Haç, en kadim zamanlardan günümüze uzanan evrensel bir
semboldür. Dünyanın merkezi ve dolayısıyla da gökyüzü ve dünya
arasında bir iletişim noktası, bir kozmik eksendir,
dolayısıyla kozmik ağaç, dağ, sütun ve merdiven sembolleriyle
ilişkilidir.
Haç sembolü Hıristiyanlık sembolü olarak tanınmasına rağmen
araştırmaların gösterdiğine göre Hıristiyanlıktan çok daha
önce (onbinlerce yıl öncesinde bile) varolmuştur. İbrani
alfabesinin 22. ve son harfi haç anlamına gelir. Haç, basit
sembolik şekillerden en evrensel olanıdır ve önemi
Hıristiyanlıkta olduğu kadarıyla sınırlı değildir.
Sembol, Yaşam Ağacı’nı ve Beslenme Ağacı’nı temsil eder. Haç
aynı zamanda hem yatay hem de dikey düzlemlerde ahenkli bir
genişleme yapabilen evrensel, arşetipsel insanın sembolüdür.
Dikey eksen göksel, ruhsal ve zihinsel, pozitif, aktif ve eril
olurken; yatay eksen dünyasal, rasyonel, pasif, negatif ve
dişildir ve haçın bütünü ilksel androjeni oluşturur. Bu,
doğadaki düalizmdir ve ayrıca zıtların birliğidir ve de
tamamlanmış bir yaşam için gerekli olan insan ruhunun yatay ve
düşey eksenlerde bütünleşmesinin temsili, ruhsal birliktir.
Haç aynı zamanda ölümün kabullenilişini, acı çekmeyi ve
kendini fedayı sembolize ederken, Yüce Olan’ın da sembolüdür.
Haç, en son noktaya kadar gerilmiş, acı çekmiş insandır, aynı
zamanda maddeye düşen ruhtur. Her yönde sonsuz bir genişleme
sağlayabilirliği ile ebedi hayata işaret eder. Haç, Yaşam
Ağacı’nın kökünden akan cennetteki dört nehirden oluşur. Ana
yönleri içinde barındırır. Merkezdeki beşinci noktada birleşen
dünyanın dört elementidir. Kozmolojik olarak yukarı ve aşağı
yönler Zenit ve Nadir’dir; Kuzey-Güney ekseni
gündönümü eksenidir ve Doğu-Batı ekseni ekinoks eksenidir.
Haç öncelikle mekânsal bir oryantasyonu temsil etmektedir;
dikey olanla yatay olanın kesişimidir ve bu haliyle çoklu
ikilikleri tek ve sade bir bütünün içinde biraraya
getirmektedir. Uzantıları, bir dörtlemeyi akla getirmektedir,
hatta ortasına bir kesişim noktası eklendiğinde bir pentad’ı
(beşleme) oluşturur. Tıpkı daire gibi haç da pekçok
mandalanın, kilisenin ve tapınağın yapısında yeralır. Haçlar
geniş bir kültür çeşitliliğinin kozmolojik sunumlarında çoğu
zaman göze çarpar. Yine, içinde dört nehir akan İncil’deki
cennet resmi de bilinen görüntülerdendir. Daire içinde haç,
kozmik bağlantılarına ilave olarak yılın dört bölüme
ayrılmasının temsilidir. Haç bir kareyi eşit çeyrek dairelere
böler, tıpkı Roma kentinde olduğu gibi. Roma kentinde, tüm
Roma kamplarında ortak olan Decumanus ve Cardo caddeleri
merkezde kesişmektedir. Roma döneminden daha yakın zamanlarda
bile kentler geleneksel olarak dört eşit parçaya bölünmüştür.
Şematik Ortaçağ haritaları genelde haç şeklindedir (Haç
şeklinde değilse de T şeklindedir) ve ortalarında da Kudüs
yeralır.
Haç ortaçağ alegorisinde Y şeklindeki ağaç olarak temsil
edilir ve düğümlerle, dallarla, hatta dikenlerle tasvir
edilir. Tıpkı Yaşam Ağacı gibi, haç da dünya ekseninde durur.
Kozmosun mistik merkezine yerleştirilmiş olan bu ağaç ruhun
Tanrı’ya erişebileceği köprü veya merdivendir. Haçı yedi adım
olarak tasvir eden bazı versiyonlar mevcuttur, bu, yedi göğü
sembolize eden kozmik ağaçlarla kıyaslanabilir. Ayrıca, haçın
dikey kolunu kesen parçası zıtların birleşmesini temsil eder;
fenomenler dünyasının prensibi ile ruhsal prensibin
birleşmesinin sembolüdür. Dolayısıyla, haç ıstırabın,
mücadelenin ve şehit olmanın sembolüdür. Bazen haç T
şeklindedir, bu haç türü, zıt prensiplerin dengeye yakın
halini vurgular.
