Sembolizm

WWW.ASTROSET.COM

BALIK SEMBOLÜ

Frigga’nın sembolik tahtı

  Pekçok tradisyonda yeri olmasına karşın en çok Hıristiyanlıkta yeri olan balık sembolü, doğurganlık, doğurmak, yenilenmiş ve desteklenmiş yaşam ile, yaşamın kökeni ve korunması olarak suların gücü ve su unsuru ile, Ana Tanrıça’nın tüm yanlarıyla, ayrıca anne olarak ve ay ilaheleriyle ilişkilidir. Balık, esir ve tesiri simgeleyen suda yaşar. İbranicede ve Arapçada “nun” kelimesi balık ve balina anlamına gelir. Bu sözcük Arap alfabesinde yarım daire ya da hilal biçimindeki bir yaydan oluşan harfin adıdır ve Eski Mısır’da içinde balıkların, gemilerin, kayıkların tasvir edildiği süptil okyanusun adı olarak geçmiştir.

  Schneider’e göre balık yaşamın mistik gemisidir; bu gemi bazen bir kuş bazen sadece bir balık ya da uçan balıktır ama o her zaman için ay zodyağı modelinin ardından yaşam çarkını döndüren *eğirmendir (*İplik eğirmeye yarayan alet).

  Yani balık kendi doğasına ait pekçok önemli yönü yansıttığı bir dizi anlamlar içermektedir. Schneider şunu da belirtmektedir; balık bazıları için cinsel bir anlamı içerirken bazıları için saf bir spiritüel sembolizme sahiptir. Aslında, balığın karakteri ikilidir; bobine benzeyen şekliyle balık bir tür “alt dünyaların kuşu”dur. Fedakarlığın ve gökyüzü ile dünya arasındaki ilişkinin sembolüdür. Sayısız yumurta yapabilme özelliğinden ötürü balık ayrıca doğurganlığın da sembolü olmuş ve özel bir ruhsal anlamı ifade etmiştir. Bu son özelliği ile balık Babilliler, Fenikeliler, Asurlular ve Çinliler arasında yaygın bir semboldür.
  Bazı balıkların özel karakteristiklerinden ötürü ikincil bir önemi daha vardır, örneğin kılıç balığı tek boynuzlu at ile ilişkilendirilir. Kalde halkları balık figürünü kırlangıç başı ile gösterirler ki bu da siklussal bir yeniden doğumu işaret eder ve bu da doğrudan, zodyağın son burcu olan balık burcu sembolizmiyle ilişkilidir. Balık ilk çağlarda Hıristiyanlık sembollerinden olmuş,ardından derin hayatın; başka bir deyişle görünenin ardındaki  görünmeyenin, ruhsal dünyanın sembolü olmuştur. Balık giderek kabaran yaşam gücünü temsil eder.

  Balık, ekmek ve şarap gizli dinlerin kutsal yemeğiydi ve balık yemekleri ile fedakarlık tüm tanrıların ve yer altı dünyasının tanrıçalarının ritüellerinde, suların, sevginin ve doğurganlığın ay tanrıçalarında tezahür etmiştir; örneğin oğlu Ichthys Kutsal Balık olarak anılan Atargatis gibi, ayrıca Ishtar, Nina, Isis ve Venüs’ün günleri Cuma’dır ve bu günde hem onların onuruna olması için hem de onların verimliliğinden pay almak için balık yenir.


         
Ichthys                       Atargatis                               Ishtar                                               İsis                

    Geniş anlamıyla balık psişik bir varlıktır, şuurdışındaki temel konuları kapsayan yükseltici bir gücün sağladığı nüfuz edici bir harekettir. Deniz ve *Magna Mater (*Kibele) arasındaki yakın sembolik ilişkiden dolayı bazı halklar balığı kutsal saymışlardır. Bazı Asya ritüelleri balığa tapınmayı kapsamaktadır ve bu tradisyonlarda rahiplerin balık yemesi yasaktır.

 

Kibele

  Balıklar analitik psikolojide bilinçaltını sembolize ettiği kabul edilen suda yaşadıkları için kişiliğin derinliklerinden gelen canlı materyalleri cisimleştirirler ve içimizdeki anneliğin yaşam verici güçleri ile ve doğurganlıkla ilişkilendirilirler. Pekçok kadim dinde balık sevgi tanrıçaları ve doğanın doğurganlığı ile ilişkilendirilmiştir. Balık aynı zamanda soğukkanlıdır ve sembolik olarak tutkunun ısısı tarafından yönetilmez ve bu nedenle de kurban edilen bir yaratıktır ve kutsal yemekler açısından uygundur.

