, erken dönem kilise konseyleri ile
ilişkilendirilir. Yeni Ahit’te yetmiş kere yediye kadar
bağışlamaktan sözedilir (Matta 18:22). Yedi, Meseller’de
Bilgeliğin Yedi Sütunu olarak övülür (9:1) ve Zekeriya Rabb’ın
Yedi Gözü’nden bahsettiğinde bu simgeyi Tanrı’nın her yerde
bulunuşunu ve her şeyi bilişini vurgulamak için kullanır. Yeni
Mükemmellik sayısı olan yedi, Tanrı’nın dinlenme günüdür ve
aynı zamanda da zamanın geçişine işaret eder, çünkü İsa’nın
sekizinci günde dirilişiyle sonsuzluk başlamıştır.
Yahudilik’te -Kabala’da
Yahudilikte bu tradisyonel sayı
*Menorah’ın
(*Yedi kollu şamdan)
yedi kolunda yankılanır. Kabala’da yedi kollu şamdan
Gökyüzünün Yeryüzünü yedi aşamada, yedi ayrı organizasyonda
yönettiğini ve Göksel Yönetim’in yedi ayrı aşamasını anlatır.
Eski Ahit’teki ünlü bir “yedi sahne” de aynı zamanda ilahi
öfkeyle ilişkilendirilir: Yedi rahip yedi koç boynuzuyla
Jericho’nun duvarlarını yedi günde çevirmiştir. Yedinci günde
onlar kenti yedi kez kuşatmışlar ve Yahudiler bir savaş
çığlığı atmış ve ardından Jericho’nun duvarları düşmüştür.
Eski Ahit’te Baalam’ın yedi sunağı, kurban edilecek olan öküz
ve koç vardır, Jordan Nehri’nde yıkanan
*Naaman
(*Tekvin’de
geçen bir karakter)
zamanları,
*Samson’un
(*Tevrat’ta
bahsi geçen bir karakter)
sınırlarının sayısı, yedi kez hapşıran Elisha tarafından
ölüyken diriltilen çocukla, yedinci dağdaki sandıkla
ilişkilendirilir, ayrıca güvercin yedi günden sonra
gönderilir. Yedi, Yahudilik’te okült zekanın, görünenin
ardındaki görünmeyen zekanın sembolüdür. O nedenle yediye
ihtiyatla yaklaşılması ve ondan sakınılması da gerekir.
Görünmeyen zeka ciddi ve hafife alınamayacak olan zekadır.
Yahudi yılında yedi büyük kutsal gün vardır. Mabedin inşası
yedi yıl sürmüştür, bilgeliğin yedi sütunu vardır.
“Yahova’nın sözleri saf sözlerdir, yedi kere saflaştırılmış
saf gümüştür,” der onikinci mezmurun yazarı ve bu kelimeler
Kabalacılara Kitabı Mukaddesin kelimelerinin daha derin yorumu
için ilham kaynağı olur. Bu şekilde sukkot*ta
(* sukkot:
Yahudilerin çıkış sırasında çöldeki yolculuklarını andıkları
bir bayram)
oturmak için tavsiye edilen yedi gün, yaratılışın yedi günü
ile ilgilidir ve Zohar’a göre Kabala’dakiyedi alt sefirot
İbrahim, İshak, Yakub, Musa, Harun, Yusuf ve Davud şeklinde
tarihsel tezahürlerle bağlantılıdır.
Aynı
şekilde yedi yıl süren Süleyman Mabedi’nin binası Mabed’e
tekabül eden “sefirah binah” (Yüksek Akıl) da içine
alan yedi alt sefirot ile mecz edilir. Bu alt sefirot’un
yedincisi (onuncusu dalih) Şekine’dir, buna Sabbath Queen
(Yedinci Gün Kraliçesi) denir ve Zohar’ın açıkladığına göre
yedinci asli güne tekabül eder.
Yedinin her
içermesi gibi Süleyman’ın Meselleri de Bilgeliğin yedi
sütununu över (9:1) ve Zekeriya Rabb’ın yedi gözünden söz
ettiğinde bu imgeyi Tanrı’nın her yerde hazır ve nazır olması
ve her şeyi bilmesini hatırlatmak için kullanır. (Zekeriya
4:10).
Yedi İlahi
Göz kavramı sanki Tanrı’nın onlar vasıtasıyla dünyaya baktığı
gözler olan yedi büyük veli ile bağlantılı olarak sonraki
dönemde Tasavvufta yeniden ortaya çıkar.