Jung,
bazı tradisyonlarda haçın ateşin ve varoluşun acı çekişlerinin
sembolü olduğunu öne sürmektedir. Bayley de, haçın ateş
sembolizmi yanını vurguluyor ve haç için kullanılan tüm
kelimelerin Büyük Ateş’in ışığına işaret eden ortak bir
etimolojik temele sahip olduğunu belirtiyor. Mısır
hiyerogliflerinde haç yaşamın veya yaşamanın sembolüdür (Nem
Ankh), ve sağlık, mutluluk gibi kelimelerin bir bölümünü
oluşturur. Haçın üst kolu kavislidir ve bazen hemen hemen bir
daireyi oluşturacak kadar kapalıya yakındır. Enel bu
hiyeroglifi şöyle yorumluyor; bu sembolün fonetik önemi
aktifliğin ve pasifliğin ve bu ikisinin karışımının bir
ifadesidir ve haç sembolü ile genel olarak aktif ve pasif
prensibin sentezi olarak uyumludur. Her kolun kartal, aslan
gibi bir hayvan başı ile sonlandığı haç, derin bir düşüncenin
sembolüdür; Kaynak’tan dışa doğru yayılan sonradan yüzeye
düşecek (yani varoluşun pasifliğinden sonradan canlılık
oluşacaktır ve, sonsuza doğru hızla yükselecektir.
Haçın aynı zamanda, elementlerin bazı özel karışımlarını
birleştirerek tek bir bireyi oluşturduğu da düşünülebilir ki
bu da haçın karakteristik olan yaşam sembolizmi içeriğini
doğrulayacaktır. Sembolün kaderi temsil ettiği de
görülebilmektedir. Evola, haçın zamanın ve mekanın yedi
yönünün bir sentezi olduğunu öne dürmektedir, çünkü formu
özgür hareketi hem sürdüren hem de yokeden cinstendir,
dolayısıyla haç Ouroboros’un antitezidir, çünkü Ouroboros
kozmosun yaratılışının ve düzenin ortaya çıkışının
sürekliliğini sağlayan ilksel, anarşik dinamizme işaret eden
ejderha ya da yılandır. Dolayısıyla, haç ile kılıç arasında
yakın bir ilişki vardır, çünkü her ikisi de ilksel canavara
karşı açığa çıkar.
Melkisedek
Erken dönem Hıristiyanları başka kültürlerdeki haç
sembollerini genellikle yanlış yorumlamışlardır, onların
unutulan Hıristiyan misyonerlerin orada yaşadıklarının
göstergesi olarak düşünmüşlerdir, tıpkı Yukatan’daki bir Maya
Kenti olan Palenque’deki “Yapraklı Haç Tapınağı” örneğinde
olduğu gibi; burada haç aslında kozmosu temsil eden bir dünya
ağacıdır. Semboller üzerine olan Hıristiyan teorileri, coğrafi
noktaların haç biçiminde yerleştirilmesini İsa’nın haçı ile
ilişkilendirir. Örneğin Book of the Cave of Treasures’da
(Hazine Mağarasının Kitabı) Nuh’un oğlu Sam, ve torunu
Melkisedek, bir Meleğin rehberliği altında, Adem’in dünyanın
göbeğine gömüldüğü mağaradan, ondan arta kalanları taşır. Ve
orada dört uç birleşir, çünkü Tanrı dünyayı yarattığında gücü
O’ndan çıkmış ve dünya dört yandan onun gücünün ardından koşar
olmuştur tıpkı rüzgar ve hafif meltemler gibi. Ve gücü orada
varlığını korumaktadır (dünyanın merkezinde); ancak dinlenmeye
çekilmiştir. Orada kurtuluşa erilecektir.