  Balıklar derinlerin sessiz insanları olarak büyük oranda ürkütücü varlıklar olarak kabul ediliyor ve negatif mitlerle ilişkilendiriliyorlardı. Bununla beraber, balığın çeşitli türleri ilahi ve kutsal olarak kabul edilirdi, örneğin yılanbalığı (Heliopolis tanrısı) ve levrek (Tanrıça Neith) gibi. Bu bizim kişiliğin daha derin katmanlarına ve onların içeriklerine yönelik muğlak tutumumuzu açığa çıkarıyor; örneğin hem negatif hem de pozitif olarak algılanabilen yılan gibi. Ortaçağ hayvan hikayelerindeki efsanevi canavar balık belirgin bir şekilde derinlerde yaşayanların hem korkusunu hem de cazibesini yansıtmaktadır.

  Balıklar aynı zamanda kendini yola adayanların ve hayatın sularında yüzen öğrencilerin sembolüdür. Kuşlarla betimlenen balıklar dünya ile ve cenaze törenleri ile ilişkilidir ve yeniden doğma umudunu temsil ederler. Bazı kaynaklara göre balıkların ve yunusların üzerinde yolculuk yapan balık ilahlar ve deniz tanrılar sulardaki tüm mümkün olan hareket özgürlüğünü simgelemektedir. Aşağı yönde yüzen balık ruhun maddeye enkarne olarak daralma hareketini sembolize ederken yukarı yöndeki yüzmesi ise ruh-madde ikilisinin tekamül ederek İlk Prensibe geri dönüşünü temsil eder. İki balık dünyasal ve ruhsal güçleri temsil eder. Tek başlı üç balık, Trinite’nin birliğini ifade eder; bu sembolizm Mısır, Kelt, Hindu, Mezopotamya, Birmanya, Pers ve Fransız ikonografisinde yeralır ve kadim zamanlardan modern zamanlara dek hemen hemen evrensel bir şekilde ortaya çıkar. Birbirine dolanmış üç balık aynı zamanda Trinite ’nin sembolüdür.

Trinite /  Baba-Oğul-Kutsal ruh üclüsü

  Hıristiyanlıkta
 
Balık Hıristiyanlıkta vaftizin, ölümsüzlüğün, yeniden doğumun sembolüdür. Şarapla birlikte ele alınan kutsal balık ve bir sepet ekmek Aşai Rabbani Ayinini ve Hıristiyan Sanatı’ndaki son akşam yemeğini temsil etmektedir. Latin kilisesinde balık İsa’yı temsil etmektedir, ancak Yunan Ortodoks kiliselerinde böyle değildir. Birbirine dolaşmış üç balık Trinite içindeki vaftizi sembolize eder. Roma yer altı mezarlarındaki Erken Hıristiyan duvar resimlerinde balık Kutsal Birliği sembolize eder ve Son Akşam Yemeği tasvirlerinde balık masada ekmekle ve şarap kadehiyle görülür. Papanın mührü olan yüzük, balıkçının yüzüğü, Petrus’un mucizevi balık ağlarını çekişine ve İsa’nın şu sözlerine gönderme yapar: “Bundan sonra insan avlayacaksın” (Luka 5:1-11). Bu sembolizmle ilgili yorumlamanın bulunduğu Sadıklar Planı-Ruhal tebliğlerdeki (RM Yay.) ifadelere göre İsa Peygamber’in babası ve Rabbi diye çağırdığı Vicdan Planı’dır. Bu plan kainatın müspet, ışık, hayır, yüce, iyilik tarafıdır. Su ise bu planın fiil haline geçmiş durumu, uygulaması olmaktadır.

  O suda balık avlayabilmek, yani balıkçı olabilmekse herşeyden önce bir liyakat meselesidir. Oradaki balıkçılık sadece vicdan tatbikatı yapmak değil, böyle bir tatbikatı yapabilecek olanların yollarını aydınlatmak, kapalı olan geçitlerini açmak ve hatta onlarla onlar için mücadele etmektir.