Mısır’da Mısır’da
kader tanrıçaları olarak yedi Hathor vardır ve Hathor
Rahibeleri’nin yedi kavanozu vardır, Ra’nın yedi kızı yedi
tunikleri üzerine yedi düğüm atmışlardır, Ra’nın yedi şahini
yedi bilgedir, boğayla birlikte yedi inek doğurganlığı temsil
eder, ötealemin yedi evi vardır ve bu evlerin üç kat yedi
kadar girişleri vardır. Bu sayı Osiris için kutsaldır.
Mısır’da cennete giden yedi yol ve yedi cennetlik inek vardı
ve bu sayının ikiyle çarpılması sonucu elde edilen ondört yer
ölümün diyarındadır. Bir geç dönem *demotik metinde (*Mısır
hiyerogliflerinin halk yazışmalarında kullanılan türü) Osiris
yer altı dünyasının yedi salonunda babasını dolaştırır. Mısır
Tradisyonu’nda esiri okyanus Nun’da yüzen Ra’nın kayığında
yedi ilah vardır. Osiris’in, ışığın yedi derecesi denilen yedi
basamaklı merdiveni vardır.
Hinduizm’de Hinduizm’de
Brahmanlar’ın Yedi Mücevheri ve tufandan önce yedi tanrısı ve
onları koruyan yedi bilge adam vardır. Yedi, Hindistan’da
yaygın bir kullanıma sahiptir. 3 ile birlikte Vedalar’da en
sık kullanılan sayıdır.
Ateş
Tanrısı Agni ile ilişkilidir. Ateş arınmanın sembolüdür.(Bknz.
Ateş Sembolü) Agni’nin yedi eşi, annesi ve kızkardeşi; yedi
alevi, ışığı, dili vardır ve ona yedi katlı şarkılar adanır.
Güneş tanrısının yedi atı arabasını gökler boyunca çeker.
Rigveda, yedi yıldızdan ve tanrıların içeceği olan cennetle
bağlantılı olan soma’dan oluşan yedi dereden sözeder. Fırtına
ve yağmur tanrısı İndra yedi katlıdır ve dünya yedi kısımdır,
mevsimler yedi tanedir ve cennette yedi orman bulunur.
İslam’da
Tasavvuf’ta Sufizm’de İslamda ilk
mükemmel sayıdır. Yedi gök, yedi iklim, yedi dünya ve deniz,
yedi renk, yedi peygamber, kalbin yedi aktif gücü, hali ve
yedi durağı vardır. Kabe yedi kez tavaf edilir ve bu Tanrı’nın
yedi özelliğini temsil eder. İslam yedi sembolünün önemini pek
çok yerde vurgulamıştır; örneğin Kuran’a göre Allah cenneti ve
dünyayı yedi katlı yaratmıştır. Kuran yedi anlamlıdır ve
namazdaki bir rekat yedi bölümden oluşur. İslam’ın ezoterik
yorumlarında İlahi isimlerin taayyünlerinin sureti olarak
açıklanan, aşkla kendinden geçmiş yedi melek vardır.
Mesnevi’de
yedi yıldızın yedi aklından sözedilir. Tasavvuf yolunda yedi
makam veya yedi vadi, dünyanın pek çok yerindeki mistik
tradisyonlarda yaygındır. Yedi, manevi üç ve maddi dördün
ideal bir birleşimidir ve bu nedenle en mükemmel hayat yolunu
işaret eder. Yediyle kutsanan kişi, mükemmel hayat yolunu
bulmuş demektir.
*Salik’i
(*Tasavvuf yoluna giren
öğrenci)
nihai amacına ulaştırmak için gereken yedi aşama, cehennemin
yedi kapısı vardır. O kapıların her birini tek tek açmak
gerekir.
Geç dönem
Sufilik, ezoteristlerin ruhsal güçlerini üzerinde
yoğunlaştırdıkları bedenin yedi hassas noktasından sözeder,
bunlar Hint ezoterizmindeki yedi şakrayla paraleldir. Sufiler,
incelme yoluyla derin düşünmeye dayanan duaları sırasında
şuurun daha yüksek düzeylerine erişebilirler. Bu incelik,
Tanrı’nın Adem’den Muhammed’e kadar kendini yedi büyük
peygamberde dışa vuran yedi temel niteliğiyle iş görür. Yedi,
Sufilerin özellikle önem verdiği bir sayıdır. Göksel küreler
“yedi değirmen” ve büyük ayı takımyıldızı “7 taht” olarak
bilinir.