Dünya’nın göbeği olan Golgotha’ya geldiklerinde melek, Sam’a
bu yeri gösterdi… Orası dört bölüme ayrılmıştı ve dünya bir
haç şeklinde açıldı, ve Sam ile Melkisedek Adem’in bedenini
onun içine koydular… Dört bölüm hareket etti ve Adem babamızın
bedenini çevreledi, ve dış dünyanın kapısı kapandı. Ve buraya
kafatası bölgesi adı verildi çünkü tüm insanlığın başları
oradaydı…
- Ankh -
Haç, üzeri daire veya oval bir formla taçlandığında Mısır’ın
yaşam haçı ortaya çıkmaktadır (Ankh ya da crux ansata),
Ankh, tanrıların (örneğin Akhenaton monoteizmindeki Güneş
Tanrı Aton ya da Doğruluk Tanrıçası Maat gibi) ya da
firavunların sık sık ellerinde tuttuklarının görüldüğü bir
semboldür. Eski Mısırda Ankh sembolü yaşam, birlik, ölümsüzlük
ve sağlık sembolüdür. Ankh aynı zamanda İsis ve Osiris’in
birliğini temsil eder. Makrokozmik bir bakış açısıyla, yani
dünyaya olan paralelliğine bakılarak Ankh-Haçının güneşi,
gökyüzünü ve dünyayı temsil ettiği de söylenebilir.
Mısırlı Hıristiyanlar (Koptlar) Ankh’ı İsa’nın fedakarca
ölümüyle ilişkilendirerek ebedi hayatın sembolü olarak ele
almışlardır. Günümüzde ise kadim bilgeliğin mirasına sahip
çıkan grupların sıklıkla kullandığı bir amblemdir. Eril ve
dişil sembolleri birleştiren Mısır’ın Ankh’ı, cinslerin de
birliğidir. Ayrıca gökyüzü ve yeryüzünün birliği, yaşam,
ölümsüzlük, ebedi hayat, gelecek olan yaşam, gelecek olan
zaman, saklı bilgelik, yaşamın ve bilginin gizemlerine götüren
anahtardır. Üzerindeki elips şekli ebediyetin simgesidir ve
uzunluk-genişlik olarak çapraz genişlemenin, sonsuzdan mekana
olanın sembolüdür. Aynı zamanda ufkun üzerinde yükselen
güneşin sembolüdür.
Daire İçinde Haç: Güneşin değişkenliği, değişim çarkı, çarkıfelek
ilişkilendirildiği unsurlardır. Hıristiyan kilisesi genelde
haçı kilise bahçesinin dairesi içinde gösterir.
Kare İçinde Haç:
Dünyanın, stabilitenin temsilidir ve bir Çin sembolüdür.
Merkezinde Tekerlek Olan Haç:
Hinduizmde şakranın, gücün, heybetliliğin, güneşin sembolüdür.
X Formundaki Haç:
Mükemmelliğin, 10 sayısının, Aziz Andrew Haçının sembolüdür.
Bazı bilgilere göre havari Andrew bu haça gerilerek
öldürülmüştür.
Malta Haçı:
Asur’un dört büyük tanrısının sembolüdür: Ra, Anu, Belus, Hea.
Ayrıca Malta Şövalyelerinin Amblemidir.
Gül-Haç:
Uyumun, kalbin, merkezin sembolüdür.
Tau Haçı:
Yaşam Ağacı, yeniden doğum, gizli bilgelik, ilahi güç ve
kural, gelecek olan hayat’la ilişkilidir. Tau aynı zamanda
Gök gürültüsü Tanrılarının çekicidir. İsa’nın çarmıha gerildiği
haç olasılıkla bir Tau haçıdır, bu haç T harfi şeklindedir ve
bu da ilahi seleksiyonun kadim sembolüdür. Örneğin Eski
Ahit’teki şu örnek gibi: “Ve RAB ona dedi:
Şehrin içinden, Yeruşalimin içinden geç, ve onun içinde
yapılmakta olan bütün mekruh işlerden ötürü inliyip figan eden
adamların alınlarına işaret koy. Ve ben işitirken öbürlerine
dedi: Onun ardınca şehirden geçin, ve vurun; gözünüz
esirgemesin, ve acımayın; ihtiyarı, genci, ve ere varmamış
kızı, ve çocuklarla kadınları helak için vurun; fakat üzerinde
işareti olan kimseye yaklaşmayın; ve makdisimden başlayın.
Hezekiel 9:4,5,6; Vulgata: Signa Thau).
Bu işaret çekiç sembolünü andırmaktadır. Thor’un çekici,
popüler bir Alman tılsımıdır, o aynı zamanda Thor’un savaş
baltasıdır. Tau haçı, intikam ve öğütücü olarak ele
alınmaktadır. Çapa figürü, yani U şeklindeki bir hilalin
üzerinde duran bir haç, aynı zamanda bir gizli haç olarak
fonksiyon görmektedir.
İrlanda’da
bir Tau haçı
İkili Haç:
Gökyüzü Tanrısı olarak Zeus’un güneş sembolüdür. Budist
*stupalarında (*Budistlere ait kutsal yapı) da görülür ve
Kalde Gökyüzü Tanrılarına ve Ari Tanrısallığı’na eşlik eder.