  Balık, saldırgan tanrı tanımazların arasındayken Hıristiyanların aralarında kullandıkları gizli bir işaret oldu. Sembol erken Hıristiyan dünyasında dördüncü yüzyılın sonuna kadar sıkça ortaya çıkmıştır ve sembol ile ilgili diğer pekçok açılım daha mevcuttur. Vaftiz suyuna daldırma  sembolüneLatince pistina denir, kelime anlamı ise balık gölüdür ve İsa’nın 12 havarisinden balıkçılar olarak bahsedilir. Ayrıca balık hala bazı Yeni Yıl geleneklerinde olduğu gibi iyi şansın sembolüdür. Bir diğer yoruma göre balık “Balık Çağı”nın koşullarını içermektedir: İ.S. 7’de (İsa’nın gerçek doğum tarihi olarak kabul edilir) Jupiter ve Satürn gezegenlerinin altın kavuşumu Balık burcunda üç kez gerçekleşmiştir ve baharın başlangıcı balık burcunda meydana gelir; İsa, Balık Çağı’nın ilk tezahürü olarak kabul edilir. Balık, ekmek sembolüyle birlikte birliği sembolize eder. Spekülatif Hıristiyan Teologlar Nuh Tufanı sırasında balıkların Tanrı’nın gazabından muaf tutuldukları konusunda tartışmaktadırlar. Ortaçağ Sanatı’nda ismi Trinacria olan bir efsanevi balıkçı tek kafası olan üç bedene sahiptir ve Trinite’nin sembolü olarak yorumlanmaktadır. Balıklar azizlerin yaygın olarak bilinen amblemleridir.

  Eski Mısır’da; iki balık yaratıcı prensibin, Nil’in bolluğunun, doğurganlığın, İsis’in ve Hathor’un simgesidir. Kadim Mısır’da balık halk tarafından yeniliyordu ancak rahiplere ve krallara yasaklanmıştı. Balık sembolü, Tanrıça Ishtar’la ilişkilendirildiği haliyle dişil olanı, sevgiyi ve doğurganlığı sembolize eder. Eski Mısır tradisyonunda Ant adlı balık Ra’nın gemisinin önünde gider. Dogon tradisyonunda ise Sirius yıldız sisteminden inen gemi balık biçiminde tasvir edilir. *Nommo’nun Gemisi (*Dogon Tradisyonu’nda Sirius Yıldız Sistemi’nden Dünya gezegenine gönderilenleri ifade eder) ile ilgili bilgilerde balığın koni ya da üçgen biçimindeki kafasının Sirisu B yıldız ile gemi arasında gidip gelmekte olduğuna anlattığı gibi astronomik olarak da Köpek Takım Yıldızının diziliş şeklini gösterir.  

Nommo’nun gemisi                T yapan Köpek Takım Yıldızının Dizilişi

  Analitik psikolog E. Aeppli, sessiz, soğukkanlı balığın hayranlık uyandırdığına ve suyun içindeki çevikliğinin özenme hissi yarattığına dikkati çekmektedir. Yenilebilir dokusu et olarak kabul edilmez ve dolayısıyla bazı oruç zamanlarında yenilebilir. Şunu kaydetmeye değer ki, kadim insanlar, örneğin Aristoteles, hayata ve balıkların dünyasına karşı bilgisiz olduklarından dolayı onların tek cinsiyetli olduklarına inanırlardı ve bu da şüphesiz denizlerin bu soğukkanlı sakinlerinin sembolik yan anlamlarını etkilemiştir.

  Hinduizm’de
  Hindu mitinde tanrı Vişnu’nun insanlığın atası olan Manu’yu kurtarmak için balık formunu aldığı söylenmektedir. Vişhnu’nun ilk enkarnasyonu’na denk gelen dönemde Vishnu insanlığı selden kurtarmış ve içinde bulunduğumuz siklusun başında yeni bir ırkı meydana getirmiştir.

  Japon Tradisyonları’nda
  Japon sembolizminde; balık sevgiyi temsil eder. Japon tradisyonunda dini gelenekler dahilinde bayramlarda ölüler için yenirdi. Balık (sakama) Japon yemeklerinde temel gıdadır. Belirli balık türleri Japonya’da geleneksel sembollerdir; örneğin sazan balığı gibi, çünkü sazan girdaplar veya şelaleler boyunca yolalabilir; dolayısıyla cesaret, güç ve dayanıklılık sembolüdür. 5 Mayıs günü erkekler günüdür ve her bir evin önüne üzerinde bir sazan olan bir bayrak asılır, ayrıca her bir ilave erkek çocuk için de ipek bir sazan asılır.