Türk
tradisyonlarında Uygurlar’ın yedi kutsal kenti vardır.
İstanbul yedi tepelidir. Altaylarda tahtı yıldızlarda olan
Ülgen’in yedi oğlu vardır. Kuzey Asya’da insanın yedi canının
olduğu kabul edilir. Ayrıca yedi başlı ejder sembolü de Türk
tradisyonlarında rastlanan bir semboldür. Sibirya ve Yakut
Şamanizmi’ne göre dünya dağı yedi katlıdır. Gökler ve yer yedi
katlıdır.
Tufan ve
tufanda kullanılan gemi de yedi sembolü ile ilişkilendirilir.
Örneğin Tevrat’ta gemiye her saf hayvan türünden yedişer tane
alınır. Gemi yedinci ayın yedinci günü Ararat Dağı’nın
tepesine ulaşır. Nuhun Gemisi yedi bölmelidir. Kalde ve Hint
Tradisyonları tufanın yedi gün sürdüğünü belirtir.
Mitraizm
Kültünde Yedi,
Mitraizm kültünde de önemli bir role sahip olmuştur. Mitras
bir İran güneş tanrısıdır. Mitraizm Gizemleri’nde ruh, yedi
gezegenin yeraldığı gök yoluyla ilahi varoluşa yükselmiş
düşüncedir. Bu yükseliş, sembolik olarak her usta olacak
kişinin geçmesi gereken yedi kapıyla temsil edilir, arınmanın
da sembolüdür, her kapıda giysinin bir parçasını bırakmak
dünyevi niteliklerden art arda kurtulmayı sembolize eder. Bu
sembolizmin kökenleri İştar’ın yer altı dünyasına gittiğinde
yedi kapının her birinde bir giysiyi bıraktığı kadim Babil’e
kadar uzanır. Yedi kat aşağı inerek, yedi katı yukarı çıkılır.
İnsanın kendi iç varlığında yaptığı yedi aşamalı derinleşmenin
sembolüdür ve herkes bu inişi ve sonra da çıkışı yaşayarak
yükselir. Mitras Gizemleri’nde ustalar en sonunda çırılçıplak
ve bütün maddi sıfatlardan kurtulmuş, ruhsal dünyada yeniden
doğmaya hazır olarak sekizinci kapıya, Işık Kapısı’na
ulaşırlar. Bu kültle bağlantılı olan kefaret ve arınma
ayinleri ayın yedinci, ondördüncü, yirmibirinci ve
yirmisekizinci günleri düzenlenirdi. İnsanın yıldızlı göksel
kürelere yükselişine ilişkin kadim görüşleri gibi, Mitras
kültüne kabulün yedi derecesi de Hıristiyan yedi katlı araf
kavrayışı temelinde biçimlenmiştir, ama daha da önemlisi
bunlar genel olarak kabul edilmiş olan gizemli yoldaki yedi
basamak kavramının habercisidirler. Sibirya Şamanları’nda da
benzer bir sembolizm mevcuttur. Şaman ayinlerinin dayandığı
kozmik kutupta yedi kesik vardır ve Samoyed Şamanı görevini
üstlenmeden önce yedi gün yedi gece bilinçsizce yatar…
Zerdüştlük’te-
Pers Tradisyonun’da Kadim
Pers’in dini olan Parsilik’teki yedi ölümsüz aziz, yüksek
ruhlar (Amesha Spentas) olarak adlandırılırlar; bunlar
iyi niyet, yüksek adalet, özlem duyulan Tanrı’nın Krallığı,
alçakgönüllülük, mükemmel sağlık, yenilenmiş ölümsüzlük ve
şuurlu itaat’tir. Yedinin önemi kadim Zerdüştçülük’te açıkça
kabul edilmiştir. 6 Amesha Spentas, yani 6 kılavuz ruh,
adalet ve iyilik tanrısı Ahura Mazda’nın bütünlemesiyle bir
yediliyi oluştururlar. Pers tradisyonuna göre Dünya Dağı’nın
tepesinden akan ırmakların ayırdığı yedi alan, ateşin yedi
biçimi, Agni’nin Yedi Işını vardır.
Mayalar’da Maya
tradisyonunda göğün yedinci katından inen uygarlık getiren
kahramanların babaları olan yedi Ahpu, insan kalbini
simgeleyen “yedi” adındaki ilahe ve yedi ışınlı taç vardır.