Hilalli Haç:
Hilal dişil, alıcı unsur olduğu gibi aynı zamanda da dikey
eksendir ve eril bir semboldür. İkisi birlikte eril ve
dişilin, gökyüzünün ve yeryüzünün birliğini sembolize ederler.
Afrika Sembolizminde:
İlahiliğin, bir çocuğun doğumu sırasında korumanın sembolüdür.
Simyada :
Elementlerin doğal düzenini sembolize eder. *Quintia
Essentia’nın (Beşinci unsur; esir maddesi) merkezi
noktasıdır.
Kızılderililerde:
İnsan formunun, yağmurun, yıldızların, orman yangınının,
bekaretin, dört temel yönün ve dört rüzgarın sembolüdür. Haçın
kuzey kolu kuzey rüzgarının, en güçlü olanın, soğuğun, galip
gelenin, zekanın temsilidir; doğu kolu ise doğu rüzgarının,
kalbin, yaşamın ve sevginin kaynağının sembolü olurken haçın
batı kolu ruhsal dünyanın süptil rüzgarının, son nefesin,
bilinmeyene yaklaşmanın sembolüdür, güney kolu ise ateşin ve
tutkunun, erimenin ve yanmanın temsilidir. Haçın merkezi dünya
ve insandır; tanrıların ve rüzgarların çatışan güçleri
tarafından hareket ettirilir. Daire içine çizilmiş loca haçı
kutsal bir alan, bir kozmik merkezdir. Kutsal dairenin
içindeki uzayın dört boyutu, Büyük Ruhu kapsayan bütünselliği
sembolize etmektedir. Haç aynı zamanda, yataylaşarak yeryüzüne
doğru eğilen ve aynı zamanda dikey merkezi eksen boyunca
uzanarak gökyüzüne değen kozmik ağacın temsilidir.
Budizmde:
Yasalar çarkı ekseninin ve varoluş döngüsünün sembolüdür.
Çin Sembolizminde:
Kare içinde haç dünyanın sembolü olurken, daire içinde haç
göklerin temsilidir.
Hıristiyanlıkta:
İsa’nın kendini feda edişiyle kurtuluşun; kurtarmanın,
başkaları için kendini feda etmenin, acının ve inancın
sembolüdür. Hıristiyan sembolizminde haç sembolü İsa’nın haça
gerilmesinde araç oluşunun temsilidir. Uç noktada bir
zalimliğin aracı olmakla birlikte Diriliş ile birlikte ebedi
hayatın da sembolü olmuştur. Erken Hıristiyanlık döneminde haç
ancak tereddüt içinde bir sembol olarak kabul ediliyordu,
bunun da nedeni bu infaz işleminin kendine özgü biçimiydi.
Ancak zaman içinde haç tam olarak ölüm üzerinde elde edilen
zaferin sembolü olarak kabul görmüştür.
Katolik papazlarının ayin sırasında giydikleri cüppenin
üzerindeki Y şeklindeki haç, İsa’nın haç üzerinde uzatılan
kollarını ve ellerin yukarıya kalkışını temsil etmektedir.
Aziz Andrew’un haçı şehit olmayı, acı çekmeyi ve küçük
düşürülmeyi temsil eder. Ortaçağ sembolizminde İsa’nın
Haçı’nın Bilgi Ağacı’ndan yapıldığı söylenirdi. Bilgi Ağacı
Düşüş’ün sembolüdür ve sonradan kurtarılmanın da sembolü
olmuştur. Ağaç, zıt yönlerde yeralan iyi ve kötü meyveyi
taşır halde tasvir edilmiştir (bu aynı zamanda iyi ve kötü
hırsız olarak da sembolize edilir), İsa ile birlikte
anıldığında bu, *Calvary’deki (*Hz. İsa’nın çarmıha gerildiği
yer) üç haçtan ortada olanı olabildiği gibi Birleştirici Hayat
Ağacı’nın gövdesi de
olabilmektedir.
Haçın iki kolu aynı zamanda merhametin ve hükmün temsilidir ve
Hıristiyan sanatında güneş ve ay bu iki niteliği olduğu kadar
İsa’nın iki doğasını da haçın dikey-göksel olanla
yatay-dünyasal olanı simgelemek için her iki tarafta da tasvir
edilir. Çiçeklerle süslü haç ya da *cross botone
Harun’un Asası’nın filizlenişinin hem de İsa’nın yeniden
dirilişinin sembolü olarak kullanılmaktadır.