  Simyada
  Balık simyada;  gizli maddenin sembolüdür. Bunun yanında simya sembolizminde bir nehirdeki iki balık suda eriyen iki madde olan sülfür ve cıvayı temsil ederler.

  Astrolojide
  Balık burcu zodyağın son burcu olduğu gibi son çağın da ismidir. Balık insanının sezme gücü son derece gelişmiştir, bu sezgiler onu gerçeklere hazırlar. Balık burcunun yöneticisi olan Neptün, su grubundan olan bu burca sezme gücü, hayaller, derin duygular ve çevreye uyabilme nitelikleri verir. Böylece ortaya son derece hassas bir burç çıkar. Balık burcu en sonuncu burçtur ve kendinden önceki bütün burçlardan bir özellik almıştır. Bu yüzden de bütün burçlarla iyi anlaşır. Balık’ta su elementi ile değişken nitelik bir araya gelir. Değişken gruptan aldığı özellikleri etrafındaki insanların duygularını anlamak ve düzeltmek için kullanır. Balıklar duygusal, hassas, anlayışlı, merhametli, fedakar, verici, yumuşak, romantik, hayal gücü kuvvetli, idealist, gizemli, sezgisel, telepatik, spiritüel, sınırsız, birleşen, bütünleşen, her şekle girebilen, hülyalı, evrensel, mütevazi, belirsiz, düzensiz, karmaşık olabilecekleri gibi aldatıcı, savunmasız, her etkiye açık, kararsız, pasif, melankolik diye adlandıracağımız hayli değişken özelliklere sahiptirler. Balık burcunun simgesindeki iki balık hem bu dünyayı hemde öteki dünyaları kavrama yeteneği verirken çift karakteri de simgeler. Bu iki balığın ayrı yönlere doğru gidiyor olması ayrıca Balık insanın dünyalar arasındaki gelgitlerini, kararsızlıklarını gösterir. Aklı ve duyguları devamlı mücadele halindedir. Bu yüzden bazen onu anlamak pek kolay değildir. Duyguları sık sık değişebilir.

  Grek Tradisyonunda
  Yunan’da sevginin ve doğurganlığın simgesi olarak Afrodit’in temsili olduğu gibi suların gücü olarak aynı zamanda da Poseidon’u sembolize etmektedir. Adonis kültünde balık, ölülere sunulurdu.  Orfe insan avlayan bir balıkçıydı.

  Yahudilik’te
  Yahudilikte; Sabbath’ın yemeğinin coena pura’sını temsil eder. Bu tradisyonda balık cennetteki kutsanmış kişilerin yemeğini, gelecekteki mutlu hayatın göksel yemeğinin sembolüdür. Yahudilerin fısıh bayramı, *adar (*Musevi takviminde şubat ortasında başlayan ay) ayındadır ki o da balık dönemidir. Kuran’da balık sembolünün verildiği bir ayette Musa Peygamber’in “yıllarca sürse de ulaşana kadar yürüyeceğim” dediği iki denizin birbirine karışmadığı bir sınır anlatılır. Bir balık tatlı ve tuzlu suların birbirine karışmadığı bu sınıra gelindiğinde dirilip suya atlar ve ardından da kaçıp kendi yoluna gider. Sadıklar Planı Ruhsal tebliğlerde (RM Yay.) bu sembolizm şöyle açıklanmaktadır: kaybedilmiş olan ve kendi yolunda giden balık sembolü Musa’nın bir devreyi *itmam edişini (*tamamlama) belli eder. bu devre doğrudan doğruya vazife devresine sıçrayıştır”.

  Çin Tradisyonu’nda
  Çince balık (yu), bolluk sözcüğüyle eşseslidir ve zenginlik simgesidir. Kadim Çin’de balık mutluluğu ve bereketi temsil eder. Çin sembolizminde bolluk ve balık eşseslidir ve sözkonusu sembolizmde balık bolluğun yanısıra zenginlikle, yenilenmeyle, krallıkla ilgili işlerle ilişkilendirilir.Bir çocuk ve balığı birlikte tasvir eden bir resim “Yüksek makamlara erişecek oğullarınız bol olsun” anlamındadır. Balık Çin tradisyonunda lotus çiçeğiyle birlikte tasvir edildiğinde “yıllarca bolluk içinde yaşayın” dileğini ifade eder. En eski Çin eserlerinde bile balık bolluğunun iyi bir hasat mevsiminin işareti sayıldığını görüyoruz.