Kolomb öncesi Amerika’da Mayalar göğün yedi katlı olduğuna
inanırdı.
Sümer-Akad-Babil’de Sümero-Semitik
tradisyonda haftanın yedi ay bölümü ve günü vardır. Dünyanın
yedi bölgesi vardır, gökyüzü ziguratın düzlemleriyle sembolize
edilir, hayat ağacının yedi dalı vardır ve bunların her
birinin yedi yaprağı, cehennemin yedi kapısı, Tiamat’ın
yedi şeytanı ve kendisini yok edecek yedi rüzgarı, yedi mühür,
yedi inanç vardır. Sümer ve Akad metinlerinde yedi noktayla
simgelenen ve boğa takımyıldızını oluşturan yedi şeytanın
olduğu söylenir. Yedi
basamaklı olan Sümer Kralı Gudea’nın tapınağına yedi göksel
kürenin ziyaretçisini hatırlatmak
için dünyanın yedi bölümünün evi denilirdi.
Babil’de yedinin
bolluk ve bereket sembolü olduğu düşünülürdü. Kadim Babil
Ziguratı, basamaklı piramiti yedi katlıydı. Ayrıca kadim
Babil’de sıcak mevsimlerde yedi burç görülemezdi, yalnızca beş
tanesi ufkun ötesinde görülebilirdi. Bu görülemeyen yedi
burcun kötü ilkenin diyarına gittiğine inanılırdı ve bu
nedenle yedinin tehlikeli ya da olumsuz bir sayı olduğu
düşünülürdü. İnsanın aydınlatılması gereken yedi karanlık
yönünü simgelediği söylenir, Babil’de gezegenlerin sayısı
olarak bilinirdi.
Dogon ve
Bambara Tradisyonlarında
Dogon
ve Bambara tradisyonlarına göre yedi, İlahi Kelam’ı ve
galaksilerin yaratılmasını sembolize eden temel bir sayıdır.
Maya, Dogon ve Bambara tradisyonlarına göre İlahi Kelam’ın
telaffuzu yedilidir. Yedi, insanın ve evrenin rakamı olarak
kabul edilir, ayrıca üç ve dört sayılarıyla olan
bağlantısından dolayı piramit geometrik formuyla
ilişkilendirilir.
Avrupa’da Ortaçağ
Avrupası’nda yedi sayısının seriler halinde kullanımı tercih
edilirdi: Kutsal Ruh’un yedi armağanı (Gotik çağda
Güvercinlerle temsil edilir), yedi erdem, yedi sanat ve bilim,
yedi ayin, insanın yedi yaş dönemi, yedi ölümcül günah,
İsa’nın duasındaki (*Lord’s Prayer, İsa’nın öğrettiği dua)
yedi dilek. Yedi kilise, yedi boynuz ve kuzunun gözleri,
ejderhanın yedi başı, “Yedi Mühürle Mühürlü” kitabındaki
Tanrı’nın gazabının yedi şişesi vardır.
Alman
tradisyonunda, uyumsuz, sürekli olumsuz konuşan evli kadınlara
“yedi şeytan” denir. Bu kullanımın kaynağı ise bir kişinin
horoskopunda evlilikle ilişkili olan “yedinci ev”den
kaynaklanıyor olabilir; yedinci evin olumsuz yönünün evlilikte
çatışmayı içermesi olduğuna inanılırdı.
Grek
Tradisyonunda Grek
tradisyonunda Styks Irmağı spatyomun çevresini yedi kez
dolaşır. Orfe ve Apollon’un Liri’nin yedi teli, Pan’ın
flütünün yedi deliği, yedi Hesperidler, Pisagor’un yedi
müzikal notası (titreşimi), Platon’un kürelerin müziğiyle
ilişkilendirdiği yedi göksel Siren vardır. Greko Romen
tradisyonunda yedi sayısı, lirinin yedi teli olan Apollon için
kutsaldı, ayrıca yedi Athena/Minerva ve Ares/Mars için de
kutsaldı; Pan’ın yedi piposu vardır, Yunanistan’da yedi Bilge
Adam vardır. Pisagor İnisiyasyonu’nda içindeki üçün gökyüzünü,
dördün dünyayı temsil ettiği kozmik bir sayıdır, mükemmelliği
sembolize eder.