Yahudilikte (Kabalizmde):
Yahudilikte altı ışınlı haç, yaratılışın altı gününü temsil
eder, ayrıca zaman ve dünya sürecinin altı fazının sembolüdür.
Hinduizmde:
Raja’lar, varoluşun genişlemesi, dikey düzlemi sattva’ları
ya da varoluşun yüksek ruhsal hallerini temsil ederken yatay
olan ise tamas veya düşük dünyasal halleri temsil eder.
Haç aynı zamanda kutsal Ganj Nehri ve Agni’nin çapraz
şekildeki ateş çubuklarını temsil ederler.
İslamda:
Varoluşun tüm hallerinin mükemmel birliğini temsil eder hem
genişleme hem de yükselme, yatay ve düşey genişlemenin, Yüce
Kimliğin temsilidir.
Manicilikte:
Işık haçı, İsa’nın Acı çekişini, ayrıca tüm doğaya nüfuz eden
ışığı simgeler.
Meksika Sembolizminde:
Haç doğurganlıktan ötürü dört rüzgarı tasvir eder. Tlaloc ve
Quetzalcoatl’ın sembolüdür.
Platon İnisiyasyonunda:
Yaratıcının sembolüdür. Tüm dünyayı uzunlamasına ikiye bölerek
onları birbirine bağlamayı simgeler.
İskandinav ve Alman Tradisyonunda:
Thor’un çekicidir ve yıldırımı, şimşeği, fırtınayı, yağmuru ve
doğurganlığı sembolize eder. O aynı zamanda fırtına
tanrılarının gücüdür.
Sümero Semitik Tradisyonda:
Babilde hilal simgesinin eklendiği haç, ay tanrıçalarıyla
ilişkili görülür, Asurda haç güneşin parladığı dört yönle
ilişkilendirilir. Güneş haçı, aristokratlar tarafından
kullanılmaktadır. Fenikede haç yaşamı ve ölümü temsil eder.
Kaldede altı ışınlı haç yaratılışın altı gününü, ayrıca
zamanın ve dünyanın süresinin altı fazını simgeler.
Yeni Ruhçuluk’ta ve Ruhçuluk’ta:
Spiritüel bilgilere göre ruhsal dünyada kavşaklar genelde
yaşayanların ve ölülerin yollarının kesişim noktalarının
sembolü olarak düşünülür. Ruhsal bağlantı kuran kanallara
rehberleri, mümkün olduğunda kavşaklardan geçmelerini önerir.
Haç sembolünün yeraldığı tradisyonlarda haç şeklinin dört
köşesi yataylığı, yayılmayı, tezahürler alemini ya da üç
boyutlu alemi simgelerken haçın merkezinde yeraldığı
varsayılan bir beşinci noktadan çıkan eksen ise tezahürler
ötesi alemi, ruhsal dünyayı ya da dört boyutlu dünyayı
simgeler. Üç boyutlu alemdeki herşeyin kaynağı dört boyutlu
alemdir.
Haç aynı zamanda insanın kendi egosunu tanrısal yasaların
işleyişi için feda etmesini anlatır. Ruhsal kişiler, hergün
yeniden insanlığın enerjilerinin yükselebilmesi için
kendilerini feda etmekten, yolları açmak için her türlü
zorluğa katlanarak önde gitmekten vazgeçmeyen kişilerdir.
Ruhsallığın yeryüzüne inebilmesi için görev yapan ışık
işçileri günlük hayatlarında başka insanların dayanamayacağı
büyük zorluklar yaşamaktalar, yerküre düşük titreşim
seviyesinde olduğundan yüksek titreşimlere doğru ilerleyenler
zorluk olarak algılanan, bir tür kendini başkaları için feda
etme öyküsünü günlük yaşamlarında yaşarlar. Bu yaşananlara
yeni ruhçuluk açısından daha yüksek bir görüşle bakacak
olursak görürüz ki, onlar birçok kişinin gelecekte daha büyük
bir rahatlıkla bu geçişi yapabilmesi için yolu
temizlemekteler. Karşılaşılan her zorluğu aşarak bir ışık yolu
açmaktalar. Bu çalışma önemsizmiş gibi görünse de büyük
tabloda sahneyi yükselişe hazırlamaktadır. Işık İşçileri önce
kalplerinde gerçekten dünyayı değiştirirken bu değişimin
getirdiği tüm mücadelelere de içsel ve dışsal olarak
katlanarak Mesih şuurunu oluşturmakta ve birer minik kozmik
modelleme yapmaktadırlar.
|