  Çeşitli Tradisyonlarda
  Roman sembolizminde balık cenaze ile ilişkilendirilir, yeni dünyadaki yeni hayatın sembolü, sevgi ve doğurganlık niteliklerinden ötürü Venüs’ün temsili olduğu gibi suların gücü olarak da Neptün’ün simgesidir.

  İskandinav tradisyonunda sevgi ve doğurganlık olarak Frigga’nın sembolüdür. Ea rahiplerinin balık başlıkları sonradan Hıristiyan piskoposları tarafından piskoposluk tacı olarak kullanılmıştır. Ea’nın bilge oğlu Adapa, Balıkçı olarak tasvir edilir. Asur’da balık muhtemelen güneş ve ay gücünden dolayı balta ile birlikte görülür. Balığın Girit adasında da balta ile ilişkilendirildiği görülür. Fenike, Frikya ve Suriye’de balık Atargatis rahiplerinin şükran yemeğiydi. Bu rahiplerin kutsal balık havuzları vardı ve balık onlar için sevginin ilahiliğini simgelerken kısmetin de simgesi olmuştur. Gizli madde madde zıt balıklarla sembolize edilir. Mısır’da kem göze karşı balık biçimli tılsımlar kullanılır.

  Budizmde; Buda’nın ayakizi sembolünde maddenin baskısından özgürleşmenin, İsteklerden ve bağımlılıklardan azat oluşun temsilidir. Buda insan avlayan bir balıkçıdır. Kelt sembolizminde somon ve alabalık kutsal kuyularla ilişkilendirilir ve tanrılara ilişkin bir önbilginin sembolüdür. Nodon bir balıkçı tanrıdır. Tek bir balık yalnız bir insanı, yalnız bir çocuğu, bir dul kadını veya bekar erkeği tasvir eder. Bir çift balık ise biraraya gelmenin, evlliğin, doğurganlığın mutluluklarını ortaya koyar. Kwan-yin ve T’ang Hanedanının amblemidir. Karakeçi balığı kirliliğin, kinin ve doğadaki irrasyonel ve tutkulu unsurun sembolüdür. Aztek mitolojisinde yeryüzünün meydana gelişi balıkla ilişkilendirilir. Ayrıca Dogon ve Aztek tradisyonlarında ana rahminden itibaren canlının gelişim aşamaları balık sembolüyle gösterilir.

  Yeni Ruhçulukta
  Balık, bir tesir kuşağında uygulama yapmayı sembolize ettiği gibi yüksek ruhsal planlarla sürekli irtibat haline girerek o planlarla ya da o planlardan gelen tesirlerle özdeş haline gelebilmeyi de temsil eder. Yeni Ruhçuluk’ta yeri olan sembolün bir diğer açılımında da Vicdan Realitesi’ne ulaşanlar temsil edilir. Balık aynı zamanda tesirlerin ve tesir kuşaklarının kaynağı olarak kabul edilir. Esir ve tesir kuşakları su sembolüyle temsil edilir ve bazı tradisyonlarda tesir kuşaklarının kaynağı olan Ruhsal Planlar da balık ya da balık insan şeklinde tasvir edilmişlerdir. Bazı tradisyonlarda balık sembolü yeryüzü ile ötealem arasındaki irtibatı sembolize eder. 

  Balık sembolünün kullanıldığı bir diğer sembolizmde Kuran’da Yunus Peygamberin bir balık tarafından yutulması örneğine rastlanır. Bu örnekte sembolize edilen bilgide varlığın yüksek planlardan gelen tesirlerle irtibatının kesilmesi ifade edilmektedir.

  Balık sembolü bazı kaynaklarda hakikat ile realitenin karşılaştırılmasında kullanılır. İsa Peygamberin bazı sözlerinde ağdaki bir büyük balık ile iki küçük balık kıyaslanır. Burada ağdaki küçük balıklar çokluğu, koninin tabanını, düaliteyi, realiteyi; tek büyük balık ise hakikati, koninin tepesini simgelemektedir.