Pisagorcular 7’ye dönüm noktası derlerdi. Bu dönüm noktasına
gelen kişi, ruhsal olarak kendisiyle karşılaşmak ve mükemmel
olana yükselmek ister ama içindeki diğer yedi nokta ile de
mücadelesi şarttır. Sonuçta elde edeceği şey mükemmelik olduğu
için de bu zorlu mücadeleye isteyerek katılır.
Japon
Tradisyonunda Japon
Tradisyonu’nda yedi ilah ve inisiyatik törenlerde yedi oktan
oluşan köprü olarak geçer. Japonya’da yaygın bir inanca göre 7
tanrı iyi şans getirir. Afrika’daki Pahouin
tradisyonunda yaratıcının topraktan yaptığı varlığın insana
dönüşmesi için suda yedi gün kaldığı inanışı vardır.
Ölüm Kültünde Yedi, ölüm
kültünde de özel bir yer tutar. Zuo qi; yani yedi
yapmak, ölen kişinin ruhunun kendini yavaş yavaş bu dünyadan
ve akrabalarından kopardığı, ölümden sonraki dönemlerdir. Her
yedinci günde çoğu zaman
*sutra
(*Budizm'de
Gautama Buddha'nın öğretilerinden oluşan ve doğrudan Buda'nın
sözlerini aktardığı varsayılan metinlere verilen addır) okuyan
Budist rahiplerin eşliğinde bazı kurbanlar adanır ve ayinler
düzenlenir. Bu 49 gün sürer; bu sürenin sonunda ölen kişinin
ruhu spatyom hayatına tamamen geçer. Arda Viraf Name
adlı kitabında ruhun öte dünyaya yükselişi betimlenirken
Viraf, hedefine ulaşmadan önce yedi gün yolculuk yapar.
Astrolojide Astrolojide
Semavi felekler “7 değirmen” olarak ve Büyük Ayı takım
yıldızı”7taht” olarak
bilinir. Yedi gezegensel felek boyunca yükseliş fikri Kadim
Astroloji içinde büyük önem taşır ve Zodyak aslında yedili
sistem üzerine kurulmuştur. Yedi felek kavramı kadim
astrolojinin temelini oluşturur.
Kadim Tıpta Yedi, kadim
tıpta da önemliydi. Hipokratik gelenekte, yedi sayısının
hastalıkları ve bedende yıkıcı olabilecek her şeyi yönettiği
söylenir. Ruh yani insanın içindeki asli yön yani içsel
şövalye, yedi başlı ejder olan egosu ile yeterince mücadele
edemezse, ölümcül de olabilecek hastalıklarla mücadele etmek
zorunda kalır. Antikite dönemi hekimleri acı verici
hastalıkların yedi gün ya da yedinin katı sürdüğünü
bilirlerdi. Majik yöntemler kullananların ortaya çıkardığı
hastalıklardan kurtulmanın genelde yedi yıl sürdüğü
düşünülürdü. Onyedinci Yüzyılda Sir Thomas Brown’a göre her
yedi yıl yaşamda bedenin ya da zihnin, bazen her ikisinin de
doğasında bir değişiklik yapardı. Arap hekim ve filozof Ibn
Tufeyl’in yazdığı bir romanda “yabani bir ortamda tek başına
yetişen kahraman yedi yıllık aşamalarla ahlaksal ve ruhsal
mükemmelliğe ulaşır” denilmektedir. Sözde Hipokratikler ise
şöyle söylerler: “Yedi sayısı okült güçlerinden dolayı her
şeyi varlığa geçirme eğilimindedir. Hayatın eczacısıdır ve
bütün değişimlerin kaynağıdır; ayın kendisi de her yedi günde
bir biçim değiştirir.
Yedi Başlı Yılan (Ejderha) Yedi
başlı yılan, inisiyatik yoldaki 7 zorlu sınavı simgeler. Aynı
zamanda cehenneme iniş denilen inisiyatik deneyim sırasında
inisiye adayının mücadele etmesi ve yok etmesi gereken karmik
tortularını, menfi tesirleri, nefsaniyetini simgeler. Bu
sembol Türk tradisyonlarında yedi başlı ejder olarak ifade
edilmiş, ejderha sembolü ile simgelenmiştir. Doğu Ekollerinde
özellikle Tibet ve Çin’de yedi başlı ejderha simgesiyle, iç
yolculukta olan kişiye, bu aşamaları geçtikten sonra Işık,
Aydınlanma ve İlahi Kelam’a kavuşma, Evrensel Yasalar’la ahenk
içinde yürüme müjdelenir. Dejenere olmadan önce kadim
zamanlarda özellikle Tibet ve Çin’de bu sembolü simgeleyen
özel okullarda inisiyeler eğitim görürler, ejderhayı yendikten
sonra asıl bilgi ile karşılaşırlardı. Daha sonra bu kıymetli
okullarda, bazı majik etkilere yenik düşerek, yedi başlı ejder
sembolü saptırıldı, kişinin kolay yoldan sonsuzluğa açılmasını
simgeleyen bir sembole dönüştü.