  Kozmik Balık
  Tıpkı balık ve ilksel canavar gibi kozmik balık da fiziksel evrenin tamamını sembolize eder. Bu sembolün en çarpıcı örneği Vettersfelde Hazinesi’nin bir parçası olan altından yapılmış olan İskit balığıdır. Kozmik balık iki farklı ancak tamamlayıcı form alabilmektedir, bunlardan ilk ve en sık görüleni hikaye türündendir, balığın üst kısmı, keskin bir çizgiyle belirlenmiş bir ufuk çizgisinin üst kısmı üst seviyenin dört varlığı, memelilerdir (bunlar geyik, at, domuz ve leopardır). Çizginin altındakiler ise alt seviyenin varlıklarıdır (balıklar ve sirenler). İkinci bir sembolik yön ise morfolojik bir karşılaştırmanın ürünüdür, örneğin kuyruğunun iki dalı iki boyunu anımsatmaktadır ve iki koyunun başını oluşturmaktadır ve kuyruğun orta kısmı ise kanatlarını açan bir kartal şeklini oluşturmaktadır. Gözleri bir ahtapotu anımsatıyor gibidir, ahtapotun kavrayıcı dokungaçları ile bakışıyla nesneleri kavrama potansiyeli benzetilmektedir. Bu durumda altın balık, dünyanın şekillenmemiş realiteler denizinde ilerleyişinin sembolü olmaktadır.

  Gemi Sembolü Olarak Balık
  Balık yeryüzünde yeni bir devrenin başlangıcının bilgisine sahip bazı tradisyonlarda gemi sembolünün yerini almaktadır. Bu kullanımıyla sembol gemi sembolünün içerdiği birçok anlamı içerir. Hint Tradisyonunda ise balık sembolü şöyle bir örnekte görülmektedir: Daha önce iyilik yaptığı bir balık tüm insanlığı yok edecek bir tufan meydana geleceğini Manu’ya bildirir ve bir gemi yapmasını söyler. (Balık Mahabarata’da Tanrı Brahma ile özdeşleşmiştir)… Manu, balığın öğüdüne uyarak bir gemi yapar. Tufan sırasında Manu, gemiyi balığın boynuzuna bağlar. Balık, gemiyi Ağ Tepesi’ne götürerek tufandan kurtarır. Tufan sona erdiğinde sağ kalan tek insan Manu’dur.

  Balık İnsanlar
  Sümer tradisyonunda ilah Enki’nin sularda olduğu söylenir. Bu ilah balık kuyruğuyla tasvir edilir ve Oannes denilen balık insanlarla ilişkilendirilir. Sümero Semitik tradisyonda balık teni, derinlerin lordu Ea Oannes rahipleri tarafından hayvan formunda bir elbise olarak kullanılırdı; Oannes aynı zamanda balık-keçi ya da balık-koç olarak tasvir edilir,Oanneslerin yeryüzünde daha önceleri yaşamış bilge varlıklar olduğu söylenir. Sümer tradisyonuna göre tufandan önce yedi bilge kişi denizden çıkıp şehirlere dağılmış ve oralarda insanlığa uygarlığı öğretmişler.

  Dogon tradisyonuna göre ise her şeyi var eden ve tek olan Amma, kainatın sevk ve idaresiyle uğraşmaz, alemimizin sevk ve idaresiyle nommo agonnolar denilen bir üçlü meşkuldür ve bu üçlü balık biçiminde tasvir edilir, ayrıca içlerinden “O-nommo” hem balık hem insan biçiminde temsil edilir. Babil tradisyonunda ise Oannes’in adı akılla donatılmış varlık anlamına gelir. Bazı tradisyonlarda ruhsal planlar balık-insan olarak tanımlanmışlardır.

 

oannes

Kaynakça

· SALT, Alparslan; Semboller; RM Yayınları; İstanbul 2006.
· BIEDERMANN, Hans; Dictionary of Symbols-Cultural Icons&The Meanings Behind Them; Meridian Printing; New York 1994.
· EBERHARD, Wolfram; Çin Simgeleri Sözlüğü; Kabalcı Yayınları; İstanbul 2000.
· CIRLOT, J. E. ; A Dictionary of Symbols; Dover Publications; New York 2002.
· COOPER, J.C.; An Illustrated Encyclopedia of Traditional Symbols; Thames&Hudson ; Slovenia, 2008.
· Sadıklar Planı-Ruhsal Tebliğler; RM Yayınları; s.410-411; İstanbul 2010

. http://www.astroset.com/bilgi/astroloji/burclar/balik.htm

Yayına Hazırlayan: Astroset Semboller Araştırma Grubu

Yayın Tarihi: 30.Nisan.2011
 
 

© Astroset 2004-2011