Yedi başlı
oluş, hem bu mücadelenin zor olduğunu, hem de arınma işleminin
yedi planla ilgili olduğunu gösterir. Yedi plan, Göksel
Yönetimi ve idareyi de simgelediği için ruhun arınmak için
geçirmek zorunda olduğu yedi aşama ya da yedi kapıyı simgeler.
İnisiyatik arınma yolunda olan kişi bu yedi aşamayı geçtikten
sonra sekizinci aşamada, sonsuzluğu fark eder ve nefsiyle olan
sınavlarını da verdiği için Işık’la Aydınlanma ve Aydınlatma
aşamasına kavuşur, ruhu sükuna erer, fırtınalar ve iç
sıkıntılar sona erer.
Ezoterizmde Yedi
sayısı, Yüce Tesir’in üç alem olarak yayılmasını ya da üç
alemde yayılmasını esas alan tradisyonel sistemlere göre, bu
tesirin ötealem, süptil alem, seyyal alem, esiri alem, spatyom
gibi çeşitli adlarla belirtilen aracı alemdeki sembolüdür.
Sözkonusu tradisyonel sistemlere göre Yüce Tesir’in tezahür
etmemiş alemdeki sembolü üç, aracı alemdeki sembolü yedi,
tezahür etmiş alemdeki rakamı ise onikidir.
Yedi
sembolünün tradisyonlardaki ezoterik açılımları şunlardır:
Yedi,
ruhsal tekamülün, doğadaki ve evrendeki gelişimin sembolüdür.
Bazı tradisyonlarda, bazen dünya gezegeninin ötealem, süptil
alem, seyyal alem, esiri alem gibi çeşitli adlarla belirtilen
aracı alemini bir titreşimler hiyerarşisi tarzında belirtmek
ve bu titreşim alanlarıyla ilgili bilgileri açıklamak adına
kullanılmıştır. Sözkonusu aracı alem, maddenin farklı
düzeylerde titreşen enerjetik alanlarını barındırmaktadır. Bu
alemde dünyanın fiziksel ortamından başlayarak giderek
yoğunlukları azalmakta olan esiri maddelerinin, yani madenin
titreşim düzeyi giderek yükselen hallerinin sıralanması,
farklı tesir ortamlarının bir tür kademeleşmesi mevcuttur.
Buna kısaca esiri derecelenme, bu ortamlara da yedi plan ya da
yedi süptil plan denir.
Neo
Spiritüalizmde Neo
Spiritüalizm’de yedi sınavlı, yedi aşamalı eğitim sürecini ve
bu aşamalarla ilgili çeşitli bilgileri simgeler.
Spiritüalizmdeki bu aşamalar “nefis terbiyesinin yedi aşaması”
olarak kabul edilirken bu süreç, Mevlevilikte “yedi selam”,
Bektaşilikte “yedi erkan”, Ahilikte “yedi ad yedi şart”
adlarıyla bilinir. Bu aşamalarda yedi realite ya da yedi şuur
halinin açılımı sözkonusudur ki ruhsal gelişimin bu yedi
kademesinin Sufilik’teki karşılığı kalbin yedi iç zarfına denk
düşer. Şuur yedi kademede açılarak, aydınlanma gerçekleşir.
Aynı zamanda da yedili sistemler, yedili diziler halinde
oluşan periyodik değişim, tesir ve akımları ifade ettiği için
yedi değişimin kaçınılmaz sayısıdır ve yedi sayısı ile sık
karşılaşan kişi mükemmeleşmeye giden yolda bu değişim sürecine
girmiş ya da girmek üzere demektir.
Neo
Spiritüalizm’de yedi sayısı Dünya Ruhsal Organizasyonlarının
da sayısıdır. İlahi İrade ile gerçekleşen tüm ruhsal ve
fiziksel organizasyonlarda yedi sayısı ile sembolize edilir ve
matematiksel bir bağ ile tüm organizasyon ağı birbirine
bağlıdır. |